Temelli: Savaş bütçesi Kürt düşmanlığı üzerinden dayatılıyor 2022-12-13 11:12:21   ANKARA - HDP Milletvekili Sezai Temelli, savaş bütçesinin Kürt düşmanlığı üzerinden topluma dayatıldığını belirterek, Kürt meselesinin çözümü için tecridin kırılması gerektiğini söyledi.     Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 8’inci turunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı ve Savunma Sanayi Başkanlığı’nın bütçeleri görüşülüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Wan Milletvekili Sezai Temelli, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne dair değerlendirmelerde bulundu.    ‘ŞİKAGO ÇOCUKLARINI ARATMADINIZ’   2023 bütçesinin AKP’nin 20 yıllık özeti olduğunu belirten Temeli, iktidarın ekonomi anlayışıyla siyasete ve topluma olan yaklaşımın hakkını verdiğini söyledi. Temeli, “Asla neoliberal politikalardan taviz vermediniz. Bütçe hakkı çalışma güvencesi ve sendikal haklar başta olmak üzere her türlü hakkı gasp etme konusunda Şikago çocuklarını aratmadınız. Bugün gelinen nokta ekonomik kriz değil, ekonomik yıkımdır. Bu yıkım, bir günde ortaya çıkmadı. 20 yıllık birikimin sonucudur. Bütçe dediğimiz yasa metni aynı zamanda siyasi metindir. Siyasi özgürlükler ve demokrasi sizler için hep bir araçtı. Amacınız hiç değişmedi. Faşizmin kurumsallaştığı bir sistemde otoriter bir rejimi hayata geçirmekti. Bu anlayışınızı topluma dayatmak için bu yöntemi gördünüz. Kah Gülen cemaati ile kah liberaller ile kah Ergenekoncularla, katarla, sisi ile yol yürüme beceriniz takdire şayan” dedi.    ‘TECRİTLE ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ DERİNLEŞTİRDİNİZ’   Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemin uydurma sistemi ve iktidarın zihniyetinin en berrak hali olduğuna dikkat çeken Temeli, bu zihniyetin sonucunun ise yıkım olduğuna işaret etti. Temeli, “Siyasi tanımını biz çoktan geçtik, yarattığınız yıkımı restorasyon bile düzeltemez. Aradan geçen 20 yılda toplumsal barışı dinamitleyerek, ayrımcılığı normalleştirdiniz. Sonuç itibariyle 20 yıllık serüven büyük bir yıkımı beraberinde getirdi. Yaptığınız icraatların yarattığı maliyetler, ortaya çıkan yıkım, yönetim biçiminizi ortaya koymaktadır. Nasıl oldu da bu sistem 20 yıl iktidarda kaldı. Yanıtı Kürt sorununda saklı. Bu sorunun çözümsüzlüğü iktidarınızın ömrünü uzattı. Ortaya işte bu yıkım çıktı. Bu meseleyi çözmeyen çözülür, sizde çözüldünüz. Bir ara ortaya çıkan tarihi bir fırsatı ıskaladınız. Bugün farklı bir siyaset konuşacaktık ama sizde o feraset yoktu. Kürt sorunu neden bu kadar kritik. Demokrasi kapısını açmanız mümkün değil. Cumhuriyetin demokratikleşmesini söyleyerek, Öcalan tüm Türkiye’ye bu meseleyi anlattı. Türkiye ve Ortadoğu'nun yapısal, siyasal krizine nasıl çözüm üreteceğimiz konusunda önemli bir anlatıydı. Siz masayı devirdiniz. Bu meselenin çözümü kuşkusuz demokratik cumhuriyetten geçiyor. Demokratik cumhuriyet toplumsal barışın bir arada gerçekleşebileceği bir anlayışı ifade eder, siz sürekli demokrasiden kaçarak, siyasi tutsaklığı, ekonomik eşitliği bu ülkeye reva gördünüz İmralı tecrit sistemiyle çözümsüzlüğü derinleştirdiniz. Tecrit hukuku yaygınlaşıyor. Tüm ülkeyi hukuksuzluğa mahkum ettiniz” diye belirtti.    ‘TECRİT KIRILIRSA KÜRT SORUNU ÇÖZÜLÜR’   İktidara, “Demokratik siyasetin en müstesna insanlarını tutsak ettiniz” diyen Temelli, AİHM ve AYM kararlarının ihlallerini örnek gösterdi. Temeli, “Adalet Bakanı adalet yerine yeni cezaevi müjdesi veriyor. Tecridin kırılacağı yerde Kürt sorunu çözülür. Tahammül edemediğiniz bu. Bütçeniz de militarist harcamalara bakıldığında zihniyetiniz görülüyor. Kürt düşmanlığı üzerinden toplumu bu harcamalara ikna etmeye çalışıyorsunuz. Yaşama karşı ölümü yüceltme peşinde koşmaya devam ediyorsunuz ama bu maya tutmayacak. Taksim senaryosu bu nedenle tutmadı” sözlerini kullandı.    