4 kez kalp krizi geçiren Özdemir’in kardeşi: Bu bir işkencedir 2022-11-18 09:01:39 İSTANBUL - Cezaevinde 4 kez kalp krizi geçiren ve yüzde 98 engelli raporu olan hasta tutuklu Sadi Özdemir’in kardeşi Şadi Özdemir, ağabeyinin serbest bırakılmasını isteyerek, “5 aydır iddianame hazırlanmadı. Bu bir işkencedir” dedi.    Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 2 Haziran’da gözaltına alınan Sadi Özdemir, çıkarıldığı mahkeme tarafından “örgüt üyesi” olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan 74 yaşındaki Sadi Özdemir, tutuklanmadan önce kalp krizi geçirdiği için kalbine pil ve uyarıcı aparat takıldı. Özdemir’e, geçirdiği ameliyatlar sonrası Silivri Devlet Hastanesi’nde yüzde 98 engelli raporu verildi. Yüzde 98 engelli raporu olmasına ve tutuklandıktan sonra da 4 kez kalp krizi geçirmesine rağmen 5 aydır tahliye edilmeyen Özdemir’in, henüz iddianamesi de hazırlanmadı.   Özdemir’in hekim olan kardeşi Şadi Özdemir, ağabeyinin tutuklanmasının ardından savcıyla görüştüğünü ve savcıya, “Ağabeyim geçirdiği kalp krizi sonucu baypas ameliyatı oldu. Bunun sonucunda yüzde 98 engelli raporu verildi. Bu dönemde kalp damarındaki tıkanma nedeniyle beslenme, kanlanma bozukluğu ve kardiyak yetmezlik gelişti. Raporu incelerseniz yüzde 98 engelli ve kalbi yüzde 25 oranında çalışmaktadır” dediğini aktardı. Ağabeyinin raporunda kalbinde, periyodik olarak voltaj ölçümlerinin yapılması gereken ve kalbin kan pompalama özelliğini yitirdiği zamanlarda devreye giren bir pilin olduğunu söyleyen Özdemir, bu aparatın sürekli kontrol edilmesi gerektiğini ifade etti.   ‘KAÇMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’   Savcıya, ağabeyinin kalp pili taşıdığını, ilaçlarını sürekli kullanması gerektiğini, bazen de acil kalp bozulduğunda merkeze taşınması gerektiğini ve bütün bunların da çok kısa bir süre içerisinde olması gerektiğini anlattığını dile getiren Özdemir, ağabeyinin gözetim altında tutulması talebinde bulunduklarını aktardı. Özdemir, “Hasta sadece evden yürüyüş, egzersiz yapmak amacıyla sokağa çıkabiliyor. Tekrar evine dönüyor. O sırada getirip götürdüğümüzde imza atabilecek vaziyettedir. Bu vaziyetteki 74 yaşındaki bir hastanın kaçması, yurt dışına çıkması, evinden uzaklaşması söz konusu bile değil. Hatta hastane merkezinden uzaklaşabilmesi dahi söz konusu değil” diyerek, savcının kendilerini dinlemediğini söyledi.   KELEPÇE DAYATMASI   Ağabeyinin sağlık durumuyla ilgili savcılığa bir dilekçe yazdığını söyleyen Özdemir, dilekçeden sonra ağabeyi için Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’ne götürülerek, sağlık raporu hazırlandığını aktardı.  Özdemir, ağabeyinin sağlık kuruluna götürülürken kelepçeyle götürüldüğünü ve kelepçeye itiraz edip, “Benim kaçma durumun zaten yok, zor yürüyorum” dediğini aktardı. Özdemir, ağabeyinin kelepçeye itiraz etmesine rağmen hastane odasında kelepçeli bir halde bekletildiğini ve sağlık kuruluna gittiği sırada da kelepçeli götürülerek muayene edildiğini söylediğini de sözlerine ekledi.    ISMARLAMA RAPOR   “Kelepçeli olarak hastaneye götürülmesi de insani olmayan bir şey” diyen Özdemir, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Hazırlanan bu raporu bir hekim olarak inceledim. Heyetin içerisinde kardiyolog var ama cerrahi bir müdahaleye ihtiyacı olup olmadığını, cerrahi bir müdahaleyle konulmuş olan aparatın yerinde olup olmadığını, voltajının olup olmadığını, periyodik muayenelerinin, voltaj tahinlerinin yapılması gerekip gerekmediğini, sağlık kurulu raporuna not etmeleri gerekirken, engellilik halinin olmadığı yazılmış. Esasında ısmarlanmış bir rapor düzenlenmiş. Eski raporla yeni rapor arasında çelişki olduğundan, engelli ve ‘Kocama hali yoktur’ diye yazılmış olmasından kaynaklı Tekirdağ İl Sağlık Müdürlüğü’ne itiraz ettim. Bu konuda ilgili üst kurula sevk edilmesi gerektiğini ve tutukluluk halinin kaldırılması gerektiği konusunda taleplerde bulundu. Henüz cevap gelmedi.”   CEZAEVİ ŞARTLARINA UYGUN DEĞİL   Ağabeyinin 3 kişilik koğuşta kaldığını ve yemeklerinin diyet yemekler olması gerektiğini belirten Özdemir, hastaların cezaevlerinde diyet yapmasının imkansız olduğunu söyledi. Özdemir, “Tuz kısıtlılığı olması lazım. Onun dışında magnezyum, sodyum ve potasyum dengesinin sağlanması gerekir. Bunları cezaevinde yapmaya imkan yok. Oksijen ihtiyacı oluyor. Kalp yetmezliği durumunda ilk yapılması gereken kalbe basınçlı oksijen göndermek olabiliyor. Öyle bir durumda mahpus koğuşunda bunu yapmak imkansız” ifadelerini kullandı.   ‘İNSANLIK DIŞI’ UYGULAMA   “Ağabeyimin hapishanede kalması ve neyle suçlandığını bilmemesi ayrıca bir psikolojik işkence” diyen Özdemir, “Hiçbir gerekçe olmaksızın tutuklanıyor. Yani bu hastalara yargısız infaz yapılıyor. Bu bir işkencedir. Özel olarak korunması gereken yüzde 98 oranında engelli olan bir hastanın bir mahpushane koğuşunda kalması bir kere insanlık dışıdır. Bir cezamız varsa tabi ki cezamızı çekeriz. Ama yargılamadan 5 aydır tutuklu bulundurmanın ve delillerin karartılması gibi bir koşulun olmadığı durumda bunu tutuklamanın hiçbir anlamı yoktur. Hiçbir ciddi hukuk devletinde olmaması gereken bir durumdur. Biz insan olarak buna karşı çıkıyoruz. Neyle suçlandığını bilmeyen bir hastanın psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Bu cezaevi koşullarına nasıl direnecek?” diye sordu.   ‘MÜCADLEDEN BAŞKA YOL YOK’   Ağabeyinin tutuksuz yargılanmasını isteyen Özdemir, “Özel olarak hasta tutuklular için mücadele etmek, bunu duyurmak ve kamuoyunda bir baskı oluşmasını sağlamaktan başka bir yolumuz yok” diyerek, tutuklu yakınları dışında da tüm kamuoyunun tutuklular için direnmesi gerektiğini vurguladı.   MA / Rukiye Adıgüzel