Bedran Çiya Kurd: Anlaşmayla Özerk Yönetim’in kazanımları kalıcılaşacak 2025-03-17 09:03:16 RIHA - Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Bedran Çiya Kurd, Şam’da imzalanan anlaşmayla Özerk Yönetim'in statüsünden bir şey kaybetmeyeceğini, kazanımların kalıcılaşacağını söyledi.  Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile Suriye Geçici Hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında 10 Mart'ta varılan 8 maddelik anlaşma hem Suriye içinde hem de uluslararası düzeyde geniş yankı uyandırdı. Hem olumlu hem de olumsuz eleştirilerin konusu olan anlaşma; siyasi, diplomatik, askeri, örgütsel, toplumsal ve yönetsel açıdan Suriye'nin geleceğe dair önemli bir parametre olarak yer aldı.    Anlaşmaya ilişkin Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtlayan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Bedran Çiya Kurd, anlaşmanın Özerk Yönetimi'nin Şam'ın geçici hükümetiyle yaptığı 2 toplantı ve birçok temasın ardından sağlandığını kaydetti. Anlaşma ile Kürtlerin 19 Temmuz 2012 Rojava Devrimi ile birlikte elde ettiği kazanımlarının korunacağını belirten Bedran Çiya Kurd, ilerleyen günlerde özel komitelerin Şam ile diyaloğa gireceği ve yapılacak yasal düzenlemeler ile bu kazanımların kalıcılaştırılacağının altını çizdi.     QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile Suriye Geçici Hükümeti Cumhurbaşkanı Ehmed eş-Şara arasında 10 Mart'ta varılan 8 maddelik anlaşmaya dair genel yorumlarınız nelerdir?   Bu anlaşmayı çok önemli görüyoruz. Bu anlaşma ile Suriye’de yaşayan halklar arasından diyalog kapıları aralanmış oldu. Anlaşma, Suriye halkları arasından yeni bir siyasi mekanizmanın temelleri, birlikte eşit yaşamın koşulları için bir fırsat. Bu anlaşma genişler, bütün etnik ve dini farklılıkları içine alırsa Suriye genelinde karanlık bir dönemin kapandığını ilan edebiliriz. İşkence, zulüm ve inkarı içinde barındıran bir sistem yerine; farklılıkları içinde barındıran, eşit ve özgür demokratik bir yaşamın egemen olduğu bir yaşam inşa edilecek. Bu bütün Suriye halklarına umut veriyor.    Peki, bu yeni yaşamda en çok merak edilen Kuzey ve Doğu Suriye’nin statüsü ne olacak?    Kuzey ve Doğu Suriye özel bir statüye sahip olacak ve şuana kadar büyük bedeller ile koruduğu Özerk Yönetim statüsünden bir şey kaybetmeyecek. Kuzey ve Doğu Suriye bazı kesimler tarafından ırkçı, karalama kampanyalarına maruz kaldı ve kalıyor. Bu anlaşma ile saldırılar boşa çıkarıldı ve karalama kampanyalarının sonunu getirdi. Bizim projemizin amacı Suriye’yi güçlendirme, doğru temelde bir yaşam kurma üzerinedir. Bu anlaşma bu projemizi perçinledi. Bu anlaşma şunu da gösterdi: Kuzey ve Doğu Suriye, Suriye’nin bölünmez bir parçasıdır, Özerk Yönetim olmadan Suriye’de nihai bir demokratik çözüm mümkün değildir. Suriye’de yaşayan bütün etnik, inanç ve mezhepler bu anlaşmanın başarıya ulaşması için rol sahibi. Anlaşma, demokratik prensipler çerçevesinde bütün halkların haklarını koruma altına alacaktır. Aynı zamanda anlaşma ile birlikte Suriye’ye dönük dış müdahalelerin kapısı sonsuz kadar kapatılacak. Suriye halkları kendi sorunlarını kendileri çözecek ve yüz yüze bu sorunları tartışacak.    Suriye’de iç çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana Kürtler ve dostları büyük bedeller verdiler. Kazanımların korunması bundan sonra neye bağlı?    Herkes emin olsun ki 19 Temmuz 2012 yılında gerçekleştirdiğimiz devrimin kazanımlarını sonuna kadar koruyacağız. Kazanımlarımızın bir tanesini bile bırakmayacağız. Bu anlaşma Kuzey ve Doğu Suriye halkları için bir zaferdir. Bu zaferi getiren ise şehitlerimizin fedakarlığıdır. Bu anlaşma imzalandıysa verilen on binlerce bedel sayesindedir. Kürt halkı, Kürtçe davası Suriye’de özel bir sahiptir. Anlaşmanın maddelerinden biri ‘Kürt toplumu Suriye devletinin yerli bir topluluğudur ve Suriye devleti onun vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını garanti altına almaktadır’ diyor. Bu hakların garanti altına alınması için komiteler kurulacak. Bu özel komitelerin için Kürtçe ile ilgili heyetler de olacak. Her kesimi kapsayan heyetler Şam’a giderek görüşmeler yapacaklar. Kuzey ve Doğu Suriye kazanımlarını koruyarak öz iradesini ortaya koyacak. Kuzey ve Doğu Suriye’nin yönetimi ve savunması üzerine konuşulurken toplumsal, kültürel ve etnik özellikleri göz önünde bulundurulmalı. Buda demokratik yerel meclislerin ve Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan bütün azınlıkların temsilciliğini yapan Demokratik Halk Meclisi’nin yardımı ile ancak olabilir. Nihai idari ve siyasi forum, Şam ile özel uzman komitelerin yapacağı görüş alışverişinden sonra açığa çıkacak.    