İşkenceye uğrayan genç: Halay çekmek suç mu? 2023-05-23 14:40:08     İSTANBUL - Kadıköy’de Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çektikten sonra darp edilerek gözaltına alınan gençleri görüntülediği için gözaltına alınan ve işkenceye uğrayan İdris Akpınar, "Halay çekmek suç mu?” diye sordu.    Kadıköy’de Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çektikleri sırada polisin müzik hoparlörlerine el koyması ve ardından ise darp ederek gözaltına aldığı gençler ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, dernek binalarında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, şube eşbaşkanları Esra Bilen ve Gürkan İstekli ile çok sayıda avukat ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin katıldı.    Toplantıda ilk olarak söz alan Bilen, gençlerin darp edildiğine dair görüntülerin sanal medyada yayınlanması ardından durumu yakından takip etmeye başladıklarını dile getirdi. Bilen, polisin biber gazını sıktığını ve ardından ise polisin havaya ateş açtığını, bu haliyle kamu güvenliğini tehdit ettiğini dile getirdi. Bu durumun işkence olduğunu belirten Bilen, polisin gençleri karakola götürdüğünü, burada da ters kelepçeli halde, yüzü koyun mehter marşı ile işkence uygulandığını dile getirdi.    KARŞISINDA OLACAĞIZ   Gençlere dair karakolları aradığını ancak gençlerin gözaltına alındığına dair kendilerine sağlıklı bilgi verilmediğini ifade eden Bilen, “Müvekkiller ile görüştükten sonra bize maruz kaldıkları işkenceyi anlattılar. Ayrıca polisin parmağının kırıldığını biliyoruz. Ancak bu parmak işkence sırasında kırıldığını öğrendik. Polisler hakkında suç duyurusunda bulunduk” diye konuştuk. Bilen, işkencenin zaman aşımı olmadığını belirtti. Bilen, “Siz işkenceden dolayı yargılanacaksınız. Biz her türlü ihlale karşı halkımızın yanında olacağız” diye kaydetti.    İŞKENCEYİ ANLATTI   İşkenceye uğrayan İdris Akpınar, akşam saatlerinde Kadıköy’e gittiğini ve burada vakit geçirdiği sırada polisin bir grubun yanına geldiğini burada müzik hoparlörüne el koyduğunu paylaştı. Gençlerin bu duruma itiraz ettiğini polisin ise gençleri darp ederek gözaltına aldığını ve bu sırada iki kişinin gözaltına alındığını dile getirdi. Akpınar, diğer gençlerin ise tepki gösterdiğini tepkinin ardından ise polisin biber gazı sıktığını dile getirdi. Akpınar, bu sırada görüntü çektiğini, polisin yanına geldiğini, görüntü çektiği için gözaltına alındığını dile getirdi. Polise, “İşlediğiniz suçtur. Bu suçun görülmesi gerekir” dediğini de hatırlatan Akpınar, bu nedenle gözaltında alındığını dile getirdi. Araç ile karakola götürüldükleri esnasında da darp edildiklerini paylaşan Akpınar, karakolda da yüzü koyun yatırıldıklarını ve mehter marşı dinlettirildiğini söyledi.    HALAY ÇEKMEK SUÇ MU?    Ardından ise hastaneye götürüldüklerini ancak polisin bu esnada kendilerine, “Darp edildiğinizi söylerseniz, bunun bir de dönüşü var” dediğini aktaran Akpınar, “Hastanede doktor, darp edilip edilmediğimizi sordu. Biz de dar edilmediğimizi söyledik. Ancak doktor, ‘Yüzünüzü görmüyor musunuz?’ diye sordu. Ancak biz polis nedeniyle darp edildiğimizi söyleyemedik” dedi. “Halay çekmek suç mu?” diye soran Akpınar, “Onların bir suçu yoktu” diye kaydetti.    