SKM Sözcüsü Otlu: Gemlik yürüyüşü adalet ve özgürlük yürüyüşüdür 2022-06-11 09:43:31 İSTANBUL - Öcalan üzerindeki tecridin mücadeleyle kırılabileceğini belirten SKM Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, “Gemlik yürüyüşü aynı zamanda bir adalet yürüyüşü ve özgürlük yürüyüşüdür. O yüzden bu kitlesel büyük halk yürüyüşüne herkesi davet ediyorum” dedi.   PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kaldırılmasına yönelik yarın yapılacak  “Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için Gemlik'e yürüyoruz” şiarıyla Gemlik Yürüyüşü’ne bir katılım çağrısı da Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, bu topraklarda eşitliği, özgürlüğü, adaleti ve İmralı tecridi kalksın diyen herkesi Gemlik yürüyüşüne davet etti.   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve ağır tecrit koşullarına dikkati çekmek için 6 kurum ve siyasi parti yarın “Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak için Gemlik’e yürüyoruz” şiarıyla yürüyüş başlatacak.   İstanbul ve İzmir gibi batı kentlerinin yanı sıra bölge kentlerinin de birçok ilden yürüyüş kollarına çok sayıda kişinin katılması bekleniyor. Düzenleyici kurumlar dışında da çok sayıda sivil toplum örgütü yürüyüşe katılıyor. SKM Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, yürüyüşe dair değerlendirmelerde bulundu.     REHİN ALMA POLİTİKASI    Otlu, özellikle OHAL ile birlikte Türkiye’de artan baskıcı rejime dikkati çekti. Cezaevinde de baskıların arttığını belirten Otlu, Öcalan üzerinde devam eden 23 yıllık tecridin bir rehin alma politikası olduğunu vurguladı.  Otlu, “Yasalara göre cezaevinde tutuklu bulunan herkesin aile ve avukatlarıyla görüşme ve mektup alma hakkı var. Herhangi bir kitap, günlük gazete alma hakkı var. Ama Sayın Abdullah Öcalan, şu anda hiçbir hakkından yararlanamıyor. Öcalan, üzerindeki tecrit belli dönemlerde kırılsa da mücadelenin yükseltilmesi cezaevlerinde örgütlenen açlık grevleriyle belli bir düzeyde tecrit kırılsa da istenilen tam kırılma olmadı” dedi.   ‘HERKES YER ALMALI’   Otlu, tecridin derinleştirilmesinin en büyük nedenin Kürt halkının kazanmış olduğu statüyü tasfiye etmek olduğunu dile getirerek, “Bu bir tasfiye etme hareketidir. Sayın Abdullah Öcalan şahsında cezaevinde bulunan tutuklularla birlikte onurlu bir barışın sağlanması engelleniyor. Yani 23 yıldır bir halk önderi üzerinden bir halkı teslim alma politikası izleniyor. Artık AKP faşizmine karşı tüm ağırlaştırılmış tecride karşı insanlığın ses çıkarması gerekiyor. Yani tecrit sadece Kürt özgürlük mücadelesini yürüten sosyalist ve devrimciler değil, tecride, cezaevlerindeki politikalara, hasta tutukluların ölümüne hayır diyen herkesin 12 Haziran’da Gemlik buluşmasında yer alması gerekiyor. Aksi takdirde cezaevlerinde daha fazla ölümlerin çıkacağı infaz yakmaları olacak” diye konuştu.   TECRİDİ SOKAKTA KIRMALIYIZ   Cezaevlerindeki baskılara vurgu yapan Otlu, “Biliyoruz ki Sayın Abdullah Öcalan başta olmak üzere cezaevlerinde hiçbir tutuklu AKP faşist rejimini politikalarına  teslim olmamıştır ve onurlu ve dik duruşunu her zaman sergilemiştir. Buda aslında AKP faşist rejiminin zorlayan ve geri adım atmasını sağlayan bir faktör olmuştur.  AKP, İmralı’da Sayın Öcalan şahsında tecridi ağırlaştırıyor diğer cezaevlerinde bütün tutukluları ölüme yolluyor. Biz ne cezaevlerindeki ölümleri kabul etmeliyiz ne Sayın Öcalan şahsındaki tecridi kabul etmeliyiz. Tecridi kırmanın tek bir yolu var oda ancak sokaktaki mücadeleyle kazanılabilir” diye belirtti.    