Tarikatlarda çocuk tecavüzü: Bu karanlığa nasıl gelindi? 2022-12-22 09:39:54   HABER MERKEZİ - Bir çocuğun "evlendirilmesiyle" yeniden varlıkları tartışılan tarikatlar, AKP'nin 20 yıllık iktidarlığında altın çağını yaşadı. Tarikatlarla ortaklaşan iktidar, çocuk tecavüzünü meşrulaştıran yasalarla, "bu karanlığa nasıl gelindi?" sorusuna cevap olan politikalar uyguladı.     Nakşibendi Tarikatı’nın İsmailağa Cemati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 2004 yılında kızı H.K.G.’yi 6 yaşındayken 29 yaşındaki “müridi” Kadir İstekli ile “imam nikahıyla evlendirerek” tecavüze uğramasına göz yumması gündemdeki yerini koruyor. H.K.G.’nin tecavüze uğradığı ilk 2012 yılında ortaya çıkmasına rağmen dosyaya Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görev yapan ve hala İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görevli Cumhuriyet Savcısı tarafından hukuka aykırı bir şekilde “kovuşturmaya yer olmadığı” yönünde karar verildi. H.K.G.’nin anlattıkları, dini inancın suistimal edilerek kurulan tarikat, cemaat, vakıf ve dernek gibi yapıların çocuklar başta olmak üzere toplum için oluşturduğu tehlikeyi gözler önüne sererken, anlattıklarında önemli bir detay da kadının 2 yıl önce ilgili kurumlara başvurarak yaşadıklarını anlatmış olmasıydı. “Koruma” altına alınan kadının ifadelerine rağmen, ne aile bireyleri, ne de “evlendirildiği” şahıs hakkında 2 yıl boyunca işlem yapılmamış olması AKP iktidarının vakıf ve cemaatler noktasındaki “hassasiyetini” akıllara getirdi.    AKP’liler tarafından Hiranur Vakfı kurucusunun ve müridinin bir çocuğa yaşattıkları “münferit” bir olay şeklinde sunulmak istendi. Fakat bu olay, cemaat, tarikat, vakıf ve benzer kurumlarda gerçekleşen ilk olay değildi. Daha önce de cemaat ve vakıflarda çocuklara yönelik benzer suçlar işlendi. Ancak her olay, iktidar tarafından “münferit olaylar” şeklinde savunuldu.    AKP’NİN HASSASİYETİ: BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ!   Öyle ki, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsmailağa Cemaati’ni isim vermeden “inanç temsilcisi kurum” ilan etti. Yine Erdoğan’ın açıklamasına benzer bir açıklama da, 2012-2015 yılları arasında Karaman'da Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği'ne ait evlerde kalan 45 öğrenciye tecavüz edildiğinin ortaya çıkmasının ardından gelen tepkilere yanıt veren Aile ve Sosyal Hizmetler eski Bakanı Sema Ramazanoğlu’dan gelmişti. Bakan, “Olay, hizmetleriyle gurur duyduğumuz bir vakıfla ilişkilendirilmek istendi. Bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” açıklaması yapmıştı.    'YARDIM TOPLAMA HAKKINA SAHİP' LİSETEYE EKLENDİ    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmam Hatip yıllarından arkadaşı olan Ensar Vakfı’nın ilk kurucularından Aziz Torun’a ait Başkent Doğalgaz A.Ş.’nin Kızılay üzerinden milyonlarca dolarlık yardım yaptığı Ensar Vakfı, yıllarca AKP’nin “cemaat örgütlenmesi” gibi çalıştı. Vakıf, kısa sürede AKP’nin “resmi devlet vakfına” döndü. 2021 yılına gelindiğinde ise vakıf, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün “İzin Almadan Yardım Toplama Hakkına Sahip Kuruluşlar” listesine eklendi.    CEMAAT YURTLARINDA TECAVÜZ    Tarikatlara sonsuz destek sunan AKP iktidarı, yaşanan her cinsel istismar olayında her ne kadar “suçun şahsiliğinden” söz etse de bu iddianın aksinin yaşandığı 20 yılda, tarikatların AKP için çalışarak, AKP’nin de tarikatlara sunduğu sonsuz destek ile kanıtlanmış oldu.    