KDP’nin 76 yıllık ihanet tarihi 2022-05-17 09:37:00   HABER MERKEZİ - Kürtlere karşı ihanet tarihi 1946 yılına uzanan KDP, Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne son 39 yılda yaptığı 30’u aşkın saldırının neredeyse tamamında yer aldı.    Türkiye’nin, KDP’nin işbirliğiyle 17 Nisan’da Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik saldırıları, Barzani ailesinin birçok kritik dönemde başvurduğu ihanet çizgisini tekrar gündeme getirdi. Barzani ailesi ve partisi KDP, tarihin farklı dönemlerinde Kürt hareketine karşı birçok devlet, oluşum, uluslararası güç ve partiyle işbirliği yaptı. KDP’nin Kürtlere karşı ilk ihaneti 1946’te başladı.    MAHABAD KÜRT CUMHURİYETİ   1946’te kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti’ne aynı yıl içerisinde İran tarafından saldırı gerçekleştirildi. Saldırılardan önce Qazi Muhammed ve Mele Mustafa Barzani arasında yapılan anlaşma gereği, Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin birlikte savunulması kararı alındı. Ancak saldırılar başlayınca Mele Mustafa Barzani, savunmaya katılmadı ve Qazi Muhammed’i yalnız bıraktı.    Bu tarihte başlayan Barzani ailesinin ihaneti, her dönem Kürtlere karşı başta Türkiye olmak üzere farklı güçlerle işbirliği ile devam etti.    1983’TEN BERİ…   Son 39 yılda Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 26 saldırının büyük bir kısmı, KDP işbirliğiyle gerçekleşti. KDP, kurulduğu andan itibaren neredeyse tarihin her döneminde Kürt halkına karşı ihanetçi bir tutum çizgisinde yer aldı.    Türkiye’nin ilk askeri saldırısı “Sıcak Takip Operasyonu” ismi altında 1983’te yapıldı. Ankara ile Bağdat arasında “Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması” imzalandı. Bağdat, bu anlaşmayla Türkiye’ye operasyon yetkisi verdi. Anlaşma çerçevesinde Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi topraklarına 10 kilometre girme yetkisini elde etti.   Sonrasında da PKK ve Kürt güçlerine karşı Türkiye ile işbirliği içerisine giren KDP, Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi topraklarına girmesine ön ayak oldu. Bu şekilde Federe Kürdistan Bölgesi dış saldırı ve müdahalelere açık hale getirildi. Bu tarihte ki saldırıların ardından Türkiye yavaş yavaş KDP’nin daveti ve isteğiyle Federe Kürdistan Bölgesi topraklarında üs kurmaya başladı.    ONLARCA ÜS VE BİNLERCE ASKER   Türkiye, Kürdistan topraklarında ilk askeri üssünü 1995 yılında KDP’nin oluru ve onayıyla kurarken, bunların en bilindikleri ise Bamernê ve Başîka üsleri oldu. Bunlara bağlı olarak Seramiş, Kanîmasî, Begova, Amediya ve Batûfa, Şeladizê, Kirîbî, Sinekî, Sirî, Kubkê, Kumrî, Koxê Spî, Serê Zêr, Geliyê Zaxo ve Amediyê’de askeri üs bölgeleri kuran Türkiye, Hewlêr, Duhok, Zaxo ve Amediyê’de MİT’e bağlı kurumlar açtı. Zırhlı araçlar, topçu birlikleri, helikopter pistlerinin de bulunduğu üslerde sahra hastanelerinin yanı sıra 20 bin civarında askerin de bulunduğu belirtiliyor. Türkiye’nin, bölgede KDP eliyle kurduğu üslerin, Heftanîn ve Zap bölgelerinin arasında olması dikkat çekiyor.     1995 yılında Federe Kürdistan Bölgesi’nde KDP ve PKK arasında çatışmalar yaşandı. Bunun üzerinde KDP bir kez daha Türkiye’den askeri destek istedi.  