Newroz'a katılımın çığ gibi büyüdüğü kent 2023-03-17 09:01:39   WAN - Wan'da 1991’de bir grup gencin yaktığı Newroz ateşinin etrafında bugün yüzbinlerce kişi bir araya geliyor. Yağmur, çamur, yasak ve engel dinlemeyen halk, bu yıl da kalenin eteklerinde buluşacak.    Wan'da 19 Mart'ta "Her der Newroz, her dem azadî” şiarıyla gerçekleştirilecek Newroz'un hazırlıkları sürüyor. Kutlamaların adresi, bir kez daha Wan Kalesi eteklerinde bulunan Newroz Parkı olacak. Bu yılki Newroz'a da yüzbinlerce kişinin katılması bekleniyor. Wan Newrozu, her yıl yüz yoğun kar ve sağanak yağışa rağmen yüz binlerce kişinin katılımıyla kutlanıyor. Geçmiş yıllarda alınan yasak kararları ve engellemeler de bu kitlesel kutlamaları durduramadı.    SALONDA KUTLAMAYA TEPKİ    Kent sakinleri, bugüne kadar yapılan tüm kutlamalara bizzat yön verdi; Halkın Emek Partisi’nin (HEP), Newroz’u, kiralanan bir restorantta mum yakarak kutlamak istemesi büyük bir tepkiye yol açtı. Halk tepkisini, kentin birçok yerinde ve köylerde ateşler yakarak gösterdi. Newroz’dan bir sonraki gün parti binasına gelen yüzlerce kişi, kutlamanın salonlarda değil, alanlarda ve sokakta yapılması gerektiğine işaret ederek, itirazlarını sundu.     Halkın tepkisi sonrası Newroz’un sokakta, mahallelerde ve köylerde kutlanmasına karar verildi. OHAL Bölge Valiliği ve Van Valiliği, kutlamalara izin verilmeyeceğini açıkladı. Yasakları dinlemeyen halk, Newroz gecesi kentin tüm yerinde ateşler yakmaya başladı. Bazı yerlerde saldırılar yaşanırken, Wan Kalesi’nin en yüksek noktasında da gür bir ateş yakıldı. Kalede yakılan ateş, polisler tarafından saatler sonra ancak söndürülebildi.    ÖFKE VE DİRENİŞ NEWROZU    1992 yılı kutlamalarına, Cizîr ve Nisêbîn'deki Newroz kutlamalarında yaşanan katliamlar damgasını vurdu. 21 Mart'ta kentin tüm noktalarından binlerce kişi, HEP il binasına gelerek kutlamaları sokaklarda yapacaklarını aktardı. Kitlenin ara sokaklarda toplanması üzerine polis ve asker saldırısı gerçekleşti. Saldırılarda bir kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi yaralandı. O gün, Wan’da en fazla gözaltı ve tutuklanmanın yaşandığı gün olarak tarihe geçti. Söz konusu tarihte 700 kişi gözaltına alındı, 300 kişi ise tutuklandı.    HER YERDE NEWROZ ATEŞİ   1993 yılında, gözaltı ve tutuklamalara karşı kutlamanın kentin birçok noktasında yapılması yönünde karar aldı. Her yerde Newroz ateşi yakıldı. 1994'te katliamlara karşı “herkes evinde kutlasın” kararı verildi. Newroz günü neredeyse her evin önünde ateşler yakılırken, köylerde de damların üzerinde ateşler yakılarak kutlamalar yapıldı. 1995-96 ve 1997 yıllarında yine sokaklar yerine herkes bulunduğu mekanlarda Newroz kutlandı.    VALİLİK: BİRLİKTE KUTLAYALIM   Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 1998'da kutlamalar öncesi valiliğe başvurdu. Valilik, Tertip Komitesi üyelerine Newroz’u "birlikte kutlama" önerisi yaptı. Devlet erkanı bu teklifiyle Newroz’u “Nevruz” olarak kutlayacak ve kutlamaları kendi lehine çevirecekti. Halk, teklife karşı çıktı. Bu teklifin kabul edilmemesinin ardından valilik kutlamaya izin verilmeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine Newroz sabahı halk HADEP binasının önüne akın etti. Sokakta ateş yakan kalabalığa polis saldırdı. Newroz ateşi kentin neredeyse tüm sokaklarını sardı. Sabaha kadar süren kutlamalara dönük saldırılarda yüzlerce kişi yaralandı.    