Mesleğini cesaretle savundu 2022-06-22 09:12:25   DİYARBAKIR - Tutuklanan gazetecilerden JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, tüm tehditlere rağmen 15 yıl boyunca kadınların ve çocukların sesi oldu. “Gazetecilikte Cesaret Ödülü” alan Alagaş’ı anlatan meslektaşı Arjin Dilek Öncel, “Safiye inadını ortaya koyuyordu” dedi.    Diyarbakır’da 8 Haziran’da Kürt gazetecilere yönelik yapılan operasyonda 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gazetecilik faaliyetleri suç sayılarak gözaltına alınan gazetecilerden 16’sı sekiz günlük gözaltıdan sonra sevk edildikleri mahkemece “örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla 16 Haziran’da tutuklandı.     Gözaltına alınıp tutuklanan gazetecilerin, baskılarla tanışması ilk değil. Tutuklanan gazetecilerin hemen hemen hepsi, daha önce birçok kez gözaltına alınıp tutuklandı ya da haklarında soruşturma ve davalar açıldı. Tutuklanan JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alagaş da bunlardan biri.      GAZETECİLİKTE CESARET ÖDÜLÜ    Gazeteciliğe, kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) 2007’de muhabir olarak başlayan Alagaş, daha sonra kadın odaklı haber yapan JINHA’da çalıştı. JINHA’nın 15 Temmuz 2016’daki askeri darbe girişiminin ardından Kamu Hükmünde Kararname’yle (KHK)  ile kapatılması sonrası Alagaş, JİNNEWS'’te haber müdürü olarak mesleğini sürdürdü. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu  (MKGP) üyesi olan Alagaş, 2011’de, Afganistan’daki El Kaide saldırısında yaşamını yitiren Corriere della Sera muhabiri İtalyan gazeteci Maria Grazia Cutuli adına verilen uluslararası ödüle layık görülerek, “Gazetecilikte Cesaret Ödülü” verildi.    PROPAGANDA YAPMAKLA SUÇLANDI   JINNEWS'te yayımlanan 12 aynı haber üzerinden, “zincirleme örgüt propagandası yapmak”la suçlanan Alagaş için 1 yıl ile 3 aydan, 8 yıl 9 aya kadar hapsi istendi. Alagaş, yargılama sürecinin sonunda 22 Ekim 2019’da beraat etti.   TUTUKLANDI    En son 8 Haziran günü Diyarbakır’ da gazetecilere yönelik operasyonda gözaltına alınıp sekiz gün sonra çıkarıldığı mahkemece yaptığı haberlerle suçlanıp tutuklanan Alagaş’ı çalışma arkadaşları MA editörü Arjin Dilek Öncel ile JİNNEWS muhabiri Şehriban Aslan anlattı.    'KALEMLERİNİ YERDE BIRAKMAYACAĞIZ'   Tutuklanan 16 gazeteci arkadaşlarının yedi gündür haksız ve hukuksuz şekilde cezaevinde bulunduklarını söyleyen Öncel, gazetecilerin tutuklamalarına gerekçe olarak gösterilen temel şeyin gazetecilik faaliyetleri olduğunu belirtti. Öncel, “İktidar kendi kirli politikalarını gizlemek adına, kirli politikaları teşhir eden gazetecileri susturmak istedi ve arkadaşlarımız tutuklandı. Onlar içeride yazmaya ve bu defa da içerdeki hak ihlallerini duyurmaya devam edecekler. Bizler de dışarıda onların kalemlerini yerde bırakmayacağız” dedi.    'İNADINI ORTAYA KOYMUŞTU'   Alagaş ile Urfa’da birlikte çalıştığını aktaran Öncel, “Safiye ile Urfa’da bir süre birlikte zorlu şartlarda çalıştık. Bir seçim süreci yaşanıyordu. Malum; her seçim döneminde iktidarın topluma yönelik baskıları da artıyor. AKP seçimi kazanmak adına hak ihlallerine başvuruyordu. Birlikte çalıştığımız süre zarfında,  Safiye kadın ve çocuk odaklı habercilik yapıyordu. Urfa’da kadınlar katlediliyordu ve eve hapsedildikleri için tam olarak ne yaşadıklarını bilmiyorduk. Safiye bu noktada inadını ortaya koymuştu. Son derece inatçı bir arkadaşımızdı. Kadınlara ulaşmak için birçok yol deniyordu. Orada Safiye’nin gazetecilik noktasında neler yapabileceğini görebiliyordum” diye anlattı.   'ŞENYAŞAR AİLESİNİN SESİNİ DUYURDU'   Alagaş’ın, Şenyaşar ailesinin yaşadıklarını duyurmada da önemli bir rol üstelendiğini söyleyen Öncel, “Seçim öncesi, şuan tüm dünyanın konuştuğu bir katliam yaşandı. Şenyaşar ailesine yönelik bir saldırı oldu. Katliam günü ve sonrasını birlikte takip ettik. Vekilllerin, Valinin Kaymakam’ın olduğu bir yerde Suruç Devlet Hastanesi’nde herkesin gözü önünde katliam yaşanmıştı. Ve katledilen aile suçlanıyordu. 