Sosyolog Barış: 74’üncü Ferman Türkiye'nin saldırılarıyla sürüyor 2023-08-03 09:00:41   İSTANBUL - Êzidîlere dönük 74’üncü Ferman’ın Türkiye’nin saldırılarıyla sürdüğünü belirten sosyolog Azad Barış, "İnancımız, dinimiz, kültürümüz, dilimiz, müziğimizle her şeyi özgürce yaşamak istiyoruz" dedi.    DAİŞ’in Êzidîlerin yurdu Şengal’e yönelik 2014 yılında gerçekleştirdiği soykırımın üzerinden 9 yıl geçti. 2014 yılının Haziran ayında Irak’ın Musul kentini ele geçiren DAİŞ, 3 Ağustos 2014’te ise Şengal’e yöneldi. KDP güçlerinin geri çekilmesi sonrası Êzidîler savunmasız bırakıldı. DAİŞ saldırıları sonucu Êzidîlere 74’üncü Ferman yaşatıldı. Binlerce Êzidî ya katledildi ya da göç yollarına düştü. Kaçırılan kadın ve çocuklar köle pazarlarında satıldı.    Şengal Dağı’na sığınmayı başaran Êzidîler, 12 HPG’linin Şengal’e ulaşması sonucu kurtulmaya başardı. DAİŞ’in HPG’liler tarafından püskürtülmesinin ardından Yekineyên Parastinên Sivîl (YPG) güçlerinin açtığı insani koridorlar ile Êzidîlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye geçişi sağlandı.    74’üncü Ferman’ın ardından Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’nin baskısıyla Irak hükümeti ve KDP yönetimindeki Federe Kurdistan Bölgesel hükümeti arasında imzalanan Şengal Anlaşması’yla, Êzidîler yeniden hedef alındı. Anlaşma sonrası Türkiye’nin hava saldırılarının yanı sıra Irak Ordusu’nun Şengal’e dönük saldırıları başladı. Ancak Êzidîler, her türlü saldırıya rağmen topraklarını terk etmedi.    Êzidî sosyolog Azad Barış, 9’uncu yılına giren saldırıları ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.   Azad Barış   ‘KÜRT OLDUKLARI İÇİN KATLEDİLDİLER’   Êzidîlerin kültürünü ve inancını Kurdi olarak yaşadığını, duasını, haykırışını Kürtçe yaptığını belirten Barış, “Êzidîlerin katline sebep olan Kürtlüktür” dedi. Êzidîlerin Kurdi olan bütün değerleri inançlarında ve kültüründe muhafaza ettiğini dile getiren Barış, Êzidîlere karşı her katliamı, muhafaza edilen değerlere saldırı olarak nitelendirdi. Barış, “Onun içinde halklar beşiği olarak tanımlanan bu coğrafyada, Êzidîlerin kanı 73 kez toprağa karıştı. Ve nedeni de inançlarıdır. Êzidîlerin inancı Kurdistani’dir, Kürtçedir. O nedenle saldırıya uğrarlar. Êzidîlerin tarih boyunca saldırıya uğramalarının sebebi sadece Êzidî oldukları için değil, Kürt Êzidî oldukları içindir” ifadelerini kullandı.   KADINLAR NEDEN HEDEF ALINDI?   “Halkların bahçesi olarak tanımlanan Mezopotamya, Êzidîler için hiç de bahçe olmamıştır” diyen Barış, tarih boyunca Êzidîlerin bu topraklarda sürekli olarak imha edilmek istendiğini söyledi. Êzidî toplumunun dil, kültür ve inanç değerlerinin taşıyıcısı olan kadınların katledilip köle olarak pazarlarda satılarak toplumsal hafızanın silinmek istendiğine işaret eden Barış, bu saldırıların halen günümüzde devam ettiğini sözlerine ekledi.    