İMRALI KAPILARI AÇILMALI   “Bu ülkede Kürt sorunu çözülmek isteniyorsa İmralı’nın kapılarının açılması gerektiğini bilmemiz gerekiyor” diye Otlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İmralı’nın kapıları açılmadan Kürt halkının statüsü anadilde eşit yurttaşlık hakkının olmayacağını biliyoruz. Yani Kürt halkının özgür olma koşulları olmayacaktır. Bunun olması için birleşik mücadeleyi güçlendirmemiz lazım. Kürt halkının güçlü olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Batıda Gezi direnişini geçirmiş çok güçlü bir halk hareketi var. Bir taraftan da Koban’e serhildanı yaşanmıştı. Biz bu ikisini birleştiremediğimiz sürece bu toprakların huzur bulmayacağı kesindir. Çünkü İmralı’daki tecrit sadece Kürt halkına yönelik bir tecrit değil, bunu 15 Temmuz OHAL sürecinde de gördük. Kürt Özgürlük hareketine tasfiye etmeye çalışmalarıyla beraber Suruç katliamıyla Türkiye devrimci hareketinin öznelerine, sosyalist gençlik hareketleri üzerinden mesaj vermeye çalıştılar. Bunları iyi görmek ve okumak gerekiyor. Bu tasfiye ve tecrit politikalarını aşmanın tek yolu Kürt halkının özgürlüğünü, Türk halkının özgürlüğüyle birleştirmektir.”   TECRİT VE SAVAŞ   Devletin, Öcalan'a yönelik sürdürdüğü tecrit politikalarıyla Kürt halkına mesaj verildiğini ifade eden Otlu, şöyle devam etti: “İktidar tecritle Kürt halkına itaat ettirmeyi amaçlıyor.  ‘Kürt halkının statüsünü istediğim pozisyonda tanırım, istediğim zaman İmralı kapısını açarım, istediğim zaman açmam’ diyor. Yine tecridi ağırlaştırarak da Rojava’da işgal politikalarını daha güçlü yapacağına inanıyor. Oradan yapacağı kazanımla da 2023 yılında kurmak istediği politik İslam faşist rejimini kurmak istiyor. Bütün politikasını bunu üzerine inşa etmiş durumda. Eğer Sayın Öcalan üzerindeki tecrit artarsa Rojava,  işgalini daha kolay meşrulaştıracak. Bakur Kürdistan’daki sömürgeci politikalarını daha çok meşrulaştıracak. Bütün bunların zemini tecrit politikalarıyla dayanmaktadır.”    BARIŞIN ÖZNESİ KADINLARDIR   Savaş ve tecrit politikalarından en çok kadınların etkilendiğini sözlerine ekleyen Otlu, savaşın sömürgeci politikasını kadın üzerindeki yansımalarına işaret etti. Otlu, şunları ifade etti: “Şu an Kürdistan’da her evde en az birisinin ya ailesinden yaşamını yitirmiş veya cezaevinde olan aileler var.  Bu ailelerdeki anneler, kadınlar birebir bunun acısını ve mücadelesini en çok yaşayan kişilerdir. Yine savaşın durması ve onurlu bir barışı yüksek sesle talep eden de kadınlar oluyor. Kadınlar her alanda mücadele yürüyor. Başta tecrit politikaları olmak üzere cezaevlerindeki hak gasplarına karşı en çok direnen kadınlar annelerdir. Bu gün bile Çağlayan’da her hafta her türlü engellemeler rağmen direnen annelerimiz görüyoruz.  Barış mücadelesi yürütenlerin en önünde kadınlar ve anneler oluyor. O yüzden bu mücadelenin en büyük öznesi kadınlardır. Bir halk özgürleşecekse başta kadınların özgürlüğüyle olacak. Toplumsal devrim kadın devrimiyle buluştuğu koşullarda özgürleşeceğiz ve birlikte mücadelemizi yürüteceğiz.”    GEMLİK YÜRÜYÜŞÜNE DAVET   Yarın yapılacak yürüyüşe vurgu yapan Otlu, şunları söyledi: “Tecride kaşı siyasi özgürlüğü kazanmaya şiarıyla örgütleniyoruz. Bu topraklarda Kürt halkının yanında olduğunu iddia eden, bu topraklarda eşitliği, özgürlüğü, adaleti isteyen ve cezvelerinde artık katliam olmasın, ağır hasta tutuklular olmasın, İmralı tecridi kalksın diyen herkesi 12 Haziran’da Gemlik yürüyüşünde olması gerekiyor. Gemlik yürüyüşü aynı zamanda bir adalet yürüyüşü ve özgürlük yürüyüşüdür. O yüzden bu kitlesel büyük halk yürüyüşüne herkesi davet ediyorum.”   MA/ Esra Solin Dal