Oğlunun tahliyesi 4 kez engellenen baba: Umudu kırmak istiyorlar 2022-12-18 09:05:14   MELETÎ - Tutuklu Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel'in kardeşi Erdal Tuncel, 1 yıldır cezasını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor. Baba Fahrettin Tuncel, "Ümitsizlik yaratılarak tutukluları çıkmaza sürüklemeye çalışıyorlar” dedi.    Tutuklu Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in kardeşi Erdal Tuncel (42), hakkında verilen 13 buçuk yıl hapis cezasının infazını tamamlamasına rağmen Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu'nun verdiği raporlar gerekçe gösterilerek tahliye edilmiyor. Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Tuncel, hakkındaki kesinleşmiş hapis cezasının infazını 16 Mart’ta tamamladı. Ancak Tuncel’in tahliyesi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu'nun düzenlediği “arkadaşlarından ayrılmadığı, suyu ve elektriği fazla kullandığı” gerekçeli raporu nedeniyle engellendi. İnfazı 3 kez, 3’er ay ertelenen ve 14 Aralık’ta 4’üncü defa tutukluluğu incelenen Tuncel, yine aynı gerekçelerle tahliye edilmedi.    41 DİLEKÇE YANITSIZ     Erdal Tuncel’in tahliye edilmemesini değerlendiren babası Fahrettin Tuncel, 14 Aralık’ta büyük bir heyecanla önce Ankara Sincan Kapalı Cezaevi’nde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı olan kızı Sebahat Tuncel’i ziyaret ettiğini anlattı. Sebahat Tuncel ile yaptığı görüşmede Tuncel’in kendisine cezaevinde birçok hak ihlali yaşadıklarını anlattığını söyledi. Kızının siyasetçi olduğunu hatırlatan baba Tuncel, kızının cezaevinde Meclis TV’ye bile ulaşamadığını aktardığını ifade etti. Tuncel’in Meclis TV yayınına ulaşmak için 41 defa ayrı ayrı dilekçe vermesine rağmen hala yayının verilmediğini anlatan baba Tuncel, cezaevlerinde özellikle siyasi tutuklulara karşı hak ihlallerinin fazla olduğunu anlattı.    4’ÜNCÜ DEFA TAHLİYESİ ENGELLENDİ   Sebahat Tuncel’in görüşmesinden sonra büyük bir heyecanla Bolu Cezaevi’ne gittiğini dile getiren baba Tuncel, “Heyecanla cezaevi önüne gittim, Erdal’ı almak için. Erdal’ın cezası bitmişti ama 3 defa Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından tahliyesi her seferinde 3’er ay erteleniyordu. Bu 4’üncü değerlendirme olacaktı. Bu dördüncü olduğu için mutlaka bırakılır diye bekliyorduk. Cezaevinin kapısında uzun süre bekledik önce, bir bilgi alamadık. İki tahliye var dediler. Bizde gece saat 20:00-21:00’a kadar orda bekledik. En azından tahliye olanlardan Erdal’ın durumunu sormayı düşünüyorduk. Bir ihtimal belki Erdal’da tahliye olur diye de bekledik. Ama saatler ilerledi, kimse bırakılmadı. Fakat cezaevine gittiğim zaman tahliyesinin yine önceki gerekçelerle ertelendiğini söylediler” dedi.    Ertesi gün oğlu Erdal ile görüşme gerçekleştirdiğini aktaran baba Tuncel, “Onunla konuştuğumuz zaman onunda gelişmelerden haberi olmadığını öğrendik. Erdal’da umutla tahliye olmayı bekliyordu. Erdal’ın yanında Osman Aslan ve Seyfettin Bahar adında iki tutuklunun da aynı gün tahliye olması bekleniyordu ama onları da tahliye etmediler” diye konuştu.    ‘PSİKOLOJİK BASKI UYGULANIYOR’   Cezaevlerinde yaşananları "korkunç" olarak tanımlayan Tuncel, “İçerde gördüğüm manzara gerçekten korkunçtu. Tutuklular üzerinde psikolojik baskı uyguluyorlar. Yapılan ümit kırmadır. Son dönemlerde artan intiharların sebebi budur. Orda tutuklu bulunanlara psikolojik baskılar yapılıyor. Ümitsizlik yaratılarak tutukluları çıkmaza sürüklemeye çalışıyorlar. Onları disiplinsizliğe yöneltiyorlar. Bu yaşanan ölümlerin hiçbiri bence doğal değil. Çünkü orada yaratılmak istenen psikolojik baskıyı bizzat gördüm. Tutukluların tahliyelerinin engellenmesi için herhangi bir neden olsa tutuklular kabullenecekler ve bu bir teselli kaynağı olur ama hiçbir gerekçe olmadan tahliyelerinin engellenmesi onların morallerini bozarak, ümitsizlik yaratılmak isteniyor. Böyle bir şey olamaz. Oradaki psikolojiyi gördüğün zaman insan dayanamaz” ifadelerini kullandı.    ÖTEKİLEŞTİRİCİ POLİTİKALAR   Cezaevlerinin “Hitler kamplarına” dönüştüğünü dile getiren Tuncel, “Bunun önüne geçilmesi lazım. Güçlü bir kamuoyunun oluşması gerekiyor. İnfaz kurumları normalde insanları tekrar topluma kazandırma yeri olması gerekiyor ama şimdi işkence yerlerine dönmüşler. İnfaz yasası özellikle Kürtlere karşı çıkarılmış bir yasadır. Siyasi tutuklulara uygulandığı gibi başka kesimlere uygulanmıyor. Bu ayrımcılıktır. Toplumda ötekileştiren bir politikadır. Bu politikaların ne Kürtlere ne de Türklere yararı yoktur. Türkiye’de yaşayan halkların birlik ve beraberlik içinde yaşamaya ihtiyacı var, ayrımcılığa değil. Bunun için hukukun üstünlüğünün sağlanması gerekiyor. Hukuk biri için farklı diğeri için farklı ise, huzursuzluk yaratır. Bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.    MA / Ömer Akın