Bütçe görüşmeleri: Bu ülkenin geleceği muhalefetin cesaretine bağlı 2025-12-18 17:18:02   ANKARA - Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifi üzerine konuşan DEM Parti ve Emek Partisi Milletvekilleri, "Bu ülkenin geleceği muhalefetin cesaretine bağlıdır" dedi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partsi (DEM Parti) Milletvekilleri, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen 2026 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifi'nin ilk 8 maddesi üzerine konuştu. Bütçenin toplumun ihtiyaçlarına göre hazırlamadığını belirten DEM Partili milletvekilleri, ülkenin geleceği için muhalefetin daha cesur olması gerektiğini belirtti.    DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dindar, milyonlarca engelli yurttaşın bu bütçe ile beraber fiilen ev hepsine mahkum edildiğini söyledi. Birçok engelli yurttaşın evinin dışına dahi çıkamadığını belirten Dindar, Ankara'da yaşayan bir engelli çocuğun yaşadıklarına dikkat çekerek, "Engelli bir çocuğun, akrabaları tarafından 7 yıl boyunca insanlık dışı ve dehşet verici koşullarda bir kümeste yaşamaya mahkum edildiği kamuoyuna yansıdı. Ben milletimiz adına bu korkunç tablodan utanç duydum. Kim bilir kaç engelli çocuk bu şekilde yaşıyor. Bilen var mı? Her zaman olduğu gibi engelli yurttaş sayılarında bile bir birleriyle tutarsız istatistikler yayınlanıyor. Elimizdeki bilgilere baktığımızda Türkiye nüfusunun içerisinde engellilerin oranı yüzde 12'nin üzerindedir. Ancak bütçede engellilerin hizmetine sadece yüzde 1.2 pay ayrılmaktadır. Bu ayrılan pay oranı da, engellilerin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarına yanıt vermekten oldukça uzaktır. Sözlerimi bitirirken bütçede engelli hizmetleri payının ve yine kamuda engelli kotasının yüzde 10'a yükseltilmesi gerektiğini ifade ediyorum" dedi.   'İPEK YOLU EN UTANÇ VERCİ DÖNEMİNİ YAŞIYOR'   Ardından gündem dışı söz alan DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş Altın şunları söyledi: "Tarım ve turizmin kalbi olan Kaş ilçemiz Tarihi İpek Yolu'nun antik dünyadan beri en önemli yollarından biri olma özelliğini aynı zamanda uluslararası bir yol olma özelliğini hala koruyor. Fakat Tarihi İpek Yolu'nun en harap dönemini yaşıyoruz. Özellikle Urfa, Mardin, Cizre arasındaki 458 kilometrelik yol ne yazık ki yol alınabilecek durumda değil. Çukurlar oluşmuş, yamalar yapılmış ve Tarihi İpek Yolu şu anda tarihinin en utanc verici dönemini yaşıyor. Bu utanca ne zaman son vereceksiniz? Aynı zamanda Mardin çevre yolu olmayan tek büyükşehir olma özelliğini hala koruyor. Mardin'e çevre yolunu ne zaman yapacaksınız? Sürekli reklamını yapıp halka umut verdiğiniz çevre yolunu 2026 yılında Mardin'de görmek istiyoruz."   