Önder: Yeşil Sol geleceğe yürümenin adıdır 2023-04-23 19:10:00   İSTANBUL - Gençlerin ve kadınların akın ettiği Bahar Şöleni’nde konuşan Yeşil Sol Parti Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, Yeşil Sol Parti’nin geleceğe yürümenin adı olduğunu belirterek, “Bize düşen kapı kapı gezmek, işitmeyen kulaklara duyurmak” dedi.    Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 14 Mayıs seçimleri kapsamında İstanbul Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’nda Bahar Şenliği düzenledi. Gençlerin ve kadınların akın ettiği şölende, Grup Vardiya’nın sahne almasıyla coşku doruğa ulaştı. Şarkılar eşliğinde halaya duran gençler, sık sık “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.     Şölende alkışlarla karşılanan Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na değinerek, “Gerçekten dünya tarihinde çocuklarına bir bayram armağan etme inceliğini göstermiş bir ülkeyiz. Bayram dedik ama bayram gibi günler veremedik. Bu hepimizin ayıbı ve sorumluluğudur. Yüz yılını geride bıraktık, artık çocuklarımıza yılda bir gün bayram değil, her günü bayram gibi olan bir gelecek için Yeşil Sol Parti’de huzurlarınızdayız” dedi.    ‘HIZIR GİBİ YETİŞTİK’    “Hızır gibi yetiştik” diyen Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hızır’ın kelime anlamı Arapça’da yeşil demektir. Hızır, darda kalan şahsiyet anlamında bir yerleşik kullanımı vardır ama etimolojik kökeni, meali yeşil, yeşillendiren demektir. Şimdi Yeşil Sol Parti bu anlamda dara düşmüş, yok sayılmış herkesin imdadına hızır misali yetişmiş, yan yana, omuz omuza geleceğe yürümenin adıdır. Şimdi 1. Bölge’de çok güçlü bir temsiliyetle karşınızdayız. Benim dışımda. Benim artık emekliliğim gelmişti ama arkadaşlar gel dedi, yaşlıların tecrübelerinden faydalanalım dedi. Diğer adaylarımızın mücadele geçmişi, hikayeleri, özverileri, bu partinin aslında bu ülkeyi yönetmeye, ülkenin geleceğini tayin etmeye ne kadar layık olduğunu gösteren en canlı örnektir. Bu başka hiçbir siyasal temsiliyette yok. O yüzden bize vermediğiniz oy boşa gider. Tabi herkes tercih ettiğine versin.   SEÇİMİN BAŞKA MATEMATİĞİ VAR    Öyle bir kritik kavşaktayız ki verdiğiniz bir oy bu hükümeti görevden uzaklaştırmada tayin edici bir nokta kazandırmışsa, oturmuş hesap uzmanı gibi hesaplamak lazım. Yoldaşlarımız, biz düştüğümüzde kolumuza girecek kardeşlerimiz, yoldaşlarımız, bu seçimin başka bir matematiği var. Zorbalar atının itini nallamış peşimize düşmüşler. Bu toplumda kimseye nefes aldırmıyorlar. Kendilerine göre bir tasnif yapmışlar, bunun dışında kalanları, herkesi yok sayanlardır. Sayın Kılıçdaroğlu ben Aleviyim ne var bunda dedi. Keşke bunu daha önce söyledi. Bu ülkede Kürt’ün adı da yoktu, önce dağda gezen kart, kurt, sonra dağ Türkmenleri oldu, sonra eşkıya ve terörle anılır oldu. Kürt bütün onurumla yaşayacağım dedi, diliyle, klamlarıyla, halaylarıyla bunu unutturmadı. Şu bilinçle unutturmadı, ancak mazlum benim halimden anlar dedi ve bugüne geldi.    KÜRTLER ONURLU BİR ŞEMSİYE AÇTI    Baraj sorunu vardı, şimdi baraj sorunu olanlara onurlu bir şemsiye açar duruma geldi. Herkesin bundan gereken dersi, ibreti çıkarmasını diliyorum. Şimdi, tekrar yeşil Sol Parti’ye gelecek olursak, önümüzde 3 hafta kaldı. O kadar abur cubur ettiler ki listeleri, bize düşen kapı kapı gezmek, işitmeyen kulaklara duyurmak. Şurada olan ve Yeşil Sol geleneğe gönül veren herkes, herhangi bir kapıdan refüze edilebilemez. HDP’li olmak, Yeşil Sol çatısı altında buluşmak, kendisi için bir şey talep etmeden, ortaya kendini, canını koyup, gece gündüz çalışana Yeşil Sol Partili denir. Diğer sistem partilerine bakın, bir bardak çayı şuradan buraya koyarken, kırk kantarda tartmadan yapmaz. Bir de bu kalabalığa bak. Seçim zamanı bu dayanışmayı gösteren böyle bir halkın eseriyiz. Sorumluluğumuzda bir o kadar ağır. Bu yüzden Yeşil Sol Parti.    