7 yıldır aydınlatılmayan ölüm: Oğlumu devlet öldürdü 2022-06-08 09:11:27 ŞIRNAK - Tutuklu bulunduğu Rize L Tipi Cezaevi'nde intihar ettiği ileri sürülen Segvan Yaman’ın ölümü 7 yıldır aydınlatılmadı. Annesi Pijan Paksoy, oğlunun yaşamı boyunca işkenceyle karşı karşıya kaldığını belirterek,“Oğlumu devlet öldürdü” dedi.    Cezaevlerinde baskı ve işkence uygulamalarını arttıran AKP, hasta ve infazı yakılan tutukluları tahliye etmeyerek ölüme terk ediyor. Sadece 2022 yılının ilk 5 ayında 18 tutuklu cezaevinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. İktidar, 2015 yılında savaş konseptine dönerek başlattığı bu baskılarda yaşamını yitiren tutukluların ölümü de aydınlatılmadı.  AKP’nin savaş konseptini başlatmasından bir yıl sonra 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Rize L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Segvan Yaman, şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. 2016 yılının Ocak ayında Şırnak’ın Uludere ilçesinde bulunan evine yapılan baskınla gözaltına alınan Yaman, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Yaman, kısa bir süre sonra Rize L Tipi Cezaevi’nde sürgün edildi. 15 Temmuz 2016 gecesi “intihar ettiği” ileri sürülen Yaman, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Vücudunda işkence izleri bulunan  Yaman’ın ölümü, geçen 7 yıla rağmen aydınlatılmadı.    Annesi Pijan Paksoy ve eşi Lale Yaman, Segvan Yaman’ın devlet tarafından katledildiğini belirterek, faillerin açığa çıkarılmasını istedi.    YAŞAM BOYUNCA DEVLET BASKISI    Yaşamı boyunca devlet baskılarına maruz kaldıklarını dile getiren anne Pijan Paksoy, yaşamını yitiren oğlu Segvan’ın da en büyük baskıları yaşadığını söyledi. Oğlunun küçük yaşta siyasi parti çalışmalarına katıldığını anlatan anne Yaman, “Çocukluğunda ve gençliğinde mahallenin tüm çocuklarını toplar, onları örgütlerdi. Engel ve yasakları hiçbir zaman tanımazdı. Arkadaşlarını örgütlemek ve bilinçlendirmek için elinden ne gelirse yapardı. Herkes de çok iyi biliyor ki çocukluğundan bu yada kimliğine bağlıydı. Tüm baskı ve zulme rağmen taviz vermedi. Çocukluğundan hayatını kaybedene kadar hiçbir zaman mücadeleden geri durmadı” dedi.    DEHAP’I NEDEN AÇTIN?    Oğlunun, 2003 yılında Demokratik Halk Partisi’nin (DEHAP) ilçedeki kurucularından biri olduğunu belirten anne Yaman, “Devlet daha sonra evimize baskın yaparak, Segvan’ı gözaltına aldılar. Ona ‘Neden partiyi açtın’ diye sordular. Oğlum daha sonra tutuklandı ve 3 ay Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu kaldı. Hayatı hep işkence ve baskı içerisinde geçti. Sürekli gözaltına alınıp tutuklanırdı. Ama hiçbir zaman çalışmalarını bırakmadı. Cezaevinden çıktığı zamanda çalışmalarına kaldığı yerden devam etti. Yaşamı hep mücadele ve direniş içerisinde geçti” diye anlattı.    KORUCULUĞU KABUL ETMEDİ   7 kez tutuklanan oğlunun birçok kez işkencelere maruz kaldığını dile getiren Yaman, birçok kez ajanlık ve koruculuk dayatmalarının yapıldığını söyledi. Anne Yaman, “Bir gün polisler silah getirerek oğluma korucu olmalarını söylediler. Oğlum koruculuğu kabul etmedi ve onların silahını kırdı. Oğlum koruculuğu kabul etmediği için daha sonra yine tutuklandı” şeklinde konuştu.   DEVLET KATLETTİ    Oğlunun devlet tarafından katledildiğini ifade eden Yaman, “Bize 'oğlunuz intihar etti’ dediler. Ama biz buna inanmadık. Çünkü oğlum intihar edecek biri değildi. Baskılara taviz vermeyen bir insan neden intihar etsin? Bundan kaynaklı oğlumu cezaevinde katlettiler. Devletin koruması altıda olan biri nasıl kendini intihar etsin! Biz buna inanmıyoruz. Cenazesini aldığımızda da işkence izleri vardı. Devlet bize yalan söylüyor. Cenazemizi getirdiğimizde de ne tabut verdiler ne de cenazeyi yıkamamıza izin verdiler. Oğlum kardeşinin cenazesini aldığında da ona ‘Kürtçe konuşma, senide öldürürüz’ dediler. Daha sonra cenazesini getirip burada yıkadık. Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen ölümü aydınlatılmadı. Öldürüldükten sonrada adalet yerini bulmadı” diye konuştu.    CEZAEVİNİN FARKLI AÇIKLAMALARI   Yaman’ın eşi Lale Yaman da eşinin cezaevinde intihar ettiğine inanmadıklarını belirterek, “Vücudunda intihar izi yoktu. Rize Cezaevi üç kez ifadesini değiştirdi. İlkinde ‘başını demirlerin arasına sıkıştırmış’, ikincisinde ‘gömlekle kendini boğmuş’ ve üçüncüsünde ise ‘iple kendini boğdu’ dediler. Cezaevinde katliam yaptılar ve eşimi öldürdüler. Cenazesini aldığımızda da polisler eşimi ‘terörist’ ilan ettiler” diye belirtti.    ‘TUTUKLULARA SAHİP ÇIKALIM’   Cezaevlerinde son süreçte şüpheli olarak yaşanan ölümlere dikkat çeken Yaman, şunları söyledi: “Bugüne kadar birçok tutuklu hayatını kaybetti ve hepsinin intihar ettiğini söylediler. Bugün cezaevlerinde çok fazla cenaze çıktı ve hepsi de şüpheli. Eşim için de intihar etti dediler. Bugün yaşamını yitiren hiçbir tutuklunun intihar ettiğine inanmıyoruz. Bizi hem tutukluyorlar hem katlediyorlar. Herkes cezaevlerinde tutuklu bunan tutululara sahip çıksın.”