5 yıldır ağabeyinin cenazesi için mücadele veriyor 2022-12-18 09:04:03   İSTANBUL - Xerzan Mezarlığı'ndan çıkarılarak Kilyos'ta defnedilen ağabeyi Abdulhamit Döner’in cenazesini alabilmek için 5 yıldır mücadele verdiklerini söyleyen Rewşan Döner, "O yiğitlerin kaldırım taşı altında kalmalarına izin vermeyelim" dedi.     Bedlîs merkeze bağlı Oleka Jor köyünde bulunan Xerzan Mezarlığı, 8-17 Aralık 2017 tarihleri arasında yıkılarak, mezarlıkta bulunan 300'ü aşkın cenaze çıkarıldı. Uzun süre nereye götürüldükleri bilinmeyen cenazelerin, 2 Ocak 2018’de Bitlis Valiliği tarafından yapılan açıklamayla, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na (ATK) götürüldükleri ortaya çıktı. ATK'de bir süre bekletilen cenazeler, Kilyos Mezarlığı'ndaki kimsesizler için ayrılan kaldırım dibindeki parsellere defnedildi. Aileler, bunun üzerine harekete geçerek, cenazelerini alabilmek için başvurularda bulundu. 5 yıllık süreçte bazı cenazeler aileleri teslim edildi. Teslim edilen cenazelerin sayısının 20’yi aşkın olduğu ancak tam sayının kaç olduğu bilinmiyor. En son, 1999’da Xerzan bölgesinde çıkan çatışmada hayatını kaybeden PKK'li Nizamettin Gökalan’ın cenazesi, 14 Aralık’ta ailesine teslim edildi.   Hala birçok aile yaşamını yitiren yakınlarına ait cenazeleri almak için mücadele ediyor. Bu ailelerden biri de Abdulhamit Döner’in (Agit Xerzan) ailesi. Kilyos Mezarlığı’nda bulunan Döner’in cenazesini 5 yıldır yaptıkları tüm girişimlere rağmen alamadıklarını belirten kardeşi Rewşan Döner, bu süreçte yaşadıklarını anlattı.    1995 YILINDA YAŞAMINI YİTİRDİ    Rewşan Döner, ağabeyi Abdulhamit Döner’in, 1993’te PKK’ye katıldığını ve 1995 yılında çıkan bir çatışmada hayatını kaybettiği haberini aldıklarını belirtti. Ölüm haberinin ardından 2014 yılına kadar kardeşinin cenazesini alamadıklarına dikkat çeken Döner, 2013-2015 yılları arasında başlatılan “çözüm süreci” nde HPG’lilere ait cenazelerin Xerzan Mezarlığı’na gömülmeye başlanmasının ardından cenazelerine kavuştuklarını söyledi. Döner, “10 Eylül 2014’te, kardeşimin de aralarında olduğu 40 HPG’linin cenazesi, Xerzan Mezarlığı’na getirilip bölgedeki yurtsever halkın yoğun katılımıyla defnedildi” dedi.    5 YILDIR MÜCADELE EDİYOR     3 yıl sonra 2017’de Bedlîs’in Geliyê Şex Cuma bölgesinin “yasaklı bölge” ilan edildiğini televizyondan öğrendiğini aktaran Döner,  Xerzan Mezarlığı’nın yıkıldığını ise mezarlığa yakın köydeki yurttaşlardan öğrendiklerini belirtti. Köylünün, “Mezarlığı yıkıp, tarumar ettiler ama cenazeler nerede bilmiyoruz” dediğini ifade etti. Mezarlığın yıkılıp cenazelerin İstanbul’a götürülmesinin ardından kendilerine “Cenazeler DNA testi yapılıp sonuçların ardından tek tek ailelere teslim edilecek” bilgisinin verildiğine dikkat çeken Döner, “Biz bunu öğrendiğimizde hemen İnsan Hakları Derneği (İHD) ve mahkemeye başvurup durumu anlattık. Cenazemizi almak istedik, o günden sonra tam 5 yıldır cenazemizi almak için bekliyoruz” ifadelerini kullandı.    