Emek ve Özgürlük İttifakı'ndan halk buluşması 2022-12-11 17:37:18   ADANA - Adana'da Emek ve Özgürlük İttifakı'nın halk buluşmasında konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Onurlu barışı Emek ve Özgürlük İttifakı ile biz kuracağız" dedi. Adana'da Emek ve Özgürlük İttifakı, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda “Şimdi Emek ve Özgürlük Zamanı" şiarıyla halk buluşması düzenledi. Etkinliğe, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Türkiye İşçi Partisi (TİP) MYK üyesi Yunus Başaran ve Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem sözcüsü Barış Kayaoğlu katıldı. BİRLEŞME ÇAĞRISI Etkinlik öncesi TİP Adana İl Örgütü, binalarında bir araya gelerek, etkinliğin yapıldığı Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'na yürüdü. Buluşma saygı duruşu ve divan seçimi ile başladı. Etkinlikte ittifak, cemaat, tarikat, siyaset eliyle çocukların istismarına göz yuman bu düzeni değiştirmek için birleşme çağrısı yaptı. Etkinlikte Kürtçe ve Türkçe ittifakın güncel gelişmelere dair bildirgesi okundu. Bildirgede,  açlık sınırında yaşamak zorunda bırakılan, işsiz, güvencesiz, geleceksiz, her geçen gün daha da yoksullaşan milyonlarca emekçiyi oyunu bozmak için birleşmeye çağrısı yapıldı. 'ÜCRETLER HER AY ARTIRILMALI' Asgari ücrete değinen EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, 8 TL açlık sınırı karşısında 5 bin 500 TL asgari ücretle emekçilerin yaşamını sürdürdüğünü belirterek, “Bu asgari ücreti bu ülkede yaşayanların yarısı alıyor. Ülkenin yarısı açlık sınırının altında yaşıyor. Şimdi zam yapacaklar. O zamlar yüksek enflasyonla eritiliyor. Bizim enflasyonumuz sıcak savaş yaşayan ülkelerle bile kıyaslanamayacak kadar yüksek. Bu asgari ücrete zam yetişmez durumda. Bu enflasyon halkı ezmeye devam edecek. Her ay zam geliyorsa işçilerin ücreti her ay arttırılmalıdır” dedi. Bu ülkede işçi sınıfının iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğine dikkat çeken Öztürk, “İşçiler tamamen kar hırsı ile çalıştırılıyor. Sağlık, iş güvencesi yok. Bunun getiren iktidar kömür alanında, madencilik alanında devletin geriye çekilip, kar mantığı güden özel sektörün öne sürülmesini savundular. Ölümlerin sebebi bundandır. Bu nedenle önümüzdeki zamanda kamulaştırmaları düşünülmelidir. Yoksa işçilerimiz ölüp gidiyor” diye konuştu. 'KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMELİ’ Kürt sorunu çözülmeden halkın bir refaha erişemeyeceğini aktaran Öztürk, “Bu nedene Kürt sorununu çözmeliyiz. Bu önemli meseleleri kim mi çözecek? Türkiye İşçi sınıfı ve bu topraklardaki halklar çözecek. Amasra’da hayatını kaybeden bir işçi ‘Güneşi görebilmek için karanlığı kazıyoruz’ diyor. Biz de güneşi görmek içn karanlığı söküp atmalıyız. Bu iktidarı göndermeden hiçbir iyi iş için adım atmamayız. Bu iktidarı göndermek için Emek ve Özgürlük İttifakı sahnede. Üreten biziz, yöneten de biz olacağız” şeklinde konuştu. 