Deniz Poyraz'ın katledilmesi: Arka plan ısrarla gizleniyor 2022-06-13 09:31:41   İZMİR - Katledilmesinin üzerinden 1 yıl geçen Deniz Poyraz’a ilişkin davada yargılama sürecinde katliamın arka planı ısrarla gizlenmeye çalışılıyor. Deniz’in adı ise Türkiye’nin dört bir yanında yaşıyor.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına 17 Haziran 2021’de Onur Gencer tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırıda Deniz Poyraz’ın katledilmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Aradan geçen bir yılda iddianame ve yargılama sürecinde katliamın arka planı ısrarla gizlenirken, Deniz Poyraz’ın adı ise Türkiye’nin dört bir yanında yaşatılmaya devam etti. Saldırının Türkiye demokrasisi ve özgürlüklerine olduğunu vurgulayan birçok farklı kesim Deniz Poyraz’ı sahiplenerek, HDP ile de dayanışma içinde bulundu.    Deniz Poyraz’ın katledilmesinin ardından geçen 1 yılda yaşananları derledik.    'ADIN NE ABİCİM'   17 Haziran sabah saatlerinde Konak'ta bulunan HDP İzmir il binasına gelen katil Onur Gencer, partinin içine girdikten sonra ateş etmeye başladı. Bu sırada partide bulunan Deniz Poyraz'ı katleden Gencer, daha sonra partinin içinde ateş etmeye devam etti. Parti önüne gelen polisler ise, dakikalarca olaya müdahale etmezken, tanık ifadelerine göre Gencer, 8 katlı binada ellerini yıkamak için tek tek katları gezdi. Fakat bu sırada polis olaya müdahale etmedi, daha sonra aşağı inen Gencer'i "adın ne abicim" diyerek gözaltına aldı. Partiye saldırı haberini alan binlerce HDP'li de il binasının önüne akın etti. Kızının katledildiğini öğrenen Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz’ın “Bir Deniz gitti, bin Deniz gelecek” sözleri tüm topluma bu saldırılar karşısında verecekleri mücadele noktasında güç verdi.    ÖRGÜTLE BAĞLANTISI YOKMUŞ!   Gencer gözaltındayken, elinde silahla çekilmiş fotoğrafları sanal medya hesapları üzerinden paylaşılmaya başlandı. Gencer'e ait sanal medya hesabında, farklı modellerde silahlarla Suriye'nin çeşitli kentlerinde fotoğraf çektirdiği ortaya çıktı. Gencer, ifadesinde sağlık çalışanı olarak Suriye’nin Minbic kentinde görev yaptığını söyledi. Gencer, olayın üzerinden 24 saat geçmeden çıkarıldığı mahkemece "tasarlayarak öldürmek" suçlamasıyla tutuklanırken, emniyet daha 24 saat dolmadan Gencer'in "örgütle bağlantısı olmadığı" yönünde kanaat bildirdi. Bu kararı veren emniyetin olay yeri incelemesinde de eksik deliller topladığı, partililerin birkaç gün sonra binada kurşun bulmasıyla ortaya çıktı.    DANAYIŞMA   Poyraz'ın katledilmesi ve HDP'ye saldırılar, bir çok noktada protesto edildi. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Poyraz'ın katledildiği İzmir'de 8 Temmuz’da “Demokrasi için bir nefes” mitingi gerçekleştirdi. Toplumun tüm kesimlerinden binlerce kişinin akın ettiği Gündoğdu Meydanı’nda, Deniz Poyraz’ın posterleri dalgalandı. Mitingin temel sloganı ise, “Denizlere sözümüz barış olacak” oldu. Kamuoyunda büyük tepkiye neden olan saldırıya sık sık HDP'yi hedef alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, herhangi bir açıklama yapmazken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ülkücü işaretleriyle fotoğrafları ortaya çıkan Gencer'in katlettiği Deniz Poyraz’ı suçladı. Muhalefet partileri ve sivil toplum örgütleri de bu süreçte büyük bir dayanışma içerisinde oldu.    