Gever'in 'Dayîka Sîsin'i: Ömrünü onurlu bir barışa adadı 2023-08-25 10:31:45   COLEMÊRG - Mücadeleci kişiliğiyle “Dayîka Sîsin” olarak hafızalara kazınan Barış Annesi Perişan Akçelik, çocuklarının mücadele mirasını ömrünün son gününe kadar sürdürdü.    Savcılık ifadesi için 22 Ağustos’ta Gever’den (Yüksekova) Colemêrg’e giden Barış Anneleri Adalet Safalı ve Perişan Akçelik, dönüş yolunda geçirdikleri trafik kazasında yaşamını yitirdi. Aynı kazada Akçelik’in oğlu Cihan Akçelik de hayatını kaybetti. Kurdistan kentlerinde 2015 yılında ilan edilen ve yıllarca süren sokağa çıkma yasakları sürecinde bir çocuğunu Nisêbîn’de, bir çocuğunu da Gever’de kaybeden Perişan Akçelik, geriye önemli bir direniş mirası bıraktı.    Herkes tarafından “Dayîka Sîsin” olarak tanınan Akçelik’in mücadelesi, ağabeyinin 1990’lı yıllarda PKK’ye katılmasının ardından aktif olarak başladı. Evlendikten sonra da kimlik mücadelesini cins bilinciyle buluşturan Akçelik, dünyaya gelen 5 kızı ve 2 oğlunu da bu bilinçle büyüttü. İki çocuğunu ise bu uğurda yitiren Akçelik’in kızı Evin Akçelik (Nuda Gever 2008 yılında, 5 yıl sonra (2012) da en büyük oğlu Kajîn Akçelik (Baz Mordem) PKK’ye katıldı.   MÜCADELE KARARLILIĞI VE DİRENİŞ    Çocuklarının verdiği mücadele kararının arkasında duran Akçelik, Kurdistan’da devreye konulan yasaklar esnasında kızı Evin Akçelik’i Gever’de, oğlu Kajîn Akçelik’i ise Nîsebin’de yaşanan çatışmalarda yitirdi. Kızının cenazesini almak için büyük bir mücadele veren Akçelik, mücadelenin sonucunda kızının cenazesini alarak, memleketinde toprağa verdi. Cenaze töreninde konuşan Akçelik, “Evin’in katledilmesi ve devlet tarafından vücudunun parçalara ayırılması bana dert oldu. Ben bu mücadelenin böyle yarıda kalmasına razı olamam” diyerek, kızının mücadelesini kaldığı yerden yürüteceğinin sözünü verdi.   Yasının üzerinden 2 ay geçmeden 17 Ağustos 2016 tarihinde oğlunun ölüm haberine alan Akçelik, cenazesini Mêrdîn’den alarak, memleketi Gever’de kızının yanına defnetti. Çocuklarının ölümlerinden sonra kanser hastalığına yakalanan baba Said Akçelik, 2021 yılında yaşamını yitirdi. Hayat ve mücadele arkadaşını çocuklarının yanında toprağa veren Akçelik, onurlu bir barış için mücadeleye koyuldu. Tek isteği çocuklarının yanına defnedilmek olan Akçelik, kazada birlikte yaşamını yitirdiği oğlu Cihan Akçelik ile kızı ve oğlunun yanında defnedilerek, son yolculuğuna uğurlandı.   ‘ÖFKEMİZ ACIMIZDAN BÜYÜK’   Akçelik’in kardeşi Zozan Dedeoğlu, hiçbir kalemin bu mücadeleyi ve acıyı yazmaya yetmeyeceğini belirterek, “İki kardeşi öldüren eller maalesef ablamı ve diğer yeğenimi de öldürdü. Acılıyız ama öfkemiz daha büyük. O trafik kazasında yaşamını yitiren 3 kişi de şehittir. Sağ gittiler ellerimize cenazeleri verildi. Geriye sadece 3 bekar ve bir evli kızı kaldı. Anneleri, babaları, kardeşleri gitti” diye belirtti.   ‘MÜCADELESİYLE TANINIRDI’   Ablasının yaşadığı acılara rağmen baskı ve zulme karşı ilk günden itibaren mücadele ettiğini dile getiren Dedeoğlu, şöyle dedi: “Mücadelesini hiçbir zaman yarıda bırakmadı. Mücadeleci kişiliğiyle tanınan bir kadındı. Çocuklarını kaybetti, eşini kaybetti ama mücadele ruhunu hiçbir zaman kaybetmedi. Şehit olduğu güne kadar mücadelesini sürdürdü. Mücadelesi hep devam edecek. Yıllardır hepimiz mücadelesine şahit olduk. Dilerim onların ölümüne sebep olanlar da aynı acıları çeker.”    Akçelik’in çocuklarının cenazelerini tüm zorluklara göğüs gelerek, aldığını anlatan Dedeoğlu, “Yıllardır evlat acısı çekti. Tek değerli kıldığı çocuklarıydı. Cihan’ı çok severdi, yanından ayırmazdı. Birlikte şehit oldular. Mücadelesi nesilden nesle aktarılmalı. Çocukları şehit düştüğünde daha çok mücadele etti. Her şeye, herkese karşı mücadele etmeye başladı. Fedai bir şekilde mücadelesini sürdürmeye çalıştı” ifadelerini kullandı.    ABLASIYLA SON DİYALOGLARI    Ablasıyla son diyaloglarını anlatan Dedeoğlu, şöyle devam etti: “Rahatsızdım o da beni aradı. Rahatsız olduğumu bir yerden duymuştu ve sesimi duymak istedi. Hastaneden döndüğümü ve iyi olduğumu söyledim. O da bana ‘Toparlan, bak bahçede oturuyorum sen de yarın ya da öbür gün buraya gel, beraber bahçede oturalım’ dedi. Bir gün geçti ve ölüm haberi geldi. Onurlu bir mücadele üzerinden Colemêrg’e gitti ve onurlu bir mücadelenin izini sürdürdüğü için yaşamını yitirdi. Tek hayali Kürt halkının başarısı, Kurdistan’ın kurulmasıydı. Hayali için mücadele ediyordu, Kürt halkı baskı altında kalmasın, özgür olsun diye mücadele ediyordu. O bu mücadeleyle gitti başkaları da bu mücadeleyi yaşatmaya devam edecek.”   MA / Ruken Polat