'ERDOĞAN ÇOCUK İSTİSMARI KONUSUNDA SESSİZ' EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Hiranur Vakfı Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını müridiyle evlendirerek istismara maruz bırakması ile gündeme gelen çocuklara yönelik istismara her konuda yorum yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sessiz kaldığını anlattı. Başkavak, "Günlerdir bütün bir ülke olarak, 6 yaşındaki çocuğa istismarı konuşuyoruz. Her konuda bağıra bağıra konuşan İçişleri Bakanı suspus. 21 yıllık iktidarında her seferinde üç çocuk isteyen Erdoğan çocuklar istismara uğrarken suspus. Siyasi iktidarın politikalarını dini motiflerle bezeyerek her konuda fetva veren Diyanet işleri başkanlığı söz konusu tarikat ve cemaat yurtlarında ve evlerindeki çocuk istismarı olunca, suspus olup 'son günlerde kamuoyunu meşgul eden, çocukların küçük yaşta evlendirilmesi' diyerek geçiştiriyor. Çocuğu gelin yapan bu sistemi değiştirmeliyiz. Cumhurbaşkanından bakanına, diyanetinden yargısına devlet aygıtı sessiz kalabilir ama biz sessiz kalmayacağız. Çünkü çocuklar uyurken sesiz olunur. Ölürken ya da istimrara uğrarken değil" diye belirtti. 'EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI YOK SAYILANLARIN İTTİFAKIDIR' İnsan Hakları Haftası’nda olunduğunu hatırlatan Başkavak, "İnsan, barış ve huzur ister. İnsan özgürlük ve demokrasi ister. İnsan örgütlenmek, düşüncesini ifade etmek, dilini konuşmak, kimliğini, kültürünü, inancını yaşamak ister.  İnsan güvenli bir gelecek ister. Vücut bütünlüğü, akıl sağlığı ister. 6 yaşındaki bir çocuğun yıllarca istismarına izin verenler için insanca yaşam dediğimiz tüm bu değerler yok sayılmaktadır. İşte bu nedenle Emek ve özgürlük ittifakı, yok sayılanların ittifakıdır.  Çünkü emek ve özgürlük ittifakı cumhur yada millet ittifakı gibi bir seçim ittifakı değil, kazanımlarımızı korumak, kaybettiklerimizi kazanmak, bağım demokratik bir ülkenin kurulması için mücadele ittifakı dır. Dili, kimliği, kültürü TRT-6 koridorlarına hapsedilen, belediyesine kayyum atanan, oy vererek seçtiği siyasetçisi tutuklanan kürdün kendi gibi yok sayılanlarla ittifakıdır. İnancı ve cemevleri, Kültür bakanlığının derin dehlizlerinde görünmez hale getirilmeye çalışılan Alevilerin ittifakıdır.Emek ve özgürlük ittifakı, sendikal örgütlülüğü dağıtılmak istenen SASA işçilerinin ittifakıdır. Fabrikalar bir bir kapanıp yerine AVM açılırken işsizlikle boğuşan Adanalı gençlerin ittifakıdır. Açlığı kabul etmeyen yoksulluk sınırının üzerinde ücret isteyen işçilerin ittifakı dır. Emek ve özgürlük ittifakı masa basinda kurulmuş bir seçim ittifakı değil alanlarda meydanlarda hakkını arayanların mücadele ittifakıdır" dedi. AKP'Lİ CANİKLİ'NİN İTİRAFI Mecliste devam eden bütçe görüşmelerine değinen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Kendi anlatımlarına göre ülke güllük gülistanlık. Kendi anlatımlarına göre bu ülkede her gün bir kadın öldürülmüyor, 6 yaşında bir çocuk bir tarikatte istismara uğraması siyasetin konusu değil. Kendi beyanlarına göre 2020 yılında kendilerine gelen bu beyanları araştırmama, dosyaya müdahil olmama, bu dosyada herhangi bir tutuklamanın olmaması problem değil. Kendi anlatımlarına göre Kürtlerin sorunu yok; Kürtlerin dili, kimliği, tarihi yok edilmiyor. Kendi anlatımlarına göre Kürtler yok