‘Dezenformasyon yasası’ görüşmeleri sabaha kadar sürdü: Geri çekilsin 2022-06-02 09:33:43   ANKARA - Komisyonda görüşmeleri sabaha kadar devam eden “Dezenformasyon yasası”na ilişkin komisyonda dinlenen gazetecilik sendikaları, teklifin geri çekilmesini istedi, muhalefet ise 29’uncu madde üzerinden eleştiriler yaptı.   AKP-MHP milletvekilleri tarafından getirilen internet medyası ve sanal medyaya yönelik yeni yaptırımları da içeren (dezenformasyon yasası) kanun teklifi Dijital Mecralar Komisyonu’nda görüşülüyor. Teklifin görüşmeleri Dijital Mecralar Komisyonu’nda sabaha kadar sürdü.   TGS: SANSÜR YARATACAK   Komisyona gelen gazetecilik meslek örgütleri de dinlendi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, “İnternet haber sitesinin haber sitesi vasfını yitirdiği zaman gazetecilerin elinden basın kartlarının alınmasının son derece yanlış olduğunu biliyoruz. Telif sorunu, gazetecilerin önemli talebidir. Gazetecilerin yazılı ürünleri, telif kapsamına alınmıyor. Gazetecilerin çalışmaları eser kabul edilmelidir. Kopyala yapıştır durumunun önüne geçilebilir. Bir anket yaptık, gazetecilerin yüzde 20’si serbest çalışıyor. Onların da kanun kapsamına alınması gerekmez mi? Biz, verilere ulaşmakta güçlük çekiyoruz. 16 bin 500 basın kartı sahibinin kaçı kamu çalışanı, kaçı gazeteci? Kaç kamu çalışanı basın kartlı, kaç gazeteci basın kartlı, biz bunu bilmiyoruz. Gazeteci veriye ulaşamazsa; örneğin orman yangınlarında kriz masası kurulmadı, gazeteciler alanlara dağıldı, haliyle sizin eleştirdiğiniz haberler ortaya çıkıyor” dedi.   Şener, teklifin öngördüğü maddelerin aşırı sansür yaratacağına dikkat çekti.   ÇGD: 29’UNCU MADDE ÇIKARILSIN   Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Şeyma Paşayiğit, yasa hazırlanırken kendileriyle hiçbir şekilde temasa geçilmediğini belirtti. Dezenformasyonun halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler eliyle yapılmadığını dile getiren Paşayiğit, 29’uncu maddeye yönelik itirazlarını dile getirdi. Paşayiğit, gazetecilerin araştırma yaparak, yaptığı haberlerin dahi gerçek dışı olarak tanımlanıp, dava açılabileceğini söyleyerek, maddenin çıkarılmasını istedi.   Paşayiğit, “Basın Kanunu başta olmak üzere bizi ilgilendiren konularda değişiklik yapılıyor. Ancak gazetecilerin ihtiyaçları, halkın haber alma hakkı ile basın ve ifade özgürlüğü alanının genişletilmesi noktasında bir adım göremiyoruz. Bizi en çok endişelendiren madde elbette 29’uncu maddedir. Gazetecilerin araştırdığı, verileri derlediği, taraflarla konuştuğu, alana giderek yaptığı haberler bile gerçek dışı olarak tanımlanıp dava konusu olabiliyor. O yüzden eğer konu gerçekten sosyal medya üzerindeki dezenformasyonu engellemek ise bu maddeyi geri çekmenizi ve ayrı bir şekilde konunun paydaşlarıyla değerlendirilmesini talep ediyoruz” dedi. Paşayiğit, gazetecilerin basın kartları konusunda yaşadığı sıkıntıları aktardı ve meslek örgütleri tarafından açılan davada Danıştay’ın aldığı kararlara rağmen tekrar aynı düzenlemelerin getirildiğini belirtti.   