ANKARA - Komisyonun Abdullah Öcalan'la görüşmesinin Kürt meselesinin güçlü bir siyasal zemine taşınmasını sağlamdığını belirten Tuncer Bakırhan, "Şimdi kardeşlik hukukumuzu çatışma zemininden çıkarıp yasal ve demokratik zemine kavuşturma zamanıdır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakırhan, konuşmasına Amed’te şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren parti çalışanı Dilan Karaman’a işaret ederek, ailesine baş sağlığı diledi.
Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının yıl dönümü olduğunu ve bu bombalama üzerinden 31 yıl geçtiğini anımsatan Bakırhan, yaşamını yitiren basın çalışanlarını andı. Bombalama sonrasında şu anda yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam eden gazeteci Hüseyin Aykol’dan da söz eden Bakırhan, “Hüseyin Aykol şöyle söylemişti; O gün farkında olmadan bir şey yaptılar. Bizi bir gazete olmaktan çıkarıp bir gazetecilik geleneği haline getirdiler. Artık bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar bu yolculuk kesintisiz sürecek. Gerçekten de Hüseyin Aykol arkadaşımızın dediği gibi oldu. Bu arada Hüseyin Aykol’a da acil şifalar diliyorum. Uzun süredir hastanede tedavi görüyor. Umarım en kısa zamanda kalemini alarak çalışma arkadaşlarıyla birlikte Türkiye’nin gerçek gündemini yazmaya devam eder” diye konuştu.
ROMANLAR DIŞLANIYOR
Grup toplantısında bulunan romanlara da işaret eden Bakırhan, romanların bu toprakların en kadim halkları arasında bulunduğunu belirtti. Romanların ciddi bir adaletsizliğe uğradığını belirten Bakırhan, “Sistematik olarak yoksullaştırılıyor. Mahallelerine belediyeler hizmet götürmüyor. Çocukları okullarda ayrı sınıflarda okutuluyor. İş başvurularında soyadları yüzünden kapılar üzerine kapatılıyor. Oysa Romanların kapısı herkese açık. Romanlara açılan kapılar kapatılıyor. Romanlardan kimlik soranlardan iş yerlerine romanlar giremez diye yazılanlara, zorla evlerinden, barklarından edilmelerinden, maruz kaldıkları birçok ihlal var” diye konuştu.
ENGELLİLER İÇİN TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİ
Bakırhan, kayyım atanan belediyelerine de işaret ederek, kayyım atanmadan önce engelliler ve yaşlılar için belediyelerde dairler kurduklarını ancak kayyımın atanması ile birlikte bu dairelerin yaptığı hizmetlerin durdurulduğunu söyledi. Bakırhan, “Onların aklında, fikrinde, politikalarında engeller yok, romanlar yok. Aleviler, Kürtler yok. Ötekileştirilen hiç kimse yok. Talebimiz çok net engelliler konusunda. Biz engelli hakları sözleşmesi yaşama geçsin istiyoruz. Tam 20 yıldır ertelenen erişebilirlik mevzuatı artık uygulansın diyoruz. Engelli istihdam kotaları yüzde 10'a yükseltilsin diyoruz. Engellileri esas alan temel yurttaşlık geliri düzenlensin diyoruz. Ana dilinde hizmet politikamız kapsamında işaret dilinin tanınması ve anayasal güvenceye alınmasını istiyoruz. Tüm kurumlara işaret dili tercümanı sağlansın istiyoruz” diye kaydetti.
ENGELİLLERE BÜTÇE YOK DÜZEYİNDE
Türkiye nüfusunun yüzde 13’nün engellilerden oluştuğunu da dile getiren Bakırhan, 2026 yılı bütçesinde engellilere yüzde 1,2 oranında bütçe ayrıldığını paylaşarak, tepki gösterdi. Bakırhan, “Bu bir adaletsizlik değil mi? Bu sistemin, bu iktidarın bu ülkedeki siyasi partilerin engellilere nasıl yaklaştığının en iyi göstergesidir. Eğitim, sağlık, ulaşım ve istihdam hakları başta olmak üzere tüm kamusal hizmetlere erişim için engellilere ayrılan bütçe %10'a yükseltilmelidir. 1.2'de kalmamalıdır. Her yıl en az 20.000 engelli ataması yapılmalıdır. Okullarda sınıf mevcutları bütünleştirme kaynaştırma eğitimine uygun değil. İçimizde öğretmen arkadaşlarımız, eğitimciler de var. Bu kapsamda her yıl en az 5.000 özel eğitimci ve rehberlik öğretmeni ataması da yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘BARIŞIN İNŞASI İÇİN CESUR BİR ADIM’
Komisyonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye de dikkat çeken Bakırhan, “Öcalan'la gerçekleştirdiği görüşme, Kürt meselesinin güçlü bir siyasal zemine taşınmasını sağlamıştır. Bu Türkiye'deki çözüm aklının da aynı zamanda bir başarısıdır. Şimdi kardeşlik hukukumuzu çatışma zemininden çıkarıp yasal ve demokratik zemine kavuşturma zamanıdır. Görüşme öncesinde fırtınalar koparıldı. Belki izlediniz. Kıyamet senaryoları yazılıp çizildi. Peki ne oldu? Meclis Komisyonu temsilen bir heyet İmralı Adası'na gidince kıyamet mi koptu? Neyimizi kaybettik? Demek ki boşuna bir kıyamet koparılmış. Aksine oraya gidiş barış yolunda önemli bir eşiği aştırdı. Toplumsal barışın inşası için atılan bu cesur adım çözüm zeminini daha fazla güçlendirecektir. Buna inanıyoruz” diye kaydetti.
‘GÖRÜŞME TUTANAĞINI KOMİSYONLA PAYLAŞACAKTIR’
Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “4 Aralık’ta komisyon yeniden bir araya gelecek. İmralı’da komisyon adına giden heyet, görüşme tutanağını komisyonla paylaşacaktır. Siz de bilirsiniz, biz de beraber takip ediyoruz. Sayın Öcalan’ın toplumdan saklayacağı bugüne kadar herhangi bir şeyi olmamıştır. Kendisi her türlü fikrin kamusal şeffaflık içinde olması gerektiğini yıllardır söylüyor. O nedenle İmralı’daki tutanakların kamuoyu ile de paylaşılmasını şeffaflığın sağlanmasını ve toplumun orada ne tartışıldığını görmesini ve okumasını da bizler istiyoruz. İktidar da toplumsal barışı sahiplenmeli ve bu konuda hukuki ve idari adımları bir an önce bekletmeden atmalıdır. Söz değil, artık pratik adımlar zamanıdır.”
Ayrıntılar geliyor…
