Amed sokakları: Bu korkuyu sandığa gömelim 2023-05-23 09:44:57   AMED - Cumhurbaşkanlığı seçiminin hayati önemde olduğunu belirten Amedli yurttaşlar, “Tek adamın olduğu yerde hiçbir zaman huzur, ekonomi, düzen olmaz. Sandığa gidelim, bu korkuyu sandığa gömelim” dedi.    Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmasıyla 28 Mayıs Pazar günü yeniden sandığa gidecek olan seçmenler, değişim istiyor. Amed’de mikrofon uzattığımız yurttaşlar, seçim sonuçlarını ve siyasi aktörleri değerlendirirken, diğer yandan da yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çağrıda bulundu.   ‘KÜRT VE DEMOKRASİ MESELESİNİN ÇÖZÜLMESİ GEREK’   İkinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir şans olduğunu ifade eden Mecit Turgay, “HDP seçmeni oyunu değişimden yana kullandı ama İYİ Parti oy vermedi. Kürt meselesinin, demokratik çözümünde samimi olmaları gerekiyor. Böyle korkakça yaklaşırsan, kaybedersin. Süper güç olmak isteyen her kimse, Kürtlere doğru temelde yaklaşmalı. Çünkü cumhuriyet, yüz yıldır yaralı doğmuştur. Kürt ve demokrasi ayağı eksiktir. Demokratik cumhuriyet istiyorsak ve dördüncü ayak üzerine oturtursak, Kürt ve demokrasi meselesinin çözülmesi gerekiyor. Seçimlere, ‘beş yılı kurtarayım’ diye değil, bu savaşı durduracak, tecridi kaldıracak ve Sayın Öcalan’la doğrudan müzakerelere başlayacak, kadın ve çocukların ölmediği, özgür ve demokratik bir yarınlar istiyoruz” diye belirtti.    ‘DEMOKRASİNİN ANAHTARI ÖCALAN’DA’   PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ve Kürtlerin özgür olmasını talep eden Turgay, “Masa kurulacaksa ve o masada Sayın Öcalan varsa, ben o masaya sonuna kadar güvenirim. 2015 yılından bu yana iktidar MHP’ye teslim edildi. MHP’nin olduğu bir ülkede Kürtler özgürlük bekleyemez. MHP’den, Kürtler demokrasi bekleyemez. Önce bu ülkeyi MHP’den kurtarmak lazım. Siyasetçilerin samimi olması lazım. Bu çözümün anahtarı, Sayın Öcalan’dır. Öcalan, çözüme götürme durağıdır. Seçimleri kazanmak değil, Kürt meselesinin demokratik çözümü gerekiyor. Çocukların, gençlerin ve kadınların ölmemesi gerekiyor, bunun için de doğru temelde Sayın Öcalan’a gitmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.    ‘TEK ADAMIN OLDUĞU YERDE DÜZEN OLMAZ’   Erdoğan’ın, 20 yıllık iktidarlığını işaret ederek emeklilik vurgusu yapan Heybet İçten, “Bugün bin kişiye sorun, bir insan görevini yerine getirmişse, kendinden sonrakine bırakır. Ama bir açığı, bir noksanı, büyük gafları yoksa. Bu adam siyasetçi değil, bu adamın oyları yüzde 49 değildi. Ben buna inanmadığım için gidip oyumu yine kullanacağım. Yine oyumu Kemal Kılıçdaroğlu’na vereceğim. Tek adamın olduğu yerde hiçbir zaman huzur, ekonomi, düzen olmaz. O yüzden kaybedecek. Ben sandığa, kimliğimle beraber şerefim ve onurumu da alıp gidiyorum. Özellikle Kürt seçmene söylüyorum; oyunuzu kimliğinize verin” diye konuştu.    ‘KORKUYU SANDIĞA GÖMELİM’   Seçim sonuçlarının şaibeli olduğunu ve dolayısıyla güvenmediğini dile getiren Günay Ceylan, “Bir şeyler manipüle edildi. Ama ona rağmen ben CHP’yi çok başarılı buluyorum. İkinci seçimde de oyumu kullanmak için Edirne’ye gideceğim. Oğlumu ve annemi de götüreceğim, annem 95 yaşında. Bizler dar gelirli insanlarız ama ülke için feda olsun. Biz siyasetçi değil sıradan halkız. Oyların korunması için de muhalefetin mutlaka bir çözümü vardır. Sadece halk olarak daha duyarlı olmamız lazım. Halkın, oylara sahip çıkıp orada beklemesi lazım. Bütün aydın, devrimci, demokrat ve çağdaş insanlara sesleniyorum, lütfen sandığa gidelim, bu korkuyu sandığa gömelim” şeklinde konuştu.   ‘OYLAR ÇALINMIŞ’   İlk seçimde İzmir’de çalıştığı için oyunu kullanamadığını söyleyen Ümit Polat ise, “Bu sefer oyumuzu Kemal Kılıçdaroğlu’na vereceğiz. Bütün oylar çalınmış. 21 yıldır Berat Albayrak çalıyor, diğerleri çalıyor. Türkiye ekonomisi kalmamış. Bir genç evlenemiyor. Ben çalışmaya İzmir’e gidiyorum, 3-4 ay evimden ayrı kalıyorum. Abilerim var, hepsi başka ülkelere gitmeye çalışıyor” dedi.   ‘AKP’NİN DERHAL GİTMESİ GEREKİYOR’   Mevcut iktidarın, halkı sömürdüğünü ifade eden Hüseyin Algün de, “Türkiye’nin yüzde 80-90’ı aç. Kiradakiler kirasını veremiyor, geçinemiyor. Ülkeyi soyup soğana çeviriyorlar sonra diyorlar ‘AKP iyi’. İyi değil, kötü istemiyoruz. Rejime bakılırsa AKP’nin derhal gitmesi gerekiyor. Şuan ki toplumda, bakıyoruz gençler ne bir işe girebiliyor, ne de geçinebiliyor. Yani AKP’ye üye isen seni işe alıyorlar. Tüm gençler kirada, nasıl evlenecek? Üniversiteye gidiyorlar burs parası veriyor 700-800 TL. Bu çocuk nasıl geçinecek? Devletin sunduğu bir imkân da yok. Şuanda adam bir krallık sitemi kurmanın peşinde. Bir daha başa gelirse sonumuz kötü. Bu yüzden başkanımız Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi oyumuz Kılıçdaroğlu’na” diye belirtti.    ‘SON SEÇİM’   Cumhurbaşkanlığı seçiminin hayati önem taşıdığının altını çizen Ömer Beksek, “Neden Cumhurbaşkanlığı seçimi? Çünkü bütün güçler tek bir adamda. Geleceğimiz için, bundan sonra yol yok. Bundan sonra seçim yok. Gençlere, yaşlılara, herkese sesleniyorum; elinizi vicdanınıza koyup o sandığa gidin. Sandık insanın iradesidir. 17-18 belediyemize kayyım atandı. Milyonlarca oy alan bir partinin belediyesine kayyım atamak demek, yarın diğer gün tüm partilerin belediyelerine kayyım atamak demektir. Hatta daha ilerisi bundan sonra seçim yok demektir. Çünkü tek adam rejimi daha da güçleniyor. Güçlendikçe topluma en büyük zararı verecektir. Siyaset bilge insanın elinde bir sanat, cahilin elinde keskin bir kılıçtır. O sandığı korumak, onurunu ve geleceğini korumak demektir. Gerekirse oy kullanan her insan, o sandığın başında beklemelidir. Burada halka çok iş düşüyor. Halkın yanı sıra Kılıçdaroğlu ve grubuna çok iş düşüyor. Düşmeli ki, düşürebilelim” şeklinde konuştu.    ‘KADINLAR GÜVENDE DEĞİL’   AKP’nin kadın politikalarına tepki gösteren Dilek Takmaz, “İnsanlar durumdan memnunsa bu durum devam edebilir. Değillerse, tepkilerini göstermeliler. Ülkenin durumunu güvenli bulmuyorum. Bırakın seçim güvenliğini, yolda yürürken bile özellikle kadınların güvenli bir şekilde yürüdüğünü bile düşünmüyorum. O yüzden bu ülkede birçok şeyi güvenli bulmuyorum. Şuan kendi durumumu da çok güvenli bulmuyorum. Herkes sandığa gitmeli. Bu bir vatandaşlık görevi ise bu ülke hepimizin. Nereli olduğumuz hiç önemli değil. Korkmamalı ve fikri neyse o olmalı ve görevliler sandığı terk etmemeli. Son oy sayılıp, ıslak imzalı tutanaklar gidene kadar beklemeli” ifadelerini kullandı.    ‘AMED GÖREVİNİ YERİNE GETİRDİ’   Amed halkının, üzerine düşen görevi yerine getirdiğini belirten Tekavut Şevket, “Amedliler, boynuna düşeni ve partisinin isteğini yerine getirdi. Bundan sonra da yerine getirecektir. Bir vekil kaybettik ama bu çok normaldir. Polis ve askerlerin nüfusları Amed’e getirildi. Ayrıca Amed, kozmopolit bir hal aldı. Zaten hırsızlık onların adıdır. Bunlardan kurtulmamız için mecburen sandığa gitmemiz gerekiyor. Halkımız da sandığa gitsin, görevlerini yerine getirip renklerini belli etsinler. Partimiz ne istiyorsa yerine getirsinler” dedi.   ‘ÜLKEYİ DÜZELTMEMİZ LAZIM’   Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik, değişimin önemini vurgulayan Güzel Poaçar ise şöyle konuştu: “Bunların gitmesi lazım. Memleketin yarısı satıldı. Binlerce katliam yaptılar. Bu halk neden bunu görmüyor? Kadınları domuz bağıyla bağlayıp öldürdüler, unuttuk mu? Bizim yaşımız geçti belki ama bizden sonraki gençler eğer böyle giderse bu ülkede yaşamayacaklar. Herkes kendi çocuğunun, torununun geleceğini düşünsün. Herkes böyle düşünürse memleket güzel olacak. Bunlar çok iyi olsa dahi gitsinler diyoruz. Yeter diyoruz. Hiçbir ülkede kimse 20 sene iktidarlık yapamaz. Böyle bir ülke olamaz. Demokrasiden çıkmışız. Din üzerinden insanı sömürüyorlar. Din benim dinim, sana ne? Herkes kendi dininden sorumludur.”