ŞIRNAK - Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarını sürdüren Türkiye, bölgeden aldığı petrol ve doğalgazla kendi enerji ihtiyacını karşılamakla birlikte dış politikada da elini güçlendirmeye çalışıyor.
Türkiye, KDP’nin işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Avaşîn ve Metîna’ya 17 Nisan’da yeni bir saldırı başlattı. Irak merkezi hükümetinin istikrarsızlığı ve Barzani ailesinin yönetimindeki Federe Kürdistan Bölgesi’nin iradesizliğinden yararlanan Türkiye, İngiltere gibi hegemon güçlerin de desteğiyle saldırılarını sürdürüyor. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle başlayan doğalgaz krizi, kapitalist güçleri farklı yollara itti. Barzani ailesi, bölgedeki petrolü dünya piyasalarına taşımak için Türkiye ile 50 yıllık bir ticaret anlaşması yaparken, bölgenin diğer yer altı kaynakları için de aynı pazarlıklar yapılmaya başlandı. Bölgede bulunan bütün petrol ve doğalgaz kaynakları Türkiye menşeli şirketlere peşkeş çekilirken, bölgede memurların maaşları dahi ödenemiyor.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
2014 yılında dönemin Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız, Federe Kürdistan Bölgesi’yle yapılan anlaşmayla sadece petrol transferinden yıllık 500 milyon dolar gelir edeceklerini açıklamıştı. Rusya-Ukrayna savaşından sonra dünyadaki doğalgaz krizinin derinleşmesiyle, başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletleri Rusya gazına alternatif aramaya başladı. Bu kapsamda Federe Kürdistan Bölgesi’ne başlayan saldırılardan iki gün sonra İngiltere’de resmi temaslarda bulunan Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani, İngiltere’nin Asya ve Ortadoğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı Amanda Milling ile bir araya geldi. Ardından İngiltere Başbakanı Boris Johnson’la görüştü. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin başlattığı saldırıların Avaşîn ve Zap’la sınırlı kalmayacağı görülüyor. NATO’nun desteği ve KDP’nin işbirliğiyle sürdürülen saldırıların amacının görünenden daha büyük olduğu aşikar.
PETROL VE DOĞALGAZ
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) güncel verilerine göre, Irak 150 milyar varil petrol rezerviyle dünya ülkeleri arasında Venezuela, Suudi Arabistan ve İran’dan sonra 4’üncü sırada yer alıyor. 40 milyona yaklaşan nüfusuyla Irak, aynı zamanda 3 trilyon 744 milyar metreküp doğalgaz rezervine sahip. Irak, sahip olduğu petrol ve doğalgaz rezervlerinin yanında bir de toprak yapısından dolayı da Kuveyt ve Suudi Arabistan’dan sonra en kolay petrolün çıkarıldığı 3’üncü ülke konumunda. Irak’ın sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynaklarının 3’te biri Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunuyor. Verilere göre, Federe Kürdistan Bölgesi’nde 45 milyar varillik petrol ve 3 trilyon 500 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor. Önemli doğal gaz ve petrol rezervleri bulunan Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi, doğal kaynaklarından dolayı birçok uluslararası şirketin radarında. Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde ABD, Rusya, Çin, Fransa, İtalya, Kore ve Türkiye gibi ülkelere ait çok sayıda şirket bulunuyor.
İLK ANLAŞMA 1973’TE YAPILDI
Enerji sektörünün vazgeçilmezi olan petrol ve doğal gaz için arayışlarda olan Türkiye, Irak ile ilk olarak 1973 yılında petrol anlaşması imzaladı. Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı (Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı) ile Kerkük’ten Adana’nın Yumurtalık ilçesine boru hatları ile ham petrol taşıması anlaşması yapıldı. 1973’de yapımına başlanan boru hattında, 1976’da işletmeye alındı ve ilk tanker yüklemesi 1977’de yapıldı. 40 inç çapında olan boru hattının uzunluğu ise 986 kilometre. İlerleyen süreçlerde kapasitesinin yetersiz kalması nedeniyle 1987 yılında 46 inç çapında ve 890 kilometre uzunluğunda olan ikinci bir hat daha çekildi. Kerkük-Yumurtalık Boru Hattının sahibi ve işletmecisi olan Boru Hatları Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), 2010 yılında anlaşmayı yenileyerek, süresini 15 yıl daha uzattı. Ham petrol boru hattı ile 2021 yılında 186 milyon 875 bin varil ham petrol taşınırken, 2022 yıllın ilk 4 ayında ise 42 milyon 280 bin varil ham petrol taşındı.
KAYNAKLAR TÜRKİYE’NİN ELİNDE
Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan petrol kaynakları merkezi Irak hükümeti ile anlaşmazlık nedeniyle uzun bir süre çıkartılamadı. Federe Kürdistan Bölgesi’nde ilk olarak 2002 yılında Türkiye’ye ait olan “Petoil” adlı bir şirket, petrol aramasına başladı. 2006 yılında petrol üretimine başlanan Federe Kürdistan Bölgesi’nde, günde yaklaşık 600 bin varil petrol ihraç ediliyor. Federe Kürdistan Bölgesi yönetiminin Kerkük üzerinden ihraç ettiği petrolleri, Türkiye’nin Ceyhan Limanı üzerinden Türkiye ve dünya piyasasına sürülüyor. Türkiye ile Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi arasında 2014 yılında imzalanan anlaşmaya göre, Türkiye üzerinden dünya piyasasına sunulan her varil için Türkiye, 1 dolar kazanıyor.