GÜNÜ 25 SAAT GEÇİRİYORUZ   Önümüzdeki günleri çok iyi değerlendirmek, Türkiye halklarına karşı bizim bir sorumluluğumuz. Bu nöbeti tutacak adaylarınız olarak günü 25 saat geçiriyoruz. Bir dakikasını boş geçirmiyoruz. Sizden de ricamız, son ricamız bu 3 haftayı bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Ancak bugüne kadar duymayanlara, görmeyenlere anlatmak lazım. Ben birkaç teşekkürle bitirmek istiyorum. Böyle bir günde burayı dolduran kendinizi alkışlamanız gerekiyor. Bu partinin ana omurgası, taşıyıcı kolonları onlardı, öyle kolon insanlar ki hiçbir deprem onları sarsmaya, yıkmaya gücü yetmedi. O da kadınlardı, onların iradesi, onların gücü bu mücadeleyi bu günlere getirdi. Bizi düzeltecek olan bu iradedir. Önlerinde saygıyla eğilip en büyük alkışı onlara yapmanızı istiyorum. 14 Mayıs’tan sonraki ilk uygun günde demokratik zaferimizi halaylarla kutlamak üzere platform kurmayalım, halay çekelim, sesimiz bir birine karışsın.”    KONUKÇU: KAZANACAĞIZ, DEĞİŞTİRECEĞİZ   Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili adayı Kezban Konukçu, kadınların direnişiyle değiştireceklerini belirterek, “Beni yok sayamazsınız diyen Kürt halkının direnciyle geldik, emekçilerin kararlılığıyla geldik, kazanacağız, buna sonsuz inanıyoruz. O tek adamı göndereceğiz. Eş Genel Başkanlarımızı Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Gültan Kışanak’ı, Sebahat Tuncel’i çıkaracağız. En karanlık zamanda diz çökmeyerek buralara geldik. Onların direnciyle geldik, biz gitmemek üzere geleceğiz, tek adamı göndereceğiz. Mutlaka kazanacağız ama yetmeyecek, değiştireceğiz. Kadınların, LGBTİ’lerin geleceğe güvenle baktığı bir ülke kuracağız. Emekçiler, kadınlar, Kürt halkı, LGBTİ’ler el ele tutacağız. Yeşil Sol Parti’nin ağacı bunu ifade eder. Değiştireceğimiz önemli bir şey de Kürt halkının taleplerinin karşılanmasıdır” dedi.    ÖZTÜRK: KÖHNE DÜZENE KARŞI YEŞİL SOL    Yeşil Sol Parti Milletvekili adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, HDP’nin kapatılmak istendiğini ancak HDP’nin büyük bir çınar olduğunu vurgulayarak, “Her seferinde saldırdılar. Ama yine çiçekteyiz, yine meyvedeyiz, yine buradayız. Halklar, geri çekilmedi, bu emekçi halklar yenilmedi, bu emekçi halklar sizden asla korkmadı. Bu seferde bu köhne düzenin karşısında Yeşil Sol Parti olarak mücadele ediyoruz. O nedenle hepinizin yüzünde mücadelenin ışığını görüyorum” şeklinde konuştu.    GÜÇLÜ PARLAMENTO VURGUSU    Parlamentonun güçlü olması gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Kürt milletvekilleri konuştuğu zaman, kardeş Kürt halkının diliyle, Kürtçeyle konuşulmuş diye kayda geçilmeli. Bilinmeyen bir dil değil. Birincisi bu olmalıdır. Çünkü Kürt ve Türk halklarının eşitliği temelinde kardeşlik sağlanmadan, parlamento güçlü olamaz. İşçiler sözünü söylemeden, o parlamento güçlü olamaz. İşçi sınıfı parlamentoya gitmeli, o yasakları söküp atmalıdır. Kadınlar inanılmaz bir mücadele veriyorlar, sokaktalar, isyanlarını dile getiriyorlar. Kadınlar isyanıyla o Meclis’te yer alırsak, kimse İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi aklından geçiremez” diye konuştu.