Pasûr'da halk doğa talanıyla göçe zorlanıyor 2025-10-10 09:05:48 AMED - Pasûr'da yaşanan doğa talanına tepkili olan yurttaşlar, 1990’lı yıllardaki gibi göçe zorlandıklarına işaret ederek, dayanışma çağrısında bulundu.  Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde maden arama, ağaç kesimi ve Hidroelektrik Santraller (HES) ile doğa talan ediliyor. Sarım Çayı, Hesendîn Yaylası, Cixsê,  Kasor, Zorê Çayı, Eskar, Beyrok’ta yaşanan tahribata tepki gösteren yurttaşlar, sermayenin doğaya savaş açtığına dikkat çekerek, örgütlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiği vurguladı.    Hesendîn Yaylası direnişçilerinden Gabar Baran, ilçenin kırsal mahallelerinde yaşanan tahribatın her geçen gün büyüdüğünü ifade ederek, “Hiçbir zaman toprağımızı, doğamızı talana izin vermeyeceğiz. Gabar, Cûdi, Zorê, Hesendîn, Birkleyn daha birçok yerde yaşanan doğa kırımına karşı birlikte hareket edip direnişimizi büyütmeliyiz. Doğayı savunmak onur meselesidir. Onurlu bir mücadelede herkes yerini almalı” dedi.   ‘HAFIZA YOK EDİLMEK İSTENİYOR’   Ekoloji aktivisti İlyas Güneş, 90’lı yıllarda köy yakmaları ile gerçekleştirilen göçertme politikalarının şimdilerde doğa talanı ile sürdürüldüğü belirterek, “Geliyê Godernê, Zorê, Sarım Çayı, Dorşîn, Hesendîn ve daha birçok yerde bu tahribat devam ediyor. 90’lı yıllarda Pasûr merkez ve köylerinde göç politikası dayatıldı. Şimdi de aynı politika doğa katliamı ile yapılıyor. Böylelikle köyleri boşaltıyorlar. Bir halkın hafızası yok edilmeye çalışılıyor. Hafızası yok olan bir halkın geleceği olamaz. Bu yüzden geleceğimize sahip çıkacağız” diye konuştu.   DAYANIŞMA ÇAĞRISI   Kudret Güzel, insanı var edenin doğa olduğunu kaydederek, talana izin vermeyeceklerini söyledi. İlçenin doğal güzelliklerinin sermayeye peşkeş çekildiğini kaydeden Kudret Güzel,  siyasi parti ve ekoloji örgütlerine mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.    Adalet Enes, evlerine göz dikenlerin şimdi de yaylalarına göz diktiğini belirterek, Hesendîn’in yok olmasıyla birlikte ilçenin suyunun büyük zarar göreceği uyarısında bulundu.  Adalet Enes, aç gözlülüğün yaşam alanlarını yok ettiğini dile getirerek, kadınlar olarak buna karşı duracaklarını söyledi.   ‘KANSER İLÇESİ OLDU’   Nedim Emre, 65 yıllık yaşamını ilçede geçirdiğini belirterek, “10 yıl önce Kulp Çayı’na HES yapıldığında mühendisler doğanın büyük tahribat göreceği uyarısında bulundu. İlçede kanser vakası yoktu. Ancak bu doğa tahribatı yaşandığı günden bu yana neredeyse her evde kanser vakası var. Eskiden hastane yüzü görmüyorduk, şimdi ise hastaneden çıkmıyoruz. Onun dışında ağaçlar büyük zarar görüyor. Atalarımız yüz yıllar boyu Hesendîn Yaylasını kullandılar. Hesendîn demek su demek. Buraya zarar verirseniz binlerce insanı göçe zorlarsınız. Benim Şîrnas’ta bin adet ceviz ağacım var. Eskiden 600 bin TL getirisi vardı.  Şimdiler neredeyse hepsi kurudu” ifadelerini kullandı.   DOĞA SERMAYEDARLARA PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR   Sohbet Yüce, halkın doğal alanlarına, su kaynaklarına yönelik bir talan politikası yürütüldüğünü belirterek, ilçe halkının direniş tarihinin büyük olduğunu, buna karşı da direneceğini söyledi.    Nazime Şeker, ilçe halkının birkaç sermayedarın çıkarına kurban edildiğini belirterek, “Orman, yayla, çay, ağaç, çiçek, hayvan hiçbir şey bırakmadılar. Hepsini sermayedarlara peşkeş çektiler. Bir iki kişi zengin olacak diye, on binlerce insan mağdur oluyor. Yaşam alanı yok ediliyor. Yeter artık” tepkisinde bulundu.    Hamza İpek, yaylalarının yok olmasının kendileri için "ölüm" anlamına geldiğini söyledi. Süphi Yiğit ise, 7 mahallenin yaşam alanı olan Hesendîn’in yok olmasının binlerce kişinin göç ettirilmesi anlamına geldiğini dile getirerek, buna izin vermeyeceklerini söyledi.   MA / Fethi Balaman