YILLIK 500 MİLYON DOLAR GELİR
2014 yılında dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız, Federe Kürdistan Bölgesi ile yaptıkları petrol ihracatını anlaşmasından yılda elde edecekleri geliri, şöyle açıklamıştı: “Irak kendi petrolünü satmaya hazır olduğu anda biz yarın dahi hazırız bu işe. Türkiye yaptığı anlaşma gereği her bir varil için yaklaşık 1 dolarlık geçiş ücreti alıyor. Bu yaklaşık yılda tam kapasitede dolması halinde 500 milyon doların üzerindeki bir gelirdir.”
12 Haziran 2014’te DAİŞ’in Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırmasının ardından Irak ordusunun çekilmesiyle birlikte Kerkük, Federe Kürdistan Bölgesi yönetiminin kontrolüne geçti ve tek başına buradaki petrolü ihraç etmeye başladı. Bölge hükümeti 2015 yılında ayda 800 milyon dolarlık petrol ihracatı gerçekleştirdi. Irak merkezi hükümeti ve Federe Kürdistan Bölgesi arasında yapılan görüşmeler sonucunda 2016 yılında, petrol gelirlerinin anayasaya uygun şekilde bölüşümü üzerinde anlaşmaya vardı. Bu anlaşmaya göre, Federe Kürdistan Bölgesi’nin petrolünden günlük 150 bin varil Irak şirketi olan SOMO üzerinden ihraç edilmesi kararlaştırıldı. Ancak iki hükümet arasında yapılan anlaşmalar masaüstünde kaldı.
YILDA 20 MİLYAR METREKÜP DOĞALGAZ
Federe Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasındaki petrol ihracatının yanında bir de önemli miktarda doğalgaz ihracatı için anlaşmalar yapıldı. Hewlêr-Ankara arasında 2012’de başlayan ve 2013’te tamamlanan stratejik enerji anlaşmasının bir parçası olarak, Federe Kürdistan Bölgesi’nden yılda 20 milyar metreküp doğal gaz ihracatı anlaşması yapıldı. Bu anlaşmanın ardından Türkiye, Mardin Doğalgaz Boru Hattı’ndan çıkış alarak Savur, Midyat ve Nusaybin ilçeleri ile Şırnak’ın İdil, Cizre ve Silopi ilçelerinden geçerek, Türkiye-Federe Kürdistan sınırına kadar toplam 185 kilometrelik Şırnak Doğalgaz Boru Hattı’nı inşa etti. Bu boru hattı ile Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki doğal gaz kaynakları Türkiye’ye ihraç edilecekti. Fakat Irak hükümeti tarafından, Federe Kürdistan Bölgesinin bütçe payının kesilmesi ve DAİŞ’in saldırması nedeniyle bölge hükümeti, gerekli gaz rezervini çıkaramadığı için anlaşma hayata geçirilemedi.
PETROL TRANSFER MERKEZİ
Türkiye ve Federe Kürdistan Bölgesi ilişkileri, 2005 yılından itibaren ekonomik ilişkiler çerçevesinde şekilleniyor. Bunun temel sebebi ise Türkiye’nin petrol ve doğalgaza duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Türkiye ihtiyaç duyduğu petrol talebini ucuza sağlamak, kaynak çeşitliliğini arttırarak kendine yeni alternatifler oluşturmayı hedefliyor. Yine dünyaya açılan petrol hatlarının topraklarında geçilmesini sağlayarak, kendini petrol transferi merkezi haline getirmeyi amaçlıyor.
50 YILLIK ANLAŞMA
Türkiye ile Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi tarafından 25 Mart 2013 tarihinde enerjiyle ilgili bir anlaşma daha imzalandı ve 400 milyon dolara mal olan bu boru hattı, 15 Kasım 2013 tarihinde tamamlandı. 2014 yılından beri Federe Kürdistan Bölgesi’nden Türkiye'ye petrol akışı bu hat üzerinden sağlanıyor. Federe Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasında imzalanan enerji anlaşmasının süresi ise 50 yıl olarak belirlendi.
TÜRKİYE’NİN AMACI
Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’nden aldığı petrol ve doğalgazla kendi enerji ihtiyacını karşılamakla birlikte aynı zamanda dış politikada da elini güçlendirmek istiyor. Türkiye, 2015 yılında Rusya'ya ait uçağı düşürdükten sonra Rusya ile ilişkileri kopma noktasına geldi. Türkiye halı hazırda bütün doğalgaz ihtiyacını Rusya’dan karşılarken, olası bir durumda Rusya akışı kestiğinde alternatifi bulunmuyor. Dolayısıyla, Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki enerji kaynakları, Türkiye için büyük önem taşıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bugün Federe Kürdistan Bölgesi’ne başlattığı saldırılara zemin hazırlamak için PKK’yi neden olarak görüyor. Ancak 2012 yılında Federe Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynakları Bakanı ile Türkiye arasında Bağdat hükümetinin onayı olmadan bir enerji anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre Federe Kürdistan Bölgesi’nin petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden dünya piyasasına sunulacak. Çukurova Holding bünyesindeki “Genel Enerji” şirketi Federe Kürdistan Bölgesi’nde 6 sahada petrol üretimi yapıyor.
MA / Ömer Akın