edilmiyor. İşçiler, emekçiler, sömürüye maruz kalmıyor. Emekçilerin aldıkları ücret yetiyor, “Bu ücret bize yetmiyor” diyenler nankörlük ediyor. Kendi anlatımlarına göre madenlerde, işyerlerinde yaşamını yitirenlerin hemen cenazelerine ulaşmışlar. Tedbir almayıp ölümlere sebep olmanın hesabını vereceklerine lütuf gibi cenazelere ulaşmayı anlatıyorlar. Onlara göre Alevilerin bir sorunu yok, inançlarını kültür diye yaşayabilirler. Evlerine işaret konulması sorun değil. Yine kendileri bu bütçe sürecinde bir itirafta bulundular. Bütçeyi nasıl savaşa, faize, ranta yatırdıklarını bu görüşmelerde net bir şekilde anlattılar. Nurettin Canikli bu ülkenin bütün kaynaklarının nereye harcandığını net bir şekilde anlattı. Bir F-16 bombasının tanesi 400 bin dolar. Bu ülkede bu parayla kaç işçinin asgari ücretine katkı sağlanabilirdi, kaç ev emekçisi kadının sigortası yatırılabilirdi, kaç çocuğun okula giderken yemek desteği sağlanabilirdi, kaç sığınma evi açılabilirdi; gelin bunları hep beraber hesaplayalım" diye konuştu. 'BOMBANIN FİYATI 1,2 MİLYON DOLAR' "Yine bir yerli bombanın fiyatı 1,2 milyon dolar. İşte bu ülkede yürütülen savaş politikasının, İmralı’dan başlayıp bütün ülkeye yayılan tecridin ve yol açtığı savaşın yarattığı örneklerden sadece ikisini anlattım" diyen Başaran konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Bunlardan her gün onlarca bomba atıldığını düşünün. Cebimizden çıkan parayla üzerimize bomba yağdırıldığını düşünün. Bize destek sunması gereken, bu ülkenin geleceğine katkı sağlaması gereken bu iktidar her gün bizden aldığı bütçe ile savaşı derinleştiriyor. Bunu yaparken de pervasızlığından bir adım geri atmıyor. Bu politikalarla önümüzdeki yüzyılı örebileceğini düşünüyor. Bu AKP ve MHP ittifakının zihniyeti. Peki karşısındaki ittifak ne yapıyor? Kürt sorununa çözüm yok. Kadınların eşitliğine bir çözüm var mı işçinin emekçinin sorunlarına çözümü var mı, doğa talanına bir çözümü var mı, yok. İşte tam da bu nedenle Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin yüzyıldır bir arada olan hakikatinin bir araya geliş ittifakıdır. Bütün ezilmişlerin ittifakıdır Emek ve Özgürlük İttifakı. HDP İTTİFAK PARTİSİDİR Biz HDP olarak zaten bir ittifak partisiyiz. 6 bileşenimiz ve çok sayıda kimlikten, inançtan temsiliyetin dahil olduğu bir ittifakız zaten. Bugün Emek ve Özgürlük İttifakıyla bunu bir adım daha öteye taşıdık. Bu da yetmez, diyoruz. Önümüzdeki günlerde kadınların bir araya gelip dayanışma ve ittifakını kuracağı güçle, emekçilerin bir araya gelmesiyle, bütün ezilenlerin bir araya gelmesiyle, tekçi politikaları reddedenlerin bir araya gelmesiyle 3’üncü yolu örme iddiasında olan bütün güçlerin bir araya gelmesiyle en geniş demokrasi ittifakı alternatif biz olacağız. Biz bu ülkeye eşitliği özgürlüğü getireceğiz. Biz bu ülkeye kadınların eşit adil yaşayabileceği, canının derdine düşmediği, taciz ve tecavüz korkusu yaşamadığı bir ülkeyi bir kuracağız. 