Kanser hastası tutuklunun ameliyatı erteleniyor 2022-12-06 10:49:34   ANKARA - Kanser hastası olmasına rağmen başka bir hastaneye sevki yapılmayarak ameliyatı ertelenen hasta tutuklu Yunus Nisgavlioğlu’nun kızı Seda Nisgavlioğlu, “Bize babamın ölüsünü mü verecekler?” diye sordu.   Afyon 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Yunus Nisgavlioğlu, 31 Ekim’de fenalaşması üzerine Afyon Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Bir hafta boyunca yoğun bakımda tedavi altında tutulan Nisgavlioğlu, daha sonra tutuklulara ayrılan bölüme alındı. Nöroloji doktoru tarafından 9 Kasım’da Nisgavlioğlu hakkında hazırlanan raporda, esansiyel (primer) hipertansiyon ve sürekli nükseden ateş tanısı ile bakıma ihtiyacı olduğunun altını çizdi. Bunun yanı sıra Nisgavlioğlu’nun beyin ve beyin çevresinde aşırı sıvı birikmesi hastalığı (hidrosefali) tanısı konuldu. Tedavi olarak Nisgavlioğlu’nun ameliyat olması gerektiği belirtildi.   HASTANEDE EKİPMAN YOK   Nisgavlioğlu’nun önceden bilinen diyabetes milerus hipertansiyon ve kanser şüphesinin yanı sıra sol beyninde açıklanamayan lezyon tespit edildi. Bilinci açık koopere oryante, kranillaler intakt, bradikinezi bradimimi, monoton konuşma, kognitif yıkım, oral alım azlığı, yürüyüşte dengesizlik, sürekli olan idrar inkontinansı mevcut olan Nisvaklioğlu’nun, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında tedavi edilmesi gerektiği belirtildi. Durum bildiri raporunda, Nisvaklioğlu’nun öz bakım yapmakta zorlandığı ve cezaevi koşullarında öz bakımını tek başına yapamayacağı kaydedildi. Hastanede kansere ilişkin araştırma yapacak gerekli ekipman bulunmazken, diğer hastanelerin Nisvaklioğlu’nu kabul etmediği öğrenildi.   BİR AYDIR SEVK EDİLMİYOR   Nisvaklioğlu’nun durumunu değerlendiren kızı Seda Nisgavlioğlu, babasının yüksek şeker ve enfeksiyon nedeniyle hastaneye kaldırıldığını söyledi. Babasının hastanede yatışın yapılması yerine değerlerinin normale dönmesinin ardından tekrar cezaevine gönderildiğini aktaran Nisgavlioğlu, kendilerine haber verilmediğini ve durumu e-nabız uygulaması üzerinden öğrendiklerini belirtti. Babasının bilinç kaybı nedeniyle yeniden hastaneye kaldırıldığını belirten Nisgavlioğlu, MR sonuçlarıyla birlikte babasına kanser teşhisi konduğunu ve ameliyat edilmesi gerektiğini söyledi. Ameliyat olmadığı taktirde hastalığın ölümcül boyutlara ulaşacağı uyarısında bulunan Nisgavlioğlu, doktor raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) hala rapor vermediğini belirterek, şöyle konuştu: “Babama hiçbir şekilde müdahale edilmedi. Sadece yoğun bakım sürecinde bilinci açıldı, ilaç tedavisi uygulandı. Babam 1 ay 10 gündür devlet hastanesinde. Üniversite hastanesine sevki için bekleniyor. Doktor raporlarına rağmen üniversite hastanesi babamın yatışını kabul etmiyor. Babamın kanserin kaçıncı evresinde olduğunu bilmiyoruz ve şu anda çok acı çekiyor.”   DOKTORUN YAKARIŞI   Annesinin de mahkûm koğuşundaki babasının yanında refakatçi olarak kaldığını belirten Nisgavlioğlu, babasının kalp ve kemik ağrıları olduğunu aktardı. Bir an önce tedaviye başlanması gerektiğinin altını çizen Nisgavlioğlu, “Kanser bütün vücuda yayıldı mı bilmiyoruz. Diğer taraftan annem de 20 gündür onunla beraber mahkûm koğuşunda mağdur. Özgürlüğü yok, telefonu elinden alıyorlar, belli saatlerde bizi arıyor, duş alamıyor. Oradaki ‘Annenizi de kaybedeceksiniz. Buna hemen müdahale edilmesi gerekiyor. Nasıl bir şeyin içine düştüğümüz siz’ diye bir doktor yakarışını bile duydum ben” dedi.   İNSANCA YAŞAM TALEBİ   Babasının yaşam hakkının ihlal edildiğini dile getiren Nisgavlioğlu, şunları söyledi “Evlatları olarak babamın İzmir’e sevk edilmesini, yaşamasını istiyoruz. Ne kadar yaşam süreci kaldı bilmiyoruz. Bir an önce üniversite hastanesinde yatırılmalı ve tedaviye başlanması gerekiyor. Yani bir hastanede nasıl beyin cerrahı olmaz, benim babamı nasıl bir üniversite hastanesi alamaz? Babam belki yarın ölecek. Bize ölüsünü mü verecekler? Talebimiz insanların insanca yaşaması, mahkûm diye yaşam hakkının bu şekilde insanların elinden alınmaması. Zaten 12 yıl boyunca adaletsiz bir şekilde yargılandı. Bizim paramız yok, benim babam mahkûm diye bunları yaşamak zorunda değil. Benim gibi yüzlerce insan var, ben ne ilk olacağım ne de son olacağım.”