Ermiş: KCK’nin eylemsizlik kararı tarihi bir fırsat 2023-05-05 09:00:46 HABER MERKEZİ - HDP Hewlêr temsilciğinden Nahide Ermiş, KCK'nin eylemsizlik kararının tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, bölgesel güçlerin ortak çatı altında bir araya gelmesiyle barışçıl ortamın sağlanabileceğini söyledi.    Kurdistan Topluluklar Birliği’nin (KCK) Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve on binlerce insanının ölümüne neden olan depremlerin ardından ilan ettiği eylemsizlik kararı sürüyor. KCK’nin ikinci bir açıklamayla eylemsizlik kararını 14 Mayıs seçimlerine kadar uzatmasına rağmen Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırıları devam ediyor. Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) yöneticilerinden Mecid Hiso ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hewlêr Temsilciliğinden Nahide Ermiş, KCK’nin eylemsizlik kararı ve Türkiye’nin saldırılarını değerlendirdi.   ‘EYLEMSİZLİK KARARI TARİHİ BİR FIRSAT’   HDP Hewlêr Temsilciliğinden Nahide Ermiş, bu sürecin Ortadoğu halklarının barışı için bir fırsat olduğunu ifade ederek, eylemsizlik kararının topluma karşı sorumluluğun bir gereği olduğunu kaydetti. Ermiş, kararın uzatılmasının Türkiye’nin yeni yüzyılda demokratik bir cumhuriyete evirilmesiyle ilgili olduğunu belirterek, “Türkiye Kürt sorunu başta olmak üzere cumhuriyetin demokratikleşmesi bakımından tarihi önemde bir seçime gidiyor. KCK bu yönüyle Türkiye, Kurdistan ve Ortadoğu’da gerçek bir demokrasiden yana olduğunu çok net bir şekilde göstermiş oldu. Bilindiği gibi uluslararası alandan bazı kesimler de daha önce KCK’ye bu yönlü talepte bulunmuşlardı. Bunu KCK yetkilileri değişik zamanlarda kamuoyuyla paylaşmışlardı. Bu eylemsizlik kararı bu taleplere de cevap olmuş oldu. Şimdi top gerçekten bu taleplerde bulunanların elindedir. Ancak bu diktatörlük varlığını tamamen Kürt soykırımı üzerine kurguladı. Özellikle son 10 yılda bu siyasetini tamamen kurumsallaştırdı. Dolayısıyla suça bulaşmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Devletin tüm imkanlarını her tarafta Kürtleri tasfiye etmek içim kullandı ama başarılı olamadı” dedi.    ‘DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜN YOLUNA GİRİLMELİ’    Ermiş, bölgede bulunan güçlerin bu süreçte oynayacağı rolün önemli olacağını değinerek, “İktidarı tasfiyenin tasfiyesini yaşama korkusu sarmış. O açıdan eylemsizlik kararını yok sayması da tam da karakterine uygundur. Öncelikle Kürtler kendi aralarında bir birlik sağlar ve ortak bir çatı altında siyaset yürütebilirlerse, o zaman bölgede barışın ve istikrarın sağlanmasında önemli bir rol oynayabilirler. Yine bölgedeki demokrasi güçleri ortak paydalarda bir araya gelebilirlerse, barışçıl ortamın sağlanmasında önemli bir rol oynayabilirler. Örneğin Rojava’da Özerk Sistem etrafında bir araya gelen halklar ve demokrasi güçleri, Ortadoğu kaosunda barışçıl bir ortam sağlayabildiler. Suriye büyük yıkım ve göç yaşarken, Özerk Yönetim tüm saldırı ve ambargolara rağmen demokratik bir sistem yarattı ve bir arada durmasını bildi. Türk devleti bu güçler arasındaki boşluklardan, çelişkilerden fırsatlar yarattı, hatta kendi siyasetlerini onlar üzerinden hayata geçirme olanakları buldu. Bölgedeki kaosun derinleşmesinde büyük neden haline geldi. Dolayısıyla iki taraflı ateşkes demek, yüzlerce yıldır Ortadoğu’nun kanayan yarası konumundaki Kürt sorununun demokratik çözüm yoluna girmesi demektir” şeklinde konuştu.    ‘KÜRTLER BİRLİKLERİNİ SAĞLAMAK ZORUNDA’    Eylemsizlik kararının amacına ulaşması için Kürt partilerinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizen Ermiş, “Kürt sorununun çözümsüzlüğü Ortadoğu kaosunun derinleşmesi, çözümü ise Ortadoğu kaosunun aşılması anlamına gelir. Öncelikle Güney Kurdistan güçlerinin Kurdistani bir siyaset izlemeleri gerekir. Kürtlerin tutumu, saldırılar nereden gelirse gelsin ortak tavır temelinde olmalıdır. Eğer Kürtler gerçekten bir yüzyıl daha sömürge konumunda kalmak istemiyorlarsa, birliklerini sağlamak zorundadırlar” diye belirtti.    ‘SEÇİMLER AKP’Yİ KÖŞEYE SIKIŞTIRDI’    KNK yönetiminden Mecid Hiso, KCK'nin tarihi bir karar aldığını belirterek, “Bu karar mevcut savaşın biteceği anlamına geliyor. Türk devleti yıllardır bu savaşı Kürtlere karşı yürütmüş ve Kürtleri de karşı koymaya zorlamıştır. Ortadoğu halklarının bu kadar zorlu bir süreçten geçtiği bir dönemde KCK'nin aldığı karar önemlidir. Türkiye'de gerçekleşecek olan seçimin ne kadar önemli olduğunu bu karar ile anlamamız gerekiyor. AKP iktidarı da Türkiye halklarının rahat bir şekilde sandık başına gidip korkusuz ve özgür bir şekilde oy kullanmasına izin vermek istemiyor. Aslında AKP kendi sonunu görüyor. Bu savaş binlerce yıl sürse de mutlaka bir gün o masada bir araya gelip, sorunları diyalogla çözmek zorundalar. Bunun olması için de değişim esastır. Seçimler AKP'yi iyice köşeye sıkıştırdı ve Erdoğan rejimi gideceğini biliyor. Erdoğan bu seçimi bir varlık ve yokluk savaşı olarak yorumladı” diye konuştu.    ‘BÖLGESEL GÜÇLER BİR ÇATI ALTINDA TOPLANMALI’    Hiso, bu süreçte demokratik güçlerin barış mevzilerinde yerini alması gerektiği çağrısında bulunarak, şunları söyledi: "Bölgesel güçler güçlü bir birlik içinde olmalı ve güçlerini ulusal bir çatı altında toplamalıdır. İşgale karşı siyasi, diplomatik, toplumsal ve ekonomik bir ittifak kurulmalıdır. Bu vahşi rejimin zayıflaması bize güç vermelidir. Halkın ve ülkenin çıkarlarından çok kendi çıkarlarını düşünen bazı Kürt partileri var. Ama önemli olan sivil toplum kuruluşlarının aydınlarla bir araya gelerek düşmanlarla işbirliğine karşı cephe oluşturmasıdır. Ateşkes beraberinde kalıcı barışı getirecektir.”    ‘HALK KDP’NİN İŞBİRLİĞİNİ KABUL ETMEYECEK’    KDP'nin Türkiye ile işbirliğine dikkat çeken Hiso, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başûr hükümeti, Irak devletinin egemenliğinin bir parçasıdır ve uluslararası hukuka göre Irak hükümeti, Irak'taki egemenliğinin işgaline karşı diplomatik faaliyetler yürütebilir. Ne yazık ki Güney Kurdistan'da kişisel ve ailevi çıkarlar bu kazanımları olumsuz etkiliyor. Halk bir Kürdistan partisinin ihanetini istemiyor. KDP işgalcilerle işbirliği yapmaya devam ederse, halk bunu kabul etmeyecek ve çok yakın bir zamanda hesap soracaktır. KDP, KCK'nin bu kararını hiçbir şey yapmadan izliyor ve bir olay olursa ‘suçu PKK'ye atayım’ diye bekliyor.”