OLAY ARAŞTIRILMADI   İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, olaya ilişkin olaydan hemen sonra 30 kişilik bir komisyon kurdu. 18 Haziran ve 21 Haziran tarihlerinde etkin ve etkili bir soruşturma yapılması için savcılığa sunulan dilekçelerde Gencer’in yakınlarının da HTS ve baz sinyal bilgilerinin istenmesi, azmettiricileri ve yardım edenlerin ortaya çıkarılması istendi. Dilekçelerde, katil zanlısı Gencer’in silah eğitimi aldığı poligonların araştırılması ve poligon yetkililerinin ifadelerini alması, Gencer'in hangi çalışma prosedürüne göre görevlendirildiği, Suriye’deki ilişkilerin incelenmesi gerektiğine de yer verildi. Fakat bu taleplerin hiç birisi ne savcılık, ne de emniyet birimleri tarafından karşılık bulmadı. HDP milletvekilleri de olayla ilgili en az 35 soru, 10 araştırma önergesi verirken, bunların tamamının cevapsız kaldığı öğrenildi.    SUÇ DUYURULARI SONUÇSUZ KALDI   HDP, saldırının ardından 25 Haziran’da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na hem İzmir Valiliği hem müdahaleye geç gelen polisler, hem de parti binası önünde bekletilen kişiler ve polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Kamu görevlileri hakkında yapılan suç duyurularına cevap veren İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı reddetti. Dava avukatlarından Türkan Aslan Ağaç ayrıca Poyraz’ın katledilmesinin ardından bazı sanal medya hesaplarından Poyraz ve ailesine yönelik ırkçı ve hakaret içeren paylaşım yapan 15 kişi hakkında da suç duyurusunda bulundu. Katil Gencer’i övücü nitelikte olan bu paylaşımlar hakkındaki suç duyurularının büyük kısmı savcılık tarafından “kovuşturmaya gerek görülmedi.”   İDDİANAME PEŞİN HÜKÜMLE AÇIKLANDI   11 Ekim2021’de Onur Gencer hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede açıklandı. Onur Gencer’in "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme", "siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme" suçlarından 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Ortaya çıkan iddianamede, birçok çelişki olduğu hukuk örgütleri ve kurumları tarafından dillendirildi. İddianamede, dava sürecine dair peşin hüküm niteliği de taşıyabilecek şekilde "Sanığa 2016'da 'anksiyete bozukluğu' ve 'hafif depresif nöbet tanısı' teşhisi konulduğu" ibareleri yer alması dikkat çekti. Ancak Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi Başhekimliği'nin 22 Şubat 2021 tarihli raporunda, Gencer'in herhangi bir psikolojik rahatsızlığına rastlanmadığı belirtildi.    ASKER VE ÜLKÜCÜLERLE BAĞI   Sanığın “herhangi bir örgütle bağının olmadığı” kanısına varılan iddianamede, HTS kayıtları ve tanık ifadeleri dikkate alındığında Gencer’in askerler ve ülkücülerle irtibatta olduğu anlaşıldı. Gencer'in irtibat kurduğu kişilerden 3'ünün asker olduğu iddianamede yer aldı. Gencer'in, Türkiye'nin farklı ülkelerde savaştırdığı paramiliter grupları eğitmek ve Saray ile olan ilişkileriyle gündemden düşmeyen Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş (SADAT) ile bağlantılı olduğuna dair çıkan bilgilere dair yapılan araştırmalar da iddianamede yer aldı. Gencer'in SADAT ile bağlantısının bulunduğuna dair delil elde edilemediği belirtildi.    