ULUSLARARASI HEYETİN GİTMESİNDE NE MANİ VAR?      Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın geçtiğimiz günlerde bütçe görüşmelerinde kimyasal silah kullanımına dair “heyet gönderip araştırma yaptık” sözlerini anımsatan Temeli, iktidarın nerede ne kullandığını bilmiyor olabileceğini kaydetti.  Şebnem Korur Fincancı’nında aynı şeyleri söylediğini anımsatan Temeli, iktidara, “Heyet gönderdiyseniz, bir şey de bulamadıysanız, o zaman uluslararası heyetin gitmesinde ne mani var?” diye sordu.    ‘KÜRT MESELESİ İÇİN BU ZEBANİYİ YENMELİYİZ’   Siyasi yıkımın en önemli nedenlerinden birinin de kayyım uygulamaları olduğuna vurgu yapan Temeli, şöyle ekledi; “Kayyımlar, savaşa ve şiddet politikalarının kapsamlı bir uygulamasıdır. Bu anlayış sadece halkın varlıklarına değil, iradesine de ipotek koymaktadır. Bu yerel bütçelerin tasfiyesidir. Demokratikleşmenin önünde en önemli engellerden birinden bahsediyorum. Yerel demokrasi gelişmedikçe bir ülkenin demokrasi gelişmez. Diktatör bir sistemle karşı karşıya kalıyoruz. Seçimlerden sonra bu Meclis’in tecride, savaşa kayyımlara neden olan tüm uygulamaları ortadan kaldırılmasından geçmektedir. Kürt meselesinin çözümü için bu zebaniyi yenmeliyiz. Ekonomiye gelirse, ne yapmak gerekiyor derseniz; siz hep kendinizden önceki dönemi kötüleyerek bugünlere geldiniz. Sizden öncekiler kötüydü, ama siz de kötüsünüz. Aynı fabrikanın ısrarla ürettiği defolu ürünlerden söz ediyoruz. 20 yıl olmuş artık öncesi mi olur. Cumhurbaşkanı bile alzaymır emareleri ile bize geçmişi anlatıyor. Bu iktidara geldiğiniz günden beri yaptığınız özelleştirmeler, borçlanma anlayışınız, kayırmacılık, haksız zenginleşme, ne ararsanız var. Ekonominin bu hale gelmesi şaşırtıcı değil. Türkiye ekonomisinin ve emekçilerin içinde bulunduğu en büyük kriz, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Tek adam, her şeyi bilen adam, ekonomide aldığı kararlar toplumu derin bir yoksulluğa itmektedir.”   ‘TOPLUMSAL YIKIMI ÇOCUKLARA YÜKLEDİNİZ’   Hiranur Vakfı Kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını müridi Kadir İstek’li evlendirerek sistematik tecavüze maruz bırakıldığını hatırlatan Temeli, hükümete, “toplumsal yıkımın farkında değilsiniz” dedi. Temelli,“Bu parçalanmışlığın nedeni bu bütçede saklı. Toplumsal barış, çok kapsamlı ve karmaşık ilişkileri içinde barındırır. Çocukların hakları, eğitim sistemi ve birçok konu yerel ve merkezi yönetimin denetimine açık olmalıdır. Toplumsal yıkımın en büyüğünü çocuklara yüklediniz. Yaşamın belli bir zihniyete göre düzenlenmesinden bahsediyoruz” şeklinde konuştu.    ‘ÇÖZÜM DEMOKRATİK CUMHURİYET’   Temelli son olarak şunları söyledi; “Tüm bu gidişatı sonlandırmak mümkün ülke ve halklar için artık iyi olanı yapmak gerekiyor. Bu kötülüğe hep birlikte son vermeliyiz. Ne yapmalı sorusuna yanıt vermeli. Bu yanıtı tarihte aramak gerekiyor. 1921 Anayasası’nı yeniden düşünmek gerekiyor. Bu içine düştüğümüz siyasi krizden çıkmak için yol gösterici olacaktır. Bu sistem herkesi tehdit ediyor. Bunun için önümüzde bir seçim var. Bu seçim ülkemiz ve halklarımız için barışçıl bir ortamda geçmesini sağlarsak, başarabiliriz. Bu iktidardan, bu zihniyetten mutlaka kurtulabiliriz. Yerine ne koyma konusunda geçmişten dersler çıkarmak zorundayız. Bugünün sorunlarını aşabilecek bir siyaseti, toplumsal mutabakatı sağlayacak güzergahı var etmeliyiz. HDP olarak bizler bu güzergahı biliyoruz. Bu Üçüncü Yoldur. Hedefimiz de Demokratik Cumhuriyet’tir. Buna ulaşmak için radikal mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz.”