‘Gemlik Yürüyüşü’ çağrısı: Omuz omuza mücadele edelim 2022-06-03 09:10:22 İSTANBUL - İmralı tecridi “Türkiye halklarının demokratik geleceğine saldırı” olarak nitelendiren HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, tüm toplumsal kesimleri tecride karşı yapılacak “Büyük Gemlik Yürüyüşü”ne çağırdı.    İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda 23 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan bir yılı aşkındır haber alınamıyor. Avukatları ve ailesi ile görüştürülmeyen Öcalan için ise 6 kurum ve siyasi parti harekete geçti. Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve tecrit politikalarına karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) 12 Haziran’da Gemlik’e yürüyüş yapacak. “Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için Gemlik'e yürüyoruz” şiarıyla yapılacak “Büyük Gemlik Yürüyüşü”ne çevre kentlerden de yoğun katılımın olması bekleniyor. HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, yapılacak büyük yürüyüşe katılım çağrısı yaptı.  'ÖCALAN'IN DÜŞÜNCELERİ TECRİTTE’   Öcalan’ın 1999 yılından buna tecrit edildiğini aktaran Çiçek, Türkiye’nin ve uluslararası güçlerin Öcalan'ı tecrit ederek, düşüncelerinin toplumsallaşmasını istemediğini belirtti. Öcalan’a yönelik "mutlak tecridin" halklarının demokrasi ve özgürlük mücadelesine katkı sunmasını engelleme amacı taşıdığını ifade eden Çiçek, “Öcalan’ın kendisi yıllar içerisinde kendi durumuna dair, ‘ben mutlak rehineyim’ dedi. Ne kadar tecrit ve işkence sistemini tarif etsek de aslında Sayın Öcalan’ın şu anki durumu, mutlak rehine durumu. Hatta günümüz itibariyle özellikle son bir iki yıllık durumunu ise hem hukuki hem de politik olarak alıkoyma durumu olarak değerlendirmek mümkün” şeklinde konuştu.    TECRİDİN ANLAMI   Öcalan'dan haber alınamama halinin tecridi aşan bir durum olduğunu vurgulayan Çiçek, “Tecrit ve haber alınamama durumuna karşı toplumsal bir sesin yükseltilmesi zamanıdır. ‘Gemlik yürüyüşü’nün temel mantığı da ona dayanıyor. İmralı tecrit ve işkence sistemi artık sürdürülebilir bir durumda değil. Biz ısrarla hep şunu söyledik: Sayın Öcalan üzerindeki tecrit sadece bir şahsa dair değil. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin temel amacı, Kürt halkının özgürlük ve statü mücadelesini engellemeye, tasfiye etmeye dönüktür. Bugün Güney Kürdistan işgali, Rojava’ya olası işgal tartışmalarından bunu anlıyoruz. Bütün bu politikalarının hepsi Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikalarıyla bağlantılıdır” dedi.   'TOPYEKÜN TASFİYE AMAÇLANIYOR'   “Öcalan, üzerindeki tecrit derinleştiği sürece Kürt meselesine dönük savaş politikaları devam edecek” diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Temel itirazımız ve isyanımız, başta Türk ulus devleti olmak üzere bütün Ortadoğu ve dünyadaki bütün ulus devletlerin savaş siyasetine karşı; toplumsal barış, adalet, eşitlik ve özgürlük siyasetini savunuyoruz. Temsil ettiği fikirler ve kazandığı toplumsal rızaya baktığımızda Öcalan üzerindeki tecrit politikaları sıradan ele alamayız. Karşı tarafın da bir okuması var. Bu okuma çok net. Sayın Öcalan’ı kitlesinden, örgütü ile ona gönül verenlerden hem düşünsel, hem ahlaki hem de ideolojik düzeyde koparıp bu hareketin topyekun bir tasfiyesi hedefleniyor.”   Ortadoğu’daki gelişmelerin yanı sıra AKP-MHP’nin ortaya koyduğu politikaların Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmeye dönük olduğunun altını çizen Çiçek, Öcalan’ın üzerindeki alıkoyma siyasetinin nedenin bu olduğunu ifade etti. Çiçek, “Bugün bütün gelişmeler, Kürtlerin özgürlük mücadelesinin tasfiyesine dönük kurgulanmış ve ittifaklar kendini ona göre dizayn etmiş. Bizim açımızdan bu durum sürdürülebilir bir durum değildir. Gezi Direnişi’nin 9’uncu yıl dönümünde kaybettiklerimizi anarken, devletin Gezi direnişçilerine dair tecridi ve zor yaklaşımını da gördük. Birçok arkadaşımızı işkence ederek gözaltına aldılar. Aslında bunların hepsi AKP-MHP rejimi açısından bir yönetim tekniği haline geldi” dedi.   TÜRKİYE HALKLARI MEVZİ KAZANACAK   Çiçek, “Madem tecrit İmralı’da başladı. Tecrit politikalarının tasfiye edilmesi gerektiği ilk ve en önemli merkez de yine İmralı’dır. Öcalan üzerindeki tecrit ve işkence sisteminin kaldırılması sadece Kürtlere mahsus has bir şey değil. HDK’nin, Türkiye sosyalistlerinin, kadınların, gençlerin, ekoloji mücadelesi yürütenlerin, inanç gruplarının, tarihsel ittifak oluşturduğu dönemden sonra sayın Öcalan üzerindeki tecrit daha derinleşti. Tam da buradan hareketle bunu çok net söylüyoruz, bu tecridin ortadan kaldırılması sadece Kürtlere nefes aldırmayacak aynı zamanda Türkiye halkları çok ciddi bir müttefik kazanacak. Türkiye halkları çok ciddi bir mevzi kazanacak. Bu yüzden Türkiye halkları kendi önündeki engelli aşmak içinde AKP ve MHP’nin bu tecrit politikalarını boşa çıkarmak zorundadır” dedi.   TOPLUMSAL ÇÜRÜME   Tecrit politikalarının toplumun tüm kesimlerine yansıdığını ve toplumda bir çürüme yaşandığına işaret eden Çiçek, “Toplum öyle bir düzeye geldi ki kendini yakan yurttaşa müdahale edilmiyor. İnsanlar selfie çektiriyor. Bu bizler açısından şunu gösteriyor. Bu toplumsal çürümenin sebebi de tecrit politikaları. AKP ve MHP’nin bu topraklarda faşizan politikaları, savaş politikaları, tecrit politikaları aslında bir toplumsal çürümeyi de başlattı. O yüzden sadece Kürtlere kaybettiren bir süreç değil. Bütün saldırılır cevapsız kaldıkça, itaat geliştikçe, mevcut rejime rıza geliştikçe toplumsal çürümeyi görüyoruz” diye belirtti.   TOPLUMSAL BİRLİK   Tecrit politikalarının Türkiye halklarının demokratik geleceğine dair de bir saldırı olduğunu vurgulayan Çiçek, “Biz de bu fikriyat temelinde, başta halklar emekçiler, bütün dost güçleri, bütün dost kurumları, yüreği, ideolojisi gerçekten demokrasiden, özgürlükten doğru atan herkesin sadece İmralı'daki tecrit politikası değil; bütün hapishanelerdeki tecrit politikalarını boşa çıkarmak için omuz omuza, yan yana bir mücadeleye çağırıyoruz. 12 Haziran'a kadar yürüteceğimiz bütün çalışmalarımız da toplumsal birlik, dayanışma ve ittifak perspektifiyle, örgütleyeceğimizi düşünüyoruz” diye belirtti.   MA / Esra Solin Dal – Doğan Kaynak