Halkevleri 27’nci Genel Kurulu: Çözüm ortak mücadele 2022-06-12 13:36:35   ANKARA - Halkevleri’nin Genel Kurulu’nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Özgür ve demokratik bir geleceği birlikte inşa etme sorumluluğumuz var. En geniş mücadele ortaklığını kuracağız” dedi. Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk ise, “Değişim umudunun büyüdüğü bir süreçteyiz” dedi.    Halkevleri 27’nci Genel Kurulu, İnşaat Mühendisleri Odası’nda gerçekleştirdi. “Savaş politikalarına son”, “Kürt sorununda demokratik çözüm”, “Tek seçenek tek yok halkın kendi iktidarı”, “Yoksullaştırma ve faşizme karşı acil ekmek, kamulaştırma, adalet ve özgürlük” pankartlarının asılı olduğu salonda, sık sık “Direne direne kazanacağız”, “Üreten biziz yöneten de biz olacağız” ve “Tek yol sokak tek yol direniş” sloganları atıldı.   Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşu ve divan seçiminin ardından başlayan kurulda ilk olarak konuşan Divan Başkanı Linda Sevinç Hocaoğulları, “Bazen, ‘zamanların en kötüsündeyiz’ diyebiliyoruz ama geçmiş mücadelelere baktığımızda ‘zamanların en iyisindeyiz’ diyoruz. Bizler biliyoruz ki bu direnişin içerisinde mayalanan yeni bir uygarlıktır” dedi.   'ÜLKENİN UMUDU DİRENİŞ'   Ardından söz alan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, ülkenin geleceğine dair kaygıların büyüdüğü belirterek, “Diğer yandan da değişim umudunun büyüdüğü bir süreçteyiz. Bizler ise halkın kavgasını büyütmek için yeni sorumluluklar almak için buradayız. Egemenler bir yandan kitleleri yoksullaştırırken, Türkiye halkları geleceği ve hayatı için direniyor. Bu ülkenin umudu direniştedir. Biz bu çürümüş ve iflah olmaz düzenden kurtulmaktan başka bir yol olmadığını biliyoruz. Direnişi örgütleyecek ve daha iyi kavga etmeyi öğreteceğiz” ifadelerini kullandı.   'EGEMENLERİN ÇÖZÜMÜ YOK'   Düzen siyasetinin çürüdüğü, halk isyanlarının dünyayı sardığı bir dönem içerisinde olunduğunu dile getiren Merttürk, “Önümüze çoklu krizler var. Bütün bu süreçte halkın direnişinde ortaya çıkan taleplerle ancak yenilgiye uğratılmasıyla sonuç alacağını da biliyoruz. Önümüzdeki mücadele döneminde anti-faşist direniş ve sosyalist perspektifle hareket edeceğiz. Kitlesel bir direniş hareketi kurmak hepimizin görevidir. Düzenin açığını kapatarak gerçek bir değişim mümkün değildir. Bugün krizde olan biz değil bir bütün olarak kapitalist uygarlıktır. Egemenlerin hiç bir çözümü yoktur. İçinden geçtiğimiz dönem sosyalist bir atak dönemi olmalıdır. Parolamız: Kendimize örgütümüze ve halkımıza güveniyoruz” şeklinde konuştu.   'ÇÖZÜM ORTAK MÜCADELE'   Kurulda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, krizin yarattığı çöküntüden yılgınlığa kapılacak kesimlere “dönüşüm yakındır, kurtuluş elimizdedir” diye seslenerek, çözümün ortak mücadelede olduğunu belirtti.    İktidarın çözüldükçe toplumu çökertmek, ülkeyi çürütmek istediğini vurgulayan Sancar, devamında şunları söyledi: “Her tarafı talan, kan ve yalan siyasetiyle iyice çürütecek, çözecek politikalar yürütüyor. Yoksulluk aldı başını gidiyor. Belki de tarihin en acı dönemlerini yaşıyoruz yoksulluk ve açlık bakımından, toplumun 4’te 3’ünün açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşadığı artık saklanamaz bir hale gelmiştir. İktidarın kurumları da saklayamıyor bunları. Bu açlık, yoksulluk ve sefaletin sebebi iktidarın rant, talan, sömürü ve savaş politikalarıdır. Rant ve savaş politikaları, sömürü ve talan politikaları bu ülkede ve iktidarda çözülmeyi çöküşü büyüttükçe aynı yöntemleri çözüm olarak sunmaya kalkıyor bu iktidar. Savaş politikalarına sarılıyor, halkın sorunlarına çözüm bulma imkanı bulmayınca halkı ayrıştırmak, düşmanlaştırmak ve savaş tehditleriyle yıldırmak için uğraşıyor. İşte bunlara karşı asıl çözüm ve gerçek çözüm bütün demokratların, devrimcilerin, ilericilerin ortak mücadelesidir. Bizler gücümüzü birleştirirsek bütün bu politikaları boşa çıkarırız, bu zorba iktidarı mutlaka durdurur ve değiştiririz. Bundan şüpheniz olmasın. Ama asla ihmal etmemiz ve unutmamamız gereken görev ortak mücadeledir. Güçlerimizi birleştirmektir, halk ile birlikte halk için bir yeni başlangıç yaratma yolunda en güçlü yürüyüşü örgütlemektir.    