İDDİANAMEDE YOK, HABERDE VAR   İddianamede dikkat çeken başka bir detay ise dava avukatlarının 25 Ekim’de yaptığı basın toplantısında ortaya koyuldu. Avukatlar, katil Onur Gencer’in 27 kez İzmir Emniyetini aradığını, bu arama kayıtlarının emniyet ve savcılıktan istenmesine rağmen kendilerine olumsuz cevap verildiğini aktardı. Emniyet yetkililerinin dava avukatları ve savcılığa vermediği görüşme detayları ise basın toplantısından 3 gün sonra Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) haberinde ortaya çıktı. Haberde Gencer’in silah ruhsatı için 2 kez Hatay Polis Karakolu, 25 kez de Gaziemir İlçe Emniyet Müdürlüğü'yle görüşme yaptığı kaydedildi. Haberde bu aramaların bir bölümü yivsiz av tüfeği ruhsatı almak için bir bölümünün ise saldırıda kullandığı tabancanın ruhsatıyla ilgili sorular sormak için olduğu belirtildi.    DAVA SAHİPLENMEYLE BAŞLADI   İddianamede yaşanan tüm bu eksik hususlara rağmen dava 29 Aralık 2021’de İzmir 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. İlk duruşmaya katılmak için 500’ün üzerinde avukatın yanı sıra bölge baroları başta olmak üzere 30 baro başkanı ve binlerce yurttaş İzmir’e geldi. Soruşturma aşamasında yürütülen olayın üstünü örtme tavrı yargılama sürecinde de devam etti. Olayın arka planının ortaya çıkması için dava avukatları tarafından verilen dilekçe ve talepler görmezden gelinirken, barolar ve demokratik kitle örgütlerinin davaya katılım talepleri her seferinde reddedildi. Öyle ki 29 Nisan’da görülen üçüncü duruşmaya Onur Gencer getirilmezken, dava avukatları durumu mahkeme salonunda öğrendi. Yine mahkeme heyeti vekalet belgesi olan avukatların sanık ve tanıklara soru sormasını engelleyen bir ara karar aldı. Bunların üzerine avukatlar reddi hakim talebinde bulundu. Fakat bu talep de reddedildi. Davanın 4'üncü duruşması ise 12 Temmuz'da görülecek.    ANMAK SUÇ SAYILDI   Gencer’in yargılaması böyle devam ederken Deniz Poyraz’ı anmak ise suç sayıldı. Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) üyesi Gökhan Yavuzel hakkında Deniz Poyraz’ın katledilmesine dair paylaşımı nedeniyle "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla dava açıldı. Yine İstanbul’da 14 Şubat günü gözaltına alınan HDP yönetici ve üyelerine yöneltilen suçlamalardan birisi de Deniz Poyraz anmasına katılmak oldu.    Yine Deniz Poyraz’ın babası Abdulillah Poyraz hakkında verdiği bir röportajdan kaynaklı "örgüt propagandası yapmak" suçlamasıyla dava açıldı. Davanın görülen ilk duruşmasında savcı hapis cezası istemiyle mütaala verdi. Davanın ikinci duruşması 23 Haziran'da görülecek.    ADI ÖLÜMSÜZ KILINDI   Deniz Poyraz’in ismi ise ülke çapında yapılan etkinliklerle yaşatıldı. Poyraz için, katledildiği yerde “Deniz Poyraz Köşesi” kurulurken, HDP İzmir il binasında Deniz Poyraz adına kadın odası açıldı. Birçok aile de, Deniz Poyraz adını yeni doğan bebeklerine verdi. Ayrıca Metin Altıok Şiir Ödülü’nü alan şair Seyyidhan Kömürcü, ödülünü Poyraz’a armağan etti. İzmir Aliağa Cezaevi'nde tutuklu bulunan Yunus Okuyucu ise, Deniz Poyraz anısına bir öykü kitabı yazdı. "Bir Deniz Tanıdım" adlı kitap İzmir'de bulunan Kil Yayınevi aracılığıyla 23 Nisan'da okuyuculara sunuldu.    