Şakran Cezaevi önünde 25 Kasım eylemi 2025-11-24 14:08:20       İZMİR - TJA 25 Kasım kapsamında  Şakran Cezaevi önünde açıklama yaparak, Abdullah Öcalan’ın çağrısının kadınların yürüttüğü mücadelenin anlamını derinleştirdiğini ifade etti.    Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad -TJA) İzmir, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “Tutsak kadın yoldaşlarımızın sesi olmak için bir aradayız” şiarıyla açıklama yaptı. Şakran Cezaevi kampüsü önünde gerçekleştirilen açıklamada Kürtçe ve Türkçe "Demokratik toplumla şiddetsiz özgür yaşama” yazılı pankart açılırken sık sık “Bijî berxwedana zindanan”, “Jin, jiyan, azadî” ve “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük” sloganları atıldı. Açıklamada katledilen kadınların fotoğrafları da taşındı. Çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcileri, tutsak yakını ve yurttaşın katıldığı açıklamada basın metninin Kürtçesini Emine Bozdağ, Türkçesini ise Leyla Kaygısız okudu.    CEZAEVLERİNDEKİ İHLALLER   Kadına yönelik şiddetin sınır tanımadığının belirtildiği açıklamada, bu şiddetin cezaevlerine kadar uzandığı ifade edilerek “Özellikle Kürt kadın tutsaklar hem politik kimlikleri hem de kadın olmaları nedeniyle ağır hak ihlalleriyle karşı karşıyalar. Cezası bitmesine rağmen tahliye edilmeyen, sağlık hakkı gasp edilen, iletişimden ve toplumsal yaşamdan koparılan kadınların hikâyeleri, bu ülkenin adalet sisteminde derin bir yarayı işaret ediyor. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri bireysel ihmaller değil, sistematik bir politikanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Kadın direnişi nerede olursa olsun, yaşamı savunmaktır” denildi.    'ÇATIŞMA POLİTİKALARI SÜRDÜKÇE KADINLAR HEDEF OLACAK'   Kadın mücadelesinin yalnızca cezaevlerinde değil toplumsal yaşamın her alanında saldırı altında olduğunun vurgulandığı açıklamada “Tam da bu nedenle, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, kadınların yürüttüğü mücadelenin anlamını ve aciliyetini derinleştirmektedir. Şiddetin kaynağı olan çatışma politikaları sürdüğü müddetçe kadınlar hem cezaevlerinde hem de sokakta hedef olmaya devam edecektir. Kadınlar olarak biliyoruz ki; tecridin son bulduğu, diyalog ve çözüm kanallarının açıldığı bir süreç, kadınlara yönelik şiddetin kökünden sarsılması anlamına gelir. Bugün bizler, bu direnişin mirasından güç alarak bir kez daha haykırıyoruz: Kadına yönelik her türlü şiddetin son bulduğu, kadınların özgürce yaşadığı bir yaşam mümkündür. Bu yaşam, ancak eşitliğin, adaletin ve demokrasiye dayalı bir demokratik toplumla mümkündür. Biz kadınlar, özgürlüğün, barışın ve şiddetsiz bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz ve bu yaşamı demokratik toplumla birlikte kurana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadeleri yer aldı.    Açıklama sloganlarla sona erdi.