IRKÇI SAİK SORGULANMALI   İHD Genel Başkanı Eren Keskin ise, işkencenin açık bir şekilde devlet politikası olduğunu belirterek, “Bu sadece bir işkence değildir. Irkçı saik ile yapılmış bir işkencedir. Bunu tartışmaz isek bu işkence devam edecek. Kürdün her haline düşman bir iktidar var. Muhalefetiz diyen de iktidarız diyen de Kürt düşmanlığı üzerinden seçim propagandası yapıyor. 90’larda da işkence vardı ancak devlet, ‘Biz yapmadık’ derdi. Ancak şu an açık bir şekilde yapıyorlar. Bu durum ulusal ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Ancak Avrupa sözleşmelerine uyup uyulmadığını denetlemiyor. Doktor da polisi çıkarıp muayene etmeliydi. İstanbul Protokolüne aykırı bir muayene yapılmıştır” diye konuştu.    Şiddet dilinin çok rahat kullanıldığını dile getiren Keskin, “Hiçbirimizin can güvenliği yok. Kürdün var oluşuna düşman bir siyaset ile karşı karşıyayız. Kürdün avukatına, siyasetçisine, gazetecisine düşman bir devlet var” diye kaydetti.   TUVALETTE İŞKENCE   Dev Yapı-İş Başkanı Nihat Demir, şiddet ve işkencenin failinin devlet ve AKP iktidarının olduğunu dile getirdi. Demir, bu şiddet ve işkencenin her alanda olduğunu söyledi. Demir, “Sizin diliniz halkımızın ölümüne neden oluyor. Hiç utanmıyor musunuz? Size yemeği veren Kürt’tür. Lanet gelsin sizin siyasetinize” diye kaydetti. Bir arkadaşlarının gözaltında bulunan arkadaşlarına yemek götürmek için karakola gittiğini, burada işkenceye maruz kaldığını paylaşan Demir, arkadaşlarının karakoldan ayrıldığını ancak polisin arkadaşlarının tekrardan karakola geri getirdiğini ve tuvalette işkence ettiğini aktardı.    Demir, işkenceye uğrayan gençlerin inşaat işçileri olduğunu ve işten çıktıklarını paylaştı. Demir, “Bu gençlerin evlerini yaktılar. Biz onları çok iyi tanıyoruz onlar da bizi Diyarbakır Zindan’ından tanıyorlar” dedi. Demir, işkencenin takipçisi olacaklarını söyledi.    Demir, gençlerin polisi yumruk attığına dair görüntülere de işaret ederek, bunun öz savunma olduğunu dile getirdi.    FAİL AKP-MHP’DİR   Demir, “Herkes orada müzik yapabilir. Kürt yapınca neden bu durum yaşanıyor. Siz kimsiniz, kimin adına bunu yapıyorsunuz? Devlet arkasında olmasaydı böyle olmazdı. Örgütlenelim ve bu faşizmi tarihin çöp sepetine atalım. Her ne olursa olsun sandığa gideceğiz ve sizi göndereceğiz. Başka çaresi yok. Herkes sizden nefret ediyor ve sizi gönderecek. Değişim olacak. Gerçekten artık yeter, her yerde ırkçılığa maruz kalıyoruz. Bunun sorumlusu AKP-MHP’dir” diye belirtti.    HUKUK DEVLETİ OLSAYDI POLİS SANIK OLURDU   Toplantıda söz alan ÇHD’li avukat Ezgi Önalan, AKP’nin sıkıştıkça ırkçılığa başvurduğunu dile getirdi. İşkencenin sokakta, karakolda artmaya başladığını dile getiren Önalan, Kadıköy’de katledilen sokak sanatçısı Cihan Aymaz’ı da anımsattı. İşkencenin karşısında duracaklarını belirtti. Söz alan avukat Gürkan İstekli ise, “AKP’nin yüzyıl vaatlerine baktığımızda Kürtlere yeni yüzyılda işkence vaat ettiğini görüyoruz. Eğer böyle olmasaydı karakolda mehter marşı çalınmazdı. Dün de Süleyman Soylu da avukatları hedef göstermişti. Biz buradayız, işkenceye uğrayan toplumun herkesin yanındayız. Dün de söyledik bu gün de söylüyoruz; burası bir hukuk devleti olsaydı işkenceye uğrayan gençleri değil polisler hakim karşısına çıkardı. Hakim gençlere niçin şarkı çaldıklarını, halay çektiklerini soracağına polislere niçin işkence yaptığı sorsaydı” şeklinde ifadeler kullandı.