TAJÊ Sözcüsü Sebrî: Öcalan’ın felsefesi karanlıkta kıvılcım oldu 2022-05-17 09:15:27   HABER MERKEZİ - TAJÊ Sözcüsü Sebîha Sebrî, Êzidî kadınların saldırı karşısındaki direnişine vurgu yaparak, “Öcalan’ın fikirleri ve felsefesi karanlıkta bize bir kıvılcım oldu” dedi.    Tarih boyunca 74 ferman yaşatılan Êzidîler, Türkiye destekli Bağdat ve Hewlêr arasında 9 Ekim 2020’de imzalanan “Şengal Anlaşması” ile yeni bir soykırım tehdidi altında. DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’teki saldırılarıyla 74’üncü fermanı yaşayan Êzidîler, HPG ve YPG/YPJ’nin desteğiyle Şengal’i özgürleştirdi. Şengal’i yeniden inşa eden Êzidîler, kendilerini soykırım saldırılarıyla karşı karşıya bırakan Kürdistan Partisi’nin (KDP) baskıları sonucu 2 Mayıs’ta Irak ordusunun saldırılarına uğradı. Êzidîlerin direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalan Irak ordusu, bölgedeki varlığıyla saldırı tehditlerini sürdürüyor.   Dün DAİŞ saldırılarıyla birlikte Şengal’den kaçan, bugün Türkiye ile Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarda işbirliği yapan KDP, Şengal’i hedef göstermeye devam ediyor. Son olarak 11 Mayıs’ta Kabine Toplantısı ardından yaptığı açıklamada, “Şengal Anlaşması”nı öne sürerek, Irak ordusuna Şengal’e saldırması için baskı yaptı.    Saldırılar karşısında direnen kadınların örgütlü mücadelesine vurgu yapan Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Sözcüsü Sebîha Sebrî, Ankara-Hewlêr-Bağdat’ın Şengal’e yönelik planları ve saldırılarına dair değerlendirmelerde bulundu.    HEDEF VE AMAÇLAR    Sebrî, Kuzey ve Doğu Suriye sınırına örülen duvarın temel amacının Şengal’i kuşatmak olduğunu belirterek, “Rojava ve Şengal arasında bulunan kapıyı kapatmak istiyorlar. Genel olarak Şengal’i abluka altına alıp, 9 Ekim anlaşmasını uygulamak istiyorlar. Bugün bu sınırın kapatılması sıradan bir şey değil. Neden Irak’ın başka yerinde duvar örülmüyor? Neden Rojava ve Şengal arasına duvar örülüyor? Fermandan kurtulan Êzidîler, Rojava’ya açılan kapıyla kendini kurtardı. Şengal ve Rojava arasındaki yaşam nefesini kesmek istiyorlar. Bu duvarın örülmesiyle birlikte neden Irak hemen sonrasında Şengal’e saldırıda bulundu? Hedef ve amaçları ortadadır. Duvar ördüler, sonra saldırdılar” dedi.    TÜRKİYE IRAK’A YAPTIRIYOR    Sebîha Sebrî, Şengal’i hedef gösteren Mesrur Barzani’ye tepki göstererek, “Soykırıma sebep olanlar ve binlerce Êzidî kadının köle pazarlarında satılmasına neden olanlar, utanmak yerine, özür dilemek yerine, yine televizyonlara çıkarak tehditlerde bulunuyor. Bu saldırıların birinci nedeni KDP, ikinci nedeni ise Türkiye’dir. Türkiye’nin açıkça yapamadığı şeyleri, Irak’a yaptırtmak istiyor. Bunu da KDP’yi kullanarak yapıyor. Bu kişiler hesap sormak yerine hesap vermelidir. Ama bugün Irak hükümeti de bu oyunlara alet oluyor. Bu açıklamalar bu halkın çıkarına göre değildir. Şengal’e huzur gelmesine izin vermiyorlar. Bu fermanı gerçekleştirilenler ve Şengal’i DAİŞ’e teslim edenler bu kişilerdir. Yine Şengal’e saldıranlar da bu kişilerdir. Şengal’i 2014 yılına döndürmek istiyorlar. O hayalleri gerçekleşmeyecek, Êzidîler artık uykudan uyandı. Êzidîler artık bu oyunlara gelmeyecektir” diye konuştu.    