Ankara’dan 1 Eylül mesajı: Barış hareketi yaşamsal bir görev 2022-09-01 18:02:57   ANKARA -Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Anıtpark’ta düzenlenen mitingde, savaşa karşı bir barış hareketinin kurulmasının yaşamsal bir görev olduğu vurgulandı.    Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak” şiarıyla Anıtpark’ta 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin mitingi düzenlendi. Miting alanının tüm giriş ve çıkışları polis bariyerlerle kapatılırken, kitle alana kurulan iki arama noktasından geçerek girdi.   Miting de Halkların Demokratik Partisi(HDP) Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Mehmet Rüştü Tiryaki, Tüm Emekliler Sendikası, Kürdistan Komünist Partisi, Ankara 78’liler Girişimi, Alınteri, Emek Partisi (EMEP) Devrimci 78’liler Federasyonu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Aleviler Derneği (DAD) Ankara Tabip Odası (ATO), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP), İnsan Hakları Derneği (İHD), Emekçi Hareket Partisi, Ankara Dayanışma Derneği, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Devrimci Partisi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türkiye İşçi Partisi (TİP) yerini aldı.     ‘SAVAŞI DURDUR, ÖZGÜR YAŞAMI KUR’     Alana, İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri İHD yazılı önlükleriyle giriş yaparken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) “Savaş kaybettirir, barış kazandır”, “Savaşı durdur, özgür yaşamı kur” pankartlarıyla girdi. HDP kortejinde “Eşbaşkanlık sistemini savunan kadınlar için adalet”, “Kadın Cinayetleri Politiktir”, “Makbule Özer’e özgürlük”, “Nudem Durak’a özgürlük” lolipopları ve Deniz Poyraz’ın fotoğrafları da taşındı.   Kitle alanda sık sık, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Savaşa değil emekçiye bütçe” sloganları atıyor.   Saygı duruşuyla başlayan mtingde Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Türkçe ve Kürtçe yazılan ortak basın metni okundu. Basın metnini Türkçesini 10 Ekim Derneği Yönetici İhsan Seylan, Kürtçesini HDP Yöneticisi Mahabat Akın okudu.   ‘AFRİKA’DAN ASYA’YA SAVAŞLAR YAŞANIYOR’   Dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 4,4 küçülürken, devletlerin silahlanma harcamaları yüzde 2,6 arttığını söyleyen Seylan, askeri harcamaların toplam tutarı 2,1 trilyon doları bulduğunu, öte yandan şu anda dünyada 811 milyon kişinin açlık çektiğini ve günde 25 bin insanın açlığa bağlı nedenlerle yaşamını yitirdiğini belirtti. Kapitalizmin savaşların ve militarizmin kaynağı olduğunu dile getiren Seylan, “Günümüzde dünyadaki savaşların en önemli kaynaklarından biri emperyalistler arasındaki hegemonya mücadelesidir. 200 yıldır tüm dünyanın kanını emen ve dünya halklarına sömürü, sömürgecilik, açlık ve sefaletten başka bir şey vermeyen Batı merkezli emperyalist-kapitalist sistemin savaş örgütü NATO, ‘faaliyet alanını’ Avrupa sınırlarının ötesine, tüm dünyaya doğru genişletiyor. Bugün dünyanın dört bir yanında savaşlar ve silahlı çatışmalar sürüyor. Afrika’dan Latin Amerika’ya, Asya’dan Ortadoğu’ya kadar geniş bir alanda savaşlar yaşanıyor. Özellikle Ukrayna’dan Yemen’e, Suriye’den Libya’ya kadar yakın bölgemizdeki savaşlar ülkemizin emekçilerinin ve halklarının yaşam koşullarını, ekonomik durumu ve genel siyasi ortamı olumsuz etkiliyor” diye belirtti.   ‘AKP’NİN DIŞ POLİTİKASI KANDAN BESLENİYOR’    “Türkiye’nin de kışkırttığı, taraf olduğu ve askeri güçleriyle müdahil ve işgalci olduğu Suriye’deki savaş, Suriye halkları için korkunç sonuçlar yarattı” diyen Seylan, “Rojava ve Başur Kürt bölgelerine, Kuzey Suriye’deki çeşitli alanlara yönelik sürekli saldırı ve işgaller, kurulan üs ve kontrol noktaları, Libya’daki savaşa dahil olma, Somali ve Katar’da kurulan askeri üsler, Kıbrıs’ta askeri güç bulundurma ve Ada siyasetine sistematik müdahale, onlarca ülkede uygulanan askeri eğitim programları da aynı yönelimin göstergeleridir. Türkiye sermaye sınıfı AKP’nin yönetiminde kan, gözyaşı ve ölümden beslenerek semiriyor” diye konuştu.   ‘KÜRT POLİTİKASI DEĞİŞMİYOR’   Türkiye’de siyasi iktidarların iç ve dış politikaları zaman içinde ve maddi çıkarlara göre değişiklik gösterdiğini ancak değişmeyen tek politikanın Kürtlerin gerek ülke sınırları içinde gerekse komşu ülkelerdeki varlığını, dilini, kültürünü önce mümkünse inkar ve imha etmeye çalışmak olduğunu ifade eden Seylan, “ Türkiye egemenlerinin bu ısrarlı ve süreklilik arz eden politikalarının sonucu, onlarca yıldır süregelen çatışma ortamı, on binlerce insanın ölümü ve sakatlanması, milyonlarca Kürdün yerinden yurdundan edilmesi, Türkiye halklarının refahı için kullanılabilecek kaynakların savaş uğruna heba edilmesi, bundan dolayı emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının kötüleşmesi, yoksullaşma ve işsizlik, şovenizm zehrinin yayılması, hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alınmasıdır” dedi.   ‘ÖZGÜRLÜKÇÜ SİSTEM YOK EDİLMEK İSTENİYOR’    Kuzey ve Doğu Suriye’de kurulan, halkların eşitliğine dayalı, özyönetimci, kadın özgürlükçü, laik siyasal sistem, Türkiye tarafından mutlaka ezilmesi, parçalanması gereken bir hedef olarak görüldüğünün altını çizen Seylan, “Aynı politikanın bir başka versiyonu da Başur’da, Irak sınırları dahilinde uygulanıyor. Kürt özgürlük hareketinin kontrolündeki bölgelere sürekli askeri harekatlar düzenleniyor. Bu bölgede onlarca kontrol noktası ve üs kurulmuş durumda. Resmi Irak toprakları üzerinde fiili bir işgal alanı oluşturuluyor. Öte yandan bölgedeki savaş ortamının sorumluları olan Türkiye’nin ve diğer bölgesel ve küresel güçlerin çıkar hesapları Kürtlerin yanı sıra Ezidi, Arap, Türkmen, Ermeni, Süryani halklarına yönelik katliam ve sürgün/soysürüm gibi insanlık suçlarına yol açmıştır” ifadelerini kullandı.   ‘BARIŞ HAREKETİ’NE İHTİYAÇ VAR’   Seylan, son olarak barış taleplerini yükselterek, şunları söyledi: “Barış; iş, ekmek, insanca yaşam isteyen emekçilerin, eşitlik ve özgürlük isteyen halkların, Aleviler ve diğer inanç topluluklarının ortak talebidir. Savaşlar ise halklar için yıkım, ölüm, soykırım; emekçiler için yoksulluk, işsizlik, gençlerin yok edilen yaşamları ve karartılan gelecekleridir. Bir ‘Barış Hareketi’nin yaratılması demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist tüm güçlerin acil ve yaşamsal görevidir.  Yoksulluk ve sefalete karşı mücadele, halkların eşitlik ve özgürlüğü, Kürt meselesinin demokratik ve siyasi çözümü, gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi, erkek şiddeti de dahil şiddet kültürünün geriletilmesi için barış gereklidir.”   Ortak metin okunması ardından alandan savaş karşıtı sloganlar yükseldi. Miting Grup Gazel’in sahne alması ardından sona erdi.