PMD: TROL ORDULARINI DAĞITMAK GEREKİR   Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı (PMD) Kemal Aktaş, vatandaşların sosyal medyada “sırf kendi düşüncelerini destekliyor” kastıyla demokratik bir tepki ortaya koymak adına yaptıkları paylaşımların da “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu kapsamında hapisle cezalandırılacağını söyledi. Aktaş, “Yasa teklifinin bu şekilde yasalaşması halinde internet ve sosyal medyanın bir kontrol ve ceza platformu haline dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda Türkiye, dezenformasyonla mücadele adı altında, kaş yapalım derken göz çıkarma ve kamu barışını bozma riskiyle karşı karşıya kalabilecektir. Dezenformasyonla mücadele, siyasi güç ve mevzi kazanmak gibi bir amaca hizmet etmemeli, toplumsal kutuplaşmayı daha da ileriye götürecek bir argüman olarak kullanılmamalı, Türkiye’de demokrasinin ve barış içinde birlikte yaşamanın bir adımı olarak görülmelidir. Kamu barışını sağlamak adına, belki de öncelikle belli siyasi ve güç odakları tarafından komuta edilen trol ordularını lağvedip savaş baltalarını gömmek, bugünü ve geleceği kurtarmak adına en doğru yol olacaktır” diye konuştu.   TARTIŞMA YAŞANDI   Bilgisayar Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cem Nuri Aldaş’ın “‘Kabataş’ta gelinimi dövdüler’ yalanı için mi, ‘camide bira içtiler’ yalanı için mi çıkarılacak” sözleri tartışmaya yol açtı. AKP milletvekilleri, bu sözlere, “siyaset yapıyor” diyerek tepki gösterdi. Teklifin sahiplerinden MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, “Ben mecbur muyum böyle hikayeleri dinlemeye” dedi.   Aldaş, “Dünyada iki tip yaklaşım var. Demokratik ülkelerdeki yaklaşımlarda ‘medya okur yazarlığı’ deniliyor, ‘verilerin adil olarak paylaşılması’ deniyor. Bangladeş ve Uganda’da para ve hapis cezaları geliyor. Biz hangisini yapacağız” dedi. Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman, sürenin dolduğu gerekçesiyle Aldaş’a ilave süre vermedi.   HDP Muş Milletvekili Gülistan Koçyiğit, “Buradaki yaklaşım, yasadaki yaklaşımın ruhunu gösteriyor. Tam bir yasakçı yasayı tartışırken bunu yapıyorsunuz. Gözümüzün önünde sansür yaptınız” diye konuştu. CHP ve HDP milletvekilleri ile AKP milletvekilleri arasında tansiyon yükseldi. Yayman, beş dakika ara verdi.   DURMUŞ: SANSÜR YASASI   TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş şunları söyledi: “Basın İlan Kurumu’nun yetkileri genişletiliyor. Geçmişte basın yayın kuruluşuna ilişkin beyannameler, yönetimlerin bulunduğu Cumhuriyet savcılarına veriliyordu, şimdi Basın İlan Kurumu’na veriliyor. Tüm beyannamelerin bir yerde toplanması gibi sorun var. Beyannamede bir yanlışlık olduğunda işverenlerin yaptığı hataların cezasını gazeteciler kartlarını kaybederek çekiyor. Tekzip konusunda da en geç bir gün içinde bu tekzibin yayınlanması öngörülüyor. Bir gün içinde itiraz edip tekzibi durdurma gibi durum olmayacağı için tekzibi yayınlamak zorunda kalacak internet siteleri. Bir hafta gibi bir süre boyunca internet siteleri tekzibi yayınlamak zorunda kalacak. Fiili hizmet süresi zammı ile ilgili madde var. Yıpranma payında basın mensuplarının basın kartı taşıma zorunluluğunun yürütmesi durdurulmuştu. Burada kanun haline getirilerek yine gazetecilerin yıpranma payı basın kartına bağlanıyor. Toplamına baktığımızda bir sansür yasası olarak görüyoruz bunu. Bu yüzden bu kanunun geri çekilmesini teklif ediyoruz.”   İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ: MUĞLAKTIR   İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Bir Basın Kanunu hazırlanması elzemdir. Biz, bu Basın Kanunu’nun son aşamasında bilgi verebiliyoruz. Bir haberin yalan olup olmayacağı nasıl tespit edilecek, muğlaktır. Basın kartları ile ilgili karar verirken bürokratik yapının çoğunlukta olması doğru olmayacaktır. Dezenformasyon yasasının bize göre daha farklı olması gerekiyor. Bir örnek vereyim. 