KDP’nin isteğiyle bölgeye desteğe gelen Türkiye, bir daha da çıkmadı. Böylelikle Türkiye bölge topraklarında ilk askeri üssünü KDP’nin yanında PKK’ye karşı kurdu.    KÜRTLERE KARŞI SADDAM'LA ORTAKLIK   182 bin Kürt'ü kimyasal silahla katleden Saddam Hüseyin, 31 Ağustos 1996 tarihinde KDP'nin daveti üzerine tank, top, ağır silah ve 30 bin askerle Hewlêr'e girdi. KDP Genel Başkanı Mesut Barzani, 22 Ağustos 1996'da Saddam Hüseyin'e bir mektup göndererek, onu Hewlêr'i Kürt partisi YNK'ye karşı işgale davet etti.   182 bin Kürt'ün katili Saddam'a "Başkanım" diye hitap eden Barzani’nin mektubunda şu ifadeler yer aldı: "Sayın Başkan'ım, sizler başarılarınız ve aklınızla, İran'ın Irak'a müdahalesi için bir çare bulmalısınız. (...) Zat’ı âlinizden Irak ordusuna emir verip tehlike saçtıran yabancı güçlerle, işbirlikçi Celal Talabani’nin ihanetine de son vererek Irak ordusunun Erbil’e girmesini rica ederiz."   Saddam, bir Kürt partisi olan KDP'nin ihanetiyle Hewlêr’e girdi ve yaşanan çatışmalarda 450 YNK pêşmergesi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.    SAİTLER OLAYI    Kürt halkının mücadele tarihine de en büyük darbeyi de KDP vurdu. Kürt hareketinde önemli bir yer edinen Doktor Şivan (Sait Kırmızıtoprak), Şêx Said’in idam yıldönümü olan 11 Temmuz 1965 yılında KDP-T’yi kurdu. Bu dönemde Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi sorumlusu olan Sait Elçi, Mele Mustafa Barzani ile görüşmeye gittiği sırada katledildi. Daha sonra Elçi’nin MİT yönlendirmesiyle KDP özel güçleri tarafından katledildiği ortaya çıktı. Elçi’nin ölümünden sorumlu tutulan Doktor Şivan ve arkadaşları, bizzat Mele Mustafa Barzan’nin talimatıyla idam edildi.    SALDIRILAR VE KDP’NİN SESSİZLİĞİ   KDP, Türkiye’nin 1983, 1984, 1986, 1996 ve 2000’li yıllarda gerçekleştirdiği saldırılarda yüzlerce sivili katletmesine rağmen askeri ve siyasi anlamda bir tepki vermedi. Yine 90’lı dönemlerde de KDP’nin Türkiye ile işbirliği devam etti. KDP’nin özellikle 90’lı yıllarda Türkiye’yle işbirliğine girmesinden sonra bölgeye hem karadan hem de havadan saldırılar yoğunlaşarak arttı.    6 Mayıs 1992’de Türkiye tarafından Behdînan bölgesine yapılan kara operasyonunun ardından 8 Haziran 1992’de Federe Kürdistan Bölgesi’nden bir heyet Ankara’yı ziyaret etti. Bu ziyarette yapılan görüşmelerden sonra bölgeye “Çekiç Güç” adıyla bir saldırı başlatıldı ve dönem dönem bu saldırılara KDP de katıldı.     KDP’NİN DOĞRUDAN İHANETİ   KDP, 5 Ağustos 1991’de Türkiye tarafından PKK’ye karşı başlatılan saldırıda doğrudan yer alarak çatışmalara girdi. Dönemin Genelkurmayı Doğan Güreş’in başlattığı 1992 Xakurkê saldırısına da dahil oldu. 21 Mart 1995, Mayıs 1995, Nisan 1996, Ocak 1997, Mayıs 1997, Temmuz 1997 ve günümüze kadar Türkiye’nin başlattığı saldırılara açıktan destek vererek, Kürt kazanımlarına karşı bir kez daha ihanet içerisine girdi.    BAŞİKA ÜSSÜNÜN GARANTÖRÜ KDP!   DAİŞ’in Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırısı sırasında, 2015 yılında KDP’nin isteğiyle Musul’a 12 kilometre uzaklıkta kurulan Başîka üssü DAİŞ’in yenilgisinden sonra da boşaltılmadı. Irak merkezi hükümeti, Türkiye’nin Başîka üssünü tahliye etmesini talep etti ancak Türkiye bunu reddetti. Türkiye, buna gerekçe olarak, üssün eski Musul valisinin talebi üzerine Federe Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasında ortak bir anlaşma sonucunda inşa edildiğini savundu. “DAİŞ’le mücadele” gerekçesiyle kurulan Başîka askeri üssü, bölgede HPG’ye dönük yapılan saldırılarda aktif bir şekilde kullanılıyor. Irak merkezi hükümeti, Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarını “Egemenlik ihlali” olarak değerlendirse de KDP saldırılara ön ayak olmaya devam ediyor.    