Clare Baker: Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele büyütülmeli

img
HABER MERKEZİ - Unite the Union Sendikası Direktörü Clare Baker, tecride karşı Türkiye’ye uluslararası yaptırım uygulanması gerektiğini belirterek, Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için birleşik mücadele çağrısı yaptı. 
 
“Freedom for Öcalan” (Öcalan’a özgürlük) kampanyasına öncülük eden İngiltere ve Galler'in en büyük sendikası olan Unite the Union Sendikası Uluslararası Direktörü Clara Baker, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve buna karşı yürütülen uluslararası mücadeleyi değerlendirdi. Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) konuşan Baker, 2016 yılında başlatılan kampanyanın yoğun katılımlarla devam ettiğini söyledi. Baker, kampanyaya Üniversite ve Kolej Birliği (UCU),  İngiliz İşçi Sendikaları Kongresi (TUC) ve 16 sendika aktif bir şekilde katıldığı bilgisini paylaşarak, “Kampanya kapsamında milyonlarca insana ulaşarak, Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini anlattık. Bu kapsamda çeşitli etkinlikler gerçekleştirdik. Kampanyaya katılan birçok sendika Sayın Öcalan’ın felsefesinden etkilendiklerini ve özgürlüğünü desteklediklerini belirtti. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için kampanyayı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
 
ÖCALAN’IN FİKİRLERİ SAVUNULMALI
 
Tecritle Öcalan’ın fikirlerinin toplumla buluşmasının engellenmek istendiğini dile getiren Baker, “Sayın Öcalan’ın tutsak edilmesindeki esas neden, Türk devletinin Öcalan’ın fikirlerinden duyduğu korkudur. Sayın Öcalan’ın fikirleri geniş bir kesimde yankı uyandırıyor. Bu fikirler demokrasidir, kadın özgürlüğüdür, insanlıktır. Aslında Türk devleti korkmadan bu fikirleri savunmalıdır. Bu fikirlerde ve mücadele özgürlük vardır. Türk devleti işte bunları bastırmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. 
 
ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI 
 
Tecridin hem Türkiye yasalarına hem uluslararası yasalara aykırı olduğunun altını çizen Baker, “Tecrit sistemi Sayın Öcalan’a yönelik bir işkencedir. Bu izolasyon Türkiye’de Kürtlerin, işçilerin emekçilerin, kadınların, gazetecilerin, muhalefete yönelikte bir izolasyondur.”
 
CPT VE AİHM’İN SORUMLUĞU
 
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) İmralı Adası’na yaptığı ziyaretler sonucu hazırladığı raporların kağıt üzerinde kaldığını dile getiren Baker, “CPT’ye her yerden görevini yerine getirmesi için baskı uygulanmalıdır. CPT sorumluluğunu yerine getirerek raporlarında yazdıklarını takip etmeli halkı tecride ilişkin bilgilendirmelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) de Sayın Öcalan için aktif bir tutum içerisine girmiyor. Sayın Öcalan Türk devleti tarafından büyük bir insan hakları saldırısına maruz kalıyor. Bunca saldırıya karşı AİHM’in sessizliği akıl alır bir durum değil. Türk devleti sadece Sayın Öcalan’a yönelik değil bir bütün olarak politik tutsaklara, gazetecilere ve gençliğe de benzeri düzeyde saldırılarını sürdürüyor. CPT ve AİHM Türk devletinin hapishanelerde ortaya koyduğu tutma karşı üzerlerine düşen sorumluluklarını yerlerine getirmeleri gerekiyor. İngiltere ise bu durumlara sadece göz yumuyor. Bunun nedeniyse Türk devletiyle kurdukları ikili ilişkilerdir” diye belirtti. 
 
‘TÜRKİYE’YE YAPTIRIM UYGULANMALI’
 
Tecride karşı Türkiye’ye uluslararası bir yaptırımın uygulanması gerektiğini vurgulayan Baker, “Biz kampanya olarak hem Britanya’daki İşçi Partisi milletvekilleri hem de Avrupalı parlamenterlerle çalışmalar yürüterek, yaşananlar hakkında onları bilgilendiriyoruz. Türkiye’nin hem sınırları içerisinde hem de sınır dışında insanlığa karşı işlediği suçlara ilişkinde bilgilendirmeler yapıyoruz” diye konuştu.
 
Baker, şunları söyledi: “Avrupa ülkeleri Erdoğan’ın bu oyununa maşa olmamalıdır. Erdoğan Kürt halkını yok etmek istiyor. İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri Erdoğan’ın göçmenleri öne süren tehditlerinden ve ekonomik çıkar ilişkilerinden kaynaklı, Türk devletinin insanlık dışı uygulamalarına göz yumuyor. Erdoğan Avrupa’dan aldığı güçle tecridi derinleştiriyor. Politikacılar ortaya ciddi bir tutum koyup buna son vermelidir ve kesinlikle Sayın Öcalan’ın özgürlüğü gündeme getirilmelidir. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile ancak Erdoğan rejimi ve zihniyeti son bulabilir, barışın yolu ancak Öcalan’ın özgürlüğü ile sağlanabilir.”
 
ÖCALAN’IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ 
 
Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için birleşik bir mücadelenin yürütülmesi çağrısında bulunan Baker, “Birlikte çalışmalıyız, kampanyamızı güçlendirmeliyiz, mümkün olduğundan daha fazla, ülkelerdeki sol hareket ve partilerle ortak çalışmalar yapmalıyız. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bütün dünya ezilen emekçi halkları bakımından önemli olduğunu anlatmalıyız. Türk devletinin Kürt halkı ve Önder Öcalan’a yönelik saldırgan tutumunu bütün halklara anlatmalıyız. Türkiye’nin işlediği insanlık suçlarının önüne geçilmemesi durumunda bu suçu bütün dünyanın her yerinde işleyecektir. Kürt halkı sesini daha fazla yükselterek Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlamak için kampanya etrafında kenetlenmelidir” dedi.