GENÇLER ELBİSELERİNİ YAKTI    1999 Newrozu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye teslim edilmesi nedeniyle kutlanmadı ve protestoya dönüştü. Protestolar, aylarca devam etti. Newroz’dan bir gün önce tertip komitesi açıklama yaparak, kutlamayı halkın inisiyatifine bıraktı. Newroz sabahı yüzlerce kişi HADEP binasına giden tüm sokak ve caddeleri tutarak protesto eylemlerine başladı. Sanat Sokağı’nda 8 genç üzerlerindeki elbiseleri çıkarıp Newroz ateşini yakmasıyla kentteki esnafların tamamı kepenk kapattı.    NEWROZA 10 KALA!   Wan’ın “izinli” olarak kutlanan ilk Newrozu, 2000 yılındaki kutlamalar oldu. HADEP öncülüğünde yapılan izin başvurusu valilik tarafından kabul edildi. Ancak valilik, kutlamaya 3 gün kala iznin iptal edildiğini ve Newroz kutlamasına izin verilmeyeceğini açıkladı. Valilik, iznin iptal edilmesine ise, “Newroz’un Türklerin örf adaletlerine uymamasını” gerekçe gösterdi. Halkın ve HADEP yöneticilerinin, her şeye rağmen Newroz’u kutlayacaklarını açıklamasının ardından kutlamaya 15 saat kala Vali, Garnizon Komutanı ve Emniyet Müdürü, partililerle görüşerek kutlamaya izin verildiğini iletti. Karar, kutlamalara 10 saat kala partililere bildirildi.   Kutlamanın yapılacağı alana sahne için bir kamyon kasası, müzik için bir müzisyen ayarlandı. Halkın ne izinden ne de yer konusunda haberinin olmadığını bilen Tertip Komitesi, gece geç saatlerde MED TV üzerinden duyuru yaptı. Newroz sabahı saat 05.00 civarında alana giden komite üyeleri ve partililer, alanın yüzlerce asker ve polis tarafından abluka altını alındığına tanıklık etti. Sahne için kamyon kasası kurulduktan sonra ses sisteminin çalışması için alanda elektrik çekilecek yer olmadığı fark edildi. 500 metre mesafedeki bir evden çekilen kablolarla sahneye elektrik verildi.   DTP’DEN ‘REST’ AÇIKLAMASI   2001 Newroz’unda ilk kez bir platform kuruldu ve ilk kez bir sanatçı konser verdi. 2007 yılını kadar da Newroz kutlamaları yüzbinlerin katılımıyla aynı alanda yapıldı. 2008 Newroz’una ise valilik tarafından izin verilmedi. Aslında valilik yasağa halkın nasıl bir tepki vereceğini ölçmek istedi. Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) öncülüğünde kutlanması planlanan Newroz, Van Valiliği’nin 21 Mart tarihi dışında kutlamaya izin verilmeyeceği kararıyla başladı. Bu karara uymayacaklarını belirten DTP yönetimi, sonraki günlerde yapılan görüşmelerden de bir sonuç çıkmayınca Newroz'u 22 Mart'ta kent merkezinin en işlek noktası olan Cumhuriyet Caddesi'nde kutlayacaklarını duyurdu.    EMNİYET MÜDÜRÜNÜN TEHDİDİ   Van Valisi’nin açıklamalarıyla gerginlik artarken, dönemin Van Emniyet Müdürü Salih Kesmez ise, kutlamadan bir gün önce, “Toplumsal olaylar için yeni silahlarımız var. Yarın bu silahlarımızı göreceksiniz” şeklinde açıklama yapması tepkilere neden oldu.    HER SOKAK NEWROZ ALANI OLDU   22 Mart sabahı, kentin neredeyse tüm mahallelerinden kadın, genç, yaşlı binlerce kişi Newroz’un kutlanacağı caddeye doğru yola çıktı. İlerleyen saatlerde toplanan kitlenin sayısı onbinleri aşınca valilik ve emniyet yetkilileri, DTP’lilerle tekrar görüşerek, kitlenin dağıtılmasını istedi. Ancak Valilik binasında görüşmeler devam ettiği esnada polis, DTP önünde toplanan kitleye müdahale etti. Bunun üzerine görüşmeye son verilip, parti binası önüne gelen DTP’lilerin verdiği "Wan'ın her sokağı artık Newroz alanıdır" mesajıyla, ateşler yakılıp, halaylar çekilmeye başlandı. Bunun üzerine kitleye yönelik ikinci saldırı gerçekleşti.     