Mansouran: Türkiye uluslararası mahkemede yargılanmalı

img

CENEVRE- BM Cenevre binasında düzenlenen insan hakları konferansında konuşan Rojava İnsan Hakları İnisiyatifi Abbas Mansouran, Türkiye’nin amacının Kuzey ve Doğu Suriye’de ‘güvenli bölge’ değil, orayı yok etmek olduğunu söyleyerek, Türkiye ve bağlı grupların uluslararası mahkemede yargılanması gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin burada güvenli bölge değil var olan güvenli ortamı ortadan kaldırmak ve kaos için Rojava’da olduğunu söyledi. Maat Barış Derneği başkanı ve Avukat Ayman Okeil ise Türkiye’nin UPR’deki önerileri dinlemediğini ve hak ihlallerine devam ettiğini söyledi

İsviçre’nin Cenevre kentinde Türkiye’deki insan hakları durumuna ilişkin Evrensel Periyodik Çalışma Grubu (UPR) oturumlarına paralel olarak yapılan oturumlar devam ederken, İnsan Hakları Derneği, Maat Barış Derneği ve Rojava İnsan Hakları İnisiyatifi, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre binasında bir konferans düzenledi. Konferansta Türkiye’deki insan hakları ve hak ihlalleri konusu tartışıldı.

Konferansta ilk olarak konuşan ve konuşmasına Türkiye’nin Libya ve Suriye’ye yönelik askeri müdahalesi ile başlayan Maat Barış Derneği Başkanı ve Avukat Ayman Okeil, Türkiye’nin bu bölgelerde insan hakları ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi. Sabah saatlerinde yapılan UPR oturumlarına da dikkat çeken Okeil, “Oturumlarda Türkiye’ye 200 aşkın öneri yapıldı ki bu sayı geçen sefer yapılan UPR oturumlarında 278 idi ve Türkiye bu önerilerin ne kadar yerine getirdiği ise tartışılır bir durumdadır” dedi.  

‘830 İŞKENCE VAKASI TESPİT EDİLDİ’

Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini sayılarla açıklayan Okeil, şu ana kadar 60 bini aşkın insanın işten çıkarıldığını, 170’e aşkın gazetecinin tutuklu olduğunu ve yine 7 bini aşkın akademisyen, muhalif parti üyesi, gazeteci ve yazarın ise soruşturmaya maruz kaldığını veya yargılandığını belirtti. Cezaevlerinde ve yine gözaltı merkezlerinde 830 işkence vakasının tespit edildiğini ve 93 tanesinin ise ölümle sonuçlandığını ifade eden Okeil, şunu kadar 780 tane çocuğun da cezaevinde olduğu bilgisini verdi.

‘5 BİNE YAKIN HASTA TUTUKLU VAR’

Daha sonra konuşan İnsan Hakları Derneği İsviçre Temsilcisi Hasan Anlar da Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Adalet Bakanlığı’nın raporlarına yansıyan verileri açıklayan Anlar, Türkiye cezaevlerinde 5 bine yakın hasta tutuklu olduğunu söyledi. Hasta tutukluların serbest bırakılması konusunda tıbbi değerlendirmeden veya doktorların kararlarından ziyade savcı veya politikacıların kararlarına göre hareket edildiğini kaydeden Anlar, ömür boyu ceza almış kişilerin hastalıklarından dolayı infazlarına ara verilmesinin mümkün olmadığını, bunun ayrımcılık olduğunu, diğer mahkumlar için de çok zor bir prosedürün uygulandığına vurgu yaptı.

‘CİZRE RAPORU YAYINLANAMADI’

Hasta tutukluların sağlığa erişim haklarının birçok açıdan ihlal edildiğini de dile getiren Anlar, sadece 2019 yılında 40 tane hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini ifade etti. 2016 yılında bodrumlarda insanların yakıldığı Cizre’ye giderek iki gün süren bir çalışma yaptığını ve bu raporunu yayınlayamadığını belirten Anlar, “Bu raporun hazırlanmasında ben de vardım. O raporda ne vardı da Cumhurbaşkanı açıklamanızı istemedi? Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nu kapattı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yaptı. Bu şekilde bir periyodik inceleme yapılamaz, devletler tarafından hazırlanan raporlara itibar etmeyiniz” dedi.

 ‘TÜRKİYE’NİN AMACI GÜVENLİ BÖLGE DEĞİL'

Rojava İnsan Hakları İnisiyatifi Abbas Mansouran ise konuşmasında Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’de kimyasal silah kullandığını ve bunun normalde uluslararası yasalarca yasaklandığını söyledi. Bölgedeki bütün altyapının Türkiye ve DAİŞ tarafından tamamen yok edildiğini belirten Mansouran, “Ben Haseke hastanesinde çalışıyordum gönüllü olarak. Burada iken yaşanan şiddete kendi gözlerimle tanıklık ettim. Bu konudaki bütün belgeler ve dokümanlar mevcut” dedi. Mansouran, Türkiye’nin burada kimyasal kullanıldığı ve bunun tespitinin çok kolay olduğunu ama bu durumu ortaya çıkabilecek kurumların gelip araştırma yapmadığını söyledi. Türkiye ve bağlı gruplarının burada birçok kişiyi kaçırarak işkence yaptığını belirten Mansouran, “Türkiye’nin amacı burada bir ‘güvenli bölge’ değil, burayı yok etmek” dedi.  Mansouran, Türkiye ile bağlı gruplarının yine DAİŞ’in burada yaptıklarının uluslararası mahkemede yargılanması gerektiğini sözlerine ekledi.

‘BU BİR YARGISIZ İNFAZDIR’

Türkiye’de bulunan bir cezaevinde işkence sonucu yaşamını yitiren Zeki Mubarak’ın kardeşi Zakaria Mubarak, Avrupa’ya, Türkiye cezaevinde işkence ile öldürülen kardeşi için adalet talep etmek için geldiğini söyledi. Kardeşinin çok barbarca bir şekilde öldürüldüğünü ifade eden Mubarak, “İstanbul’dan kaçırıldı ve sonrası işkence ile öldürüldü. Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer bütün üst yetkililere söylüyorum. Siz biliyorsunuz kim kardeşimi öldürdü. Bu bir infazdır, yargısız infazdır” şeklinde konuştu.