İHD Antalya Eşbaşkanı: Abdullah Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli 2025-12-09 09:16:35   ANTALYA - Hasta tutsakların tahliyesinin yasal düzenleme beklenmeden sağlanması gerektiğini belirten İHD Antalya Şube Eşbaşkanı Mahir Önal, müzakere kapsamında sürecin temel aktörü olan Abdullah Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.    Meclis Komisyonu'nun İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüşmesiyle devam eden Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi Eşbaşkanı Mahir Önal, bir yılı aşkındır devam eden sürecin ne dünyadaki çatışma ve çözüm modelleriyle ne de geçmişteki girişimlere benzediğini söyledi. Kendi dinamiğiyle atipik bir süreç yaşandığını ifade eden Önal, "Kürt meselesi esasen yüzyıllık bir mesele. Ve bu sadece Türkiye'yle sınırlı da değil. Hem Ortadoğu'da hem Avrupa'da dinamikleri olan bölgesel bir mesele. Bunun çözümü noktasında bir çaba görüyoruz. Bu çaba noktasında elbette ki Abdullah Öcalan'la görüşülmesi gerekirdi. Meclis Komisyonu'nun ilk yapması gereken bir süreçti. Abdullah Öcalan'la görüşülmesi veya kendisinin muhataplığı yeni bir durum gibi ortaya konulmaya çalışılıyor. Abdullah Öcalan'ın muhataplığı yeni bir durum değil. 90'larda, 2000'lerde, 2010'larda, geçmişte yapılan bütün süreçlerde, bütün çatışmasızlık, barış pratiklerinde yine Abdullah Öcalan doğrudan ya da dolaylı bir şekilde muhatap alınmıştır. Bu süreçler onunla yürütülmüştür. Eleştirilecek husus, Abdullah Öcalan'ın gelip komisyona katılması şeklinde olmalıdır. Birçok kişi dinlendi. Abdullah Öcalan'ın da aynı şekilde Meclis'e gelmesi sağlanmalı ve komisyonda dinlenmeliydi. Ancak üç kişilik bir heyet oluşturuldu. Onlar gitti, görüşüldü, bir tutanak tutuldu. 3 sayfalık bir özet haline getirildi ve bu şekilde komisyonla paylaşıldı. Komisyonun eksikliğe düştüğü kanaatindeyiz" diye konuştu.   'CHP'NİN HEYETTE YER ALMASI GEREKİRDİ'   CHP'nin İmralı'ya giden heyete üye vermemesini eleştiren Önal, sürecin en önemli aktörlerinden birinin Abdullah Öcalan olduğunun artık herkes tarafından görüldüğünü belirterek, "CHP'nin de bu heyette yer alması ve sürecin en önemli aktöründen bu sürece dair izlenimleri, gözlemleri dinlemesi gerekirdi. Bu konudaki tutum eksiklik olarak değerlendirilebilir. Yine de CHP'nin komisyon çalışmalarında bulunması, buna devam etmesi, görüş, öneriler sunması, çok değerlidir" ifadelerini kullandı.    'YASALAR İVEDİKLE ÇIKARTILMALIDIR'   İmralı görüşmesinden sonra sürecin ikinci bir aşamaya geçileceğinin ifade edildiğini aktaran Önal, 27 Şubat çağrısından bu yana adımların tek taraflı atıldığını belirterek, “Devletin artık bu aşamada bazı mevzuata dair, yasal değişikliklere dair hem siyasi hem de yasal adımlar atması gerektiği fikrindeyiz. Ne gibi adımlar olabilir? Örgüt üyelerinin ne şekilde entegre olabileceği, ne şekilde topluma dönebileceği, ne şekilde Türkiye'ye dönebileceğine dair yasaların ivedilikle çıkarılması gerekiyor" diye ifade etti.    'HAKİKATLERLE YÜZLEŞMELİDİR'   Asimilasyon politikasına da dikkat çeken Önal, "Cumhuriyetin kurulduğu tarihten bu yana Türkiye'de gerçekleşen pek çok katliam var. Bu katliamların hepsi üzeri örtüldü, halen hiçbiri aydınlatılmadı. Bu katliamlardaki faillerin rolü, kimler olduğu bunlar açığa çıkartılmalıdır, bunlar aydınlatılmalıdır. Bu hakikatlerle devlet ve toplum olarak yüzleşemediği sürece gerçek bir barıştan söz etmek çok doğru değildir, yerinde olmaz. Bir terörle mücadele yasası var. Bugün bu kangren haline gelmiş ve on binlerce insanın cezaevinde tutulmasına sebep olan, ifade hürriyetini tümüyle yok sayan bir terörle mücadele yasası var. Bu yasa 1991 yılında mevzuatımıza girmiş ve aslında çoktadır kaldırılması gereken bir yasadır. Bu yasanın ivedilikle kaldırılması gerekiyor" diye belirtti.    'SÜREÇ CEZAEVİNE YANSIMAMIŞ'   Cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin sürece rağmen sürdüğüne işaret eden Önal, şunları söyledi: "Hasta mahpuslarla ilgili durumlar var, bu durum yasa değişikliği de gerektirmeden atılabilecek adımlardır. Hasta mahpusların hem tedaviye erişimleri sağlanmalı hem de cezaevlerinin, tahliye evlerinin önü açılmalıdır. Antalya'da pek çok hapishane bulunuyor. Biz sıklıkla bu hapishaneleri ziyaret ediyoruz. Çünkü bu hapishanelerden bize pek çok başvuru geliyor. Bu başvuruların ardı arkası kesilmiyor ve yetişmeye çalışıyoruz. Hasta mahpuslar var, tedaviye erişemiyorlar. Çok yoğun tecrit var, izolasyon var, mahpuslar bu durumlardan şikayetçiler. Gittiğimizde kendimiz de gözlemliyoruz bu durumları, raporlaştırıyoruz. Sürecin bu anlamda cezaevlerine bir yansımasını görmedik. Cezaevlerinde hak ihlalleri olduğu şekilde devam ediyor."   MÜZAKERE KOŞULLARI   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'yi Abdullah Öcalan'a yönelik "umut hakkı" ihlali yönündeki kararını hatırlatan Önal, "Türkiye tabii ki AİHM kararlarına uyma zorunluluğu gereği bunu düzeltilmesi gerekir, kaldırılması gerekir. ‘Umut hakkı’ sadece Abdullah Öcalan için değil, bugün yüzlerce mahpus bu durumdan dolayı ömür boyu hapiste kalma tehlikesiyle yüz yüzedir. Bugün bir müzakere varsa bu müzakerenin adil koşullarda, eşit koşullarda yapılması gerekir. Bu şekilde yapılması sürecin ruhuna da aykırıdır. Mevcut hukuk kuralları da uygulanmadığı için bir tecrit var. Temel mahpus hakları zaten uygulanmıyor. Bir de hukukta silahların eşitliği diye bir ilke vardır. Hem iddia tarafı hem savunma tarafının aynı verilere ulaşabilmesi, aynı güçte olabilmesi anlamında bir ilkeden söz edilir. Eğer ki bir müzakere süreci varsa bu sürecin temel aktörü Abdullah Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesi şarttır, elzemdir" dedi.   MA / Mehmet Güleş