2 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ   Bu saldırı sırasında Newroz için rengarenk kıyafetlerini giyinmiş onlarca kadın, polisler tarafından üst üste yığılarak cop ve kalaslarla darp edildi. Kadınlara yapılan bu işkence, kenti adeta ayağa kaldırdı. Olayı duyulması üzerine kentin neredeyse tüm mahalle ve sokaklarında ateşlerler yakıldı. Daha sonra DTP binası önünde toplanan kitleye dönük devam eden saldırılar sonucu başlayan çatışmalarda Zeki Erinç adlı bir yurttaş yaşamını yitirdi, 130 kişi ise yaralandı. Yaralananlardan Ramazan Dağ da bir hafta sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.    50 BİN KİŞİ CENAZEYE KATILDI    22 ve 23 Mart tarihlerinde devam eden protesto eylemleri, 24 Mart'ta Zeki Erinç'in cenaze töreni ile üst düzeye ulaştı. Hastane morgundan cenazesi alınan Erinç, 50 bin kişinin katıldığı törenle toprağa verilirken, cenazenin ardından on binlerce kişi tekrar kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Polisin yürüyüşe saldırısı nedeniyle çok sayıda kişi yaralandı.    EN KİTLESEL NEWROZLAR OLDU    2000'li yılların ardından da yasak ve engellemeler hiç son bulmadı. Ancak kentteki Newroz kutlamaları her geçen yıl kitleselleşti ve yüzbinlere ulaştı. 2015 sonrası yapılan kutlamalar her yıla damgasını vurdu. Kutlamalarda öne çıkan en önemli talep ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması oldu.    TANIK BULUT: ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜ   1990'lı yıllardan bu yana birçok kutlamala tanıklık eden Ahmet Bulut, 1982 askeri darbesinden sonra kentte kutlamaların başladığını aktardı. Bulut, "O dönemler küçük kitlerle Newroz’u kutluyor, ateş yaktığımız yerlere polis hemen baskın yapıyor, kutlamaları engellemeye çalışıyorlardı. Newroz kutlamaları birkaç yıl böyle devam etti. Devlet, kutlamaların önüne geçemeyince bu sefer kapalı alanlarda kutlamalara müsaade etmeye başladı. Bu sefer de Wan halkı, kapalı alanlarda Newroz kutlamasını kabul etmedi. Daha sonra Newroz kutlamaları şehir merkezlerine taştı. Şehir merkezinde bütün baskı ve engellemelere rağmen halk alanları terk etmeyerek kutlamalarını sürdürdü. Bu kutlamalar sırasında insanlar kurşunlanmaya başlandı, yaralananlar ve ölenler oldu. Bu baskılar sürdükçe halkın Newroz’a katılımı çığ gibi büyüyordu" diye konuştu.    1992 NEWROZU SONRASI    1992 Newrozu'nda yaşananlara değinen Bulut, "Bu katlamalarda askerler şehir merkezine indi. Newroz’u kutlayan halkın üzerine kurşun yağdırmaya başladılar, gözaltılar ve tutuklamalar oldu. 1992 Newroz kutlamasında hatırladığım kadarıyla 300 kişi tutuklandı ve Elazığ Cezaevine gönderildi. Tüm engellemelere ve şiddete rağmen halkın Newroz’a katılımı her yıl gittikçe artıyordu. 1992 Newroz’undan sonra Newroz kutlamaları kitleselleşmeye başladı. Bunun önünü almayan devlet, bu sefer Newroz kutlamalarına izin vermeye başladı. Newrozla bir araya gelen Kürt halkında ulusal bir ruh oluşmaya başladı" diye konuştu.    'KÜRTLER NEWROZ’A SAHİP ÇIKTI'   Tüm saldırılara rağmen Wan halkının Newroz'a sahip çıktığını vurgulayan bir diğer tanık Şemsettin Takva (72) ise, “Newroz Kürtleri tanımlayan bir etkinliktir. Kürt halkı Newroz’a sarılırken, egemen güçlerin saldırıları da şiddetlendi" dedi. Takva, "Bu saldırılara rağmen, Kürt halkı el birliğiyle, tüm risklere rağmen Newroz’a sahip çıkmaya ve kutlamaya devam etti. Newroz bir direngenliği sağladı, bir uluslaşma yolunda bir kaldıraç görevi üstlendi. 1991 yılında Kürtlerin Newroz’u sahiplenmesi ile bu gün milyonlarca insanın meydanlarda olmasının tohumları atıldı. Tüm yönelmelere rağmen Kürtler geri adım atmayınca, devlet geri adım atmak zorunda kaldı” dedi.