Peki, son 12 yılda AKP iktidarının her fırsatta koruduğu cemaatlerde neler oldu?    * 2010 yılında, İsmailağa Cemaati’nde “El maruf" sorumlusu olduğu ileri sürülen Adem Sayar, 16 yaşındaki akrabasına tecavüz etti.    * 2012 yılında, Karaman'da Ensar Vakfı kalan çocuklar tecavüze uğradı. Sistematik bir şekilde süren tecavüz 2015 yılında ortaya çıktı.    * 2016 yılında, Betlis’te Ensar Vakfı gönüllüsü din kültürü öğretmenleri O.S. ve M.Ö., vakıf evlerinde kalan 9 kadına baskı ve şantajla tecavüz etti.    * 2017 yılında, Semsûr’un Aldûş (Gerger) ilçesinde İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin kaldığı yurtta 18 öğrenci müstahdem tarafından cinsel istismara uğradı.    * 2017’de İzmir'in Dikili ilçesinde özel yurtta kalan ve yaşları 9 ile 12 arasında değişen 7 öğrencinin temizlik görevlisi Ö.F.E. tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı.    * 2019 yılında, Denizli’nin Çivril ilçesinde M.S. isimli bir çocuk, Süleymancılar’a ait yurtta cinsel istismara uğradı.    * 2019’da Ümraniye'deki Fıkıh-Der'e ait yatılı yurtta kalan 6 öğrenci tecavüze uğradı.    * 2021’de, Erzırom’un Palandöken ilçesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Kur'an kursunda 7 çocuk yurtta görevli belletmen H.A.'nın tecavüzüne uğradı.   * 2021 yılında, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde İsmailağa Cemaati üyesi olan ve kendini “hoca” olarak tanıtan Ömer S., bir kişiye cinsel istismarda bulundu.    TECAVÜZ YASALARLA MEŞRULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILDI     AKP’li isimler her yeni olayda kurumları koruyan açıklamalar yaparken, bu yönde hazırladıkları yasalarla çocuğa yönelik tecavüzü de meşrulaştırıyordu. 2002 yılında iktidara gelen AKP, 2004 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde Meclis’e, çocuğa yönelik cinsel suçların (taciz, tecavüz) önünü açan düzenlemeler getirdi. Düzenlemelerin sadece bir kaçı şöyle:    "* 2004 yılında yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) hazırlanırken, ‘tecavüz mağduruyla evlenmesi durumunda failin cezasız kalması’ maddesi gündeme geldi. İktidar her ne kadar bu maddeyi Meclis’ten geçirmek için uğraşsa da, kadınların kararlı duruşuyla bu düzenleme geri çekildi.    * 2009 Temmuz ayına geldiğimizde, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yönetmelik değişikliğiyle lise ve ortaokul öğrencilerinin nişanlanmasını serbest kıldı. MEB’in aldığı bu kararla birçok çocuk zorla nişanlandırıldı. Böylelikle çocukların eğitim hakları ellerinden alındı.     * 2012 yılında, 4+4+4 eğitim sistemi getirildi. Bu sistemle örgün eğitim alan kız çocukları ilk 4 yılın ardından okuldan alındı.    * 2012 Nisan ayında, MEB, dini eğitim veren, yurt ve pansiyon açan kurumların denetiminden sorumlu olmaktan çıkarıldı. Sorumluluk Diyanet Bakanlığı’na verildi.    * 2013’te, TCK’de yapılan bir değişiklikle ‘kanuna aykırı eğitim kurumu açmak ve işletmek’ tamamen suç olmaktan çıkarıldı.   * 2013’ün Eylül ayında, ‘evli öğrencilerin’ açık öğretim lisesine yönlendirilmesini düzenleyen yasayla çocuk yaşta nişanlanmaların önü açıldı.    * 2015 Mayıs ayında, Anayasa Mahkemesi, resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini öngören TCK maddesinin kaldırılmasına karar verdi. Bu hamle, ‘çocuk yaşta evliliklerin ve çok eşliliğin’ önünü açtı.    * 2015 Kasım ayında, Anayasa Mahkemesi ‘evlilik birliği devam eden ve bu birlik içinde çocuk sahibi olan ailelerde küçük yaşta evlenilmiş olması nedeniyle babanın ceza yaptırımına tâbi tutulmasının ülkenin sosyal ve kültürel yapısıyla bağdaşmadığı’ gerekçeleriyle bir yasa iptaline gitti, böylelikle çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15’ten 12’ye indirilmesinin önü açıldı.     * 2016 Mayıs ayında, Meclis’te kurulan ‘Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu’, hazırladığı raporla, istismar failinin, çocukla 5 yıl boyunca ‘sorunsuz ve başarılı’ bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanmasını öneriyordu. Raporda ayrıca cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında hadım uygulanması önerisi de vardı. Yanı sıra şiddete karşı kadınların korunma hakkının sınırlandırılması, boşanmanın zorlaştırılması, nafaka ve mal paylaşımı haklarının yok edilmesi, aile danışmanlığının, aile hukukunun dini temele oturtulması da komisyon önerileri arasındaydı.   * 2016 Temmuz ayında, Anayasa Mahkemesi çocuklara yönelik cinsel istismar suçunu düzenleyen TCK’nin 103’üncü  maddesindeki ‘15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına’ ilişkin hükmü iptal etti. Bu iptale kadar, TCK’nin çocuk istismarını düzenleyen 103. maddesine göre, ‘15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış’ cinsel istismar sayılıyordu.   * 2017’de müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi veren düzenleme Meclis’te onaylandı.    * 2020’de çocuk yaşta evlilikler ve tecavüzün önünü açan af tasarısı bu kez 2’nci Yargı Paketi ile karşımıza çıktı.     * 2021’de 4’üncü Yargı Paketi olarak bilinen ‘CMK ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin birinci bölümünde yer alan cinsel istismar, taciz, kasten öldürme ve işkence gibi katalog suçlarda tutuklama için ‘somut delil’ şartı aranması, ‘çocuğa cinsel istismar’ bölümü ayrı tutulmadan kabul edildi.    * 2022’de 6’ncı Yargı Paketi’nde tecavüz faillerine af getirecek maddeler tartışılırken, neyse ki bu meddeler yasalaşmadan yargı paketi aynı ayın sonunda Meclis’ten geçti."   Tüm bu maddelerin yanında çocuklara yönelik cinsel istismarın önlenmesi amacıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) sıralarından verilen ‘çocuğa yönelik cinsel suçlara dair’ araştırma önergeleri de, AKP sıralarından gelen ‘red’ oylarıyla araştırılmasının önüne geçildi.    ÇOCUK DERNEKLERİ KAPATILDI    Meclis’te bunlar yaşanırken, diğer yandan Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile aralarında çocuklara yönelik çalışmalarıyla tanınan Gündem Çocuk Derneği, Amed’deki Sarmaşık Derneği, Van Kadın Derneği (VAKAD), Muş Kadın Çatısı, Amed’in Sur ilçesinden göç eden çocuklarla çalışan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Ankara'daki Mutlu Çocuklar Derneği gibi birçok çocuk hakları alanında çalışan kurumun kapısına mühür vurularak kapatıldı.     2023 BÜTÇESİ: TARİKATLARA 23 MİLYAR 873 MİLYON 925 BİN    "Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transfer" adı altında sadece 2021 yılının bütçesinden tarikatlara 81 milyon 893 bin TL ödenek ayrıldı. Oldukça tartışmalı geçen 2023 bütçesinden ise 23 milyar 873 milyon 925 bin TL kaynağı “Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transfer” adı altında tarikatlara ayrıldı.    MA / Arjin Dilek Öncel