Tuncel’den Kobanê Davası hakimine: Anayasanıza uyun 2022-05-30 12:52:01   ANKARA - Kobanê Davası’nda siyasetçilerin savunma haklarına yönelik getirilen kısıtlama kararına tepki gösteren DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, mahkeme heyetine, “Cübbenizin onuruna yakışır davranın. Kendi Anayasanıza uyun” dedi.   DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 13’üncü duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başlandı.   Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.    Duruşmaya, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile HDP milletvekilleri ve yöneticileri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarının yanı sıra 78’liler Girişimi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Büro Emekçileri Sendikası (BES) temsilcileri ile çok sayıda siyasi parti temsilcisi, demokratik kitle örgütü, sivil toplum örgütü üyeleri katıldı.   Bir önceki celsede kurulan ara karar ile mahkemenin savunma süresini bir güne indirmesi kararına tepki göstermek ve siyasetçiler ile dayanışmak amacıyla davaya çok sayıda izleyici katıldı.   Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, dosyaya eklenen evrakları okudu. İlk olarak davada tutuksuz yargılanan siyasetçi Ayhan Bilgen savunma yaptı.    'CÜBBENİZİN ONURUNA YAKIŞIR DAVRANIN’   Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise, siyasetçilerin savunmalarının bir güne sığdırılması kararına dair konuştu. Tuncel, “Hukuksuzluk yapıyorsunuz. Siz de biliyorsunuz CMK’ya göre, önce sorgular biter. Sonra tanıklar ve müştekiler dinlenir. Siz bizi tehdit mi ediyorsunuz? Sizden önceki mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak çete lideri çıktı. Biz o heyeti reddettik. Bunu size de söyledik” diye belirtti.   Bu davanın Türkiye’deki gerçeklerin gizlenmesi davası olduğuna dikkat çeken Tuncel, şöyle konuştu: “HDP’nin attığı bir tweeti bahane ederek bütün sorumluluğu bize yüklüyorsunuz. Ülkeyi biz mi yönetiyoruz. Biz muhalefetiz. Bugün yargı siyasi iktidarın bir kolu haline gelmiştir. Bu dava Türkiye halklarının geleceğini baltalıyor. Bir yandan Suriye’de bir yandan da burada bir savaş yürütülüyor. Diyorsunuz ki ‘Bir gün savunma yapacaksınız.’ Ben istersem bir saat yaparım, istersem bir hafta yaparım. Savunmamızın içeriğine sürekli müdahale ediyorsunuz. Oldu olacak savunmalarımızı siz yazın! Ben burada adil bir yargılama olduğunu ifade etsem durum farklı olacak, ancak ben size güvenmiyorum. Cübbenizin onuruna yakışır davranın. Kendi Anayasa’nıza uyun. Her türlü baskı zor yöntemini uyguluyorsunuz. Bu da yetmiyor bizi tehdit ediyorsunuz. Biz burada rehineyiz. Siz de biliyorsunuz ki ortada suç ve suçlu yönünden bir ilişki yok. Kendi tanıklarınız bile bu olayların arkasında gizli paramiliter güçlerin olduğunu ifade etti ancak siz onların mahkemedeki ifadelerini kabul etmezken Emniyet’te nasıl alındığı belli olmayan ifadelerini geçerli sayıyorsunuz.   ‘KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN…’   Sizlerin önünüze şapkanızı koyup düşünmeniz lazım. Yapmanız gereken buradaki arkadaşlarımızı özgürlüğüne kavuşturmaktır. Cumhurbaşkanı ne diyordu: ‘Egemenleri koruyacak bir hukuk sistemimiz olacak.’ Ama şimdi bakın hukuk şimdi sadece egemenleri koruyor. 2015’ten sonra Türkiye’nin içine girdiği tekçi, otoriter rejimin Türkiye’yi getirdiği nokta ortada. Artık bir hukuk devleti ve demokrasiden bahsetmiyoruz. