Newroz ve 'Nevruz’un mücadelesi

img

DİYARBAKIR - Kaynağını Demirci Kawa efsanesinden alan Newroz, yayıldığı farklı coğrafyalarda dönüşümle “yeni yıl” kutlamasına dönüşse de Kürtler tarafından kurtuluş miti etrafında yüzyıllardır kutlanıyor. 

Sömürgeleştirme ile sömürgeleşme arasındaki çizgi, sadece sömürgeleştirilenin maddi zenginliklerinin talan edilmesini değil, aynı zamanda onların bu duruma karşı itirazını besleyip örgütleyecekleri kültürel miraslarının bir kurtuluş miti etrafında birleşmesinin önüne geçmeyi hedefleyen politikaları da içerir. Bu denklemde Kürtlerin tarihsel olarak işgalci güçlerle girdiği çatışmada işgale karşı itirazlarını besleyen kültürel mirasın, işgalciler tarafından tahrip edilmesi, bastırılması, dönüştürülmesi nihayetinde de yok edilmesinin amaçlandığı bir nüans taşır. Bu çatışmada başlarda yok sayılıp, bu başarılamadığında ise değiştirilip dönüştürülmek istenen kültürel mirasın başında ise, bir direniş ve kurtuluş mitine dönüşerek Kürtleri bir ulus kimliği etrafında birleştiren Newroz gelir. 
 
Kürtlerin Newroz’u “kurtuluşçu bir tasarımla” ele alma biçimiyle, bunun “kurtuluşçu/itiraz” mitine dönüşmesinden kaygı duyan resmi politikanın buna karşı geliştirdiği bastırma, asimile etme ya da dönüştürme çabasının bu yılda Newroz kutlamalarına damgasını vurması beklenirken, Newroz hikayesi bütün kültürlerde zalime, zorbaya karşı bir kurtuluş düşüncesinin harlandığı bir güne işaret eder. 
 
Kürtçenin Dimilkî, Kurmanci ile Soranice lehçesinde, dilde yaşanan onca etimolojik değişme rağmen, varlığı değişime uğramadan ya da çok az bir değişikliğe uğrayarak “yeni” anlamına gelen “nû/new/newe” ile gün anlamına gelen “roz/roj/roc” kelimeleriyle oluşan “yeni gün” yani Newroz’un geçmişi tarihi kaynaklara göre, Asur imparatorluğuna uzanıyor. Yazılı kaynaklarda bol bol göndermelerde bulunan, ancak farklı farklı şekilde anlatılara sahip olan Newroz’un ilk ipuçları, Zerdüşti geleneğin kitabı olan Zende Avesta’da aydınlığın karşıtı olan karanlık, şeytani ve kötücül bir varlık olarak Azhi Dehak’ın ismine atıfta bulunulur. Azhi Dehak daha sonra Sasani kaynaklarında Newroz’un çıkışını oluşturan Dehak olarak karşımıza çıkar. 
 
FİRDEVSİ VE SÖYLENCESİ
 
Newroz’dan bahseden en önemli metinlerden biri İranlı şair Firdevsi tarafından 997-1010 yılında kaleme alınan Şehname’dir. Aruz vezniyle yazılan 60 bin beyitten oluşan eser, ilk insandan III. Yezdigirt dönemine kadarki İran tarihini söylence kalıbında aktarır. Firdevsi, eserinde bu konuya, “Kürtlerin nereden geldiğini” sorusunu yanıtlamak için soyunur. Firdevsi Şahnamesi’nde, 700 yıl hükümdarlığını sürdüren Cemşid’in hükümdarlığının 50’nci yılında kendini tanrıyla kıyaslayınca, tanrı onun başına Dehak’ı musallat eder. Dehak, omzundan yılanlar sarkan, yılanlara tapan ve onlara küçük çocukları kurban vermeyi zorlayan kanlı bir kişilik olarak geçer. Şahname’ye göre, bu özelliğinden kaynaklı, her gün 2 kişi öldürülerek beyinleri Dehak’ın omuzundan sarkan 2 yılana verilir. Sonra saraya yerleştirilen aşçı olarak yerleştirilen 2 kardeş, her gün kurban edilmesi gereken gençlerden birini kurban eder, diğeri salıp yerine koyun beynini Dehak’ın yılanlarına ikram eder. Firdevsi, Kürtlerin ulaşılmaz yerlere gönderilen bu gençlerden geldiğini belirterek, eserinde “Aşçı onlara geçinmeleri için birkaç keçi ve koyun verdi/Ve onları ulaşılmaz topraklara gönderdi/Şimdi Kürtler işte o soydan gelmektedirler/Öyle ki yerleşik uygarlığı hatırlayamamaktadırlar” ifadelerini kullanır. 
 
