Mehmet Emin Özkan’ın kızı: Telefonu tutamadığı için iletişim kuramadık 2022-09-25 09:07:01   DİYARBAKIR - Hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan'ın kızı Selma Özkan, “Babamı görüş alanında küçük taburenin üstüne oturtmak istediler. Oturamadı ve elleri titrediği için telefonu tutamadı. Ne yaptıysak iletişim kuramadık” dedi.    İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) cezaevlerinde acil tahliye edilmesi gereken ağır hasta tutuklular listesinde yer alan 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan, tüm hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor. Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutulan Özkan, en son 2 Eylül’de hastaneye sevk edildi. Kalp ritmi yüzde 40’a düşmesine rağmen Özkan, 5 Eylül’de tekerlekli sandalyede ve elleri kelepçeli bir şekilde tekrar cezaevine gönderildi.    Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993’te Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesiyle ilişkilendirilen Özkan, 27 yıldır farklı cezaevlerinde tutuluyor. Tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, duyma-görme eksikliği ve hafıza kaybı gibi sağlık sorunları bulunan Özkan, bugüne kadar 5 kez kalp krizi geçirdi. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “cezaevinde kalabilir” raporlarından kaynaklı tahlisi engellenen Özkan’ın kızı Selma Özkan, babasının tüm hastalıklarına rağmen 27 yıldır direndiğini söyledi.    ‘TELEFONU TUTAMIYORDU’   20 Eylül Salı günü babasıyla kapalı görüş yapmak üzere cezaevine gittiklerini ancak ayakta duramadığı için konuşamadıklarını belirten Özkan, “Babamı getirdiklerinde onu görüş alanındaki küçük taburenin üstüne koydular.  Onun üzerine koydukları zaman biraz titredi. Üzerinde oturamadı. Elleri titriyordu, titrediği için de telefonu tutamıyordu. Sırtını tekerlekli sandalyenin üzerinde duvara yasladılar o şekil telefonu eline verdiler. Ama ne yaptıysak iletişim kuramadık. Ne sesi bize geliyordu, ne de bizim sesimiz ona gidiyordu” dedi.    Babasının konuşamayacak durumda olduğunu belirten Özkan, iletişim sağlayamadıkları için babasıyla aynı koğuşta kalan kardeşinden bilgi aldığını söyledi. Selma Özkan, “Kardeşim, babamın en son 5 Eylül tarihinden hastaneden cezaevine getirildiği gün, ayrıca iki defa daha hastaneye kaldırıldığını, günde 10 ilaç kullandığını, ilaçların kendisine çok ağır geldiği için ilaçlarını kullanamadığını iletti” diye konuştu.     ‘YEMEKTEN KESİLDİ, AĞRIDAN UYUYAMIYOR’   Babasının yemekten kesildiğini ve lavaboya gidemediğini ifade eden Özkan, “kalp rahatsızlığı, tansiyon, kemik erimesi ve bağırsakları iflas etmiş.  Uyku hapı almasına rağmen ağrıdan uyuyamıyormuş. Şu anda hiç uyuyamıyormuş” dedi.    ‘ÖLÜMÜNÜ BEKLİYORLAR’   Babasının suçsuz yere tutulduğunu sözlerine ekleyen Özkan, şöyle devam etti: “Onun bırakılmama nedenini biz de, dünya da biliyor. Lice Davası için serbest bırakılmıyor. Diyorlar ki ‘orada ölsün, davada kapansın.’ Herkes biliyor ki benim babam bir şey yapmadı. Her şey ortaya çıktı. Olayı babamın üstüne yığdılar.  Hafızası yerinde değildi, okuma yazması yoktu. İşkenceden sonra ondan parmak izi almışlar.  Sonra da O’nun üstüne kaldı. Babam 50’lili yaşlarda içeri girdi. Cezaevine girmeden önce bu kadar hastalığı yoktu.”    ‘İMKANI OLAN HERKES ALANA ÇIKSIN’   Özkan, tutuklu yakınlarının başlatmış olduğu ve 11 aydır süren Adalet Nöbeti eylemini sahiplenme çağrısı yaparak, “Tutuklu ailelere sesleniyorum, imkanı olan hepsi alanlara çıksın.  Bugün sahip çıkmazsak her gün ölüm haberi alacağız. Milletvekillerine, sivil toplum örgütlerine sesleniyorum; ön ayak olun ve tüm tutuklulara sahip çıkın. Yakınlarımızın cezaevlerinde yaşamını yitirmesini, tabutların aileler üzerine gelmesini istemiyoruz” diye belirtti.   ‘3 YILDIR İLETİŞİM KURAMIYORUZ’   Özkan konuşmasının devamında şunları söyledi:  “27 yıldır babam hangi cezaevine girdiyse,  hepsine gittim ve iletişim kurdum. Konya, Mardin, Elbistan, Maraş, Adana…  En son 3 yıldır bir iletişimimiz olmadı. 27 yıl cezaevinde kalmak az bir şey değil, 27 yıl… Babam yaşlıyken içeri girdi ama kimse babam gibi direnmedi. Bir insan ki 5 defa kriz geçiriyor 4-5 defa anjiyo oluyor ve yine de direniyor. Babam suçsuz. Boğazım çatlayana dek suçsuz olduğunu söyleyeceğim. Herkes biliyor.  Babam 27 yıldır direniyor. Her zaman da onların karşısında dimdik duracak ve bu 4 yıl sonra da sapsağlam çıkacak. Ben bu inançtayım. Hastane önünde de bağırdım, dedim ki, ‘Sen 84 yaşındasın ve hala senden korkuyorlar."   MA / Mehmet Güleş - Eylem Akdağ