Özgür Basın’a yönelik gözaltılar protesto edildi 2022-10-27 13:24:07   HABER MERKEZİ - Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında gazetecilerin gözaltına alınması Şırnak ve Batman'da protesto edildi. Özgür Basın'a yönelik baskılara dikkat çeken HDP'li Nuran İmir, "Eğer Özgür Basın karanlığa mahkûm edilirse, yaşam da karanlığa mahkûm edilir" dedi.    Ankara merkezli soruşturma kapsamında 25 Ekim'de 9 ilde yapılan ev baskınlarında Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabirlerinin işkenceyle gözaltına alınması Şırnak ve Batman'da protesto edildi.    ŞIRNAK    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak İl Örgütü ve Özgür Kadın Hareketi (TJA), Özgür Basın emekçilerinin gözaltına alınmasını Uludere ilçesinde bulunan Meydan Çeşmesi’nde yapılan açıklama ile protesto etti. Açıklamaya, kadın aktivistler ve siyasetçilerin yanı sıra HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir de katıldı.   'HAKİKATİN İZİNDEYİZ'    “Çapemenîya azad nayê bêdengkirin” pankartının açıldığı açıklamada, ilk olarak JINNEWS muhabiri Sema Çağlak konuştu. Özgür Basın’ın hiçbir zaman hakikatin izinden ayrılmadığını belirten Çağlak, “90’lı yıllarda Özgür Basın’a yönelik baskılar üst düzeye çıkarıldı. Birçok gazeteci arkadaşımız sokak ortasında katledildi. Basın büroları yakıldı ve bombalandı. O günden bugüne baskılar, gözaltılar ve tutuklamalar devam ediyor. Bu baskıların temel amacı Özgür Basın’ın sesini kısmaktır. Fakat Özgür Basın emekçileri Apê Musa’dan, Gurbeteli Ersöz’e, Nijiyan Erhan’dan, Deniz Fırat’tan aldığı mirasla asla hakikatten taviz vermedi” dedi. Ardından konuşan HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir de Özgür Basın’a yönelik baskılara dikkat çekti.   'ÖZGÜR BASIN HAKİKATİN İZİNDE'    İmir, “Özgür Basın, Kürt halkına karşı yapılan düşmanlığın, özgür kadın iradesinin ve demokrasi mücadelesinin sesi olmuştur. Eğer Özgür Basın karanlığa mahkûm edilirse yaşam da karanlığa mahkûm edilir. Özgür Basın faşizmin pençeleri altında her geçen gün artan baskı ve saldırısına maruz kalıyorsa, demokratik siyaset mücadelesi de tehlikededir. Çünkü Özgür Basın hakikati izliyor. Her insanın hakikate ulaşma hakkı vardır” diye belirtti.   İktidarın bütün imkânlarıyla hukuksuz bir şekilde demokratik siyasete saldırdığını kaydeden İmir, “Kürt halkı bedenleriyle karanlığa karşı kıvılcım olmuştur. Kürt basını da sokaklarda katledildi ama sözlerini tekrar ettiler. Halkının sesi olmaya devam edeceklerini belirttiler. Hakikat için emek ve bedel ödeyen Özgür Basın'ı selamlıyoruz” diye konuştu. Açıklama alkışlarla son buldu.   BATMAN    HDP Batman İl Örgütü, il binası önünde Özgür Basın emekçilerinin ve kimyasal silah saldırılarına dair yaptığı açıklamalar nedeniyle hedef gösterilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasına dair açıklama yaptı. Açıklamaya, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Batman Milletvekilleri Feleknas Uca, Mehmet Rüştü Tiryaki, görevden uzaklaştırılarak yerine kayyım atanan Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz, TJA, Barış Anneleri Meclisi, HDP, DBP İl ilçe yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.   SANSÜR YASASI SONRASI GELEN GÖZALTI   Açıklamada konuşan kent milletvekilli Mehmet Rüştü Tiryaki, gözaltı ve tutuklamaların çarpıcı bir döneme denk geldiğine dikkati çekerek, “Yine karanlık bir güne uyandık. Önce gazeteciler gözaltına alındı. Ardından TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alındığını öğrendik. Her iki gözaltı işlemini de protesto ediyoruz. Biliyorsunuz ki bu bir ay içinde basının ve bütün toplumsal muhalefetin bütün karşı çıkışlarına rağmen ‘Sansür Yasası’ yürürlüğe girdi. AKP ve MHP bu konuda geri adım atmadılar ve sansür yasasını olduğu gibi Meclis’ten geçirdiler. Bundan sonra iktidarın ‘doğru değil’ dediği her bilgiyi paylaşan her yurttaş, her basın emekçisi iktidarın istediği zaman gözaltına alınabilecek. Ve biz bunun ilk uygulamasını yasanın henüz yürürlüğe girdiği günlerde öğrenmiş olduk. Çok sayıda gazeteci arkadaşımız evinden ters kelepçeyle ve işkence edilerek gözaltına alındı. Bir kez daha Türkiye’nin basın karnesinin ne olduğunu hep birlikte gördük” diye konuştu.   Uluslararası raporlarda Türkiye’nin basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 149’uncu sırada yer aldığını hatırlatan Tiryaki, “Bu saldırılarla biraz daha sonlara düşmüş oldu. Emin olun bu uygulamaların sürmesi durumunda önümüzdeki yıllarda Türkiye’den daha kötü sadece birkaç ülke kalmış olacaktır” dedi.     'FİNCANCI HEDEF HALİNE GETİRİLDİ'    Fincancı’nın gözaltına alınmasına değinen Tiryaki, Fincancı’ya karşı önce linç kampanyası yürütüldüğünü belirtti. Fincancı’nın, hakkında başlatılan soruşturmaya rağmen ülkeye geri döndüğüne vurgu yapan Tiryaki, “Evinden gece geç saatlerde gözaltına alındı. Oysa Şebnem hoca istedikleri zaman gidip ifade verebilecek durumdaydı. Ama halkı yıldırmak ve korkutmak için Şebnem hoca gözaltına alındı. Şebnem hoca ne için gözaltına alındı? Sadece bir gerçeğin altını çizdiği için, bir gerçekle ilgili soru sorduğu için gözaltına alındı. Neydi o gerçek? TSK’nin Güney Kürdistan’da kimyasal silah kullandığı iddialarıydı. Bu iddiayı bir adli tıp uzmanı olarak, bir hekim olarak, bir insan olarak dile getirdi. Her zaman yaptığı gibi bir konuda sadece soru sordu ve o sorunun karşılığı linç edilmesi oldu. O sorunun karşılığı hedef gösterilmesi oldu, o sorunun karşılığı gözaltına alınması oldu” diye konuştu.   KİMYASAL SİLAH KULLANIMINA TEPKİ   Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına tepki gösteren Tiryaki, şunları söyledi: “Hiçbir şekilde bu ülkede yaşayan hiçbir yurttaş, hiçbir Kürt, hiçbir demokrat, kendine insanım diyen hiç kimse kimyasal silah kullanımına evet demeyecek, bizler de evet demeyeceğiz. Kimyasal silah kullanımına sonuna kadar karşı çıkacağız ve bu konuda sesini yükselten, demokratik tepki gösteren herkesin yanında olacağız.”