Tecrit ve Kürt sorunu için kapsamlı buluşmalar gerçekleştirilecek 2024-05-21 09:10:50 AMED - İmralı tecridi ve Kürt sorununun çözümü için tüm kesimleri kapsayacak buluşmalar yapacaklarını söyleyen MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat, "Türkiye toplumuyla bir araya gelip çözümün muhatabının Sayın Öcalan olduğunu anlatacağız" dedi.    İnsan hakları ve hukuk örgütleri yaptıkları açıklamalar ve yayınladıkları raporlarla, cezaevlerinde yaşanan çıplak arama, infaz erteleme, sürgün, keyfi oda baskınları ve hasta tutsakların tedavi edilmemesi başta olmak üzere, siyasi tutsakların yaşadıkları ihlallere dikkat çekiyor. Aktivistlerin dikkat çektikleri cezaevlerinin en başında da İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi yer alıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derinleşmesi üzerine tutsaklar 27 Kasım 2023’te "Abdullah Öcalan'a özgürlük Kürt sorununa çözüm" talebiyle başlattıkları açlık grevini 4 Nisan’da yeni bir aşamaya taşıdı.    Aile görüşü, mahkeme ve telefonlara çıkmama kararı alan tutsakların aileleri de başlattıkları “Adalet Nöbeti” eylemlerini yeni bir aşamaya taşıyarak, her hafta Pazartesi günleri cezaevleri önüne giderek “Özgürlüğe ses ver” eylemi başlattı. Tutsak yakınları aynı zamanda Adalet Bakanlığı ve AKP il binaları önünde de tecride karşı eylemler yapıyor.    MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Kerem Canpolat, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini ve tutsakların taleplerini değerlendirdi.    'TUTSAKLAR EYLEMLERİNDE KARARLI'    Cezaevlerinde devam eden eylemler nedeniyle tutsakların infazlarının yakıldığını, keyfi uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını anlatan Canpolat, federasyon olarak da hak ihlallerine dair yüzlerce başvuru aldıklarını dile getirdi.    Eylemde olan tutsakların özellikle ailelerinden uzak cezaevlerine gönderildiğini belirten Canpolat, şunları söyledi: “Bu sürgünlerin iki ayağı var. Birincisi tutsağı uzak yerlere götürüp izolasyon etmek, ikincisi de aileyi kendi yakınından uzak tutarak cezalandırma. Son dönemlerde 50'ye yakın tutsak Riha ve Amed’den Burdur, Antalya ve Karadeniz gibi uzak kentlerin cezaevlerine gönderildi. Eylemler nedeniyle sürgünler oluyor ama tutsaklar eylemlerinde kararlılar.”     MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat   HASTA TUTSAKLARIN DURUMU    Cezaevlerinde binin üzerinde hasta tutsak olduğunu dile getiren Canpolat, bunların içinde ağır hastalıkları olan tutsakların da olduğunu belirtti. Tutsakların bilinçli şekilde tedavilerinin geciktirildiğini sözlerine ekleyen Canpolat, “Sırf cezaevinde ölmesin diye tutsaklar ölüme yakın tahliye ediliyor” dedi.    Seçim öncesi AKP’li Efkan Ala’nın hasta tutsaklar için de çalışma içerisinde olduğunu açıkladığını hatırlatan Canpolat, “Bu sözler, seçim yatırımıydı, kamuoyunu yanıltmak içindi. Seçimden sonra tavır tamamıyla değişiyor, eskisi gibi kayıtsız kalma durumu oluyor. Hasta tutsaklar konusunda hiçbir iyileştirme yok. Tutsakların hastalık evresi çok ileri dereceye ulaşmasına, tam teşekküllü hastanelerde tedavi olması gerekmesine rağmen Adli Tıp Kurumu’nun, 'Cezaevinde kalabilir' raporu nedeniyle içeride tutulma hali devam ediyor. Ancak toplumun tamamında bu konuda bir duyarsızlık var, bunun aşılması gerekiyor” diye konuştu.     AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Şubat davası hükümlülerini "sürekli hastalık ve kocama" gerekçesiyle tahliye ettiğini ancak Makbule Özer gibi yaşı ilerlemiş tutsakları cezaevinde tutmaya devam ettiğini söyleyen Canpolat, “Türkiye'de Kürde karşı farklı bir yaklaşım söz konusu. Bu devletin resmi politikasıdır” diye belirtti.    'İNFAZ YAKMALAR HUKUKİ DEĞİL, SİYASİDİR'    Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun birçok tutsağın tahliyesini engellediğini ya da infaz yakma kararları verdiğine dikkat çeken Canpolat, “Ses çıkarma eylemi, dilekçe verme, greve girme gerekçe gösteriliyor. 30 yıl yatan bir insan çağrılıp, 'Pişman mısın? Değil misin?' diye soruluyor. En büyük infaz erteleme gerekçesi bu oluyor. Bir insan 30 yıl sonra neyin pişmanlığını yaşayacak? Bu durum gayri insanidir. Kararı veren kurul içinde imam bile var. Bunların beyanları kabul edilerek infaz yakıyorlar.  Bunun hukuki bir yanı yok, tamamıyla siyasidir” şeklinde konuştu.    'MUHATTAP ABDULLAH ÖCALAN’DIR'    Tutsakların eylem kapsamında görüşe çıkmama nedeniyle ailelerde kaygı oluştuğunu dile getiren Canpolat, “Avukatların, ailelerin görüşmemesi toplumda kaygıya neden oluyor. Toplumda yaşanan huzursuzluğun temel nedeni Kürt sorununun çözülmemesidir. Bunun da muhatabı devlet ve Sayın Abdullah Öcalan'dır. Devlet daha önce bu yolu denedi, iyi bir yol olduğunu hepimiz gördük. Tecridin kaldırılmasındaki ısrarın yanıtını biraz da burada aramak lazım. Bir de bu işin insanı boyutu var, 3-4 insan orada 4-5 yıla yakındır aileleri ile görüştürülmüyor. Bunun hiçbir mazereti, açıklaması olmaz. Bir ada cezaevinde insan nasıl bir suç işleyebilir ki? Bütün bunlar bahane” ifadelerinde bulundu.    Tutsakların 4 Nisan'da eylemlerini farklı bir aşamaya taşımalarının nedenini Canpolat, “Bizce bunun bir nedeni kamuoyuna, demokratik kesim ve kurumlara, tüm siyasetçilere bir eleştiriydi. Görevini tam yapmama eleştirisidir. İkincisi ise, hem Türkiye hem dünyadaki kamuoyuna da bir an önce demokratik yöntemleri kullanarak, tecridin aşılmasının yöntemini göstermek istediler” sözleriyle açıkladı.    TÜM KESİMLERİ KAPSAYACAK BULUŞMALAR YAPILACAK    İmralı’daki tecridin kırılması ve Kürt sorunun çözümü için Türkiye’nin tüm kesimlerini kapsayacak buluşmalar yapacaklarını söyleyen Canpolat, aydın, yazar, akil insanlar ve rusipileri bir araya getirmeyi planladıklarını belirtti. Canpolat, “Türkiye toplumu ile bir araya gelip, bu ülkenin çözülmesi gereken acil sorununun Kürt sorunu olduğunu ve çözümünde muhatabın Sayın Öcalan olduğunu anlatacağız” ifadesinde bulundu.    Canpolat, sözlerine şöyle devam etti: “Halklara birbirimizden farklı olmadığımızı, hepimizin kaygısının bir olduğunu, derdimizin hukukun üstünlüğü, adaletin gelmesi olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bunun için oluşacak heyette, Türkiye'deki tanınmış sanatçılar, aktörler, yazarlar, bilim insanları olacak. En geniş katılımla Türkiye ve Kurdistan'ın her yerine ulaşıp, toplumu bu konuda duyarlı kılmak gerekiyor. Bu program yakında kamuoyuna deklare edilecek. Bu programla tecridin Türkiye'ye vermiş olduğu tahribatın anlatılması amaçlanacak.”    MA / Müjdat Can