Mezopotamya Kültür Merkezi, İzmir’de yaptığı 30’uncu kuruluş yıldönümü konserini Deniz Poyraz’a atfetti. HDP Gençlik Meclisleri İzmir, Adana ve İstanbul’da “Bağımlılığın ağlarını del” şiarıyla gerçekleştirdiği futbol turnuvalarını Deniz Poyraz anısına düzenledi. Ağrı’nın Doğubayazıt Belediyesi’nin HDP Meclis Grubu, bir mahalleye Deniz Poyraz’ın ismini verdi. HDP İzmir İl Örgütü de 13 Şubat’ta gerçekleştirdiği 4’üncü Olağan Kongresini, Deniz Poyraz’a atfederken, HDP Kadın Meclisi, Türkiye genelinde yapılan 8 Mart etkinliklerini Deniz Poyraz'a atfetti.    'İKTİDARIN HESABI TUTMADI'   HDP İzmir İl Örgütü Yöneticisi Ayşe Özdamar, yaşanan katliama karşı öfkesinin ilk günkü gibi olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Bu saldırının sadece HDP’ye yönelik değil, İzmir’deki demokrasi, özgürlük mücadelesi verenlere ve Deniz’in şahsında Kürtlere yönelik olduğunu ifade eden Özdamar, saldırının ise bizzat iktidar eliyle yapıldığını vurguladı.    Özdamar, özellikle dava sürecinde yaşanılanların bunu kanıtladığını aktararak şöyle devam etti: İktidar bu yanıyla toplum ve bireyin özgürleşmesinin karşısında ve bunun için her türlü kirli planı uygulamaktan çekinmiyor. Onlar demokrasi ve özgürlükten korkuyor ve bunu bastırmak için saldırdılar. Geriyi, faşizmi ve bu dünyada defalarca mahkûm edilmiş kanlı bir iktidarı temsil ediyorlar. Ellerinde şiddetten başka kullanabilecekleri bir şey kalmadı. Ama başarılı olamadılar. Bu kentte ertesi günden itibaren tam tersi etki yarattı. Bu arada farklı kesimleri de birleştirdi. Yani iktidarın hesabı tutmadı.”    KENT DENİZ POYRAZ’I SAHİPLENDİ   Poyraz ailesine yönelik büyük bir dayanışma olduğunu anlatan Özdamar, “Cenaze günü Fehime anne ile birlikteydim. Çok değişik çevrelerden Fehime annenin acısını paylaşmak için arabamıza yönelen binlerce insan gördüm. Hiç unutamadığım anlardan birisi; bir durağın önünde aracımız durduğunda durakta bekleyen 20-30 kişi Fehime annenin çevresini sardı ve bu saldırıyı lanetledi. Halkın önemli bir kesiminde bir öfke oldu. Belki o gün biraz daha korkularını yendiler. O korkularını yendikçe çevremizde daha fazla kümeleşiyorlar. Ancak keşke böyle olmasa ve Deniz yaşıyor olsaydı.”   ANMA PROGRAMI    17 Haziran’da kapsamlı bir anma programı gerçekleştireceklerini belirten Özdamar, önce Deniz Poyraz’ın öldürüldüğü saatte parti binasında, saat 13.00’da da ailesinin evinde mevlit ve anma son olarak saat 18.00’da parti binasının önünde basın açıklaması yapacaklarını söyledi. Demokrasi, insanlık ve özgürlük için mücadele eden herkese “birleşme” çağrısı yapan Özdamar, “Bir daha katliamların olmamasının tek yolu başkalarından medet ummak değil, dayanışmadan geçiyor. 17 Haziran’da bir kez daha demokrasi, özgürlük ve iktidarı bulunduğu yerden alaşağı etmek için birlikte olmak gerektiğinin vurgusunu yapacağız” diye konuştu.    MA / Tolga Güney