30 yıl önce çıksaydı, o zaman tarikatlara alınan genç çocukları anlatan Uğur Mumcu, en az altı yıl ceza alacaktı. Bu bir dezenformasyon mudur, değil midir” dedi.   KOÇ: TEKLİF İADE EDİLSİN   Sendikaların görüşmeleri ardından teklifin maddelerine geçildi. Söz alan HDP’li Abdullah Koç, bir kez daha teklifin geri iade edilmesi gerektiğini vurguladı.   KOÇYİĞİT: MEMUR BASIN KARTINI NE YAPACAK   HDP Muş Milletvekili Gülistan Koçyiğit, “Bize itimat etmiyorsunuz, yıllarını bu mesleğe verenleri dinleyin. Memnun değiller. Ben memurdum. Memur, görüş bile veremez, basın kartını ne yapacak” dedi.   ÇAKIRÖZ: KAÇ KİŞİNİN BASIN KARTI İPTAL EDİLDİ   CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Kaç kişinin basın kartı var? Kaç kart iptal edildi? Hangi gerekçelerle iptal edildi? Basın Kartı Komisyonu üyeleri kimlerdir? Bu komisyonun üyelerinin isimleri bugüne kadar hiç resmi olarak açıklanmadı. Neden” sorularını sordu.   CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, sürekli basın kartını göstererek, “Bana verilen sürekli basın kartı. Gazetecilik nedeniyle verilen kartı kısıtlamalarla vermenin ne anlamı var? Enformasyon görevlisi neyi tanımlıyor? Kamu kurum ve kuruluşlarının yönettikleri devlet enformasyonunda çalışan kamu görevlileri. Kim bu? Basın İlan Kurumu görevlileri, İletişim Başkanlığı’ndaki çaycı, çorbacı. Ben, bunun için bir hayat verdim. Bunun her bedeli ödenmiştir. Ben, bunu cami avlusunda terk etmedim ki. Ben gazeteciyim. Bu yaptığınız olmaz. ‘Tuncay Özkan’ı sevmiyorum, vermiyorum. ‘Baro başkanını sevmiyorum, ruhsat vermiyorum’ diye bir şey var mı?” diye konuştu.   ‘TRT DEDİ AMA YAZILMASI ÖNERİSİNİ KABUL ETMEDİ’   Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Evren Başar, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Başar, kamu görevlilerine basın kartı verilmediğini savunarak, “Oradaki TRT görevlileri devlet memuru statüsünde olduğu için onları kapsıyor” dedi. Muhalefet oraya “TRT yazalım, düzenleyelim” önerilerine ise Başar, “Mevcut metin yeterli” diye konuştu.   CHP’li Ahmet Tuncay Özkan, “Sizde İletişim Başkanlığı’ndaki müstahdemlerin kartı var mı yok mu? Çıkartır koysam teklifin tamamını geri alıp, teklifini geri çekip gidecek misin” diye sordu.   Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Başar, müstahdemlerde basın kartı olmadığını savundu. Muhalefet vekillerinin “TRT yazılsın” önerisini de bir kez daha kabul etmedi.   59 DEĞİŞİKLİK ÖNERGESİ   Yapılan konuşmalar ardından teklifin maddeleri görüşüldü. Muhalefet partileri tarafından kanun teklifinde değişiklik için 59 değişiklik önergesi verildi.   TARTIŞILAN MADDE 29’UNCU MADDE   29’uncu madde görüşmelerinde muhalefet ile iktidar ortakları arasında tartışma yaşandı. Maddenin değiştirilmesi yönünde görüşmelere açık olduklarını dile getiren AKP’li Ahmet Özdemir, ancak teklifi geri çekme görüşmelerine kapalı olduğunu belirtti. Gazeteciden kaynağını açıklamasını mı isteyeceksiniz? Sorularını yönelten CHP’li Ahmet Tuncay Özkan’a yanıt veren AKP’li Özdemir, “Fail dediğimiz haberi yayınlayan” dedi. MHP’li Feti Yıldız da “Yani gerçeğe aykırı olduğunu bildiği içeriği alenen yayma suçunu işleyen” diye tanımladı.   Maddeler üzerinde muhalefet değişiklik önergeleri AKP ve MHP üyeleri tarafından reddedildi. Kanun teklifi Adalet Komisyonu’nda görüşülmesi ardından Genel Kurul’a gelecek.