KDP’ye çağrı: İhanete son ver 2024-07-20 19:01:57 HABER MERKEZİ  –  Türkiye'nin Federe Kurdistan Bölgesi'ne yönelik saldırıların protesto edildiği eylemlerde KDP’ye çağrıda bulunularak, “Bu ihanetin unutulmayacak. Bu işbirlikçilikten vazgeç. Bu işgale karşı ortaklığına bir son ver” dedi.  Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex İl örgütü,  Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesine yönelik saldırılarına ilişkin Hezex (İdil) ilçesinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya,  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il örgütü, DEM Parti il ve ilçe örgütleri, Barış Anneleri, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad/TJA), DEM Parti Şirnex milletvekilleri Newroz Uysal Aslan, Mehmet Zeki İrmez, Cizîr, Silopiya, Hezex ile Deştadarê beldesi belediye Eşbaşkanları da katıldı. Açıklamada “İşgale ve İhanete hayır” pankartı açan kitle sık sık, “Yaşasın Kurdistan ihanete ölüm”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları attı.    Açıklamayı DEM Parti Hezex İlçe Eşbaşkanı Adnan Bel, yaptı. Bel, AKP-MHP iktidarının “Kürt soykırımını politikalarını” 2018 yılından beri devam ettiğini belirterek, “NATO’nun Ortadoğu’daki savaş stratejisi ve politikalarının taşeronluğunu üstlenen Türkiye, 30 yılı aşkındır bölgeyi kan deryasına çevirmiştir. Son 10 yıldır da bu taşeronluğun öncülüğü direkt Hakan Fidan üzerinden yürütülmektedir. Fidan’ın Dışişleri Bakanı olmasıyla birlikte hızlanan Kürt soykırımının kapsam ve siyasal yelpazesi genişletilmeye çalışılıyor.  Bunun son halkası da, geçmişi 90’lı yıllara dayanan Güney Kürdistan yönetimiyle yapılan savaş ortaklığıdır. Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve ilhak saldırılarının öncelikle genel olarak Kürdistan’a statü sorununun demokratik çözümü önündeki en büyük engeldir. Bu saldırılar aynı zamanda Musul ve Kerkük’ü kapsayan neo-osmanlıcı Misak-ı Milli hayallerin bir ürünüdür” dedi.    ‘KDP İHANET İÇİNDEDİR’   KDP’nin Türkiye olan işbirliğine de tepki gösteren Bel, sözlerini şöyle sürdürdü: “KDP, Kürt halkına hesabını veremeyeceği bir sürecin örgütleyici gücü olmuştur. Büyük bedellerle kazanılmış Güney Kürdistan topraklarını, küçük çıkarların uğruna heba etmiştir. Kürdün ulusal demokratik çıkarlarına aykırı olan KDP yönetiminin bu gerici siyasetinin, hiçbir vadede toplumsal bir karşılığı olmayacaktır.  Kurdistan halkları toprağını işgale açanları yurtsever olarak değil, sömürgeciliğin yerli işbirlikçileri olarak hatırlayacaktır. Ne Türkiye’nin ne de KDP’nin Rojava’daki özerk yönetimi tanımaması yaklaşımı, bugün Güney Kürdistan işgali ile nasıl bir politikanın ürünü olduğunu tüm Kürtlere ispatlamıştır.  Bugün doğru tanımı koyarak mücadele etme zamanıdır. KDP'nin içinde bulunduğu durum gerçek anlamda bir ihanettir. KDP’ye çağrımızdır; Kürt halkının onurlu mücadelesi hiçbir zaman tekelleşmeyecektir. Kolektif, örgütlü ve politik duruşu asla gerilemeyecektir. Bu mücadele birkaç ailenin veya ana akım sistem siyasetinin güdümüne girmeyecektir. Her zaman olduğu gibi bugün de halkın çıkarları ve temel değerler üzerinden yürümeye devam edecektir. Fakat bu onurlu mücadeleyi baltalamaya, yozlaştırmaya ve engellemeye çalışanlar tarihin adaleti önünde yok olmaya mahkumdurlar.”    ‘İHANETİ KABUL ETMİYORUZ’   Ardından konuşan DEM Parti Şirnex milletvekili Newroz Uysal Aslan, Türkiye’nin Misak-ı Milli hedefleri doğrultusunda Federe Kurdistan’a saldırılar düzenlediğini vurgulayarak, “Rojava’nın statüsüne karşı saldırılarını devam ettiren Türkiye’ Federe Kurdistan’ın da statüsüne başından beri karşıydı. Ancak bugün kendisini Kürt olarak tanımlayan, Kürtlerin yöneticisi olarak tanımlayanlar Kurdistan’ı işgal etmek isteyenler ile işbirliği yapıyor. O topraklar Kürtlere yuva olacağına bugün ihanet yeri olmuş. Birçok defa Kürtlerin birliği için çağrılarda bulunduk. Kürtlerin statüsünü kalıcılaştırması için çağrıda bulunduk. Ancak bu çağrımızı cevapsız bırakanlar, kendi ailevi aşiret çıkarlarını düşünenler Başur Kurdistan’ı katliam ve savaş merkezi haline getirdiler. Bilsinler ki, Türk devleti sadece bir tarafın düşmanlığını değil Misak-ı Milli hedefleriyle bugün gözünü Musul, Kerkük ve Hewlêr’e dikmiş. Türk devletiyle işbirliği yapanlar bu gerçeği görmüyor mu. Tarihten hiç mi ders almıyor. Buradan çağrı yapıyoruz; Bu ihaneti kabul etmiyoruz. Ailevi ve aşiret çıkarları dışında hareket eden bir Kürt aklına ihtiyaç var” şeklinde konuştu.    ‘ORTAKLIĞA SON VER’   AKP iktidarının savaş politikalarından tüm kesimlerin etkilendiğini kaydeden Aslan, “Türk devleti sadece Kürtlerin düşmanlığını değil Kurdistan’a yönelik savaş politikalarıyla, Türk, Kürt ve Arapların sofrasını da etkiliyor. Ekonomik ve diplomasi krizinin sebebi de bu savaş politikalarıdır. KDP de dahil Kurdistan dağlarında Kürtleri katledenlere karşı Başur’da bulunan tüm Kürt partilerinin yerini bilmesi gerekiyor. Bu durumdan öfkeliyiz. Türk devletine de söylüyoruz. Çözüm savaş değil demokratik barıştır. Kürtlerin statüsünü kabul etmektir. KDP’ye de çağrımız, bu ihanet unutulmayacak. Bu işbirlikçilikten vazgeç. Bu işgale karşı ortaklığına bir son ver” ifadelerini kullandı.    Açıklamanın ardından oturma eylemine geçen kitle, sloganlar ile basın açıklamasını sonlandırdı.    ANKARA   DEM Parti Ankara İl Örgütü, Çankaya Belediyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya DEM Parti Colemêrg Milletvekili Öznur Bartın ve İzmir Milletvekili İbrahim Akın’ın yanı sıra pek çok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Eylemde, Kürtçe ve Türkçe “Kayyımlar halkındır, gaspa izin vermeyeceğiz” yazılı pankart taşındı. Eylemde sık sık, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” sloganı atıldı.   Burada söz alan DEM Parti İl Örgütü Yöneticisi Nebahat Çalkan,  Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’e karşı verilen mücadelenin 12’nci yıl dönümü olduğuna da vurgu yaparak “IŞİD barbarlığına, IŞİD eliyle Ortadoğu ve dünyaya hakim kılınmak istenen karanlığa ve zulme karşı amansız bir mücadele verip büyük bedeller ödeyenlere, insanlık onurunu kurtaranlara selam olsun” diye kaydetti. Verilen mücadeleyi devrim olarak niteleyen ve bunda kadınların en ön saflarda yer aldığına işaret etti.    ‘BÖLGE İŞGAL EDİLİYOR’   Çalkan, Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırısına da dikkat çekerek, Türkiye’nin bölgeyi “işgal ve ilhak” ettiğini söyledi. Bu saldırılar ile Kürt halkının kazanımlarının sabote edilmeye çalışıldığını dile getiren Çalkan, “Çözümsüzlük içeren hiçbir proje bu topraklarda başarıya ulaşamayacaktır. Savaş, yıkım ve IŞİD barbarlığı eliyle elde edemediklerinizi, başka yollarla elde etmeye çalışmaktan vazgeçin ve Kuzey ve Doğu Suriye halklarının iradesini tanıyın. Dün Rojava işgali ve devamında gelen Türkiye’nin oradaki defacto yönetimine karşı olduğumuz gibi, bugün de Güney Kürdistan’da yapılanlara karşı olduğumuzu ve bunun mücadelesini vereceğimizi yineliyor, yeni Osmanlıcı yayılmacı projesine hayır diyoruz” diyerek, tepki gösterdi.   WAN   TJA, DBP ve DEM Parti öncülüğünde, Federe Kurdistan Bölgesi’ne dönük başlatılan saldırılara ilişkin Wan’ın Rêya Armûşê ilçesinde bulunan Sanat Sokağı’nda yapmak istedikleri açıklama Valiliğin “eylem ve etkinlik yasağı” gerekçe gösterilerek engellendi. Burada bir süre bekleyen kitle daha sonra açıklamayı DEM Parti İl binası önüne alarak gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, “İşgale ve ihanete hayır” pankartı açıldı.   ‘KÜRT HALKI ONURLU MÜCADELESİ DEVAM EDECEK’   Açıklamayı yapan DEM Parti Elbak İlçe Eşbaşkanı Şahin Yağızer AKP-MHP iktidarının Kürt halkına yönelik saldırı politikalarının 2018 yılından bu yana kesintisiz devam ettiğini söyledi. KDP'nin içinde bulunduğu durumun “ihanet” olduğunu belirtilen Yağızer, Barzanî ailesinin bu ihanetten dönmesi gerektiğine vurgu yaptı.  Yağızer, “Kürt halkının binbir emekle, amansız ve soluksuz bir direnişle elde ettiği kazanımları yok etmeye programlanmış aklın yanında durmanın ihanetten başka bir tanımı olamaz. Buradan işgalci Türkiye’ye ve politize olmuş sömürge psikolojisinden kurtulamayan KDP’ye çağrımızdır; Kürt halkının onurlu mücadelesi hiçbir zaman tekelleşmeyecektir. Kolektif, örgütlü ve politik duruşu asla gerilemeyecektir. Bu mücadele birkaç ailenin veya ana akım sistem siyasetinin güdümüne girmeyecektir. Her zaman olduğu gibi bugün de halkın çıkarları ve temel değerler üzerinden yürümeye devam edecektir” dedi.   Açıklama “Bimre îxaner bijî azadî” sloganları ve beş dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.    MERSİN   DEM Parti Mersin İl örgütü, Akdeniz DEM Parti İlçe Örgütü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, DEM Parti il ve ilçe örgütü yöneticileri, Barış Anneleri ve çok sayıda kişi katılırken, “İşgale ve İhanete hayır” pankartı açıldı.   Burada konuşan DEM Parti İl Eşbaşkanı Reşat Aşan, Kürt kazanımlarının olduğu her yerde AKP-MHP iktidarının saldırılarının olduğunu belirterek, “Rojava’da Kürtler bütün dünyanın aslında onurunu korumuştur. Katliamcı DAİŞ çetelerine karşı bütün halklara örnek olacak bir irade ortaya koymuştur ve Rojava’daki bütün halklarla birlikte bir cephe oluşturarak DAİŞ barbarlığını ortadan kaldırmışlardır. Ancak AKP-MHP hükümeti dünyaya mal olmuş bu devrimi hazmedemeyerek oradaki ÖSO çeteleri ile beraber soykırım saldırıları gerçekleştirdi” dedi.   ‘SAVAŞ POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİN’   Aynı “soykırım” politikalarının KDP işbirliği ile sürdüğünü belirten Aşan, “Nasıl ki 90’lı yıllarda Kürdistan’da 2500’e yakın köy yakılıp yıkıldıysa aynı politika bugün Güney Kürdistan topraklarında yaşanıyor. Ne tutuklamalar ile ne de öldürme ile bu sorun bitmez. Bu sorun ancak doğru temelde bir müzakere süreci ortaya konulduğunda çözülecek ve Türkiye’de gerçekten Kürt gerçekliğini, Kürdistan gerçeğini kabul ettiğinde hem ekonomik ve siyasi anlamda hem de adalet ve hukuk anlamında bu coğrafyada rol model olacak bir konuma gelebilecektir. Buradan tekrardan çağrıda bulunuyoruz; bu siyasi soykırım operasyonlarından savaş politikalarına kadar bundan vazgeçin. Diyalog ve müzakere sürecini geliştirin. Kürtlerde Kürdistan’da Kürt kimliği ile bu ülkenin gerçekliğidir, kabul etmek zorundasınız” şeklinde konuştu.   MANİSA    DEM Parti Manisa İl Örgütü de “Savaşa, işgale ve ihanete” hayır sloganıyla DEM Parti Manisa İl binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda yurttaş destek verdi. Açıklamada konuşan DEM Parti Manisa İl Eşbaşkanı Hüseyin Kılıç, "AKP-MHP iktidarı Kürt soykırımına 2018 yılından beridir kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve ilhak saldırılarının öncelikle genel olarak Kürdistan’a statü sorununun demokratik çözümü önündeki en büyük engeldir. Bu saldırılar aynı zamanda Musul ve Kerkük’ü kapsayan neo-osmanlıcı Misak-ı Milli hayallerin bir ürünüdür. Ama saldırıların kapsamından da anlıyoruz ki, Misak-ı Milli’ye Büyük Güney parçası da dahil edilmiştir. Bu parçadaki siyasi yönetim, bunun başat aktörüdür. Son başlatılan saldırılar ve yapılan hazırlıklar da köylerin boşaltılması, sivillerin yerinden göçertilmeleri ve Irak devlet sınırları içerisinde kimlik kontrolü yapılması izlenen politikaların kanıtı niteliğindedir. Buradan işgalci Türkiye’ye ve politize olmuş sömürge psikolojisinden kurtulamayan KDP’ye çağrımızdır; Kürt halkının onurlu mücadelesi hiçbir zaman tekelleşmeyecektir. Kolektif, örgütlü ve politik duruşu asla gerilemeyecektir. Bu mücadele birkaç ailenin veya ana akım sistem siyasetinin güdümüne girmeyecektir. Her zaman olduğu gibi bugün de halkın çıkarları ve temel değerler üzerinden yürümeye devam edecektir. Fakat bu onurlu mücadeleyi baltalamaya, yozlaştırmaya ve engellemeye çalışanlar tarihin adaleti önünde yok olmaya mahkumdurlar" ifadelerini kullandı.   MUĞLA    Muğla'da da DEM Parti Muğla İl Örgütü ve DBP tarafından Milas ilçesinde bulunan Atapark'ta basın açıklaması ve oturma eylemi gerçekleştirildi. "Savaşa ve ihanete hayır" pankartı açılan açıklamada, "Savaşa hayır" ve "Zafer direnenlerindir" dövizleri taşındı. Basın açıklamasını okuyan DEM Parti Muğla İl Eşbaşkanı Neslihan Çetinkaya, "AKP-MHP ittifakı, ülke içinde ve dışında savaşın ve güvenlikçi politikaların toplumsal sorunların çözümünde bir yöntem olamayacağını söyleyen be bu savaş politikalara itiraz eden herkese düşman hukuku uyguluyor. Barışın, demokrasinin, özgürlüklerin tesis edilmesi, ekonomik krizin son bulması, işçi, emekçi ve yoksulun insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürmesi için mücadele eden bütün toplumsal muhalefete saldırmaya devam ediyor. Rant ve sermaye gruplarına, savaş baronlarına ise ülkenin bütün kaynaklarını peşkeş çekiyor. Bu faşizan hukuka boyun eğmek Savaşa karşı sessiz kalmak işlenen suçlara ortak olmaktır. Toplumun barış dilini kurmaya ihtiyacı vardır. Toplumun  hep birlikte ortak yaşamı kurmaya ihtiyacı vardır" diye konuştu.    Öte yandan DEM Parti Aydın İl Örgütü, DBP ve TJA, savaşa ve işgale karşı Aydın Kent Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.