2017’DEN SONRA Kİ SALDIRILAR…   Türkiye, 2017’den sonra saldırılarını bölgeden çıkmama üzerine kurarken, yine en büyük desteği KDP’den aldı. KDP ve Barzani ailesine bağlı olan Zêrewanî ve Gulan güçleri, 23 Nisan 2021’de Türkiye’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik başlattığı saldırılara aktif bir biçimde katıldı. Yine KDP’nin 40 yıldır girmediği Zînî Wertê gibi bölgelere Türkiye’nin isteğiyle gidip kontrol noktası ve karakol yaparak HPG’nin hareket alanını kısıtlamasıyla içerisinde bulunduğu ihaneti bir kez daha ortaya çıkardı. KDP, bölgede Türkiye’ye verdiği istihbaratla birçok HPG ve YJA STAR’lının yaşamını yitirmesine de sebep oldu.    KDP’YE ÇAĞRI   KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, 27 Ocak 2021’de verdiği bir demeçte, “KDP’den talebimiz Türkiye’ye ajanlık yapmamasıdır. Katliam siyasetine hizmet etmesinler. Bunu yapmayacaklarının sözünü vermeliler. Bunun sözünü verdikleri zaman bütün sorunların çözümü kolaylaşacaktır” ifadelerini kullandı.   Bütün bu çağrılara kulak tıkayan, tek bir açıklama yapmayan KDP, 26 Temmuz’da Metîna bölgesinden Xakurkê’ye gitmek isteyen bir grup HPG’liyi pusuya düşürdü. HPG, 4 Eylül’de yaptığı açıklamada, 7 kişilik bir grubun Xelîfan bölgesi civarında Zap Suyu’nu geçmeye çalışırken KDP tarafından pusuya düşürülerek katledildiğini açıkladı. Ancak her iki olaya ilişkin bütün tepkilere rağmen KDP, şu ana kadar herhangi açıklama yapmadı.    MAHMUR'A AMBARGO   Türkiye'nin 1990’lı yıllarda bölge illerinde uyguladığı köy boşaltma ve koruculuk dayatmaları nedeniyle çoğunluğu Şırnak ve Hakkari illerinden göç edenlerin yaşadığı Birleşmiş Milletler bünyesinde olan Mahmur Mülteci Kampı’nda son dönemlere baskılar giderek artmaya başladı. 1998 yılında Birleşmiş Milletler (BM) himayesine giren ve Irak’ın Musul vilayetinin Mahmur ilçesi yakınlarında kurulan Mahmur Kampı’nda çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere 12 bin kişi yaşıyor. Mahmur Kampı, 17 Temmuz 2019 tarihinde Hewlêr’de bulunan Türkiye konsolosluğunda görevli 3 kişiye yönelik gerçekleşen silahlı saldırıdan sonra KDP tarafından ambargo altına alındı. Ambargo 4 yıldır sürüyor.    YENİ SALDIRI DALGASI   KDP’nin işbirliğiyle 17 Nisan’da “Pençe Kilit” adıyla yeni bir saldırı başlatan Türkiye, operasyonları Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan ve KDP denetiminde ki alanlardan sağlıyor.  Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine 26 gündür devam eden saldırılarda, KDP özel güçleri de Türkiye ile birlikte hareket ediyor. KDP’ye bağlı özel silahlı güçler hem HGP’nin hareket alanını daraltıyor hem de Türkiye’ye istihbari bilgi sağlıyor. KDP’nin Kürt hareketine karşı içine girdiği ihanet çizgisi, 76 yıldır sürdürüyor. Hem Kürtlere hem de Kürt kazanımlarına ihanet eden KDP ve Barzani ailesi, kendi çıkarlarını Kürtlerin ulusal çıkarlarının önde görüyor.