Başkaya: Kurumsallaşmış 12 Eylül’ü aşmanın yolu radikal bir devrimdir 2022-09-10 18:30:53   ANKARA – Yazar Fikret Başkaya, 12 Eylül darbesinin kurumsallaştığını ve bugün AKP rejimi ile devam ettiğini belirterek, “Kurumsallaşmış 12 Eylül’ü aşmanın yolu radikal bir devrimle olabilir” dedi.   Ankara 78’liler Girişimi 12 Eylül Darbesinin 42’inci yıldönümünde “12 Eylül ve Süreklileşen Darbeler” panelini düzenledi. Tüm Belediyeler ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Genel Merkezi’nde gerçekleşen panele Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, yazar Doç. Dr. Fikret Başkaya, 78’liler girişiminden Ramazan Gezgin ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan katıldı. Panelde kolaylaştırıcı olarak Dilek Yılmaz yer aldı.   12 EYLÜL İŞÇİLERE VE KÜRTLERE YÖNELİK BİR DARBE   Panelde ilk olarak HDP Muş Milletvekili ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Gülistan Kılıç Koçyiğit söz aldı. Koçyiğit, 12 Eylül Darbesi’nin hem işçi sınıfına hem de Kürt halkının eşitlik ve özgürlük istemlerine yönelik bir darbe olduğunu belirtti. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin Kürt özgürlük hareketinin yükselişi ve bunu içinde çeşitli örgütlenmelere gitmesi ve bununla beraber Kürdistan’da da bir halk olarak iç inanışın başlaması ve iç sömürge olan Kürdistan’ın kendi özgürlük taleplerini yükseltmesine karşı geliştiğine dikkat çeken Koçyiğit, “Bu darbenin asıl öznesinin TÜSİAD ve Türkiye’deki burjuvazi olduğunu, egemen sınıflar olduğunu ve bu egemen sınıfların hak arayan bütün toplumsal kesimleri yok etmek üzerine bir darbe yaptıklarını özel olarak söylememiz gerekiyor” dedi.   ‘AKP 12 EYLÜL'ÜN DEVAMIDIR’   12 Eylül darbesinin bugünkü rejim tarafından devam ettirildiğin belirten Koçyiğit, “AKP hem ideolojik ve politik olarak hem emek rejimine saldırısı açısından 12 Eylül’ün devamıdır ve devamcısıdır. Aynı zamanda 12 Eylül’ün çocuğudur da. İdeolojik olarak AKP’yi doğuran şeyin 12 Eylül faşist darbesi olduğunu da ifade etmemiz gerekiyor. Bunula beraber geçmiş dönemlerden ders çıkaran bir devlet aklının olduğunu da görüyoruz.  Yüzde 10 barajı bir 12 Eylül eseridir. Biz yıllarca Türkiye’de yaşayan işçi sınıfı olarak, halklar olarak, özgürlükçü partiler olarak bununla mücadele ettik.  HDP ve Halkların Demokratik Kongresinin (HDK) o birleşik mücadele zeminini kurması bütün toplumun ezilen kesimleriyle güç birliği yapıp parlamentodaki yüzde 10 barajını aşması o barajı yerle yeksan etti” diye konuştu.   ‘BİRLEŞİK MÜCADELE ÖNEMLİ’   Bugün de birleşmek mücadele etmek dışında bir seçenek olmadığını da ifade eden Koçyiğit, “Birçok şeyin kendisi toplumda büyük bir travma yarattı. Bu devletin kendisini yeniden şekillendirmesine de vesile oldu. Siyasal İslam’ı devletin hizmetine sunarak ve toplumun düzenlenmesi, toplumun homojenleştirilmesi, toplumun terbiye edilmesinde araçsallaştıran bir yere oturdu. Buna uyun da üst yapıları değiştirmişlerdi. Eğitim sisteminin de buna göre dönüştürdü. Toplun içinde devletin denetimi dışında olabilecek her fikrin denetlenmesine dönük bir algı gelişti. Bu sadece sol hareketler ya da Kürt özgürlük hareketi açısından değil aynı zamanda devletin dışındaki muhalif İslami kesimlerin de baskılanması onların da yok edilmesi üzerinden bir anlayış olduğunu görüyoruz. Bu anlamda İslamlaştırma, Türkleştirme ideolojisi topyekûn bunu uyguladı. Bu aslında din üzerinden toplumu denetleme, toplum içindeki en ufak aykırı düşünceyi de yok etmeye yönelik bir şey. Biz 80’den sonra bu dinselleştirilmenin sonucunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.   