Av. Temur: Tutuklu gazetecilerin soruşturmasını Adalet Bakanlığı yürütüyor! 2023-03-16 09:32:20 AMED - Tutuklu 16 gazeteci için 6 ay sonra yaratılan ve HDP’nin hazine yardımı hesabına bloke konulmasında kullanılan bir gizli tanıktan ifade alındığını belirten avukat Resul Temur, bunun da soruşturmanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı’nca yürütüldüğünü ortaya çıkardığını söyledi.    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında, 8 Haziran 2022'de gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişiden 16’sı 16 Haziran’da çıkarıldıkları Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliğince tutuklandı. Hakimlik, 6 kişi hakkında adli kontrol tedbiri kararı verirken, 16 gazetecinin ise “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanmasına karar verdi. Gizlilik kararı verilen dosya 9 ayını geride bırakırken, tutuklu gazetecilerin iddianamesi ise henüz hazırlanmadı.    'TUTUKLU SÜRESİ İNCELENMEDEN REDDEDİLİYOR'    Dosyadaki gizlilik kararı ve iddianamenin hazırlanmamasını değerlendiren gazetecilerin avukatı Resul Temur, “Gazetecilerin meslek faaliyetleri üzerinden gözaltına alındığını tüm kamuoyu biliyor. Bu süreçte 10 defa ‘tutuklu hali değerlendirmesi’ için hem Sulh hem de Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılan tüm itirazlar incelemeden ret edildi” dedi.    'İDDİANAME TEM'DE HAZIRLANIYOR'    Dosya savcısıyla yapılan görüşmelere ilişkin de konuşun Temur, “Her defasında savcı ‘eksiklikler var’ diyor. 10 ay sonra biz tüm dijital inceleme sonuçlarının elde edildiğini ve hazırlıkların sonuna gelindiğini düşünürken, Diyarbakır TEM Şube’de depremden kaynaklı hasar oluştuğunu ve şubenin taşınması gerektiğini, şube taşınmadan iddianame hazırlıklarının tamamlanmayacağını öğrenmiş bulunmaktayız. Kendilerine daha önce de tüm dosyanın aslında adliyede savcılık nezdinde bulunduğunu, dolayısıyla TEM Şube’den bağımsız bir şekilde iddianamelerin hazırlanabileceğini belirtmemize rağmen, bazı eksikliklerinin olduğunu, eksikliklerinin TEM Şube tarafından giderilebileceğini belirttiler” diye belirtti.    Temur, şöyle devam etti: “Savcılık makamının temelde araştırdığı nokta gazeteciler ve basın çalışanlarının haberlerinin çözümü. Bu bile bize soruşturmanın tamamen haber içerikleri üzerinden yürüdüğünü gösteriyor. Fakat temel sorun şu; savcılık makamı çok fazla dijital inceleme olduğunu söylüyor ve başsavcılık da bunu kabul ediyor. Ancak bu dosyaya herhangi bir savcının tam zamanlı olarak özgülenmemesi var. Dosyaya dönük özverili bir şekilde hareket etmediklerini ve bir oyalama taktiği olarak zamana yayarak cezalandırmaya yönelik hareket ettiklerini göstermektedir. İkincisi, depremde ağır hasar gördüğü iddia edilen TEM Şube’nin taşınması kısmı bize şunu anlatıyor; iddianame savcılık makamında değil, kolluk kuvvetleri ve TEM Şube tarafından hazırlanıyor. Dolayısıyla bu hukuki değil.”   'AYLAR SONRA GİZLİ TANIK YARATILDI'    Dosyanın hukuki ve idari denetimden yoksun bir şekilde yürütülmesini eleştiren Temur, “10 ay geçmesine rağmen hazırlanmamış iddianame, hukuki bir sürecin olmadığını açık bir şekilde gösteriyor. Gazeteciler savcılık ve sorgu hakimliğinde ifade verdiklerinde olmayan gizli tanık, aradan geçen yaklaşık altı ay sonra savcılık tarafından oluşturulmuş ve bu şekilde dosyada olmayan bir gizli tanık yaratılmış. Gazetecilere yönelik bu soruşturma ya da operasyon aslında bu gizli tanık üzerinden şekillenmemesine rağmen, altıncı aydan sonra bunun üzerinden şekillendirmeye çalışan bir savcılık söz konusu. Bu da bize olayın farklı bir boyutunu anlatıyor” ifadelerinde bulundu.    'ADALAT BAKANLIĞI TARAFINDAN YÜRÜTÜLÜYOR'    Gizli tanığın mesai saatleri olmayan ve yılbaşı arifesi olan 31 Aralık 2022 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dinlendiğini ve üç sayfadan ibaret dosya özeti geçildiğini belirten Temur, şunları ifade etti: “Yani bu gizli tanığın beyanları dosyanın sadece özetinin somutlaşması açısından imzaya kavuştuğu bir belge niteliğindedir. Bunun dışında da herhangi bir hukuki nitelik taşımamaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sipariş edilen gizli tanık beyanı alındıktan sonra söz konusu gizli tanık beyanıyla birlikte HDP’nin Hazine yardımı kesilmişti. Gazetecilerin dosyası sadece Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değil, aynı zamanda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen bir soruşturma olduğunu da ortaya çıkarmış oldu.”