Akça: AKP, eşbaşkanlarımızın pasaportlarını iptal ederek AB’den para tırnaklıyor 2024-07-09 21:45:58 ANKARA - Pasaportu iptal edilen DEM Parti belediye eşbaşkanlarını anımsatan Ceylan Akça, AKP’nin yerel yönetimler ile AB dayanışmasının önüne geçmeye ve AB’den para tırnaklamaya çalıştığını ifade etti. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekilli Ceylan Akça Cupolo, CHP’nin sunduğu Avrupa Birliği (AB) üyeliği ile ilgili önerge kapsamında Meclis’te konuştu. AB’nin insan hakları, özgürlük ve demokrasinin üstünlüğünü savunduğunu söyleyen Akça, Türkiye’nin bu değerlere karşı alerjisinin olduğunu belirtti. DEM Parti olarak AB üyeliğini savunduklarını ifade eden Akça, “Ancak 2013'ten beri iç siyasette konsolidasyonu sağlamak için AB’yi düşmanlaştıran bir siyaset izleyen AK Parti'nin yeni yönetim biçimi sebebiyle AB’yle ilişkiler tamamen bir çıkmaza girmiş durumda. Portakal bıçaklamaktan, patates doğramaya giden AB’de belli ülkeleri hedef alan ve bunu iç siyasete malzeme eden bakış açısı belirlendi. Bunu yaparken yani portakal bıçaklarken aynı zamanda AB fonlarından tırnakçılık yapan bürokratları da kendi içinde barındıran bir siyasi anlayışla ne yazık ki karşı karşıyayız” dedi.    ‘KAYYIM ATAMANIN BİR BAŞKA NEDENİ’   AB’nin bu nedenden ötürü AKP ile ilişki içine girmediğini ve yerel yönetimler ile ilişkisini geliştirdiğini paylaşan Akça, “Bunu gördüğünüz için de 2016'da kayyım atadınız, 2019'da kayyım atadınız ve şimdi de Belediye Başkanlarımızın pasaportlarını iptal ediyorsunuz. Neden iptal ediyorsunuz? ‘AB’den gelebilen yani AB uyum süreci için buralara gelebilecek bütün fonlardan tırnak almaya nasıl devam ederim? Para tırnaklamaya nasıl devam edebilirim?’ diyerek bizim Belediye Başkanlarımızın pasaportlarına herhangi bir hukuki gerekçe olmadan tahdit koyuyorsunuz. Kayyum tehdidini başlarının üzerinde gezdirmeye devam ediyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.   MÜLTECİ SORUNU    Türkiye’nin AB’ye üyesi olmasının Türkiye’nin çıkarına olacağını söyleyen Akça, “Biz, tabii ki de AB’nin kalkıp Türkiye'yi dövmesi gerektiğini, Türkiye’ye baskı uygulaması gerektiğini asla savunmuyoruz. Sadece hukukun üstünlüğü etrafında bir araya gelmiş bu ülkelerle bizim de aynı ilkeler çevresinde bir araya gelebileceğimizi ama bunu mülteci anlaşması üzerinden AB’yi rehin alarak veya bunu bir şantaj malzemesine çevirerek kullanacağınız bir zemini reddediyoruz. Bir önceki konuşmacıların sığınmacılara dair dile getirdiği ‘istila’ gibi veya işte, ‘sığınmacı tehdidi’ gibi kelimeleri kullanmalarını da reddediyorum. Orta Asya'daki yurtlarından kalkıp buraya sığınmış hiç kimsenin sığınmacılara, ‘istila’ veya ‘tehdit’ gibi bir terim kullanmasını kabul etmiyoruz” diye konuştu.