Sizin de değindiğiniz ikinci madde olan “Kürt toplumu Suriye devletinin yerli bir topluluğudur ve Suriye devleti onun vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını garanti altına almaktadır” maddesi önemlidir. Kürtler uzun yıllar Suriye’de kimliksiz bırakıldı. Bu maddeyi biraz daha açar mısınız?     Kürtler kazanımlarını sonuna kadar koruyacak, anlaşma çerçevesinden yasalar ile bu kazanımlarını kalıcılaştıracak.     Kürtler BAAS rejimi döneminde inkar ve soykırım politikaları ile yüz yüze kaldı. Kürt halkı bir halk olarak tanınmadığı gibi, en ufak bir insan hakkı dahi tanımadı. Kürt halkı bu politikalara karşı on yılarca direndi. Kürtlere karşı ırkçı kanunlar çıkarıldı. 1962 yılında yapılan nüfus sayımında yüz binden fazla Kürt, Suriye vatandaşlığından çıkarılarak sivil haklarından mahrum bırakıldı. 1974’te Arap Kemeri ile bölgede demografik değişiklikler farz kılındı. Yaklaşık 4 bin Arap aile sınır Kuzey Kürdistan sınırından yer alan yerlere yerleştirildi. Bu politikalar günümüze kadar devam etti, buna karşı direnen on binlerce Kürt tutuklandı, zindanlara atıldı, işkence edilerek katledildi. Kürtler buna karşı farklı yöntemler ile mücadele ettiler ve kendi varlıklarını korumak için direniş gösterdiler. 19 Temmuz devrimi ile birlikte Kürtler, Suriye’de yeni bir direnişe geçti ve Kuzey ve Doğu Suriye özerk Yönetimi’ni ilan etti. Kürtler direnerek yeni bir siyasi ve idari modeli ilmek ilmek ördüler. Kürtlerin bu direnişi hiçbir zaman durmayacak ve yapılan anlaşma çerçevesinden büyüyerek devam edecek. Kürtler kazanımlarını sonuna kadar koruyacak, anlaşma çerçevesinden yasalar ile bu kazanımlarını kalıcılaştıracak.     Anlaşmada yer alan “Suriye devletinin güvenliğine ve birliğine yönelik her türlü tehdide karşı mücadelesini desteklemek” ne anlama geliyor?    Yapılan anlaşma ile birlikte Kuzey ve Doğu Suriye ile Şam arasından birçok noktada direk temaslar olacak. Suriye içinde ve dışından halklara karşı yapılan tehditlere karşı, teröre karşı, Suriye’nin huzurunu ve güvenliğini hedef alan herkese karşı Şam’ın yanında olacağız. Bu güçlü bir birliktelik yaratabilir. Bu birliktelik Suriye halklarının çıkarınadır. Bütün Suriye halkları Şam’ın onları temsil ettiğini görür, kendi temsilcilerinin Şam hükümeti içinde yer aldığına kanı olursa herkes rahat bir nefes alır. Bu, yeni rejime halkların haklarını ve onurlarını korumak için, güvenlik ve huzur açısından yeni bir yükümlülükte getirecek.    Anlaşmadan önce QSD ve HTŞ arasında bir görüşme var mıydı? Bu anlaşma yapılan ilk görüşmede mi imzalandı?    Suriye devriminin başından bu yana Şam hükümeti dahil, bütün kesimler ile diyalog kurmak üzere stratejik yaklaşımlar sergiledik ve bu bugün de geçerli olan bir strateji. Esad rejiminin yıkılmasından sonra, Şam ile ilişkilerimizi kesmedik. Anlaşma imzalanmadan önce iki toplantı ve birçok temas oldu. Toplantı ve temaslar anlaşmanın alt yapısını hazırladı. Bunun sonucundan genele dair birkaç esas nokta belirlendi ve bu belirlenen noktalara dair daha detaylı belirlemeler daha yapılacak. Bu detaylar özel komiteler tarafından Şam ile yapılacak görüşmelerde konuşulacak.    Yapılan anlaşma, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrısından sonra imzalandı. Anlaşma ve çağrı arasından nasıl bir ilişki var?     Abdullah Öcalan, Demokratik Suriye Güçlerine gönderdiği mesaj da; Suriye’nin birliği ve çeşitliği açısından demokratik çözüm üzerine değerlendirmelerdi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Türkiye’de çözüm için geliştirdiği inisiyatif, Türkiye dışından da ses getirdi. Türkiye bu inisiyatife olumlu yaklaşırsa bölgede huzur ve güvenliğin tesisi için önemli bir adım atılmış olur. Bu sorunların kalıcı çözümüne kapı aralayacak. Hiç şüphesiz bu Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük olumlu bir etki yapacak. Türkiye sorunların çözümüne olumlu yaklaşırsa Suriye’de yaşayan Kürtler dönük siyasetinden de değişikliğe gidecek. Bu vereceği cevap demokratik çözüme giden kapıyı açacak ve Türkiye’de kurulacak demokratik birlikte yaşam bölgeye yayılacak. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Demokratik Suriye Güçlerine gönderdiği mesajda; Suriye’nin birliği ve çeşitliği açısından demokratik çözüm üzerine değerlendirmelerdi. Bu öneri bizim için Suriye’de kaosun son bulması noktasından taraf olmaya teşvik açısından olumlu bir etki yaptı. Bu açıdan bu anlaşmanın sonuçları Suriye’nin geleceği ve bütün halkların haklarını garanti altına alacak.    MA / Emrullah Acar