AMCASI CAMİDE KATLEDİLDİ    Ağabeyinin çocukken de haksızlığa karşı olan bir yapısının olduğunu ve adalet duygusunun çok kuvvetli olduğuna vurgu yapan Döner, küçük yaşta dahi yanlış gördüğü olaylara cesaretle karşı durduğunu belirtti. Döner, ailenin politik olma durumunu ise amcasının 1980’de askeri darbe ve sonrasındaki süreçte verdiği mücadeleden kaynaklandığını dile getirdi. O yıllarda amcasının siyasi duruşu nedeniyle askerlerin sürekli evlerine baskın düzenlediğini aktaran kardeş Rewşen Döner, askerlerin köylüleri köyün ortasına toplayarak işkence yaptığını ifade etti. 1990 yılının Eylül ayında ise bir Cuma namazı saatinde amcasının askerler tarafından camide katledildiğini söyleyen Döner, ağabeyi Abdulhamit ve kendisinin böyle bir ortamda yetiştiğinin altını çizdi.   İŞKENCE GÖRDÜ   Ağabeyinin henüz çocukken Kürt kimliğine yönelik baskının nedenlerini sorguladığını belirten Döner, “ ‘Küçük yaşta bile babama, dedeme tüm büyüklerimize ‘Biz de bu devlette yaşayan bir halk değil miyiz? Neden bize bu kadar işkence yapılıyor?’” gibi sorular sorduğunu aktardı.    Henüz 12 yaşında öğrenciyken askerler tarafından gözaltına alınarak ağır işkencelere maruz kaldığını belirten Döner, “Devletin gözünde düşman ilan edildiğimiz için ne çocuklarımıza ne de yaşlılarımıza tahammülleri yoktu. Ağabeyim gözaltında bir hafta kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra, ‘Bu ülkede yaşama şansımız yok, okul okuduğumuzda gözaltına alınıyor, öldürülüyoruz, evimizde oturduğumuzda da” diyerek 1993 yılında 12 yaşında PKK’ye katıldığını söyledi. 2 yıl sonra ise ölüm haberini aldıklarını belitti.    'DEVLETİN KÜRDE TAHAMMÜLÜ YOK'    Devletin Kürtlere yönelik baskılarının geçmişten günümüze değişmediğine dikkat çeken Döner, bugün yaşanan duruma ilişkin ise, “Kürt, Ermeni ya da kim olursa olsun bir insan yaşamını yitirdikten sonra onun cenazesine hürmet ve saygı gösterilmelidir. Ancak bu devletin ölen Kürde dahi tahammülü olmadığı için mezarlarını dahi yıkıyor” dedi.    Bu sürecin aileler için çok ağır olduğunu ifade eden Döner, mezarlıkların yıkılmasının hiçbir dinde yerinin olmadığını dile getirdi. Döner, hala kendileri gibi birçok ailenin cenazelerini alamadıklarını en son 14 Aralık’ta HPG’li Nizamettin Gökalan’a ait olan cenazenin ailesi tarafından alınması haberi karşısında karışık duygular hissettiğini belirterek, “O anda bir yandan hüzünlenirken, diğer yandan ise cenazelerine kavuştukları için çok mutlu oldum” ifadesinde bulundu.    'ONLARI KALDIRIM ALTINDA BIRAKMAYALIM'    Çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cenazelerinin nerede olduğunu dahi bilmeyen ailelere, mahkemeye başvurmaları ve bu süreçte ısrarlı olmaları konusunda çağrı yapan Döner, “Yakınlarının cenazelerine ulaşamayan tüm ailelere çağrımdır; o yiğitlerin kaldırım altlarında kalmalarına izin vermeyelim. Çocuklarımızın, yakınlarımızın cenazesine sahip çıkalım ve yaşamını yitirdiği topraklara götürüp orada defnedelim” şeklinde konuştu.