‘Saldırılar AKP’yi kurtaramayacak’ 2022-12-26 10:13:40   İSTANBUL - AKP’nin iç siyasette yaşadığı kriz ve tükenmişlikten kaynaklı Kürtlere yönelik savaşı her alanda büyüttüğünü belirten DBP Marmara Eşsözcüsü Atilla Özdoğan, saldırıların iktidarı kurtaramayacağını söyledi.    Türkiye’nin, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) işbirliği ile 17 Nisan’da Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn alanlarına dönük başlattığı saldırılar ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye 19 Kasım gecesi başlattığı saldırıları devam ediyor. Kürt sorununu “güvenlikçi” politikalar adı altında 40 yıldır savaş yöntemleriyle çözmeye çalışan Türkiye’nin, çatışmalarda yaşamını yitiren asker cenazelerinin yakılması ve cenazesi aylardır HPG’nin elinde olan Mustafa Bazna adlı askere dair hala herhangi bir açıklama yapmaması dikkat çekiyor.    HPG en son yaptığı açıklamada ise, KDP’nin desteği, kimyasal silah kullanımı ve tüm teçhizatlar rağmen karadan bir türlü ilerleyemeyen TSK’nin Zap’ın Kurojahro dağının zirvesi, Amediye’nin Şêladizê nahiyesine bağlı Saca Köyü ve çevresi, Dola Şehîd Kuncî ve yamaçları ile Girê Cûdî Alanı'ndan çekildiği açıkladı.    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Marmara Eş Sözcüsü Atilla Özdoğan, Türkiye’nin Kürtlere dönük saldırıları ve amacına dair değerlendirmelerde bulundu.   SAVAŞ SORUNLARI DERİNLEŞTİRİYOR    Türkiye’nin her iki bölgeye dönük saldırılarını “işgal” olarak tanımlayan Özdoğan, gelinen aşamada Türkiye’nin saldırılarla sorunları daha da derinleştirdiğini söyledi. Tüm bu saldırıların Kürt kazanımlarına karşı yapıldığının altını çizen Özdoğan, “Kürt sorunu ağır ve gerçekten sorumluluk gerektiren bir sorun. Kürt sorunun çözümünün de imha ve savaş siyasetinde değil, diyalog ve çözüm siyasetinde olduğu artık görülmeli. Bunu görmek yerine yüz yıldır aynı yöntemlerle, ısrarla soykırım saldırılarının devamı niteliğindeki bu saldırılar sorunu daha da derinleştirir, çözümü öteler. Dolayısıyla Kürt halkına açılmış olan bu savaş meşru ve haklı değildir” dedi.    KAMUOYUNDAN GİZLENİYOR   Bölgeden gelen kimyasal silah ve asker yakma görüntülerinin yürütülen savaşın ahlaki değerlerken yoksun olduğunun göstergesi olduğunu ifade eden Özdoğan, “Savaşın da belli bir kuralı vardır. Bu savaşta görülüyor ki, ahlaki değerler tümüyle ortadan kaldırılmış. Sadece karşı taraftakini yok etme üzerinden bir motivasyona kilitlenmiş vaziyette. Bunu yaparken de kendi kitlesi ve halkından manipülasyonla savaşın gerçekliği gizlenmeye çalışılıyor. Yani son 40 yıla bakıldığında Türkiye’de birçok genç bu savaşta hayatını kaybetti ve bunlar Türkiye kamuoyuna yansımadı, gizlendi” diye belirtti.    ULUSLARARASI SESSİZLİĞİN NEDENİ   Türkiye’nin kimyasal silah kullanımını ret etmek yerine, bağımsız heyetlerce inceleme yapılmasına olanak sağlaması gerektiğini belirten Özdoğan, uluslararası güçlerin sessizliğine ilişkin, “Sessiz kalıyorlarsa onlarda bu suçun ortağıdır. Yani aslında sorunun kaynağı kendileri. Ortadoğu’nun zengin petrol yatağı, yer altı kaynakları var. Bu yer altı kaynakları üzerinden sömürünün sürdürülmesinin yolu çatışma ortamıdır. Bunu bildikleri için başta Kürt sorunu olmak üzere bütün sorunlarda çözümsüzlükten yana pozisyon alıyorlar. Türkiye ile ilişkileri de bu temelde yürütülüyor ve bundan dolayı savaş, imha siyaseti, işgal hareketine sessiz kalınıyor” ifadelerini kullandı.    ÇÖZÜMÜN ADRESİ İMRALI    Ülkede yandaş medya aracılığıyla savaşın faturasının halktan gizlendiğini dile getiren Özdoğan, “Siz soykırım, imha ve savaş siyasetinde ısrar edersiniz bu Türkiye’nin daha çok batağa batması anlamına gelir. Bunun kazananı da olmaz” dedi. Özdoğan, tüm sorunların İmralı’da ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’la olası bir diyalogla çözüleceğini sözlerine ekledi.     