20 yıldır Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na kayıtlıydı Şenyaşar ailesi. Orada esnaf olduğunu bütün Suruç halkı bilmesine rağmen bir aile suçlanıyordu. O süreçte Safiye’de ciddi haberlere imza attı. Ailenin nasıl bir haksızlığa uğradığını halka duyurmak adına haberler yapıyordu. Kadınların, çocukların,  Şenyaşar ailesinin ne yaşadıklarını tüm topluma duyurmak için Safiye inadını ortaya koydu ve toplumu uyandıran haberlere imza atmıştı” dedi.    'ÖZGÜR BASIN ÇİZGİSİNDE İLERLEDİ'   Alagaş’ın kadın ve çocukların yaşadığı hak ihlallerini duyurmak ve bu konuda çözüm olabilmek için mücadele ettiğine dikkat çeken Öncel, devamla şunları aktardı: “Urfa’nın feodal yapısından kaynaklı kadınlara ulaşmak çok zordu. Ama Safiye bazen kapı kapı çalarak, Kürt, Arap, Türk ve mülteci kadınlarının evlerine konuk olarak, onların hikayelerini dinleyerek, daha sonra bunu kendine dert edip bütün bir topluma duyurarak çözüm olmaya çalışıyordu. Yine çocukların yaşadığı ihlaller konusunda da aynı hassasiyeti vardı. Ne yazık ki ülkede en savunmasız olan kadınlar ve çocuklar. Bu noktada Safiye de hak odaklı bir habercilik yapıyordu. Belki kısa bir süre çalıştık Urfa’da, ancak onun hassasiyetini, kadınlarla kurduğu o bağı, yaptığı işe olan inancını görebiliyorduk. Şu an tutuklu olabilir ama içerde de aynı hassasiyeti sürdürüyordur. Eminim orada tutuklu kadınların yaşadıkları hak ihlallerini duyuracaktır. Yine gazeteci arkadaşlarının yaşadığı hak ihlallerini bizlere duyuracaktır. Çıktığında da kaldığı yerden devam edecektir.”   'HER MUHABİRE KATKISI BÜYÜK'   Alagaş’ın gazeteciliğine tanık olan bir diğer meslektaşı ve çalışma arkadaşı JİNNEWS muhabiri Şehriban Aslan ise, arkadaşları olarak Safiye’yi çalışkanlığında kaynaklı “Atom karınca” olarak adlandırdıklarını belirterek, “Safiye’nin uzun bir gazetecilik deneyimi olduğundan; ajansta olan tüm muhabirlere katkısı çok büyüktü. Hem öğretirdi hem de öğrenirdi. Asla ‘uzun yıllardır çalışıyorum, bu kadar bilgi bana yeter’ demezdi. Daima yeni bilgiler öğrenmeye çalışırdı. Ciddi bir migren rahatsızlığı vardı. Migreni tutunca gözü bir şey görmemesine rağmen elinde haber varsa asla es geçmeyip tamamlamaya özen gösterirdi ” dedi.   'GERİ ADIM ATMADI'   Alagaş’ın özellikle kadın ve çocuk haberlerine büyük ilgi duyduğuna değinen Aslan, Alagaş’ın “Kadınların ve çocukların sesini duyurmak toplumun sesini duyurmaktır” sözünü sürekli hatırlattığını belirterek, “Ayrıca yıllarca adliye muhabirliği yapıp orada sayısız taciz, tecavüz, şiddete uğrayan ve katledilen kadınların ve çocukların dosyasını kamuoyuna duyurdu. Kadınların ve çocukların sesi oldu. Yaptığı her haberden sonra kadınların ve çocukların toplumda ötekileştirilmesine, onların yararına olan kararların vermemesine büyük öfke duyardı. Neredeyse yaptığı her haberden sonra tehdit edilmesine, failler tarafından tehdit edilmesine rağmen asla geri adım atmayarak haberlerinin arkasında dururdu” sözleriyle anlattı.   'BIRAKTIĞI YERDEN DEVAM EDECEĞİZ'   Algaş’ın kalemini yerde bırakmayacaklarını vurgulayan Aslan, “Safiye bu kadar özverili çalışan bir gazeteci olduğundan onunla çalışmaktan büyük bir feyz alıyorduk. Safiye bugün yaptığı haberlerden kaynaklı cezaevinde olabilir. Fakat Safiye’nin orda olması bir şeyleri değiştirmez. Eminiz ki Safiye orda da haber yapacaktır, kadın ve çocuklar için neyin daha iyi olacağı yönünde düşünecektir. Bizlerde Safiye ve diğer gazeteci arkadaşlarımızla çalışan gazeteciler olarak asla kalemlerini yerde bırakmayacağız. Hem kendi işimizi hem de onların işini yapacağız. Safiye’nin bıraktığı yerden devam edeceğiz” şeklinde konuştu.   MA / Eylem Akdağ