6 yaşındaki çocukların istismara uğramadığı, istismarcıların hesap verdiği ülkeyi biz kuracağız. Kürtlerin bu ülkede barış içerisinde yaşayabileceği, Kürtlere savaş açan değil Kürtlerin haklarını tanıyan adil ve eşit bir yaşamı sağlayan, Kürtlerin dilini kültürünü kabul eden bir sistemi ve onurlu barışı biz kuracağız. Onurlu barışı Emek ve Özgürlük İttifakı ile biz kuracağız. İşçinin, emekçinin sömürüsünün hesabını sorup alternatifi biz sunacağız. Kayyımları gönderip belediyeleri gerçek sahiplerine biz temsil edeceğiz. Engellilerin önünde iktidarın oluşturduğu engelleri biz kaldıracağız. İktidarın nefret öznesi haline getirdiği mültecilerin yaşadığı drama son verip onurlu bir barışı kurarak ortak yaşamı hep beraber kuracağız. Gençler geleceğini bu ülkede görecek, bu ülkeden kaçma arayışında olmayacak. Bunu hep beraber Emek ve Özgürlük İttifakımız, kadınların dayanışma ve ittifakıyla, emekçilerin dayanışma ve ittifakıyla, Kürtlerin birlikteliği ve ittifakıyla biz kuracağız. Yolumuz açık olsun." 'SOLUK BORUSUYUZ' SMF Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu ise, 2022 yılı Dünya Eşitsizlik Raporu'na göre Türkiye'nin dünyanın gelir eşitsizliğinden birinin de Türkiye olduğunu ifade etti. Ülkedeki yasaklı zihniyet ve sömürü düzenine değinen Kayaoğlu, Emek ve Özgürlük İttifakıyla bu iktidarı göndereceklerini belirtti. TİP MYK üyesi Yunus Başaran, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına değindi. Türkiye’deki problemlerin başında işsizlik ve yoksulluk geldiğini ifade eden Başaran, işsizliği yaratan sistemin işsizliği bitireceğini bitirmenin hayalcilik olduğunu dile getirdi. Türkiye nüfusunun en zengin yüzde birlik kesiminin Türkiye’deki paranın yüzde 53’ünü aldığını belirten Başaran, bu sistemden yoksulluğu bitirmesini, kapitalizmin kendi kar hırsından kaynaklanan çevre sorunlarını çözmenin bu sistem içerisinde mümkün olmadığını söyledi. Savaş politikaları ile emekçileri farklı bloklara iten, savaştan beslenen sistemin barışı, eşit yurttaşlığı tesis etmesini beklemenin güç olduğunu ifade eden Başaran, “Biz bunu zorlayacağız. Barışı elde etmek için elimizden geleni yapacağız ama bizlerin bu bilinçle hareket etmesi gerekir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkenin soluk borusu olmak zorundadır” dedi. 'SARAY SALTANATINI YIKACAĞIZ' Son olarak konuşan TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca, Cumhur İttifakı'nın holdinglerin, cemaatlerin ittifakı olduğunu belirterek  “Öteki tarafta temiz para diyen sermayenin ittifakı var. Buradan bir kez daha söyleyelim ki halkımız bu iki ittifaka da mahkum bırakmayacağız. Halkı faşizme de sermeyenin restorasyonuna da teslim etmeyeceğiz. Çünkü burada halk var, Emek ve Özgürlük İttifakı var. Onlar böyle gelmiş böyle gider sanıyorlar. Onlar sanıyorlar ki halk çaresiz. Buradan bir kez daha ifade edelim. Hayır çare de , umut da  burada. Bizim çözümümüz net. Sermayenin tam karşısında, halkın yanında bir seçeneği savunuyoruz. Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Halkın ihtiyaçlarını kamulaştıracağız. Eşit yurttaşlığı, laikliği kazanacağız. Kürt sorununda barışçıl çözümü biz getireceğiz, işçi cinayetlerini de kadın cinayetlerini de biz durduracağız. Biz saray saltanatını yıkacağız” dedi. Etkinlik serbest kürsü ile son buldu.