AKP’NİN ‘OSMANLI’ HAYALLERİ    Türkiye’nin, Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen sistemi tehlike olarak gördüğü için saldırdığını kaydeden Özdoğan, şöyle dedi: “AKP-MHP iktidarı, Misak-ı Milli’deki hikayeyi yeni Osmanlı hayallerle güncellemek istiyor ve Musul, Kerkük dahil Kurdistan topraklarını kendine yurt etmek istiyor. Dolayısıyla Rojava’ya saldırısı böyle. Onların deyimiyle ‘terör’ saldırısı falan yok. Külliyen yalan. Orada Kürt halkı var ve Kürt halkını imhaya dönük bir saldırıdır bu”    ERDOĞAN’IN ROJAVA İTİRAFI   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey ve Doğu Suriye için sarf ettiği "Oraya en uygun olan Araplar’dır. Kürtlerin yaşam tarzının uygun olduğu yerler değildir” sözlerini hatırlatan Özdoğan, böylece asıl amaçlarının ilk ağızdan resmen açıklandığını söyledi. Özdoğan, “Bu sözlerle Kürtleri oradan çıkaracağına dair sinyaller verdi. Bu aynı zamanda bir demografik yapının değişmesi, Kürtsüzleştirme operasyonudur. Türkiye’nin Kürtlerin kazanımına tahammülü yoktur. Rojava’da elde edilen statüyü ortadan kaldırmak niyetinde ve bu konuda şeytanla bile çuvala gireceğini biliyoruz. Dün ‘Esed, terörist’ dedikleri Esad’la bugün ‘görüşebiliriz’ diyorlar. Rojava’da ortaya çıkan ortak yaşamı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar ve buna Suriye rejimini dahil etmeye çalışıyorlar. Bunun için pazarlıklar sürüyor. Rusya’yı da bu pazarlığa dahil etmeye çalışıyorlar. Eğer onların onayını alırlarsa bir işgal hareketi geliştirecekler” dedi.    TÜRKİYE’NİN STRATEJİSİ   Türkiye’nin temel stratejisinin Kürtleri yok etmeye dönük olduğunun altını çizen Özdoğan, bu saldırıların sonuçlarının ağır olacağını da vurguladı. Özdoğan, “Ortadoğu’nun her tarafı huzursuzluk, ırkçılık ve savaşla cebelleşirken Rojava’da insanlar huzur içinde yaşıyor. Şimdi oraya, o huzura göz dikme durumu söz konusu. Oranın topraklarını işgal etmeye dönük bir hazırlık var” ifadelerini kullandı.   SEÇİM ÖNCESİ PLANLAR     Türkiye’nin iç siyasette yaşadığı kriz ve tükenmişlikten kaynaklı bir kara harekatına ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Özdoğan, Türkiye’nin bu yüzden seçim öncesi Kuzey ve Doğu Suriye’ye kara harekatı yapma olasılığının yüksek olduğunu dile getirerek, ekledi: “Ama bunun sonuçları öyle AKP’nin zannettiği gibi onlara bir seçim zaferini taşıyacak durumda olmayacak. Orada çok ağır bedeller ödemek zorunda kalabilirler. Dolayısıyla böyle bir kara harekatı başlatmak yerine komşularıyla iyi ilişkiler, diyaloglar temelinde kendi sorunlarını çözmelidir. Türkiye, hızlı bir şekilde savaş politikalarından vazgeçmelidir.”   Özdoğan, demokrasi mücadelesi yürüten herkesin bu savaş karşısında duyarlı olması gerektiğini vurguladı.    DBP’YE OPERASYON KONSEPTİN DEVAMI   Kürtlere dönük kapsamlı savaşın Kürt siyasetine de sirayet ettiğini belirten Özdoğan, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve çok sayıda Kürt siyasetçinin gözaltına alınmasını da bu savaş konseptinin devamı olduğunu aktardı. Türkiye’nin “savaş senaryosuyla” Kürt düşmanlığını derinleştirerek, bir zafer devşirmek istediğini belirten Özdoğan, “Demokratik siyasete dönük bir saldırı yapıyor. Bütün bunlar bir senaryonun değişik parçaları. Hepsi kendisini tahakküm etmeye dönük bir senaryo. Yol yapma çabaları ama ben hepsinin beyhude çabalar olduğunu düşünüyorum. AKP-MHP faşizminin artık sona geldiğini ve bu provokasyonların, saldırılarında onu kurtaramayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.