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmeden ülke ekonomisinin düzelmesi mümkün değildir. Tarihten bu yana Kürtlerle kim ittifak kurmuşsa kazanmıştır. Erdoğan kaybedecek. O yüzden onlara güvenmeyin. Onlar için deniz bitti. Onlar sizi de yargılar.”   SAVUNMANIN KISITLANMASINA TEPKİ   Tuncel, kendilerine getirilen savunma kısıtlaması kararına tepki göstererek, bu kararın geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Tuncel, “Bana eğer savunmamı bir günde yapmam gerektiği dayatılırsa açık söylüyorum yapmam. Size acele edilmesi yönünde talimat geldi yine galiba. Dikkatinizi çekerim özgürlüğü alınan bizleriz, siz değil. Gerçi biz sizden daha özgürüz. En azından kendi kararlarımızı kendimiz veriyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘SİSTEM ÇÖKMÜŞ, ÇÜRÜMÜŞ’   AKP’nin toplumu kutuplaştırdığına dikkat çeken Tuncel, “Toplumun neredeyse yarısı terörist, düşman. Yabancı, mülteci düşmanlığı almış başını gidiyor. Kimse ‘kapıları açmasaydınız Suriyeliler gelmeyecekti’ demiyor ‘Suriyeliler gitsin’ diyor. Yoksulluğu Suriyeliler mi getirdi? Tecrit politikası ayrı, hak ihlalleri ayrı. Belli ki seçim gelecek ki AKP cezaevi izinlerini uzattı. Cezaevinde infazlar yanıyor. ‘İyi halli değil’ denilerek tahliyeler engelleniyor. İnsanlara onursuzluk dayatıldı. Bu bir devlet politikasıdır ve kabul edilebilecek bir şey değil. Hizbullahçılar AİHM kararıyla tahliye edildi ama bizim için AİHM kararları uygulanmıyor. Sistem çökmüş, çürümüş durumda. Cezaevine muhalif hiçbir şey girmiyor, gazete, kitap, dergi girmiyor. Siyasiler görüntülü telefon görüşmesi yapamıyor. Bu nasıl bir ayrımcılık” diye sordu.   ATA: KADINLAR KENDİ TARİHİNİ YAZIYOR   Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata da, 6-8 Ekim 2014’te paramiliter güçlerin devreye konulduğunu belirtti. Ata, “3 Ağustos’ta DAİŞ Şengal’e girdi. Bizim de bu tarihte çalışmalarımız başladı. Sadece 6-8 Ekim’i hesaba katıp parlamento faaliyetleri dikkate alınamaz. Evet tweet 6 Ekim’de atıldı ancak biz zaten 3 Ağustos’tan beri alanlardaydık. Öncesinde de atabilirdik” sözlerine yer verdi. “Bizim hiçbir çalışmamız anlık değildir” diyen Akat Ata, parlamentodan bir bilgi ya da belge istenmesi durumunda bunların 3 Ağustos 2014 tarihinden itibaren alınmasını talep etti.   Mahkeme heyetine neden yargılandığını soran Akat Ata, “Genel Merkezimin attığı tweeti paylaşmışım ve kadın çalışması yürütmüşüm. Bir diğer husus da Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için çalıştım. Ben bu çalışmalarımı 2004’ten bu yana yapıyorum ama daha yeni dava konusu yapılıyor. Beni kadın özgürlük mücadelemden dolayı yargılayacaksanız savunmamı yaparken kadın özgürlük mücadelesinin tarihini anlatırken bana müdahale etmeyeceksiniz. Kadının yazılı tarihinin bile öncesi yok. Ama bugünkü kadınlar kendi tarihini kendi yazıyor. Kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesi için 1999’dan bu yana aralıksız çalışan beni yargılıyorsanız benim de bunları anlatma hakkım var” şeklinde konuştu. “Siz bizi Kürt sorununa demokratik çözüm istediğimiz için yargılıyorsunuz” diyen Akat Ata, “6-8 Ekim’i planlayanlar dışarıda ellerini kollayanları sallayarak geziyorlar ama bir gün yargılanacaklar ve biz o davanı müştekisi olacağız” dedi.   Duruşma siyasetçilerin beyanlarıyla devam ediyor.