‘Halkın haber alma hakkı sadece gazetecilerin sorunu değil’ 2022-10-31 09:02:22   İSTANBUL - İktidarın seçime giderken gazetecilere de baş eğdirmek istediğini belirten gazeteci Fatih Polat, 9 gazetenin tutuklanmasını “susturma operasyonu” olarak değerlendirdi. Yazar Ender İmrek ise, “Bunu sadece Kürt gazetecilerin meselesi olarak görmemek lazım” dedi.     Ankara merkezli soruşturma kapsamında 25 Ekim’de 9 kentte eş zamanlı yapılan ev baskınlarında işkenceyle gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli, Emrullah Acar ile JİNNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Gazetecilere yönelik operasyon, tutuklama ile baş eğdirme ve ters kelepçe uygulaması başta meslek kuruluşları olmak üzere birçok kesimin tepkisine neden oldu.    Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ve gazete yazarı Ender İmrek, Kürt gazetecilere yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalara dair konuştu.    ‘SUSTURMA OPERASYONU’   Kürt basına dönük baskı ve tutuklama furyalarının Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı uygulanan politikalarla yakından bağlantılı olduğunu belirten Polat, operasyonların yaklaşan seçimlerden dolayı da hızlandırıldığını söyledi. İktidarın seçime giderken siyasi partiler dışında gazetecilere de baş eğdirmek istediğine dikkat çeken Polat, “Bu operasyon seçime giderken ki susturma operasyonudur” diye belirtti.    ‘TUTUKLAMALAR SİYASİ’   Basın özgürlüğüne dönük saldırıların tamamen siyasi olduğunun altını çizen Polat, “Gazeteci meslektaşlarımıza yönelik işkence tutumları ve sorgu esnasında sorulan sorular bu durumun tamamen siyasi olduğunu kanıtlar niteliktedir. Kendilerince suç icat etme arayışları var. Normalde bir gazeteci yaptığı haberlerden dolayı bir iddia var ise ifadeye çağrılır. Gazeteci ifadesini verir. Ama şimdi öyle bir durum yok. Ev baskınları, büro baskınları oluyor ve ardından da sanki bir hücre evi baskını varmışçasına görüntüler çekiliyor, o görüntünün arkasına da gerilim müziği konuluyor. Bu şekilde basına servis ediliyor. Süreç böyle işlediği için iktidarın basın alanına dönük derdest etme isteği olduğu anlaşılıyor” dedi.    ‘ORTAK TEPKİYE İHTİYAÇ VAR’       AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği Haziran 2015 Genel Seçimleri’nden bu yana Kürt gazetecileri hedef alındığını anımsatan Polat, o süreçten sonra başta bölge kentleri olmak üzere tüm bölgelerde Kürt gazetecilerin sürekli gözaltına alındığını ya da tutuklandığını aktardı. Bu siyasi operasyonlara karşı ülkedeki tüm emek ve demokrasi güçlerinin halkın haber alma hakkını sürdüren gazetecilere sahip çıkması gerektiğini belirten Polat, “Halkın haber alma hakkı tek başına gazetecilerin sorunu değil bütün emek ve demokrasi güçlerinin sorunudur. Bu ülkede özgürlüğe, demokrasiye ihtiyacı olan herkesin derli toplu ses çıkarması gerekiyor. Basın örgütlerine elbette sorumluluk düşüyor, basın örgütleri de bu operasyona karşı ortak tutum almalı, olabildiğince yaygın bir ses vermesi gerekir. Güçlü ortak tepkiye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.    ‘KATİLLER DIŞARDA, GAZETECİLER CEZAEVİNDE’   Evrensel gazetesi yazarı Ender İmrek de, iktidarın yeni yüzyıl hedefine doğru giderken gazetecileri cezaevlerine doldurduğuna işaret etti. Bu gazetecilerin de özellikle Kürt sorununun eşit, demokratik ve barışçıl bir biçimde çözümü için çalışan, bu sorunu gündemde tutan ve demokratik bir cumhuriyeti savunan gazeteciler olduğunu söyleyen İmrek, “Bu operasyon, iktidarın Kürt sorununa olan yaklaşımında geldiği noktayı gösteriyor” dedi. 4 ay gibi bir sürede 25 Kürt gazetecinin ters kelepçelenerek, işkence edilerek gözaltına alınıp tutuklanmasının asla kabul edilemez olduğunu kaydeden İmrek, şöyle dedi: “Dedeoğulları Davası’ndaki katiller salıverilirken gazeteciler içeriye atılıyor. Bunu sadece Kürt gazetecilerin meselesi olarak görmemek lazım. Türkiyeli tüm gazeteciler, aydınlar, yazarlar ve Türkiye halkları bu soruna el atmalılar. Gazetecilik suç değildir. Bu yapılanlar Türkiye’nin demokratikleşme çabasına karşı yapılmıştır. Buna karşı durulmalıdır.”    MÜCADELE ÇAĞRISI   Meclis’ten geçen “sansür yasası”ndan sonra gazetecilere yönelik gerçekleşen gözaltı ve tutuklama operasyonunun sessiz kalınması durumunda tüm Türkiye’ye yayılabileceği uyarısında bulunan İmrek, muhalefet dahil tüm demokrasi savunucularına “gazeteciliğin suç olmadığını mücadele ederek, geri adım atmayarak göstermek zorundayız” çağrısında bulundu.