Ulusal birlik Konferansı'nın sonuç bildirgesi: Birlikte kazanma zamanı 2025-07-27 12:32:15   AGIRÎ- Ehmedê Xanî Türbesinde, “Ulusal Birliğin Önemi” konferansının sonuç bildirgesini açıklayan Demokratik Birlik İnisiyatifi, Kürt siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve kanaat önderlerine Ulusal Birlik çatısı altında birleşme çağrısı yaptı.    Demokratik Birlik İnisiyatifi, “Birlik Amacıyla Barışa Doğru” şiarıyla Agirî’nin Bazîd (Doğubeyazıt) ilçesinde düzenlediği “Kürt Ulusal Birliğinin Önemi” konferansının sonuç bildirgesini açıkladı. Bazîd ilçesinde bulunan Ehmedê Xanî Türbesi önünde yapılan açıklamanın Kürtçesini Diba Keskin, Türkçesini Orhan Ayaz okudu.   Demokratik Birlik İnisiyatifi’nin “Kürt Birliğinin Önemi”  konulu konferansının Ehmedê Xanî şahsında, Feqîyê Teyran, Şex Said, Seyid Rıza ve Leyla Kasım’lara atfedildiğinin belirtildiği sonuç bildirgesinde “Konferansımız, halkımızın mücadele tarihi süresince Ulusal Birlik ruhunu, istencini ve talebini bütün iç ve dış engellemelere rağmen canlı tutarak günümüze taşıyan, bunun mücadelesini yürüten bütün Kürt halk önderlerini,  örgütlerini, şahsiyetlerini büyük bir minnettarlık ve saygı ile yad etmiş, onların hayali olan ulusal birliğimizi yine onların kahramanca mücadelelerinin yol göstericiliğinde mutlaka başarma kararlılığını ve iradesini ortaya koymuştur” denildi.    ‘ULUSAL KURUMSAL PRATİĞE DÖNÜŞTÜRELİM’   Kürt halkının son yüzyıllık tarihinin büyük bir mücadele, direniş ve kahramanlık tarihi olduğu gerçeğine vurgu yapılarak şunlar dile getirildi: “Ulusal Birliğimizin gerçekleştirilememiş olmasını başarı elde edemeyişimizin sebebi olarak değerlendirmiştir. Yarım yüzyılı aşkın süredir devam eden Demokrasi ve Özgürlük mücadelemizin ortaya çıkardığı değerler, kazanımlar, deneyim ve tecrübelerin Ulusal Birliğimizin gerçekleşmesi yönünde çok önemli bir hafıza oluşturduğu; bu hafızanın Ulusal Birliğimizin gerçekleştirilmesi yönünde tarihsel bir önem ifade ettiği gerçekliğini önemle vurgulamıştır. Konferansımız, bu tarihsel gerçeklik ışığında Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye’deki siyasal ve toplumsal gelişmeleri çok boyutlu değerlendirmiş, Suriye başta olmak üzere tüm Ortadoğu’nun büyük bir toplumsal alt-üst olma sürecinden geçtiği gerçekliğine dikkat çekmiştir.”   Özel’de Suriye’de genelde de tüm Ortadoğu’da yaşanan bu siyasal ve toplumsal gelişmelerin tüm Kürdistan halkının mücadele tarihinde yeni bir sayfa açtığını, Kürt sorunun demokratik, eşitlikçi ve adil çözümü için yeni imkan ve fırsatların ortaya çıktığının tespitinin yapıldığını ifade edilen bildirgede, “Konferansımız, Esat diktatörlüğünün yıkılması sonrasında Suriye’de yaşanan gelişmelerin ve Kürt Ulusal Birliğinin acil olarak gerçekleştirilmesinin hayati önemine vurgu yaparak, Qamışlo’da gerçekleşen Kürt ulusal Konferansını selamlamıştır. Ulusal Konferansın tarihsel bir anlam ve öneme sahip olduğunu belirtmiş; bunun tüm Kürdistan parçalarında emsal olması gerektiği, bütün Kürt örgütlerinin, demokratik siyaset dinamiklerinin bu birlik ruhunu öne çıkartan ve Ulusal Birliği somut bir kurumsal ifadeye kavuşturan bir mücadele ve çalışma içerisinde olmaları gerektiğini hayati bir sorumluluk olarak ifade etmiştir. Konferansımız, Suriye’de Şara yönetiminin önce Alevi halkına, sonra da Dürzi halkına yönelik gerçekleştirdiği saldırı ve katliamları tüm Suriye halkları açısından tehdit edici bir gelişme olarak değerlendirmiş; çok kimlikli, çok etnisiteli, çok kültürlü ve çok inançlı bir mozaiğe sahip olan Suriye toplumunun demokratik-federatif bir yönetim sistemine kavuşmasının önemini dile getirmiştir” ifadelerine yer verildi.    ‘KÜRT HALKI ORTADOĞU’DA VAZGEÇİLMEZ AKTÖRDÜR’   Konferansta Ortadoğu’da gerçekleşen bu yeni durumun tüm Kürt halkı açısından da yeni bir sürece girildiğinin değerlendirildiğini belirtilen bildirgede, “Siyasal, askeri, örgütsel ve paradigmasal olarak Kürt halkının Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilme sürecinde önemli değiştirici, dönüştürücü ve vazgeçilmez bir aktör olduğunun tespitinde bulunmuştur. Ortadoğu’nun bu yeni konjonktüründe tüm aktörlerin taktiksel ve stratejik planlama ve kararlaşmalarda Kürt halkının dikkate alınması gereken bir özne olarak sürecin gelişiminde belirleyici bir konum sahibi olduğunun altını çizmiştir. Bu realite ışığında Demokratik bir Suriye’nin inşası yönünde büyük fırsatların yanı sıra önemli tehdit edici durumların varlığına da işaret etmiş; bu nedenle de bütün Suriye halkları arasındaki birlik ve ittifakların hayati olduğunu değerlendirmiştir. Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan’ın dört parçasındaki sosyo-politik gelişmeler, Ulusal Birliğe olan ihtiyacı daha elzem hale getirmiştir.  Kürt halkı gerçekleştirdiği konferansla bu ihtiyaca yanıt olmuştur” denildi.    ÇÖZÜME DAİR BEKLENTİ VE UMUT   Ulasal Birlik Konferansında her parçanın kendi özgünlüğü, siyasal ve toplumsal koşulları dikkate alınarak kendilerinin belirlemiş olduğu veya belirleyeceği yönetimsel kararlarına ve iradesine saygı duyma destekleme anlayışının benimsenmesi gerektiği vurgulanan bildirgede şu ilfadelere yer verildi: “Bugün içinde bulunduğumuz tarihsel eşik, tüm Kürdistani yapılar, inanç toplulukları ve kültürel kimlikler açısından kritik bir yeniden kuruluş dönemidir. Kürtlerin kendi kimliklerinin bir statüye kavuşturulması için, Kürt birliğinin ve ulusal ittifakın sağlanmasının hayati önemde olduğu, bunun için sabır ve kararlılıkla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.   Konferansımız, bütün bu gelişmelerin ışığında Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın tarihsel anlamına vurgu yapmış, bu çağrının ulusal ve uluslararası toplumda, bölgesel ve küresel ölçekte yarattığı pozitif etkinin Türkiye’de Kürt sorununun demokratik çözümü konusundaki beklenti ve umutları yükselttiği, son derece olumlu bir siyasal atmosferin oluştuğu gerçeğini kapsamlı değerlendirmiştir.   Sayın Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın toplumsal barışın gerçekleşmesi için yeni bir sürecin işareti olarak değerlendiren Konferansımız; Türkiye ve Kürdistan’daki tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, akademik çevrelere, kanaat önderlerine, kadınlara ve gençlere sürecin başarıyla taçlandırılması için Demokratik Toplum örgütlenmesini tüm toplumsal kesimleri içine alacak şekilde kurumsallaştırma sorumluluğu yüklediğine vurgu yapmıştır.   Konferansımız Demokratik Toplumun ve toplumsal barışın gerçekleştirilmesinde Kadın ve Gençliğin öncü rolüne dikkat çekmiştir. Bu bağlamda Demokratik Siyasetin, bu süreçte rolünün stratejik bir önem kazandığı, Demokratik siyasetin sürecin ruhuna ve ihtiyaçlarına karşılık verecek düzeyde bir değişim ve dönüşüm yaşaması gerektiğine vurgu yapmıştır.   BİRLİK ÇAĞRISI   PKK’nin kendi feshetmesi ve silahlı mücadeleyi sonlandırma kararının barışa evrilen sürecin açmıştır. Özellikle Süleymaniye kentinde kadın öncülüğünde silahları yakma töreni ile birlikte Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısına büyük bir inanç ve kararlılıkla sahip çıkmıştır. Bu silahları yakma töreniyle Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne stratejik yaklaştığını ulusal ve uluslararası topluma gösterdiğini vurgulamıştır. Bu anlamda, Türkiye devleti ve hükümetinin de stratejik yaklaşım göstererek siyasi ve hukuki adımları zamana yaymadan atması gerektiğinin önemine işaret etmiştir. Zaman tüm Türkiye halkları için birlikte kazanma zamanıdır. Sonuç olarak; Konferansımız, Kürt siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve kanaat önderlerine Ulusal Birlik çatısı altında birleşme çağrısını yapmıştır.”