MÜCADELE ORTAKLIĞINI KURACAĞIZ   İşte bizlerin uzun süredir burada çeşitli kuruluş ve partileriyle halkın çeşitli kesimleriyle oluşturmaya çalıştığımız mücadele ortaklığı tam da bu hedefe yöneliktir. Biz bu mücadele ortaklığını sadece günün sorunları için değil, sadece seçimlere dönük bir hesap ya da taktik politika olarak değil, stratejik bir birliktelik olarak görüyoruz. Ortak mücadele bu iktidarı durdurmak ve değiştirmek için şarttır. Ama aynı zamanda bu iktidarın yerine eski köhnemiş zihniyetlere karşı da gerçek alternatifi de üretmektir. Bizler ne bu zorba iktidarı ne de köhnemiş eski sistemi istiyoruz. Bizler yeni bir başlangıç istiyoruz, bizler halkların birlikteliği ile eşit, özgür, demokratik ve barış içinde bir yeni yaşam inşa etmek istiyoruz. Savaş Kürt sorununda çözümsüzlük tecrit politikalarına karşı hep birlikte mücadele etmek istiyoruz patronların yandaşların insafsız pervasız sömürüsüne ve ülke kaynaklarının talanına karşı bütün emekçilerle ortak mücadele etmek istiyoruz. Kadını yok sayan kadına şiddeti meşru gören bütün zihniyetlere karşı özellikle bu iktidarın uygulamalarına karşı kadın hareketiyle birlikte büyüyerek bir mücadele örmek istiyoruz. Bu ülkede inançlarından dolayı ayrımcılığa ötekileştirmeye maruz kalan başta Aleviler olmak üzere bütün inanç gruplarının eşit yurttaşlık hakkı için birlikte yürümek istiyoruz. Biz yeni bir başlangıç istiyoruz bu yeni başlangıcı ancak birleşerek gerçekleştirebiliriz. Eğer bunu başaramazsak, ki başaramama gibi bir şansımız, lüksümüz yok. Halka karşı tarihe karşı sorumluluğumuz gereği ortak mücadeleyi en geniş şekilde örme sorumluluğumuz var. Bu sadece bir sorumluluk değil aynı zamanda bir zorunluluktur. Çünkü Türkiye halkları gerçek bir çözüm istiyor, gerçek alternatif istiyor. Halkçı bir yönetim istiyor halk ile beraber yönetim istiyor. O nedenle birleşerek eşit özgür ve demokratik bir geleceği birlikte inşa etme zorunluluğumuz sorumluluğumuz var halka karşı yükümlülüğümüz var halka da sözümüz var birleşeceğiz en geniş mücadele ortaklığını kuracağız ve bu iktidarı göndereceğiz, eski köhnemiş sistemin getirilmesi çabalarına karşı da halkın seçeneğini oluşturacağız.”   YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ    Sancar konuşmasının devamında AKP-KDP ortaklığında Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılar ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı sinyallerine ilişkin konuştu. Sancar, “Kürt sorununda güvenlikçi anlayışı savaş politikalarını hakim kılmaya çalışan bu iktidar Güney Kürdistan’a operasyon yapıyor, Rojava'ya işgal tehditleri savuruyor buradan sonuç alamayınca savaşı başka yerlerde alevlendirmeye çalışıyor. Savaş tehdidini bu sefer Yunanistan ile örmeye çalışıyor. Bizler bu ülkede Ortadoğu'da Doğu Akdeniz’de bulunduğumuz bütün bölgede ve bütün dünyada gerçek bir barışı halkların barışını savunuyoruz. Hakların bir arada barış içinde eşitçe bir bölge düzeni bir dünya düzeni istiyoruz. Buna ülkeyi barışı eşitliği özgürlüğü kurarak başlayacağız” dedi.    MÜCADELE GELENEĞİ   Büyük çoğunluğun birlikte mücadele etmesiyle kazanacaklarını ekleyen Sancar, “Yılgınlık yok, asla yok çünkü biz çoğunluğuz. Biz çokuz, bu ülkenin gerçekleri sahipleri kaynaklarını üretenler bu ülkede değerleri yaratanlar bu ülkenin en büyük çoğunluğunu oluşturuyoruz. Eğer bu büyük çoğunluk birlikte mücadele etmeyi başarırsa geçmişin direniş mücadele ve bütün o güzel umutlar birikimini devralırsa Kürt halkının o güçlü mücadele geleneğini, Mahirlerin, Denizlerin, İboların o güzel mücadelesiyle birleştirirse elbette kazanacak. Bu ülke kazanacak halklar kazanacak şüphemiz olmasın buna gücümüz var. İrademizi de en güçlü şekilde ortaya koymalıyız” ifadelerini kullandı.     Sancar son olarak Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya denk” şiirinden bir dörtlük okudu.    Kurulda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, Bütün renklerin kendini temsil edebildiği ve üretenin yönettiği bir Türkiye hayal ettiklerini belirterek, “Bunun için özgürlük ve demokrasi mücadelesinde el ele vererek başarabiliriz” dedi.    Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, halkların bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, “Demokrasiye, özgürlüğe ve barış mücadelesine dönük saldırılara karşı bir adalet arayışının içindeyiz. Direnişle eşitliğe, demokrasiye ve adalete varacağız” derken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil de “Birlikte önemli işler yapmaktayız. Seçimlerde de ülkenin içinde bulunduğu karanlığı birlikte göndereceğiz. Saray faşizmine ve kapitalizme karşı birlikte mücadele edeceğiz” diye aktardı.    Kurul, rapor sunuşları ve seçimlerin ardından son bulacak.