‘Halkın dayanışması devletin gücünün çok daha önünde’ 2023-03-03 09:02:09 SEMSÛR - Semsûr’da kurulan gönüllü dayanışma ağına katılarak depremzede yurttaşlara yardım etmeye çalışan Aze Deniz Akşar, “Halkın dayanışması devletin gücünün çok daha önünde” dedi.    Depremin ilk gününden beri depremzede yurttaşlarla dayanışmak için Türkiye metropolleri ve Kurdistan’ın birçok yerinden binlerce yurttaş, deprem bölgelerine akın etti. Yıkılan binaların altında kalan yurttaşların kurtarılması, temel insani ihtiyaçların toplanılması, dağıtılması, barınma, ısınma gibi birçok alanda gönüllü bir şekilde çalışan yurttaşlar, örgütlü bir dayanışmanın ne kadar güçlü bir etkiye sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.    İKİ GÖNÜLLÜ KARDEŞ   İleri yaşına rağmen depremin ilk gününden beri sahada olan Necmetin Toptamur (61) gönüllülerden sadece biri. İstanbul’da yaşayan Toptamur, depremin yaşandığını öğrenir öğrenmez çalışmalara katıldığını söyledi. İlk gün hızlıca temel insani ihtiyaçları topladıklarını ve deprem bölgesine gelen ilk TIR’la birlikte yola çıktığını belirten Toptamur, İstanbul’dan Meletî’ye kadar sadece bir defa mazot almak ve bir defa da çorba içmek için durduklarını anlattı. Topladıkları ihtiyaç malzemelerini bir an önce depremzede yurttaşlara ulaştırmaya çalıştıklarını kaydeden Toptamur, “Yollar bozuktu. Kar vardı. Yağmur yağıyordu, elektrik yoktu. Çok kötü hava koşulları vardı. Malatya’ya ulaşan ikinci araç bizimdi. Bütün halk sokaklardaydı. Sağa sola koşuşturuyordu. İnsanlar başını koyacak ufak bir yer arıyordu” diyerek ilk gün gördüklerini anlattı.    ‘GÖNÜLLÜLER DIŞINDA HALKA EL UZATAN YOKTU’   Bölgede duyulan araç ihtiyacından dolayı 65 yaşındaki ağabeyinin de Elîh’ten Meletî’ye geldiğini belirten Toptamur, ağabeyi ile birlikte yemek yapma işlerinde çalıştıklarını söyledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde kurulan Kriz Koordinasyonu ile birlikte çalıştıklarını ifade eden Toptamur, “Burada yaşananları gören insan vicdani olarak buraları terk edemez. Gönüllüler dışında halka el uzatan kimse yoktu. 11 gün Malatya’da kaldıktan sonra Semsûr’a geldim. Burada da ilçelere, köylere araçlarla yardım malzemeleri dağıtımında çalıştım. Şimdi de HDP öncülüğünde kurulan Çadır Kentte çalışıyorum. Buradaki durum sözle anlatılabilecek durum değil. Aradan bunca zaman geçmiş ama hala insanlar sokaklarda. Sokaklardayız, görüyoruz. İnsanlar sopalarla derme çatma çadırlar yaparak idare etmeye çalışıyor” diye konuştu.   ‘DEVLET, DESTEK YERİNE KÖSTEK OLDU’   İstanbul Üniversitesi’nde Bilim Tarihi öğrencisi olan Aze Deniz Akşar (22) da, dayanışma platformlarına katılarak Semsûr’a ilk geldiği zaman cemevinde gönüllüler tarafından kurulan yardımlaşmaya katıldığını belirtti. AFAD, Kızılay gibi devlete bağlı kurumlardan yardım malzemesi dahil, hiçbir şeyin gelmediğini vurgulayan Akşar, “Burası birde merkezi bir yer. Başka yerlerde küçücükte olsa en azından bunların sesi çıkıyor, fakat Adıyaman’da ne medyaya yansıyan bir durum var ne de devlet tarafından gönderilen bir yardım malzemesi var. Tam aksine dışardan gelen çadırlara devlet tarafından el konulduğu bilgisi geliyor. Fakat o çadırlar nerede, halka ulaştı mı ayrı bir soru” dyerek kaygılarını ifade etti.    ‘BURADA DAYANIŞMA KÜLTÜRÜ YARATILDI’   Semsûr’da HDP öncülüğünde oluşturulan gönüllülük ağına değinen Akşar, “Hem enkaz sürecinde hem de yaşamı yeniden inşa edilmesinde devletin bırakalım desteğini köstek olan, engellemeler çıkaran ve yardım malzemelerine el koyan, enkazları bırakıp giden bir pozisyonu vardı. Burada, yaratılan mülteci düşmanlığı, Kürtlerin ve Suriyelilerin çoğunlukta olduğu yerlerin görünmez kılındığı bir süreç oldu. Adıyaman’da bu yerlerdendir. Burada Kürt, Suriyeli aileler var. Biz şunu gördük. Burası dayanışma kültürünü yaratan bir yer. Aileler, yardımlara katılıyor. Bu gönüllülük çok güzel bir örnek oldu ve bizleri umutlandırıyor” şeklinde konuştu.   ‘HALKIN GÜCÜ, DEVLETİN GÜCÜNÜN ÜSTÜNDE’   Kentte gönüllüler tarafından kurulan çadır kentlere de dikkat çeken Akşar, konuşmasına şöyle devam etti: “Burada birkaç tane çadır kent var. Şu anki çadır kent HDP öncülüğünde kurulan bir çadır kent. Bunu halk kurdu. Şimdi buraya çamaşırhane bile getirildi. Gönüllü eğitmenler var ve çocuklarla ilgileniyorlar. Sağlıkçılar var. Burada hem gönüllülerin hem de halkın ihtiyaçları karşılanıyor. Adıyaman’da daha sonra AFAD’a bağlı çadır kentlerin olduğunu duydum ama devlet yetkilileri gelip ‘ben AFAD’ın çadır kentinden geliyorum. Bize çadır verebilir misiniz’ diyorlar. Aslında halkın dayanışması devletin gücünün çok daha önünde. Büyük ihtimalle bu kadar saldırmasının sebebi de buradan kaynaklanıyor.”   MA / Ömer Akın