ŞENGAL’DE KADIN DEVRİMİ    Sebrî, Êzidî kadınların saldırı karşısındaki direnişine vurgu yaparak, “2014 fermanında Êzidî kadınlar Sayın Öcalan’ın fikir ve felsefesiyle Şengal’i yeniden inşa ettiler. Bizler yaşamı yeniden inşa ettik. Bu süreçte en fazla bedel ödeyenler Êzidî kadınlardı. Köle pazarlarında satılanlar, tecavüze uğrayan, katledilenler Êzidî kadınlardı. Sayın Öcalan’ın fikirleri ve felsefesi karanlıkta bize bir kıvılcım oldu. Bu kıvılcımla birlikte bizler özgür yaşamı ördük. Bizler artık örgütlendik. Düşmandan intikamımızı almak için örgütlendik. Örgütlülüğümüz bu bilinçle başladı. Êzidîlerin köklerini sökmek isteyenlerin hayal ve rüyaları gerçekleşmedi. Onlar sadece hayal olarak kaldı. Onların hayallerini kursağında bırakan Êzidî kadınlardı. Bu nedenle Şengal’de bir kadın devrimi başladı. Bu devrim bugüne kadar sürüyor. Eğer bugün Şengal’de kadınlar tutumlarını net olarak gösteriyorsa, fikirlerini beyan ediyorsa, bu verilen bedeller sayesinde gerçekleşti. Bu örgütlülüğümüz düşmana bir cevap oldu. Êzidî kadınlar hiçbir zaman köleliği kabul etmedi ve teslimiyete karşı her seferinde direndi. TAJÊ’nin kurulması, askeri birlik olan YJŞ’nin kurulması da bu direnişin en gözle görülür örneğiydi. Artık Êzidî kadınlar çaresiz değil. Êzidî kadınlarda gizli bir güç saklıydı. Artık o gücü ortaya çıkardılar. Artık ne olursa olsun köleliği kabul etmeyeceğiz ve halkımızın teslim alınmasına izin vermeyeceğiz. Bizler tarihte öncülük yaptık, o küllerimizde yeniden doğarak devrime öncülük ediyoruz. Eğer bugün Şengal’in direnişini tüm dünya duymuşsa, bu Êzidî kadınların direnişiyle gerçekleşti” diye belirtti.    ÊZIDÎ KADINLARIN DİRENİŞİ    Sebrî, Êzidî kadınların hiçbir zaman Şengal’i işgalcilere teslim etmeyeceğini vurgulayarak, “Irak ordusu ve diğer güçler özellikle Êzidîlerin kutsal günlerinde saldırılarını yapıyor. Şüphesiz bu saldırıların DAİŞ’in saldırılarından hiçbir farkı yok. Saldırıların tarihleri aynı. Bu gelenekleri yaşatmamak adına, unutturmak için hep saldırıları bu günlere denk getiriyorlar. Fermandan sonra da Şengal’e saldırılar olduğunda, Irak ordusu buradaydı. Ama her seferinde bize arkasını döndü. Bu toplum DAİŞ’in eline bırakılarak kaderine terk edildi. O yüzden onlardan ne bir umudumuz ne de bir talebimiz var. Son saldırılarda 9 Ekim anlaşmasının devamıydı. Şimdiden bu anlaşmayı uygulamaya sokmak için yoğun çaba içindeler. Tabi buna karşı verilen büyük bir Êzidî kadın direnişi var” şeklinde konuştu.    IRAK’TA EN GÜVENİLİR YER    Irak’ın birçok bölgesinde DAİŞ saldırılarının sürdüğüne dikkat çeken Sebrî, “Şuan Irak’ta en güvenilir yer Şengal. Şengal irade oldu ve bu iradeyi güce dönüştürdü. Bu da Sayın Öcalan’ın felsefesi sayesinde oldu. Êzidîler bu sayede kendi tarihlerine döndü ve direnmeyi seçtiler. Bu sefer direnişin kendisiyle getirdiği farklılıklar neydi? Êzidîler güçlerini yeniden yarattı ve bu cevheri gücü herkese gösterdi. Ama bugün tekrardan saldırılar yapılarak yok etmek istiyorlar. Êzidîlerin buna karşı uyanık olması gerekir. Artık Êzidîler siyah ve beyazın ayrımını yapmak zorundadır. Biz artık 2014 yılındaki Êzidîler değiliz. Savaşa karşıyız, diyaloga her zaman kapımız açık. Ama kim saldırırsa, bize buna karşı meşru savunmamızı yaparız. Tek bir Êzidî kadın dahi kalsa, Şengal’i teslim etmeyecektir. Şengal üzerindeki hayallerini kursaklarında bırakacağız. Özgür ve bağımsız bir Şengal kuracağız. Bedeli ne olursa olsun işgalcilere geçit vermeyeceğiz” dedi.