12 EYLÜL ÖZGÜR KADINLARA YÖNELİK BİR DARBE   Özgürlük mücadelesi yürüten kadınlara da değinen Koçyiğit, “12 Eylül’ün darbesi sol içerisindeki özgürlük bilinci gelişen kadınlara yönelik bir darbe olduğunun da özel olarak altını çizmemiz gerekiyor. Hem cezaevindeki direnişlerde kadın devrimcilerin çok büyük yeri vardır. Ki 12 Eylül Amed zindanında bugün de cezaevinde olan Gülten Kışanak’ın Sakine Cansınız’ların, ve birçok karın yoldaşlarımızın mücadelesini ve direnişlerini de selamlıyoruz. Çok büyük bir tarih yarattıklarını biliyoruz. Ne yazık ki devrimci solun da tarihin bu önemli kadın direnişçilerini görmezden geldiğini de ifade etmiş olalım” dedi.   ‘RADİKAL BİR DEVRİM İLE AŞILABİLİR’   12 Eylül Darbesinin ve bugüne gelen sürecin radikal bir devrim ile aşılacağını belirten yazar Fikret Başkaya, “Aradan 42 yıl geçti, 80 de kurulan makine tıkır tıkır çalışmaya devam ediyor. Bu arada nice hükümetler kuruldu rejimde bir esmene olmadı. AKP’nin 20 yıldır iktidarda olmasının nedeni de bu. Dolayısıyla bu kuramsalmış 12 Eylül’ün aşmanın yolu hiç tartışmasız radikal bir devrim ile olabilir. Bu müesses nizamın partileri ile olabilecek bir şey değil. Türkiye’deki siyaset bütçeyi ve hazineyi yağmalatmak için yapılan bir şeyidir” diye konuştu.   ‘12 EYLÜL İMDADA YETİŞTİ’   Devletin Sol ve Kürt hareketi bastırmak adına darbe yaptığının altını çizen Başkaya, şunları söyledi: “Bu arada Kürt sorunu da baştan itibaren yasaklarla, katliamlarla yol alıyor. Sadece sol hareket değil Kürt hareket de müthiş bir ivme kazandı 70’lerde ve bunu kırmak gerekiyordu. 12 Eylül darbesi imdada yetişti. Bir kere o örgütsel yapıları tasfiye ettiler. Çok büyük tahribat maalesef. Darbeden sonra İlk yaptıkları işlerden biri resmi ideolojiyi revize etmek oldu. Türk-İslam sentezi devletin resmi ideolojisine dönüştü. Neticede sistematik işkenceler, idamlar, cinayetler, katliamlar, Diyarbakır ve Mamak cezaevlerindeki vahşeti hepiniz bilirsiniz”   ‘HESAPLAŞMA ZEMİNİ GÖSTERDİ’   İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 12 Eylül’lerin ve sonrasında gelen sürecin bir daha yaşanmaması için hesaplaşmak, hakikati kabul etmek ve tazminat ödemek gerektiğini belirtti. Türkdoğan, darbecilerin işlediği insanlık suçlarına karşı açılan davaların sürekli olarak ertelendiğini belirterek, şunları söyledi: “Davadaki en ilginç an şu: Ankara 10’ncu ağır ceza mahkemesi hüküm verdiği zaman duruşma salonunda bulunan insanlar Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya’nın yüzüne karşı ‘Biz kazandık’ diye bağırdılar. İşkencede yaşamını yitiren insanların isimlerini andılar, Mazlum Doğan kazandı diye bağıranlar oldu ve Berfo ananın çığlığı hiçbir zaman unutulmayacak. Berfo Ana’nın Oğlu Cemil’i aradığını ve iki elinin yakasında olduğunu söyledi. 12 Eylül davası duruşma salonunun dışında kurulan kürsüler ile yapılan açıklamalarla hakikaten bize darbe döneminde işlenen suçlar ile yüzleşme bağlamında bir platform oluşturdu, bir hesaplaşma zemini gösterdi.”   12 EYLÜL KALICILAŞAN BİR HAL ALDI   78’liler Girişimi’nden Ramazan Gezgin, 12 Eylül öncesinde ve sonrasında yaşanan katliamları hatırlatarak “Bizim bu günkü yaptığımız panelin şiyarı,12 Eylül kalıcılaşan, süreklileşen bir hal aldı. Biz 15 Temmuz ve 20 Temmuz Darbesiyle 135 bin insan işinden uzaklaştırıldı ve 10 yıllık süre içerisinde 12 bin insan öldürüldü. Bu da 12 Eylül’ün nasıl katlanarak sürdüğünü ve sürmeye devam ettiğini ve edeceğinin mesajını veriyor. Asgari anlamda bu AKP Rejimini aşacak ve yeni bir dünya tahayyülünü aşacak bir perspektifi ortaya koyup bir araya gelmek ve birlikte mücadele etmek zorundayız” dedi