İSLAM’LA UZLAŞTIRMA 
 
Firdevsi’nin Gave olarak bahsettiği Demirci Kawa’nın Dehak’ı alt etmesi ve Demavend’de Dağı’na hapsetmesiyle, tahta Cemşid’in oğlu Feridun geçer. Newroz’u böyle anlatan Firdevsi, Gave diye bahsettiği Kawa’nın etnik kökeninden bahsetmez. İranlı şair Firdevsi’nin İran ile Orta Asya’daki Türkî uluslararasındaki çatışmayı eksenine alarak oluşturduğu, İranlı Yunus ile Turan kralı Efrasiyab arasındaki epik çekişmelerin yer aldığı eserindeki şeytani güçleri olan Turan kralı Efrasiyab, aslında gerçek bir tarihi kişilik olan Alper Tunga'dır. Bu eserini, Gazneli Mahmud’un teşvikiyle yazdığı bilinen Firdevsi’nin Arap istilaları sonucu Müslümanlaşan İran’la Müslümanlaştırılmaya çalışılan Turanî halklar arasındaki mücadeleyi, söylenceleri yapı-bozuma uğratarak, bu mücadele ekseninde yeniden kurgulamış, Newroz’un isyankâr niteliğini, İslami çizgi ile ters olmayan “yeni yıl” söylencesine dönüştürmesi kuvvetle muhtemeldir.
 
YENİ GÜN VE YENİ YIL  
 
Daha sonraki süreçte İran ve İran’ın etkisiyle Müslümanlaşmış, Orta Asya’daki ülkelerin birçoğunda Newroz, Kürtlerin “yeni gün” olarak kutlamasının aksine, “Nevruz”u, “yeni yılın” başlangıcı olarak kutlar. Bu durum Balkanlarda ise Osmanlı’nın Müslümanlaştırdığı Arnavutluk ve Bosna-Hersek’te Hristiyan kültürüne karşı, oluşturulan Müslüman ritüeli olarak kendisine yer bulur. 
 
FARS ULUSLAŞMASI 
 
Newroz, süreç içerisinde çeşitli veçhelerle sunulmaya başlanır. 1907-1909 yılları arasında İran’ın egemenliği altında kalan Kürdistan coğrafyasını ziyaret eden şarkiyatçı, dilbilimci Ely Bannister Soane, İran bölgesindeki Kürtlerin, “Zohak” adlı şeytani bir varlığın soyundan geldiğini anlatan bir Pers söylenceyi aktarır. Fars uluslaşma çalışmasıyla Dehak’a karşı mücadele veren Kürtler, Şahnamede Dehak’a karşı mücadele veren bir ulustan, Dehak’ın soyundan gelen bir ulus olarak konumlandırılır. 
 
KÜRT BAYRAMI YA DA İYD-İ KURDÎ
 
Ancak Kürtlerin Newroz’u ele alma ve kutlama biçimi değişim göstermez. Osmanlı ülkesini ve İran’ı gezen James J. Morier adlı İngiliz diplomat-seyyah ise anılarında İran’ın Demavend bölgesinde 31 Ağustos’ta kutlanan bir Kürt bayramından (İyd-i Kurdî) söz eder. Bu bayramda Demirci Kawa’nın Dahhak’ı öldürmesinin kutlandığından bahseder.
 
KURTULUŞ MİTİ OLARAK NEWROZ
 
Osmanlı devletinin yıkılmasına yakın süreçte Kürt siyasi mücadelesini yürütenler ve daha sonra Cumhuriyet döneminde ortaya çıkan Kürt siyasi hareketleri de Newroz’u kurtuluşçu bir mit olarak ele alıp, içeriğini buna göre anlamlandırır. Cumhuriyetin kurulmasıyla Kürtlerin uluslaşma sürecinde bir direniş biçimine bürünebilecek başta dil olmak üzere ritüel ve kültürel öğelerini yasaklama yolan gidildi. 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması’yla Kürtlere ait ne varsa parça parça yasaklandı. 1924'te resmi bir kararnameyle tüm Kürt okulları, örgüt ve yayınları yasaklanırken, “Kürt” ve “Kürdistan” ismi de tarih kitaplarından çıkarıldı. 1925 yılındaki Şark Islahat Planı ile bu yasak hali genişletildi ve kalıcı hale getirildi. 1934 yılında yürürlüğe konulan "İskân Kanunu"yla da Kürt köyleri, yerleşim yerlerinin isimleri Türkçe olarak değiştirildi. Çocuklara Kürtçe isimlerin verilmesi, Kürt giysileri, renkleri ve Newroz'un kutlanması da yasaklandı.
 
İHSAN NURİ VE ‘TOLHILDAN’
 
Buna karşılık direniş anlamını taşıyan Newroz, fiili olsa da Kürtlerin gündeminden düşmedi. Ağrı İsyanı zamanında önemli bir yere ait olan Newroz Bayramı, Dersim isyanında da tarihsel bir misyonla ele alınır. Ağrı İsyanı'na öncülük eden İhsan Nuri Paşa'ya göre, Newroz tarihçesinde MÖ. 612'de "zalim" olarak geçen Asurların elindeki Ninova şehrinin Kürtlerin geçmişi ari ırktan gelen Medler tarafından ele geçirildiği tarihtir. İhsan Nuri aynı zamanda bu tarihi Kürtçede öç alma anlamına gelen "Tolhildan" bayramı olarak nitelendirir. Bu aynı zamanda Kürtlerin Newroz'a yüklediği "direniş bayramı" tanımlamasına da yapılan güçlü bir göndermedir. 
 
