Tülay Hatimoğulları: Tecridin sorumlusu Adalet Bakanlığı’dır 2022-12-24 09:45:07 ADANA - HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, İmralı tecridine ilişkin, “Adalet Bakanı, bakanlık yapamıyor. Bakanların yapması gereken görev ve sorumlulukların kararını Erdoğan veriyor" diyerek, bakanlığın sorumluluğundan kurtulamayacağını belirtti.   İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım'dan 21 aya yakın bir süredir haber alınamıyor. Avukat ve aile görüş başvuruları, "disiplin cezaları" gerekçesiyle engelleniyor. Siyasetçi ve hukuk örgütlerinin Adalet Bakanlığı'na başvuruları sürerken, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP), MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Barış Anneleri Meclisi tecride dikkat çeken eylemler düzenliyor.   Bunun yanı sıra HDP milletvekilleri de, 21 Aralık'ta başlattıkları eylemle Abdullah Öcalan'dan haber alınamama haline karşı yapılan başvurulara rağmen sessizliğini koruyan Adalet Bakanlığı’na yürüyüş gerçekleştirip, burada nöbet başlattı.   'İMRALI KAPILARI AÇILMALI'    HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Bakanlık önünde başlattıkları nöbete ilişkin konuştu. İmralı tecridinin tüm ülkeye yayıldığını ifade eden Hatimoğulları, İmralı kapılarının açılarak, barışın sağlanması gerektiğini dile getirdi. Hatimoğulları, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT), İmralı ziyaretine değinerek, “Burada görüşmenin gerçekleşip, gerçekleşmediğine dair henüz yeterince somut veriler yok. Bu konuda bir açıklama da yapılmış değil. CPT raporunun ortaya çıkmamış olması, bu kaygıları daha da arttırmıştır. Sayın Öcalan'ın sağlığından, hayatından, orada bulunduğu koşullardan ciddi bir biçimde endişe duymakta. Bir an önce İmralı kapıları açılmalıdır” dedi.    'ÇÖKTÜRME PLANI DEVREDE'    21 aydır Abdullah Öcalan’dan haber alınamama durumunun delalet ettiği şeylerin olduğunu ifade eden Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Bu durum Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmeyeceğinin göstergesidir. İktidar ve havuz medyası tarafından, Kürt siyasetçiler başta olmak üzere bu soruna sahip çıkan her siyasi kesim neredeyse linç edilir pozisyona geldi. Hem Kürt halkına dönük, hem de Kürtlerle dayanışma içerisinde olan Türkiye demokrasi güçlerine dönük benzer bir linci hızlandırmış ve artırmış durumdalar. Bunun yanında sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Tüm bunlar bize şunu göstermektedir; iktidar geleneksel devlet yapısını daha da derinleştirerek sürdürmektedir. Kürt halkına dönük çöktürme planını var gücüyle devam ettirildiğini bize göstermektedir. Sayın Öcalan'a bu tecridin uygulanması bunun en somut göstergesidir" ifadelerini kullandı.    'KARARI ERDOĞAN VERİYOR'   Türkiye'nin faşizan bir rejim tarafından yönetildiğini belirten Hatimoğulları, “Bu rejim, Sayın Öcalan nezdinde İmralı'da gerçekleştirmiş olduğu tecridi yaşamın her alanında bir formül haline getirmiştir. Tıpkı kayyumlar gibi” diye belirtti.    Adalet Bakanlığı önünde başlattıkları nöbete değinen Hatimoğulları, Cezaevi Tevkif Evleri'nin Adalet Bakanlığı'na bağlı olup, cezaevinde yaşanan her sorunun sorumlusunun Adalet Bakanlığı olduğunu vurguladı. Hatimoğulları, "Sayın Abdullah Öcalan'a dönük tecridin ve İmralı tecridinin bakanı aştığını biz gayet iyi biliyoruz. Sonuç itibariyle bu kararı bakan veya bakanlık vermiyor. Bu kararı doğrudan Saray ve Erdoğan veriyor. Dolayısıyla tek adam rejimine dönük bizim bu kadar yoğun eleştirel durmamızın en temel sebebi de bu. Bakan, bakanlık yapamıyor. Bakanların yapması gereken görev ve sorumlulukların kararını Erdoğan veriyor" diye konuştu.   'ADALET BAKANLIĞI SORUMLU'   Hatimoğulları, yine de Adalet Bakanlığı'nın görev ve sorumluluğundan kurtulamayacağını, ne olursa olsun sorumlunun Adalet Bakanlığı olduğunu sözlerine ekleyerek, "İmralı tecridinin sorumlusu her ne kadar AKP-MHP ise bir o kadar da Adalet Bakanlığıdır. Bir kez daha Adalet Bakanlığı'na sorumluluğunu hatırlatmak isterim. Adalet Bakanı; sen sorumlusun, bu tecrit ortadan kaldırılmalıdır. Bugün Türkiye ve Avrupa'nın dört bir yanında, Ortadoğu'nun dört bir yanında bu tecride karşı duran birçok aydın, yazar, sanatçı, siyasi çevre ve en önemlisi Kürtler, halklar, milyonlar buna itiraz ediyor. Dolayısıyla bu sese kulak vermemek, kulak tıkamak kabul edilebilecek bir şey değildir. Burada başta Adalet Bakanlığı olmak üzere Türkiye'deki bütün sorumluları ve uluslararası sorumluları, Avrupa insan hakları örgütlerini bu konuda daha fazla duyarlılığa davet ediyorum. Daha fazla harekete geçmeye davet ediyorum" çağrısında bulundu.    "Tecritte ısrar Türkiye'de demokratikleşmenin önündeki tıkanıklığı artırmaktadır” diyen Hatimoğulları, bunun Kürt ve Türkiye halklarının aleyhine olduğunu vurguladı. Hatimoğulları, tecrit nedeniyle halkların barış içinde yaşamadığını, 40 yıldır gerilim içinde yaşadığını ifade ederek, halkların savaşın durması için mücadele etmesi gerektiğini, savaşın da Abdullah Öcalan'la yapılacak görüşmeyle sonlanacağına vurgu yaptı.    MA / Hamdullah Yağız Kesen