ULUS DEVLETLERİN PLANLARI    DAİŞ’in arkasında ulus devletlerin olduğunu ifade eden Barış, gerçekleştirdiği katliamlara dikkat çekerek, yaşanan tüm katliamlar gibi Şengal Katliamı’nın da planlı olduğunun altını çizdi. Barış, “Bu yapı ulus devletlerin planladığı bir projeyi harekete geçirmek için ortaya çıkarıldı. Ve hedeflerinde hiç şüphesiz halklar, inançlar vardı. Bu az kalmış inançlardan biri de Êzidîler’di ve Kürtlerin özellikle Rojava’da, Ortadoğu’da estirdiği ‘Yeni bir yaşam mümkündür’ mottosu var. Aslında Kürtlerin elde ettiği ya da dünyaya yaydıkları bu süreci engellemek ve o değerler merkezi daha oluşmadan onu yıkmak için yaptılar. Êzidîlerin de hedefte olmasının nedeni buydu. Bu organize bir şeydir. Amaç demografik yapıyı değiştirmek. Etnik temizlik üzerinden toprağı Êzidîsizleştirmek” diye kaydetti.   ‘KATLİAM TAMAMLANMAK İSTENİYOR’   Türkiye’nin Êzidîlerin ve tüm bölgeye dönük hava saldırılarına dikkat çeken Barış, Türkiye’nin 2021’de Şengal’de bir hastaneyi bombaladığını ve sivillerin yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Türkiye’nin bu saldırılar nedeniyle yargılanacağını belirten Barış, “Türkiye DAİŞ’in bitiremediğini uçaklarla, bombalarla bitirmeye çalışıyor. Bıraksınlar bu düşmanlığı. Bu katliam, jenosidin devamıdır. Türkiye yanlıştan dönmeli, bu düşmanlığı yapmamalı” dedi.    İKİ KADIN DÜNYAYA DUYURDU   KDP’nin DAİŞ saldırılarında Êzidî halkını sahipsiz bırakarak kaçtığını belirten Barış, o dönemde gazeteci Berfin Hezil’in Şengal’de KDP güçlerinin kaçış anını gösteren görüntüleri anımsattı. Barış, şunları söyledi: “KDP Êzidîleri o vahşilere, çetelere teslim ediyor. Onun için de Berfin Hezil’in o tarihi görüntüleri çok önemlidir. Yine Irak Parlamentosu Milletvekili Viyan Dahil’in parlamentoda ‘Hawar’ demesi, dünyayı sarstı. ‘Öldürülüyoruz, katliamdan geçiyoruz. Kanımız akıyor, bir şey yapın’ diyor. Bu iki kadın Êzidî katliamını dünyaya duyurdu. Sonra Kürt modern hareketinin kahramanları ortaya çıktı. 150 bin insanı Rojava’ya yönlendirdi. 7 kişi Êzidîleri kurtardı. Onlar olmasaydı katliam çok büyük olurdu, yüz bin insan ölürdü. Deyim yerindeyse çatışa çatışa 7 kişi insanlık dışı, vahşi bir grubu durdurabildi. Onlar olmasaydı, belki de proje hayata geçecekti.”   ÊZIDÎLER ÖZ YÖNETİMİNİ OLUŞTURDU    Olası katliam girişimin ardından Kürt modern hareketi sayesinde Êzidîlerin toparlandığını ve kendi öz savunma güçlerini oluşturduğunu dile getiren Barış, “Şengal direniş birliklerini kurdular. Kimlere karşı? Çevre devletlere karşı değil, gelecek olan saldırılara karşı kendilerini savunmak için bunu yaptılar. Kürt modern hareketi buna destek verdi, yanlarında durdu, imdatlarına koştu. O nedenle bu katliam üzerinden dünyaya yavaş yavaş Êzidîliğin kabulü ortaya çıktı. Bu katliam, Almanya başta olmak üzere, Hollanda, Belçika ve dünyanın birçok yerinde soykırım olarak kabul edildi. Bizim artık Ermenistan’da, Rojava’da, Başur’da, Bakur’da, her yerde daha örgütlü, organize, kendi değerlerini koruyan, sahip çıkan bir yapıya doğru gitmemiz lazım” diye konuştu.   ‘ÖZGÜRCE YAŞAMAK İSTİYORUZ’    Êzidîlere karşı işlenmiş olan bu katliamların bütün dünya tarafından insanlık suçu olarak kabul edilmesi ve bunun soykırım olarak kabul edilmesi çağrısında bulunan Barış, “Biz devlet istemiyoruz. Kürt siyasi partilerin birliği içinde uzlaşının sağlandığı, barışın sağlandığı Vatikan istiyoruz. Kendi inancımız, dinimiz, kültürümüz, dilimiz, kasidelerimiz, müziğimiz, her şeyi özgürce yaşamak istiyoruz. Biz elimizden gelen ne varsa bu halk için, bu toprak için seferber edeceğiz” şeklinde konuştu.    MA / Rukiye Adıgüzel