Antiemperyalist hareketlerin şekillendiği 1968 sonrası ilk Newroz, Kürt siyasi hareketleri tarafından 1970’de Silvan’da bir piknik şeklinde düzenlenen etkinlikle kutlanır. 1984’te PKK’nin kurucu kadrolarından Mazlum Doğan’ın, 21 Mart’ta üç kibrit çöpüyle kutladığı Newroz’un ardından Diyarbakır Cezaevi’nde yaşamına son vermesi, Newroz’daki kitleselleşmeyi de beraberinde getirdi. 
 
Bütün Kürt coğrafyasında “yeni bir gün” olarak kutlanan Newroz, Kürtler dışındaki uluslar İran takvimi göre 21 Mart’a denk gelen “yeni yıl” olarak kutluyor. 
 
Newroz, Kürtler dışında İran, Afganistan, Belucistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, İran, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Makedonya, Özbekistan, Suriye, Tacikistan Türkiye ve Türkmenistan, Tataristan, Gagavuzya, Yakutistan’da yaşayan halklar tarafından kutlanıyor. 
 
KİM NASIL KUTLUYOR
 
Newroz’da Azeri sanatçılar enstrümanlarıyla bayram şölenlerine katılır ve özgün Azeri halk parçalarından konserler verir. Bütün yılın bereketli geçmesi için çeşmelerden su içmek Azerilerin önemli bir Newroz geleneği. Newroz kutlamalarında ayrıca Azeri kadınları tarafından yapılan “Semenu” adlı içecek misafirlere ikram edilir.  
 
AFGANİSTAN
 
Baharın gelişini önce “Mezar-ı Şerif”i ziyaret ederek karşılayan Afganlar, daha sonra kızıl güllerle dolu bir bayram töreni düzenler. Bayrağın taşınmasıyla başlayan bayram töreni, 20 dakika boyunca devam eder. Hindilerin kesildiği bu bayram gecesinde ayrıca çeşitli içecekler ikram edilir. Beyaz et barışı simgeler ve yeşil sebzelerle birlikte servis edilir. Çünkü yeşil, Afganlar için başarının rengi.
 
ÖZBEKİSTAN 
 
Daha Newroz gelmeden Özbek kadınları evde büyük bir bahar temizliğine girişir. Yeni yılda can bulması için küçük taşları gökyüzüne doğru fırlatan Özbekler, bayram törenlerini genç erkeklerin çeşitli spor dallarında yarıştığı bir şölene çevirir.
 
TACİKİSTAN
 
“Koroni” çalan müzisyenler halkı semaha ve kutlamalara davet eder. Geleneksel kıyafetlerin giyildiği Newroz’da, Taciklerin en önemli özelliği “kum” tabi edilen geleneksel Kürd başlığına benzeyen ve kendilerine has bir tür başlık takarlar. Yeni yılın yeni hayatı temsil ettiği inancıyla kutlanan Newroz Bayramı’nda, kadınlar başlıklarıyla törenlerin “sultanı” gibi görünür. Horoz ve keklik dövüşü gibi yarışmalara sahne olan Newroz kutlamalarında genç Tacikler kıyasıya yarışır ve törende dağıtılan hediyeleri kazanmaya çalışır.
 
KAZAKİSTAN
 
Kazakların inancına göre Newroz baharın ve tarlalara yağacak olan bereketin sembolü. Newroz’da mavi Semerkand taşının eridiğine inanılır. “Newroz guje” adında özel bir bayram yemeği vardır. Bu yemek kışın bitişini temsil eder. Yedi çeşit tahıl ve sebzeden yapılan bu yemek misafirlere ikram edilir. “Qul tuzaq” adlı oyunlarıyla Kazaklar, kadın ve erkeklerin rekabetine sahne olan yarışmalar düzenler. 
 
KIRGIZİSTAN
 
Newroz’un iki gün olarak kutlandığı tek ülke Kırgızistan’dır. Baharın ilk iki günü, yani miladi takvimde 21 ve 22 Mart günleri Kırgızlar için ikiz Newroz’dur. Kırgızistan’da kutlamalar için özel olarak “Beş Parmaq” adlı bayram yemeği yapılır ve cirit oynanır.
 
TÜRKMENİSTAN 
 
Bu ülkede kutlamalar genellikle yarışma şeklindedir. Horoz ve koç dövüşü, uzun koşu ve satranç gibi değişik oyunlar oynanır. Türkmen kadınları Newroz’a özel yaptıkları tatlılara herkese ikram eder.
 
İRAN
 
İran’da da Newroz öncesi kapsamlı bahar temizliği yapılır. Yedi tepsiyle süslenen büyük bir sofrada yedi farklı yemek ikram edilir. Yedi yemeğin de adı “S” harfiyle başlar. Ayın 13. günü mesire alanlarına gidilerek piknik yapılır, oyunlar oynanır ve geleneksel hak danslarıyla akşam saatlerine kadar eğlenceler düzenlenir