Adalet Nöbeti: İmralı tecridi hangi kanuna göre uygulanıyor? 2023-02-01 10:05:12   ANKARA - İmralı Adası’nda dünyada eşi benzeri olmayan bir tecridin uygulandığını belirten HDP Milletvekili Sait Dede, Türkiye’nin yasalarla yönetildiği iddiasına karşı,“Hangi kanuna göre bu tecrit uygulanmaktadır?” diye sordu.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için başlattığı Adalet Nöbeti, birinci ayını geride bıraktı. Milletvekilleri Kemal Peköz, Muazzez Orhan, Şevin Coşkun, Feleknas Uca, Ömer Öcalan, Abdullah Koç, Kemal Bülbül, Erol Katırcıoğlu, Serpil Kemalbay, Feleknas Uca, Sait Dede, Murat Çepni, Ayşe Sürücü ve Nuran İmir, Gülistan Kılıç Koçyiğit nöbetin 30’uncu gününde Meclis önünde açıklama yaptı.   'YURTTAŞLARIN HAKKI NASIL KORUNACAK?'   HDP Colemêrg Milletvekili Sait Dede, bir aydır AKP-MHP iktidarına yasalara uymaları uyarılarını yineleyerek, “Her kelimede Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu söylüyorlar, her kelimede Türkiye’nin yasalarla yönetildiğini söylüyorlar, ama yasaları uygulama görevi olan iktidar ve Adalet Bakanlığı, maalesef bu yasaları uygulamıyor. Eğer yasalar uygulanmayacaksa, yurttaşların hakkı hukuku nasıl korunacak” dedi.   Türkiye’de yasalar karşısında herkesin eşit bir konumda olmadığını ifade eden Dede, “Eğer öyle değilse, İmralı Adası’nda dünyada eşi benzeri olmayan bir tecrit neden uygulanıyor? Hangi kanuna göre bu tecrit uygulanmaktadır?” diye sordu.   ‘BARIŞIN YOLU TECRİDİN KALKMASINDAN GEÇİYOR’   Dede, şöyle devam etti: “Herkes bir an durup düşünsün. Devletin gözetimindeki insanlardan yaklaşık 22 aydır haber alınamıyor. Aileler yakınlarıyla, avukatlar müvekkilleriyle görüşemiyor, ulaşamıyor, ne durumda olduğunu bilmiyor. Bu insanların devletin gözetiminde. Bunu bu yüzyılda kabul etmek mümkün değildir. Buradan kamuoyuna sesleniyoruz. Türkiye’deki bütün sorunların altında yatan neden işte bu tecrit ve hukuksuzluktur. Bu sorunların çözümün tek yolunun da diyalog olduğu açıktır. Diyalog ve müzakere olmadan, bu ülkeye asla iç barış gelmeyecektir. Sayın Öcalan sadece Türkiye için değil, dünya halkları için de bir çözüm perspektifi sunmuştur. Her fırsatta barış için hazır olduğunu dile getirmiştir. Ama maalesef Sayın Öcalan’ın bu tutumuna karşı savaş sevicileri tecritle cevap vermiştir. Biz Türkiye halkları olarak aslında bunu deneyimledik. 2013-2015 yılları arasında bu ülkede bırakın kan dökülmesini, kimsenin burnu bile kanamadı. Çünkü ortada müzakere ve görüşmeler vardı. Ama iktidar Türkiye’nin huzurunu, barışını, refahını kendi iktidarına tercih etti. Orada düşünülen sadece o koltukta devam etmekti. Herkes bir daha dönüp 2013-2015 yılları arasına baksın. Türkiye’nin sosyal ve siyasal olarak, ekonomik ve refah düzeyinin en yüksek olduğu dönemdi. Ama ne zaman tecrit ağırlaştırıldı, Türkiye’de çoklu krizler başladı. İnsanlar açlıkla, yoksullukla cebelenmeye başladı, çatışmalar artmaya başladı. Talan, yıkım, adına ne derseniz deyin, Türkiye çıkmaz bir girdaba girdi. Bunu aşmanın tek yolu bu tecridi kırmaktan geçiyor. Eğer bu ülkede iç barış sağlanacaksa, bu tecridin kalkmasından geçiyor.   İMRALI TECRİDİ ÜLKEYE YAYILDI    Eğer Türkiye’de demokratik siyaset yapılacaksa, yine tecridin kalkmasından geçiyor. Tecrit sadece İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde değil ki bütün ülkeye yayıldı. Türkiye’nin sınırlarını bile aştı. Dolayısıyla biz bu tecrit kalkana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu tecrit kalkmadan, Türkiye’ye ne doğru dürüst bir adalet ne hak hukuk yerleşir. Çünkü kaynak bellidir, sorun bellidir, muhataplar bellidir. İmralı’daki tecrit kalkana kadar mücadelemize devam edeceğiz.”