'HERŞEY BİR BİRİNE BAĞLANTILI OLARAK YAŞANIYOR'   DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ise mevcut ekonomik ve siyasal düzenin suç ve suçlu kavramını ürettiğini belirterek, "Basitçe düşünelim; Geçmişte sınırlı düzeyde de olsa uygulanan sosyal devlet uygulamaları yok edilirken üniversiteyi bitirmiş gençlere iş imkanı yaratılmaz. Siyasal mülakatlar dayatılırken gençlikten akademik, bilimsel kültürel faaliyet beklenebilir mi? Gülüstan Dokun'un Rojin Kabaiş'in failleri kamu görevlileri eliyle bulunmazken cezasızlık politikasıyla erkek şiddeti desteklenirken toplumda kadına dönük şiddetin azaltılması mümkün olabilir mi? İşçilerin ücret için başlattıkları grevler yasaklanırken işçilere şiddet uygulayan patronlarla mücadele edilebilir mi? Neoliberal ekonomi politikalarıyla kamu kaynaklarının talan edilmesi, bilimsellikten tamamen uzaklaşan eğitim sistemi, devlet ve iktidar bürokrasisindeki yozlaşma bu çürümenin yatağıdır. Toplumun siyasal yaşama katılımının en asgari demokratik koşullarının dahi ortadan kaldırılması, faşist baskılarla toplumun mücadele damarlarının kesilmesi en temel nedenlerdendir. Bu düzenin ekonomik ve siyasal yapısı toplumun sosyal ve kültürel yapısını da doğrudan etkiliyor. Yani her şey birbiriyle bağlantılı olarak yaşanıyor" ifadelerini kullandı.   'ÜLKENİN KAYNAKLARINI SATMAK İÇİN KATALOG ÇIKARANLARSINIZ'   Emek Partisi (EMEP) Milletvekili Sevda Karaca AKP'li milletvekillerine hitaben, "Siz fabrikalarında üç işçi yerine bir işçi çalıştırma hesabının yanında, bir işçi yerine beş çocuk çalıştırma hayali kuranlarsınız" diyerek şunları söyledi, "Yoksulun çocuğunu mesleki eğitim diye çocuk öğütme çarkına atan, yoksulların evlatlarının canını alan bu düzenine razı gelsin diye dini imanı kullananlarsınız. Ekonomi darda deyip işçileri sabra çağırırken katlanan cirolarıyla yeni yatırımlara yelken açanlarsınız. Siz, enerji şirketlerinin, inşaat şirketlerinin ortaklarınsınız. Siz maden patronlar, talancı tekellerle el ele dağı, taşı, ormanı, merayı talan edip iş lafa gelince de ölürüm Türkiye diye çığıranlarsınız. Vekilinizin madeninde çalışan işçi, taşan siyânür havuzundan zehirlenen köylü, hakkını aramak için yollara düştüğünde karşısında polis, jandarma dikenlersiniz. Üstüne mafya salanlarsınız siz. Siz bu ülkenin bütün yeraltı, yerüstü kaynaklarını satmak için bakanlık eliyle yatırım kataloğu çıkarıp anlarsınız. 150 milyon metrekare hazine arazisini satacağız lafını bu bütçeye utanmadan yazanlarsınız siz" dedi.    'ÜLKENİN GELECEĞİ MUHALEFETİN CESARETİNE BAĞLIDIR'   DEM Parti Amed Milletvekili Mehmet Kamaç da siyasetçi Leyla Zana'ya yönelik ırkçı saldırılara tepki göstererek, "Buradan Sayın Leyla Zana'ya yapılan bu hakareti lanetliyorum. Bugün Türkiye'de muhalefet iktidarın kendisine karşı değil, iktidarla bütünleşmiş bu devlet aklına karşı siyaset yapmaktan kaçınıyor. İşte tam da bu nedenle muhalefetin cesareti sınırlı, adımları yarım, itirazları hep eksiktir. İktidar olanların inancı, ideolojisi, partisi değişse de refleksi hiç değişmedi. Gerekçeler değişse de tutum hiç değişmedi. Bir dönem dini semboller üzerinden dindarlar ötekileştirildi. Dindar iktidara gelince dil üzerinden Kürt ötekileşti ve öteki kalmaya devam etti. Bu ülkede en çok duyulan ihtiyaç, muhalefetin kendine samimi bir öz eleştiri yapmasıdır. Çünkü bu ülkede sadece iktidarın yanlışları değil, muhalefetin cesaretsizliği ile de bu hale geldi. Kim hakikatin yanında duruyor, kim susuyor, kim korkuyor, kim cesaret ediyor? Bütün toplum görüyor; Bu ülkenin geleceği muhalefetin cesaretine bağlıdır" dedi.