İsveç gazetesi: Dünya neden 2 Kürt gazetecinin öldürülmesini kınamıyor?

  • dünya
  • 15:21 28 Ağustos 2024
  • |
img
HABER MERKEZİ - İsveç’in Syre gazetesi, Türkiye’nin Kürt gazetecilere dönük saldırısını gündeme taşıyarak, uluslararası kamuoyunun sessizliğini , “Dünya neden bu 2 Kürt gazetecinin öldürülmesini kınamıyor?” sorusuyla eleştirdi. 
 
Türkiye’nin, Federe Kurdistan Bölgesi'nin Süleymaniye kentine bağlı Seyîdsadik ilçesinde Kürt gazetecileri taşıyan araca yönelik 23 Ağustos’ta gerçekleştirdiği ve iki gazetecinin yaşamını yitirdiği SİHA saldırısına tepkiler devam ediyor. 
 
İsveç’in Syre gazetesi, gazeteciler Gulistan Tara ve Hêro Behadîn’in saldırıda katledilmesini gündeme taşıyarak, uluslararası kamuoyunun sessizliğini eleştirdi. Dün gazetenin “İki Gazetecinin Öldürülmesine Karşı Sessizlik Suçtur” başlığıyla yayımladığı makalede şu soru soruldu: “23 Ağustos 2023’te iki kadın gazeteci Türk droneları tarafından öldürüldü. Peki, dünya neden bu 2 Kürt gazetecinin öldürülmesini kınamıyor?”
 
Gazetenin ilgili makalesinin devamında ise şu ifadelere yer verildi: “Cuma (23 Ağustos) günü, Kürt gazeteciler Gulistan Tara ve Hêro Behadîn’in Süleymaniye’de görevleri başında öldürüldüğü haberi dünyayı sarstı. Bu 2 gazetecinin yaşamı, acımasız bir şekilde sonlandırıldı. Bu, Türkiye’nin Kürtlere ve özellikle gerçeği söyleme cesareti olanlara karşı yürüttüğü sistematik ve kasıtlı şiddetin trajik bir hatırlatıcısıdır.”
 
‘SALDIRI BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DÖNÜK’
 
Makalede, saldırıların bireysel olmadığı, basın özgürlüğüne yönelik saldırı ve uluslararası toplumun sessizliğine doğrudan bir meydan okuma olduğunun altı çizildi.
 
Makalede, artık toplumun bu sessizliğe karşı durma zamanının geldiği belirtilerek, “Neden başka bir gazeteci öldürüldüğünde olduğu gibi bir Kürt gazeteci öldürüldüğünde uluslararası alanda aynı tepki verilmiyor? Kürt mü oldukları için mi? Yoksa dünyaya göre onların hayatı daha mı az değerli?” soruları soruldu. 
 
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI 
 
Makale, şu çağrıyla son buldu: “2 gazetecinin kaybı için sadece taziye dilemek yeterli değil, kendi rollerimizi de sorgulamalıyız. Uluslararası toplum, Türkiye hükümetini bu eylemlerden sorumlu tutmalı ve basın özgürlüğüne yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu açıkça belirtmelidir.”