AKP enkaz altında kaldı: Deprem vergileri ranta, yandaşa aktarıldı 2023-02-14 12:18:01   ANKARA - AKP’nin deprem bölgesinde enkaz altında kaldığını belirten HDP Örgütlenme Komisyonu Eş Sözcüsü Mahfuz Güleryüz, deprem vergilerinin ranta, yandaşa aktarıldığını söyledi.    Mereş Bazarcix ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem, 10 kentte yıkıma neden oldu. Her saat bilançonun arttığı depremle birlikte AKP’nin Marmara depreminin ardından Özel İletişim Vergisi (ÖİV) adı altında topladığı vergiler yeniden gündemde. ÖİV’nin 2000 yılında yıllık tahsilat tutarı 415 milyon lirayken, bu oran 2003’de 1 milyar lirayı, 2021 yılında 6 milyar lirayı aştı. Bu oran 2022 yılında ise 9,3 milyar liraya ulaştı. 2000 yılı başından 2022 yılı sonuna kadar 23 yılda gerçekleşen toplam ÖİV tahsilatı, 87 milyar 998,6 milyon lira oldu. Bu oranın 2022 yılı dolar bazındaki karşılığı ise 1 trilyon 655 milyar 746 milyon 400 bin lira. ÖİV’in 2023 yılının tümünde toplam vergi geliri, 3 trilyon 673,7 milyar lira olarak hedefleniyor.   ‘SAĞIR SULTAN DEPREMİ BİLİYORDU’    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kriz Koordinasyon Merkezi’nde yer alan partinin Örgütlenme Komisyonu Eş Sözcüsü Mahfuz Güleryüz, depreme ve ÖİV gelirlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Güleryüz, jeologların depreme ilişkin uyarılarının olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’de bu depremin olacağını sağır sultan bile biliyordu” dedi. Güleryüz, bu riskin her kent için devam ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Mesele ne zaman, ne büyüklükte olacağını bilip bilmemekte değil. Sistemin bu meseleye nasıl baktığıyla ilgili bir problem yaşıyoruz. Buna dönük tedbir almayan bir merkezi hükümet yapısıyla karşı karşıyayız. Siyasal organizasyon, 99 depreminin yıkıntıları üzerinde seçim kazanmış ancak o günden bu yana yine onlarca deprem vakası ile karşılaşmış bir organizasyondur. Her seferinde aynı tabloyla karşı karşıya kalıyoruz.”   ‘HERŞEY RANTA, TALANA KURBAN EDİLDİ’   Türkiye'nin deprem coğrafyası olduğuna dikkat çeken Güleryüz, iktidarın buna rağmen önlem almadığını belirtti. Halkın canını ve malını önemsemeyen bir siyasal organizasyonu olduğunu söyleyen Güleryüz, “Varlığını sadece kendi bekası için kullanan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Problem buradan kaynaklanıyor. Türkiye depreme konusunda en fazla donanıma sahip ülkelerdendir, çünkü yılda birkaç kez deprem vakası ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu işin tek bir tanımı var; her şeyi ranta, talana, yandaşa kurban edilmiş durumda” dedi.   ‘HALKIN SORUNLARINA DERMAN OLMAYA ÇALIŞIYORUZ’   HDP’nin depremden dakikalar sonra bütün yapısıyla Kriz Koordinasyon Merkezi kurduğunu söyleyen Güleryüz, buradan arama kurtarma çalışmalarını ve yaşamsal ihtiyaçların ulaştırılması kapsamında çalışmalarına başladıklarını kaydetti. Depremin ilk günüden itibaren ihtiyaç malzemeleri götürülmeyen yer kalmadığını aktaran Güleryüz, “Kasabalar, ilçeler ve kent merkezleri kesinlikle en geç ikinci gün arkadaşlarımızın intikal ettiği ve çalışmalara birebir katıldığı bir süreç oldu. Parti yönetimi dışında gönüllü ekipler katıldı. Bunun yaratmış olduğu bir avantajla arkadaşlarımız hemen alanlara aktılar ve çok büyük bir organizasyonla bu çalışmaları yürüttüler. Bu çalışmalar halen devam ediyor. Herkese ulaşmaya, halkımızın sorunlarına derman olmaya çalışan bir yapımız oldu. Toplumun yaşamış olduğu bu acıyı da çok yoğun şekilde hissediyoruz” diye konuştu.   ‘İLK YIKILAN YERLER HASTANELER OLDU’   Güleryüz, ÖİV adı altında toplanan deprem vergisinin 99 depreminin ardından AKP hükümeti tarafından getirildiğine ve topluma “Biz bununla depreme dayanıklı olmayan binaların tamamını gözden geçirecek, kentsel dönüşüm gerçekleştireceğiz” sözü verildiğini hatırlattı. Bu yolla muazzam bir verginin toplandığına değinen Güleryüz, şunları kaydetti: “AKP’nin rant ekonomisi üzerine dizili bir övünme listesi olduğunu görüyoruz. ‘Bu hükümet ne yaptı’ diye sorduğunuzda, Erdoğan başta olmak üzere bütün yetkili organlar bizlere yaptıkları duble yollardan, AVM’lerden ve inşaat sektöründen bahseder. İnsan yaşamının önemsenmesinden bahsettiğinizde de bize saydığımız çalışmalar gösteriliyor. Oysa bunların hiçbiri insan yaşamıyla alakalı çalışmalar ve hizmetler değil. Bunların da yönetmeliğe uygun yapılmadığını her depremde görüyoruz. Afet Merkezi olarak belirlenen yerler, çok övündükleri AVM’ler, rezidanslar, hastaneler her depremde olduğu ilk yıkılan yerlerden oldu.”   HÜKÜMET ENKAZIN ALTINDA KALDI   Halktan alınan hiçbir verginin amacına uygun kullanılmadığını dile getiren Güleryüz, şöyle devam etti: “Bunun siyaseten vebali ve karşılığı çok ağır olmalı. Toplum bunun hesabını sormalı. AKP hükümeti bu meseleye vicdanen yaklaşmış olsaydı, bir dakika bile kalmaz, bu enkazın üzerinde tepinmekten vazgeçer ve istifa ederdi. Bu vergilerle toplumun yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla yaptıkları işlerin hepsi bu felaketle enkaza dönüştü. Bu bir politikanın çöküşünün resmidir. Bunu hükümet kabul etmeli, toplum bunu görmeli ve bunun hesabını sormalıyız. Ortaya çıkan tablo, korkunç bir tablodur ve kimsenin kaçma fırsatı yoktur. İnsan haklarında, ekonomide sınıfta kalmış bir hükmetme tazıyla karşı karşıyayız. Övündüğü büyük binaları bir gelişme, çağ atlama evresi olarak göstermiş, binaların hepsi yerle bir olmuş ve kendisi bu tutumun altında kalmıştır. Bütün bunlar bir yana getirildiğinde hiçbir söze mahal kalmamıştır. Bu hükümet, derhal bu sorumluluğu kabul edip istifa etmelidir.”     ‘VERGİ REJİMİN KORUNMASINA AKTARILDI’   Güleryüz, her depremin ardından sorulan “Deprem vergilerine ne oldu?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Cevaplar süslü cümlelerle değil, grafiklerle, hayatın realitesi içerisinde verilir. Madem bu paraları amacı için kullandınız, yaptığınız binalar, yollar neden çöktü. Bu paralar, yandaşa, aileye gitti. Bu paralar dikta rejiminin korunmasına aktarıldı. Bu tablonun nedeni de oluşturulmak istenen sistemdir. Dolayısıyla ortada gizemli, cevapsız, cevabı bulunamayan bir süreç yok. Felaketin geleceği belliydi. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de de deprem gerçekleşebilir. Uzmanlar bas bas bağırıyor ama enkazın altında kalmış bir siyasal yapıyla karşı karşıyayız. Gelebilecek felaketlere çözüm üretebilecek gücün ortada olmadığını biliyoruz.”   ‘SİYASET AKLI ENKAZIN SEBEBİ’   Depremin ardından halkın özveri ile kendisini sahaya attığını söyleyen Güleryüz, muazzam bir dayanışmanın olduğuna dikkat çekerek, “Halk çıplak elleriyle bu sürecin altından kalkmaya çalıştı. Bu halk buna layık değil. Bu bir propaganda meselesi ve otoritelerin birbirleri ile rekabeti olarak değerlendirilmemeli. Bu bir siyaset meselesidir. Bu ülkeyi yöneten siyaset aklı bu enkazın sebebidir” dedi.    MA / Yüsra Batıhan